Yakın Afgan tarihinden çıkarılacak dersler

MDN İstanbul

Dr. Cihangir Dumanlı: Afgan halkının bugün yaşadığı dram, ordusuz kalmış bir halkın dramıdır. Afganistan’ın şanssızlığı halkının niteliği ve bir Atatürk’ünün olmamasıydı

ABD’nin 20 yıllık savaşın ardından diğer NATO ülkeleri ile birlikte Afganistan’dan çekilmesi ve bunu takip eden insanlık dramı pek çok derslerle doludur.

Ne oldu?

Afganistan’ın 1978-1979 yılları arasında Sovyetler Birliği, 2001’de ABD tarafından işgali üzerine gelişen olayların ayrıntıları bu yazının kapsamı dışındadır.

Ancak kısaca özetlemek gerekirse:

ABD, Afganistan’ı  “Sovyetlerin Vietnam’ı” yapmak maksadıyla işgale karşı direnmesi için çağ dışı, şeriat rejimi amaçlayan selefi, vahabi, çoğunlukla Peştunlardan oluşan mücahitleri örgütledi, eğitti ve donattı. Mücahitler Pakistan’ın yardımı ile “Taliban” adı altında örgütlendiler. Taliban’ın türevi El-Kaide örgütü 1991 Irak işgalinden sonra ABD’ye yönelik terör eylemlerini başlattı. El-Kaide’nin 11 Eylül saldırısından sonra ABD 2001’de Afganistan’ı işgal etti.  Amacı 11 Eylül’ün sorumlularını cezalandırmak, Afganistan’ı terör yuvası olmaktan çıkarmaktı. Taliban, ABD işgaline direnmeye devam etti.  ABD, bu işgalde (2001-2021) 2 trilyon dolar para harcadı, bu paranın 83 milyar dolarını Taliban’a karşı savaşması için kurduğu Afgan Ulusal Ordusu için harcadı, bu orduyu; stratejik yönetim, istihbarat, hava gücü, ateş gücü ve lojistik bakımlardan destekledi ve en modern teknolojiye sahip silah sistemlerini verdi,  eğitti.

2001-2021 yılları arasında ABD asker ve sivil 6 bin vatandaşını Afganistan’da kaybetti.

Afganistan işgalinin maliyeti artınca ve sonuç alınamayınca Başkan Trump Amerikan askerlerini çekmeye karar verdi. Şubat 2020’de Taliban’la bir anlaşma yaptı. Çekilme anlaşmasının uygulanması Başkan Biden döneminde başladı. ABD ve NATO askerlerinin çekilmeye başlamasından sonra Taliban tekrar ülkeye hâkim oldu. Afganistan İslam Emirliği’ni ilan ederek şeriat düzenini kurmaya başladı.

ABD’nin kurduğu Afgan Ulusal Ordusu, Taliban karşısında dağıldı. Ülkeyi kısa zamanda Taliban’a teslim etti.  Devlet Başkanı başta olmak üzere üst düzey yöneticiler ülkeden kaçtılar.

Sonuç olarak, Afganistan “Sovyetlerin Vietnam’ı”  olmadı ama “ABD’nin ikinci Vietnam’ı”  oldu. ABD ülkeye batı tipi demokrasiyi getiremedi, tam tersine geride Orta Çağ tipi şeriat düzenine sahip ve terörist yuvası olmaya devam eden bir Afganistan bırakarak çekildi.

ABD neden başarılı olamadı?

ABD 2001’de Afganistan’a girerken; 11 Eylül saldırısının sorumlularını etkisiz hale getirmek, kendisine yakın demokratik bir yönetim kurmak, ülkeyi terör yuvası olmaktan çıkarmak, Taliban’ın engellediği Trans Afgan Boru Hattı (TAPI)’nın önünü açmak ve ülkenin yer altı kaynaklarını sömürmek gibi siyasi hedefleri vardı.

Gelinen noktada 11 Eylül sorumluları cezalandırılmış, TAPI projesi gerçekleştirilmiş fakat Afganistan yeniden Orta Çağ karanlığında bırakılarak terör yuvası olmaya devam etmiştir. Kısaca ABD, Afganistan’da başarısız olmuştur.

ABD neden başarısız oldu?

ABD’nin stratejik hatası askeri güç kullanarak Afganistan’ı kendisine yakın Batı tipi bir demokrasiye dönüştürebileceğini sanmasıdır. Irak’ta da denenen bu strateji başarısız olmaya mahkûmdur.

Diğer bir hata Afgan Ulusal Ordusu’na güvenmesidir. Afgan Ulusal Ordusu’nun olması için önce bir “Afgan Ulusu’’nun olması gerekir. Orduyu ulus yapar. Oysa bu ülkedeki sosyal ve siyasal örgütlenme ulus aşamasına geçememiş, kabile aşamasında kalmıştır.

Bir ordunun gücü maddi (silah) gücü ile manevi (moral) gücünün çarpımıdır. Napolyon, moral gücün silah gücünden 10 misli etkili olduğunu söylemiştir. Dünyanın en modern silahlarına sahip bir orduda moral güç yoksa o ordu başarılı olamaz. Afganistan Ulusal Ordusu değişik etnik gruplardan gelen askerlerden oluşmaktadır. Savaşma azim ve iradesi, disiplin,  komutanlara güven, dayanışma duygusu gibi moral faktörleri zayıftır.

Başarısızlığın diğer bir nedeni komuta yapısındaki zafiyettir. Komutanlar yolsuzluklara saplanmış bir rejimin adamlarıdır. Atatürk’ün, “Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin değeri ile ölçülür” sözü burada bir kez daha doğrulanmıştır.

Diğer bir faktör Afgan Ulusal Ordusu’nun elindeki silahların Amerikan silahları olmasıdır. Afganistan’ın bu silahları üretecek, idame ettirebilecek teknolojik gücü yoktur. Başkasının silahına ve cephanesine güvenerek savaşan bir ordu yenilgiye mahkûmdur.

ABD, Afgan askerlerini eğitirken küçük birlik (tek er, manga, takım) eğitimine önem vermiş, subay eğitimini önemsememiştir. Özellikle stratejik düzeyde planlama ve yönetim konusunda yeterli eğitimi vermemiş, bu fonksiyonu kendisi üstlenmiştir.

ABD, Afgan Ordusu’nu stratejik planlama, hava, ateş, istihbarat ve lojistik konularında doğrudan desteklemiştir. ABD’nin desteği olmaksızın geniş araziye dağılmış olan Afgan Ordusu askerlerine kumanya ve cephane dağıtmakta bile yetersizdir. Bu destek ortadan kalkınca Afgan Ordusu dağılmıştır.

Amerikalıların Afganlara askeri eğitim vermesinde lisan problemi ve Amerikan askerlerinin yerli kültürel ortama yabancı olmaları eğitimin beklenen sonucu vermesini zorlaştırmıştır.

Sonuç olarak Afgan halkının bugün yaşadığı dram, ordusuz kalmış bir halkın dramıdır.

Türkiye örneği

Osmanlı İmparatorluğu da Birinci Dünya Savaşı’nda yenilince 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesi’nden sonra ordusuz kalmıştı. Mondros’u takiben yurdumuz her köşesinden işgal edilmişti. Fakat Türk halkı tüm imkânları zorlayarak kurduğu Kuvayı Milliye örgütleri ile işgallere karşı direnmeye başladı. Kuvayı Milliye, ordusuz kalmış bir ulusun kendiliğinden ordulaşmasıdır. Kuvayı Milliye direnişi ile kazanılan savaş sonunda büyük Atatürk, TBMM’yi kurdu ve ilk iş olarak düzenli bir ordu oluşturdu. Kurtuluş Savaşı’nı bu düzenli orduyla kazandık.

Afganistan’ın şanssızlığı halkının niteliği ve bir Atatürk’ünün olmamasıydı.

Alınacak dersler

Bir halk kendi imkânları ile kendi ülkesini savunamazsa başka bir devlet onu savunamaz.

ABD’nin silah ve para gücünü kullanarak Afganistan’a Batı tipi bir demokrasi getirmek hedefi imkânsızdır. Bir halk başkasının desteği ile değil, kendi kendine demokratikleşebilir. Ulus inşa edilemez, kendiliğinden gelişir.

Bir ordu en modern silahlara da sahip olsa askerlerinin savaşma azmi yoksa o silahlar etkili olamaz.

Afgan Ulusal Ordusu’nun başarısız olmasında en önemli faktör subay ve komuta heyetinin yetersiz olmasıdır. Kaliteli subay eğitimi, ordu için esastır.

Türkiye açısından

Tarih bize bu coğrafyada yaşamanın güçlü orduya sahip olmaya bağlı olduğunu göstermiştir.

Bizim gibi yarımada ülkelerinde etrafımızdaki denizlere hâkim olmak  (bu denizler rekabet alanları ise) yaşamsal önemdedir. Bunun için başka devletlere bağlı olmayan, kendi teknolojisini üreten ve geliştiren güçlü bir donanmaya ihtiyacımız vardır. Güçlü donanma için sadece modern gemiler değildir, bunları kullanacak, sevk ve idare edecek subay ve amirallerin de yetenekli olması gerekir.

15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapılan darbe kapsamında subay eğitiminin kalitesini düşüren, ordu-millet dayanışmasına zarar veren tedbirler kaldırılmalıdır.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın