Wärtsilä Türkiye, ürün portföyünü genişletiyor

MDN İstanbul

20 yıla takın bir süredir Wärtsilä’da çalıştığını belirten Wärtsilä Türkiye Ülke Müdürü Ufuk Berk ile Wärtsilä’nın Türkiye’deki yatırımları ve sektörün en önemli gündem maddelerinden biri olan LNG teknolojisiyle ilgili MarineDeal News’a açıklamalarda bulundu

Wärtsilä’nın 1980’li yıllarda sadece motor ürettiğini belirten Ufuk Berk, sonraki dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte denizcilik sektörüne adım atarak çeşitli servis şirketlerini satın aldıklarını vurguladı. “Wärtsilä’nın gemide kullanılan tüm ekipmanlarla ilgili nerdeyse yapmadığı iş kalmadı. Gittikçe gemi dizaynına da girerek portföyümüzün tamamlandığını söyleyebilirim. Son olarak da geleceğin petrolde değil de doğalgazda olduğunu görünce Hamworthy’i de satın alarak küresel anlamda sektöre öncülük etmeye başladık.”
Berk, Wärtsilä Türkiye’nin bölgesel sorumluluk alanının genişlemesine ilişkin olarak Türkiye’nin hem marin hem kara endüstrisinde yeterli olduğunu vurgulayarak “Türkiye o zaman size yetiyor. Yabancı markalar Türkiye’de yatırım yaptıkları zaman, Türkiye stratejik olarak önemli bir konuma sahip olduğu için komşu ülkeler bağlanabiliyor” dedi.

2014’te hedef
300 milyon euro
Ufuk Berk Wärtsilä Türkiye’nin 2011 ve 2012 yılında satışta 300 milyon ciroyu yakaladığını belirtirken 2014 hedeflerinin de aynı düzeyde olduğunu söyledi. Türkiye’deki kara tesislerinde toplam 3.300MV enerji sağlamaların önemli avantajlarından biri olduğunu vurgulayan Berk, kara tesislerinde 33 adet bakım anlaşmasına sahip olduklarını söyledi.
“Sadece serviste 35 milyon euro’yu yakaladık. Gemi daha mobilize olduğu için sürdürülebilirliği sağlamak için kara tesisleri önemli. Tuzla’daki tesislerinin dışında iki tesis ve biri İzmir’de diğeri de Gaziantep’te açılan iki workshop’umuz bulunuyor.
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek miktarda enerji santrali satışlarının olduğunu kaydeden Berk, Gaziantep’te workshop açma fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlattı. “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kara tesislerine satışımız yaklaşık 800 megawatt kapasiteye ulaştı. Örnek verecek olursam Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nin enerjisini bizim Urfa, Kahramanmaraş, Mardin, Silopi, Diyarbakır, Hakkari ve Van’da bulunan enerji santrallerimiz sağlıyor. Dolayısıyla bölgeye İzmir ya da İstanbul’dan parça taşımanın kolay olmamasının yanı sıra, Wärtsilä’nın stratejisinde 7/24 servis hizmeti olduğu için orada workshop açma kararı verdik. Gaziantep Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, 2350 metrekarelik workshop binasını bizim adımıza yatırım yaparak inşaatını yaptı. Enerji santralinin hemen karşısında bizim workshop’umuz bulunuyor. Resmi açılışı henüz yapmadık ama faaliyete başladı.
Wärtsilä aslında bir servis şirketi workshop faaliyetlerimiz açısından önemli. Her ne kadar fabrikalarımızda motor, pervane, denizcilik sektöründeki bütün aksamları üretiyorsak da onun dışında yeni bir servis şirketini satın alarak sektördeki portföyümüzü genişlettik. Şirket olarak gelecekte de var olmanın yegane temeli satmış olduğumuz ürünlere servis sağlamakta yatıyor. Bu yatırımları doğrudan kazançtan ziyade satışı sürdürecek pazarlama stratejisi olarak görmek lazım. Çünkü fabrikaları ancak bu şekilde dolu tutabiliyorsunuz. Servis götüremeyen firmalar hep kaybediyor. Karada 327 tane motorumuz elektrik üretiyor. Türkiye’deki ilk santrali Çayırova’da 1994 yılında kurduk. Buradaki motorların çalışma saati 120 bin saati geçti.

Baltık Denizi’nde 100
milyon euroluk LNG tesisi
Wärtsilä’nın tüm dünyada çeşitli servis ve gemi tasarımı konusunda faaliyet gösteren şirketleri satın alarak büyümeye ve geleceğe yatırım yaptığını belirten Berk, Hamworty satın almasının önemini vurguladı.
“Hamworty şirketini satın alınca hem karada hem denizde LNG konusuna da giriş yapmış olduk. Gerek denizde gerekse karada. Wärtsilä şu anda karada Baltık Denizi’nde 100 milyon Euro değerinde bir LNG tesisi kuruyor. Çünkü artık Baltık Denizi’nde fuel oil ile çalışan gemilerin seyir yapması yasaklandı. Seyir yapanlar da Hamworty’nin de ürettiği secondary cleaning dediğimiz sistemi gemilerin içine kurmak zorunda. Bu zorunluluğun yakında Akdeniz’e geleceği bekleniyor. Bu sebeple son yıllarda gemiler için hem fuel oil hem de LNG ile çalışan çift yakıtlı motor satılmaya başlandı.
Doğal gazla çalışan motorlarda verimlilik diğer motorlara göre daha yüksek olması bu yakıt teknolojisine sahip motora dönüşlere olan ilginin sebeplerinden biri. Motorun verimliliğini yüzde 47’ye çıkaran doğal gaz daha az yakıt tüketimi sağlıyor. Özellikle Baltık Denizi’nde yoğunlaşan yüzer depolama FRSU ünitelerinde bu teknoloji gündeme gelmeye başladı.”
Son dönemde LNG’nin sıvılaştırılmış gaz şekilde taşınabilmesinin özellikle Norveç’te yaygınlaştığını kaydeden Ufuk Berk, gazı sıvı halde taşımanın daha kolay ve ekonomik olduğunu söyledi. “Hacim sıkıştırılmasıyla daha küçük hacimlerde daha fazla miktarda gaz taşınabiliyor. Bunun hem gemilere hem de kara tesislerine büyük faydaları bulunuyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz dökme gazın neredeyse yarı fiyatı olduğu için gemilerde kullanımı da yaygınlaşıyor. Türkiye’de dökme gaz artık ikinci plana düşmeye başladı. Şehirlerde ısıtma amaçlı veya kojenerasyon amaçlı tesislere taşınmaya başlandı. Ancak doğalgazı sıvılaştırdığınız zaman hem kara tankerleri hem deniz yoluyla taşımak daha kolay olmaya başladı. LNG maliyeti 1 metreküp doğal gaz için 6 euro’ya geldiğinden dolayı fuel oil’e göre çok daha ekonomik olmaya başladı. Doğal gazın aynı zamanda çevreye zarar vermeyen bir enerji kaynağı olduğunu düşündüğünüz zaman petrole göre ucuz olsa dahi daha çok tercih edilecek enerji olarak öne çıktığını da söyleyebiliriz. LNG petrole göre hem çok daha ekonomik hem de çevreci.”

Türkiye’ye gerekli know-
how’ı Hamworty sağlayacak
LNG teknolojisine geçiş için Türkiye’ye gereken know-how’ın Hamworthy’den sağlanabileceğini belirten Berk, Wärtsilä’nın yelpazesinde Türkiye pazarına sunduğu ürün sayısının 124’e ulaştığını söyledi.
“Hamworthy’nin çok geniş bir ürün yelpazesi bulunuyor. Bacaya konulan temizleme enoks cihazının yanı sıra BWTS sistemleri de sağlanan hizmetler arasında. Çevreye duyarlı tüm sistemler ve teknolojiler şu an Wärtsilä’nın ürün profiline girdi. Bunun haricinde dizaynla beraber Hamworthy gaz ekipmanları üzerinde de çalışan bir firma olduğu için offshore platformlarında kullanılan ekipmanların neredeyse tamamı sağlanabiliyor. Onun haricinde kara tesislerinde de enerji terminalleri var. Bu tanklarda kullanılan valfler, blok valfler, inovatif valfler, uzaktan kumandalı wireless dediğimiz göstergeler, yazılım ve otomasyonlar ile tüm bunların tamamına ait kabin koltuğu ve sistemlere varıncaya kadar hepsi Hamworthy tarafından sağlanabiliyor. Şirketimizin sahip olduğu geniş know-how konusunda Türkiye’deki şirketler yeterince bilgi sahibi değil. Biz çalışanlarla beraber sürekli eğitim alıp marketteki kullanıcılara sunmaya çalışıyoruz. Türkiye’de şirketlerin elinde proje var ve iş yapma konusunda istekliler ancak know-how olmadığı için yabancı bir şirketle iletişim kurma ihtiyacı hissediyorlar. Wärtsilä Türkiye gemi dizaynından başlayarak motora kadar tüm hizmetleri paket olarak getirecek ve projeyi uygulayacak gerekli donanıma sahip.”

Tersanelerin küçük olması
büyük avantaj
Türkiye’deki gemi inşa sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ufuk Berk çarpıcı bir yorumda bulunarak, Türkiye’nin en büyük avantajının tersane alanlarının küçük olması olduğunu söyledi.
“Önceden dezavantaj olarak görülen bu durum şu an avantaj haline geldi. Artık müşteriye özel niş projeler yapılıyor. Offshore destek gemileri özel gemi segmentine giriyor. Gemilerin boyutu küçük, işçiliği çok fazla, metal kısmı ise çok az olan gemiler. 55,000 dwt’lik gemiyle neredeyse aynı fiyata 2,500, 3,500 ve 4,000 ton sacla muhteşem bir gemi yapıyorsunuz. Çok yüksek bir teknoloji kullanılan gemi tipleri olduğu için tersanelerin küçük olması büyük avantaj. Çünkü bunlar 65, 70, 85 metre olurken en büyüğü 90 metre. Tersan, Cemre ve Ada gibi Türk tersaneleri Türkiye’nin Avrupa’ya ve dünyaya açılan kapıları. Yapmış oldukları anahtar teslim offshore gemileri birçok armatörün ilgisini çekmeyi başardı. Tersan’ın son imzalamış olduğu 130 milyon dolarlık bir offshore platform gemisi Türkiye’nin sektörde ismini dünyaya duyuracak bir proje. Bunun yanında Ada Tersanesi’nin Wärtsilä’nın dizaynıyla yaptığı 6 adet offshore gemisinin inşası devam ediyor. Özellikle teslimat sürelerinin kısa olması Türkiye’nin diğer ülkelerle rekabette öne çıkmasına sebep oluyor.”
Şu anda Wärtsilä’nın vizyonu ve stratejisi 7/24 müşterisine servis vermek olduğunu kaydeden Berk, tercih edilen bir firma olmak için geminin veya kara tesisinin ve A’dan Z’ye tüm otomasyonunu ve işletmesini yaptıklarını kaydetti.

Bunu Paylaşın