Ticaretin yeni rotası: Sahra altı Afrika

MDN İstanbul

Avrupa’daki resesyon ve Orta Doğu’daki karışıklıklar Türkiye’yi yeni ticaret rotaları aramaya yönlendirdi. Bu doğrultuda özellikle dünyanın en hızlı büyüyen on ülkesinden yedisinin bulunduğu SAGA olarak adlandırılan Sahra altı Afrika ülkeleriyle yapılan ticarette imzalanan ikili ticaret anlaşmalarının da etkisiyle önemli artışlar meydana geldi.
Afrika kıtası, 21. yüzyılda, küresel sahnede ağırlığı giderek artan bir aktör olarak değerlendiriliyor. Afrika’nın, dünyanın en büyük ikinci kıtası olarak 30 milyon kilometrekarelik alanı, zengin doğal kaynakları ve insan kapasitesi ile, 21. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası sistem içerisinde daha etkin rol oynaması ve uluslararası arenadaki gelişmeleri daha fazla etkilemesi bekleniyor.
Türkiye’nin izlediği çok boyutlu dış politika çerçevesinde 1998 yılında Afrika ülkeleriyle siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik ilişkilerimize bir ivme kazandırmak amacıyla “Afrika’ya Açılım Eylem Planı” oluşturuldu. Bu bağlamda, Dış Ticaret Müsteşarlığınca 2003 yılı başında “Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi”hazırlandı ve 2005 yılı hükümeti tarafından“Afrika Yılı” ilan edildi. Bunlara ilaveten, karşılıklı üst düzey ziyaretlerin gerçekleştirilmesi, yeni ekonomik ve ticari anlaşmaların akdi, ekonomik ve siyasi ikili mekanizmaların tesisi ve karşılıklı ticaret heyeti ziyaretleri teşvik edilerek, kıta ile ilişkilerimiz çeşitlendirilerek gelişti.
Birincisi İstanbul’da gerçekleştirilen Türkiye –Afrika İşbirliği Zirvesi’nin ikincisi 2014 Kasım ayında Malabo’da (Ekvator Ginesi) toplanacak olması, “Afrika’ya Açılım Politikası” artık yerini Afrika Ortaklık Politikası olarak adlandırabileceğimiz sürece bıraktığını gösteriyor.

Türkiye’nin ağırlığı artıyor
Son on yılı kapsayacak şekilde, Afrika’da en fazla varlık gösteren ülkeler sıralaması yapıldığında, Türkiye, Brezilya, Hindistan ve Çin ile birlikte ilk dört içinde yer almaktadır.
Türkiye’nin tüm Afrika ülkeleriyle ticaret hacmi 2005’de 9 milyar dolar, 2009’da 15,8 milyar, 2013 yılında ise 23,4 milyar doları seviyesine çıkmıştır. 2012 yılına nazaran  geçen yıl yalnızca 355 milyon dolarlık sınırlı bir artış elde edilebilmiştir. Buna karşın, 2012 yılında 3,6 milyar dolar Türkiye lehine olan ticaret dengesi 2013’de 4,9 milyar dolara yükselmiştir.
SAGA ülkeleriyle 2000 yılında 742 milyon dolar olan ticaret hacmimiz, 2003 yılında 1,3 milyar, 2005 yılında 3 milyar, 2008 yılında 5,7 milyar, 2013 yılında ise 7,5 milyar dolara yükselmiştir. Bu rakamlardan görüleceği üzere 13 yılda yaklaşık 10 misli artıştan söz edilebilir.
Diğer taraftan, bu bölgeye deniz yoluyla yaptığımız ticareti artıran faktörlerin başında gelen Türk inşaat sektörü, 1972-2013 yıllarında tüm Afrika’da 39 milyar dolar tutarında proje üstlendi (aynı dönemde tüm dünyada, 101 ülkede, 253 milyar dolar tutarında proje üstlenilmiştir). Bu rakam küresel hacmimizin yüzde 21’ine tekabül etmektedir. Kuzey Afrika’nın küresel hacimdeki payı ise yüzde 19’dur.
Çimentoda dünya devi Alman HeidelbergCement’in İstanbul’da da faaliyet gösteren şirketi HC Trading şirketinin Genel Müdürü Genel Müdürü Emir Adıgüzel de, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında yapılan çimento ticaretinin önümüzdeki yıllarda daha da artacağını vurguladı.
700 milyar dolar ihracat ve 600 milyar dolar değerinde ürün ithal eden Afrika ülkelerinin, makine ve aksamları ithalatı ise 70 milyar dolara yaklaştı.  Bu bölgeye yapılan ticarette en büyük paya sahip olan Çin ile Afrika ülkelerinin ticaret hacmi 200 milyar doları aşmış durumdadır.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi Afrika ülkelerine en fazla ihracat gerçekleştirilen mal gruplarının “Buzdolapları, Dondurucular ve diğer Soğutucu ve Dondurucu Cihazlar ve Isı Pompaları” ile “Toprak, Taş, Metal Cevheri vb. Ayıklama, Eleme,Tasnif, Ayırma, Yıkama, Kırma Öğütleme,Yoğurma Makineleri” olduğunu ifade etti. Afrika’ya yapılan ihracatta demir-çelik, motorlu taşıtlar, makine ve aksamları, makine yağları, elektrikli makine ve cihazları, hububat, plastik maddeler önemli bir yer tutuyor.
WAFMAX olarak nitelendirilen ve Afrika limanları için dizayn edilmiş gemilerin pazarda dikkat çeken bir gelişme olduğunu söyleyen Safmarine Konteyner Hattı Genel Müdürü Sedef Ayhan, bu tip gemilerin özelliklerini ve Afrika pazarındaki gelişimini şöyle değerlendirdi: “Afrika dünyanın önümüzdeki dönemde büyümesini gerçekleştirecek son kıtası. Batı Afrika, limanların şeritlerinin yeterince derin olmaması sebebiyle küçük gemilerin çalıştığı, liman operasyonlarının uzun sürmesi sebebiyle de uzun bekleme sürelerinin yaşandığı bir bölge. Yeni seri gemiler şu anda gemilerin bu limanlara taşıdığı yükün iki katından fazlasını taşıyacaklar. Safmarine olarak biz de 4500 teu’luk üç yeni WAFMAX gemimizi teslim aldık. Bu gemilerin Afrika’daki ticaretin büyümesine ivme katacağını düşünüyoruz.”

Güney Afrika ile ticaret hacmi büyüyor
Sahra altı Afrika Bölgesi’nde en büyük ticaret hacmine sahip olduğumuz Güney Afrika Cumhuriyeti ile geçen yıl dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 25,6 oranında artarak 2,1 milyar dolara ulaştı. Güney Afrika Cumhuriyeti, T.C. Ekonomi Bakanlığı tarafından 2014-2015 döneminde öncelikli ülkelerinden birisi olarak belirlendi.
2013 yılında, Türkiye’nin ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 62,3 oranında artarak 619,9 milyon dolara ulaştı. İthalatımız ise yine bir önceki yıla göre yüzde 14,7 oranında artarak 1,28 milyar dolar civarında gerçekleşti.
Güney Afrika Bölgesi’ni yatırım alanı olarak belirleyen Yıldırım Grup Yönetim Kurulu Başkanı R. Yüksel Yıldırım, Çinliler’in bu bölgedeki ihaleleri devlet desteğiyle aldığını belirtiyor. “Örneğin Çin bir ülkeye 10 milyar dolarlık karşılıksız devlet yardımı yapıyor, ama bu parayı belirli ihalelerde kullanma şartı koyuyor, ihaleler kendi şirketleri kazanacak şekilde belirleniyor. Ancak bu formülde bir açık var: Çinli şirketler tüm çalışanlarını Çin’den getiriyor, Afrika ülkelerinde çok önemli olan istihdamın artmasına hiç katkıda bulunmuyor. Böylece para geri Çin’e dönüyor.” “Biz şimdi Afrika’da “Bize liman ve maden fırsatı verin, biz enerji yatırımı yapalım, size finans ve know how getirelim” diyoruz ve tüm çalışanlarımızı ülkeden istihdam etme sözü veriyoruz. Madeni sadece çıkarmak değil işleyip dünya pazarlarına götürme sözü veriyoruz. Bu ülkeler böyle komple çözümlere aç.”

Arkas, Afrika hattında önemli bir oyuncu
Batı ve Güney Afrika’ya özel önem veren konteyner taşımacılığı şirketlerinin başında gelen Arkas Line, Afrika hattına çalışan filosunu her geçen gün yeni ve modern konteyner gemileriyle güçlendiriyor. Filosundaki 35 gemi ve 50 bin teu’yu aşan taşıma kapasitesini önümüzdeki dönemde teslim alacağı yeni gemilerle artırmayı planlayan Arkas Line Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas Sahra altı Afrika bölgesine yapılan taşımacılık hakkında yaptığı değerlendirmede: “Arkas Line, gelişme potansiyeli olan yeni pazarlara ticaretin yolunu açıyor, tarifeli gemi seferleri ile taşıma yapıyor. Türkiye ile Batı Afrika ülkeleri arasında ticaret yapan ihracatçıya düzenli gemi seferleri ile nakliye konusunda önemli bir hizmet sunuyor. Yeni pazarlara THY’nin uçak seferi başlatması gibi Arkas da, yükler için denizi kullanıyor, gemi gönderiyor. Batı Afrika Servisi dahilinde gemilerimizle Ekvator Ginesi, Gana, Nijerya ve Fildişi limanlarına yük taşıması yapıyoruz. Algeciras limanına aktarılacak olan yükler buradan Batı Afrika limanlarına ulaştırılıyor. Batı Afrika limanlarından alınan yükler, Arkas Line tarafından Algeciras aktarmalı olarak gidecekleri ülkelere taşınıyor.”
Arkas Line ayrıca bölge-ye taşımacılık yapan Hanjin Shipping, Marguisa Line, Deutsch- Afrika Linien DAL, United Africa Feeder Line UAFL gibi şirketlerle de önemli işbirliği yaparak bölgedeki gelişen ticarette önemli bir paya sahip.

Bunu Paylaşın