Şükrü Ergün: En büyük başarım yetiştirdiğim gençlik

Yeşim Yeliz Egeli

Denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden, çok yönlü enerjik kişiliğiyle Türkiye’ye ve Türk denizciliğine önemli katkılar sağlayan Şükrü Ergün iş ve çalışma yaşamına veda ediyor

Memur bir ailenin çocuğu olan ve adeta kitaplarla büyüyen Şükrü Ergün şu an sahip olduğu entelektüel birikimin tohumlarını aslında çok küçük yaşlardayken ekmiş. Eşine az rastlanır sanatla iç içe bir iş insanı çok renkli bir kişiliğe sahip. Bu yönüyle sadece denizcilik sektörü için değil birçok alanda ülkemize de kayda değer katkılar sunan Ergün, veda kararıyla, anılarıyla ve bundan sonraki planlarıyla ilgili MarineDeal News’e özel açıklamalarda bulundu. Şükrü Ergün’le bu ilk röportajımız olmadığı gibi son röportajımız da olmayacak. Üretkenliğini bildiğimizden yeni yapacaklarına sayfalarımızda yer vermeye devam edeceğimizi şimdiden öngörebiliyorum ancak Jotun Başkan Vekili makamında iken son röportajı yapmak beni fazlasıyla zorladı ve duygulandırdı…

Jotun’u Şükrü Ergün’le tanıdık. Dünyada da belirli kıtalarda bu, bu şekilde oldu. Jotun’u getirdiğiniz noktayı özetleyebilir misiniz?

Bırakmayı bilmek de bir erdemdir. Her şeyi tadında bırakmak lâzım. 28 yaşında Jotun’un Türkiye temsilcisi oldum. Bu çok riskli bir karardı. Şans da sektör de bana yardım etti ve ben de çok çalıştım. Bir sürü yeni atılımlar getirdik. 37 sene oldu. Jotun şu an Türkiye’nin ikinci büyük boya firması ve kalite sembolü. Türkiye’de sıfırdan başlayıp geldiği yer muazzam. Her ne kadar bize mütevazı olmak öğretilmişse de bazen tevazuyu bir kenara bırakmak lâzım. Biz burada çok iyi bir iş yaptık ama benim en büyük başarım yetiştirdiğim gençlik. Pırıl pırıl Türk gençlerinin dünyanın dört bir tarafında bulunması. Bugün itibarıyla kariyerine şirketimizde başlayıp gelişen 25 arkadaşımız yurtdışında önemli görevler yüklendiler, başarılarıyla bizleri gururlandırıyorlar. Mesela Norveç Jotun’un Genel Müdürü Türk. Norveç’te şu an sekiz Türk yönetici var. Orta Doğu Jotun’un Genel Müdürü Türk. Onların hepsini ben işe aldım ve emek verdim. Avustralya keza aynı… Bu beni son derece mutlu ediyor ve gururlandırıyor.

O vakit üzülerek sorayım, ne zaman emekli oluyorsunuz?

31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla emekli oluyorum.

Çok duygulandım… Sizin duygularınızı kayda geçmek isterim, siz neler söylemek istersiniz Jotun Ailesi’ne, dostlarınıza?

Çok çabuk geçen bu 37 yıl süresince her birlikte çok şeyler başardık. Her şeyden önce hep beraber mükemmel bir çalışma ortamı yarattık. Karşılıklı güven ve saygıyı temel alan bu ortamda eğlenerek başarılı olmanın yolunu bulduk.

Biz, el ele yarattığımız aile ortamında her türlü problemin çözümünü birlikte aradık, birlikte ağladık, birlikte güldük. 37 yıl boyunca her sabah çalışma arkadaşlarımı görme heyecanıyla neşeyle koşa koşa geldim işe. Bu herkese nasip olacak bir mutluluk değil. Bunun için hepsine müteşekkirim.

El ele ülkemizin en büyük ve en kârlı Boya şirketini yarattık. Birçok arkadaşımız bu süreçte aile kurdu, çoluk çocuk sahibi oldu, tüm bu mutlulukları beraber yaşadık. Sevdiğimiz çalışma arkadaşlarımızı, can kardeşlerimizi kaybettik, birlikte ağladık, her şeye rağmen bağrımıza taş basıp çalışmaya devam ettik.

Birlikte ekonomik krizler atlattık, deprem felaketleri yaşadık, pandemi yaşadık ama sırt sırta, el ele verdiğimiz için her krizden başarıyla çıktık, krizleri fırsata çevirdik.

O yüzden içiniz çok rahat şu an… Bayrağı Türkiye için sizden kim teslim alıyor, baştan diyeyim çok şanslı…

Gönlüm çok ferah. Bayrağı benden devralacak olan Serdar Puntar. Otuz yıldır beraber çalıştığımız ve yine benim işe aldığım çok kıymetli bir isim. Serdar kardeşimin bu bayrağı daha da yükseklere taşıyacağından hiç şüphem yok. Tüm arkadaşlarıma güvenim tam.

Serdar Bey’in sorumlu olduğu alanlar bölgesel olarak sizinkiyle aynı mı olacak?

Evet. Avrupa, İskandinavya ve Orta Asya sorumluluğu var. Serdar, bütün Orta Asya’dan ve Türkiye’den sorumlu olacak.

Jotun’un Başkan Vekilisiniz. Serdar Bey de öyle mi olacak?

Hayır, Serdar Türkiye Genel Müdürü olacak. Başkan vekili Norveç’ten bir isim olacak.

Türkiye’de üretimi artırmaya yönelik çalışmalarınız var mı?

Var. Jotun Türkiye bu serüveni boyunca hiç zarar eden şirket olmadı. Bunu gururla söyleyebilirim. Şu an çok büyük bir fabrika yatırım projemiz var.

Nerede?

Büyük ihtimalle Gebze veya Çerkezköy’de olacak.

Bu proje ne zaman hayata geçecek?

Arazi alınınca geçecek. Ayrıca üretimin yer alacağı alanın organize sanayi bölgesi olarak tanımlı alanda olması lâzım. Araştırıyoruz.

Jotun Türkiye’de şu an kaç kişi çalışıyor?

Sekiz yüzü aşkın çalışanıyla büyük bir aileyiz ve altı yüze yakın bayimiz var.

Biraz geriye ilk zamanlara dönmek istedim, daha önce yazdığım1 ama şimdi yeniden sormak istediğim tek bir soru sormak istiyorum. Sektörde çalışmaya İlk kimlerle başlamıştınız?

Metin Kalkavan ilk müşterimizdi. İkinci firma Ege Meltemi’ydi, Erdal Acunlar. İlk işimiz de Şahin ve Kartal gemilerinin boyama işiydi. STFA Denizcilik’e aitti. Alınmasına son anda biz vesile olduk.

Bundan sonraki planlarınız neler?

Önce biraz dinleneceğim. Özlem hoşlanmıyor ama bol bol ava gideceğim. Eşime, dostuma, kendime, aileme zaman ayıracağım. Ben yazmayı severim. Hayatımı ve anekdotlarımı yazacağım. Binlerce anı biriktirdim. Üniversitelerde liderlik konusunda ders vermem ve konuşmalar yapmam istenmişti. O işe de bakabilirim. Yeşim, ben boyadan hiç anlamam aslında…

Açar mısınız, nasıl?

Öyle gerçekten. Kariyerimin başındayken boyanın daha çok içindeydim ama sonra insanlar yetiştikçe ben daha güçlü ve iyi olduğum konulara yoğunlaşma kararı verdim. Ben doğru insanları seçmede çok iyiyim.

Kriterleriniz neler? Nasıl analiz ediyorsunuz?

Bu konuda Sevgili Eşim Özlem Hanım’ın çok büyük yardımları oldu. Türkiye’nin en eski ve en büyük insan kaynakları ve eleman bulma şirketinin sahibiydi yıllarca. Serdar dâhil buradaki bütün kaliteli insanları o buldu ama bu şirkette alınan her personelin son mülakatını muhakkak ben yaparım ve orada profesyonel geçmişini asla sorgulamam. Çünkü bugüne kadar onlar bana gelene kadar sorgulanmış oluyor. Ben personeli insan olarak tanımak istiyorum. Çocukluğu, ailesi, “kimdir, ne yapar, hobileri ne, kitap okur mu” gibi konularla ilgileniyorum. Kitap okumayanı işe almam. Bu şekilde yüzde doksanın üzerinde de başarı sağladım.

Rüzgâr gibi geçen bu 37 yıllık serüvende her şartta dimdik yanımda olan en büyük desteğim karım Özlem’e ve oğullarım Kerem ile Demir’e de teşekkür ediyorum. Bu harika serüven süresince stresli anlarımda bana tahammül ettiler. Sonsuz minnet duyuyorum.

Peki ava gideceğinizi, anekdotlarınızı yazacağınızı söylediniz. Aynı zamanda dostlarınızı ağırlamayı ve yemek yapmayı çok sevdiğinizi de biliyoruz. Bunları nerede yapacaksınız? İstanbul’da mı yaşayacaksınız?

İstanbul’da küçülüyoruz. İstanbul’da küçük bir daire tutacağız ama esas yerimiz Ödemiş’in Birgi beldesi olacak. Dünyanın en güzel on beş köyünden bir tanesi. Orada ve Bodrum’da yaşayacağım.

Yeni bir maceraya atılıyorsunuz ama şu an emekli olurken sizi en çok ne üzüyor?

Ayrılıklar her zaman zordur. Hele insanın ailesinden, sevdiklerinden ayrılması çok daha zordur. Ayrılık zamanı yaklaşıyor, içimde işini iyi yapmış olmanın huzurunun yanında çalışma arkadaşlarımda, dostlarımdan ayrılacak olmanın sizleri her gün, her an göremeyecek olmanın burukluğunu yaşıyorum.

Şükrü Bey Cumhuriyetimizin gurur duyduğu bir evladı olarak yine bir prestij kitap ile en özelini yapmış.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk halkının bağımsızlık mücadelesinin ilk adımı olan “Kuva-yı Milliye” dönemini; belge, fotoğraf ve anılarla aktaran “Kuva-yı Milliye” isimli çok kıymetli bir eser hazırlamış. Teşekkür ederim, bu kıymetli eseri bana da armağan etti. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına özel hazırladığı bu armağanda merhum Atilla Oral arşivinden istifade edilmesi de eserin değerini ayrı kıymetlendiriyor.

Şükrü Ergün Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında neler söylemek istersiniz?

Zaman çok süratli geçiyor; bana göre “daha dün” 50’nci yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında, yine “daha dün” kurduğum şirket bugün Türkiye’nin en başarılı, en kârlı ve sektörünün en büyük şirketlerinden biri.

Ama üzülerek belirtmeliyim ki, şirketimizi geliştirirken gösterdiğimiz bu müstesna başarıyı, bugün 100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyetimizi; Atatürk’ün bizlere verdiği görev doğrultusunda koruma, kollama ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltme konusunda gösteremedik.

Son olarak şunu söylemek istiyorum… Büyük Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” sizlere rehber olsun. Beni unutmayın zira ben her birinizi hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın