Rüzgâr tahrik sistemleri karbonsuz bir gelecek sağlayabilir mi?

MDN İstanbul

Rüzgâr tahrik
Gavin Allwright

Ticari gemilerde rüzgâr enerjisi kullanımını desteklemek adına oluşturulmuş olan uluslararası kuruluş International Windship Association (IWSA) Genel Sekreteri Gavin Allwright, global denizcilik filosuna rüzgâr tahrik sistemleri kurulduğu takdirde denizcilik sektörünün dekarbonizasyon çalışmalarına da destek sağlanabileceği değerlendirmelerinde bulundu.

 

Bir finans uzmanı olmadığını belirten ancak bu durumun mümkün olmasından ziyade muhtemel olduğu iddiasında bulunmak istediğini söyleyen Allwright, ‘‘Önümüzdeki 10 sene içerisinde 60 bin gemilik filoya, gelişmiş rüzgâr tahrik sistemleri kurularak ve standart rüzgâr tahrik sistemlerini kullananlarda ise geliştirmeler yapılarak 2050’ye kadar yakıt kullanımı azaltılabilir.  Bu da IMO’nun 2020 hedefleri için belirlenen yüzde 50 sınırına eşit olacaktır ancak dekarbonizasyon hedeflerinin tamamını da karşılayacak bir potansiyel taşıyor,’’ dedi.

Konu üzerinde birkaç varsayımda bulunan Allwright, bunlarda IRR, faiz/döviz kuru varyasyonları ve diğer yatırım uyarılarından arındırılmış yuvarlama bir hesap yürüttüğünün altını çizdi.

Allwrigt’ın yaptığı hesaplamaya göre 60 bin gemilik statik global denizcilik filosunun şu anda yılda 300 milyon ton yakıt (1 milyar ton CO2 emisyonu) yakacağını varsayarsak ve VLSFO fiyatlarını da Rotterdam’ın bugünkü fiyatı olan 500 dolar/ton olarak benimsersek, toplamda 150 milyar dolarlık bir yakıt harcaması ortaya çıkıyor. Ancak bu hesaplamanın tutarlılığı açısından 2030’lardan başlayarak her 10 yılda bir yakıt fiyatlarının yüzde 35 artacağını varsaymak gerekiyor.

Üniversite Denizcilik Danışmanlık Hizmetleri (University Maritime Advisory Services-UMAS) ve Enerji Geçiş Komisyonu (Energy Transitions Commission-ETC) tarafından yürütülen bir araştırmadan söz eden Allwright, denizcilik endüstrisinin sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltabilmesi için gerekli yatırımların yaklaşık 1 trilyon doları bulacağını ortaya koyduğunu söylüyor.

Araştırma, önümüzdeki 20 yıl boyunca yıllık ortalama 40-50 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç duyulacağını ve 2050 yılına kadar küresel denizcilik sektörünün önümüzdeki 20 yıl içinde 400 milyar dolarlık ek bir yatırıma gereksinimi olacağını ortaya koyuyor. Bu da toplamda 1,4-1,9 trilyon dolara eşdeğer. Çalışmada ayrıca bu yatırımların yüzde 87’sinin kara yatırımları için gerekli olacağının ve öncelikli olarak düşük karbonlu alternatif yakıtlara odaklanıldığının altı çiziliyor.

Allwrigt, kendi hesaplamalarına göre de 1,4 trilyon doları bulan bir maliyetin gözüktüğünü ve bunun da bugün operasyonda olan gemi başına 23 milyon doların biraz üzerine denk geldiğini söylüyor.

Rüzgâr enerjisi 1 trilyon dolar kazanım sağlayabilir
Filo genelinde rüzgâr tahrikinin tam olarak piyasaya sürüldüğü bir varsayımda, enerji dağılım payını yüzde 20 olarak belirlediğini aktaran Allwrigt bu oranın, geliştirmelerin, optimize edilmiş yeni inşaların, hız veya güç sınırlamaların ve rüzgâra göre hava durumu yönlendirmelerinin getirdiği kazanımları içerdiğini belirtiyor.

Bu kazanımların gerçekleştirilebilmesi için ortalama kurulum maliyetininse gemi başına 5 milyon dolar (bu maliyet küçük gemiler için çok daha düşük seviyelerde olabileceği gibi daha büyük gemiler içinse ciddi yatırımları gerektirebiliyor) olduğunu söyleyen Allwrigt, hesaplamada filo için toplu üretim yapıldığında ortaya çıkabilecek maliyet düşüşlerinin de yer aldığını ve dağıtım için gerekli toplam maliyetin 300 milyar civarında olacağını aktarıyor.

Allwrigt’ın varsayımlarının yer aldığı ve bazılarının sorgulanacağından emin olduğunu söylediği hesaplamalar;

2020’ler: İlk 10 sene hızlı kurulumlara girişilecek. Birçok gemiye kurulacağı ve 10 yıl boyunca faaliyete geçemeyeceği için tasarruf imkânları sınırlı olacaktır ancak toplamda 1,5 trilyon doları bulacak olan faturadan yüzde 5 gibi bir tasarrufa gidilebilirse bunun karşılığı ilk yıllarda 75 milyar dolar olarak yansıyacaktır. Bu hesaplamada 2030 yılına kadar yakıt fiyatlarında herhangi bir artış olmayacağı varsayılıyor.

2030’lar: Geliştirmelerin tamamlandığı, birçok yedek geminin inşa edildiği, optimize edilmiş rüzgâr enerjisinin hatta öncelikli tercih olarak rüzgâr enerjisinin tercih edildiği bir dönem. Akaryakıt fiyatları da yüzde 35 artarak 675 dolar/ton seviyesine yükselirken yılda 200 milyar doların üzerinde bir toplam harcama rüzgârdan elde edilen yüzde 20’lik tasarruf sayesinde 160 milyar dolar/yıl olarak kalıyor ve böylelikle denizcilik sektörü 2030’larda 405 milyar dolarlık tasarruf sağlıyor.

2040’lar: Akaryakıt fiyatları yüzde 35 daha artarak ortalama 910 dolar/ton civarına geliyor. Rüzgârsız toplam harcama 2,73 trilyon dolar olacakken rüzgâr kullanımı bunu 2,2 trilyon dolara düşürerek 546 milyar dolar tasarruf elde edilmiş olur.

Böylece 2050’ye kadar filo çapındaki bir rüzgâr tahrik sistemi paketinin 300 milyar dolarlık başlangıç maliyeti de dâhil edildiğinde yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir yakıt tasarrufu ortaya çıkacağı gibi, böylesine büyük orandaki bir kazanım alternatif sıfır emisyonlu yakıtın önyükleme ihtiyacını azaltacaktır. Yani bu hesaplama potansiyel olarak yüzde 10-20 arası bir tasarruf sağlayacak.

Allwrigt sonuç önermesinde içerisinde bulunduğumuz 10 yılda rüzgâr tahrikinin hızlı bir şekilde konuşlandırılması ve gelecek 10 yıllarda gemilerin gelişmiş rüzgâr gemileriyle değiştirilmesi halinde, tam bir dekarbonizasyona geçiş yapılması konusunda gerekli yatırımları yapma konusunda mevcut kaynakları rahatlatacağını ön görüyor.

Tüm bu rüzgâr tahrik sistemlerinin gemilerin kullanım ömürleri boyunca tasarruf sağlamaya devam edeceğini söyleyen Allwrigth, alternatif yakıt fiyatları düşeceği için rüzgâr tahriki kazancının süreklilik arz eden bir armağan olduğunu hatırlatıyor.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın