Resesyon riski masada

Kadriye Salih

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ocak 2022’de yüzde 14’te tuttuğu faiz oranını, yıl içerisinde ağustos ve eylül ayında aldığı kararlarla iki ay üst üste toplam iki puanlık faiz indirimiyle yüzde 12’ye indirdi. Merkez Bankası ise yaptığı açıklama ile mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğu mesajını verdi resesyon
‘Küresel yüksek enflasyon yakından izleniyor’

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’ndan yapılan açıklamada ayrıca jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğüne değinildi ve önümüzdeki günlerde küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır, dedi. TCMB, dünyada ve Türkiye’de giderek artan yüksek enflasyonun da yakından izlendiğini söyledi. resesyon

Faiz düşerse enflasyon düşer mi?

Talep enflasyonu söz konusu olduğunda faiz ile enflasyon arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Faiz düşerse enflasyon artar yani enflasyon artarsa düşürmek için faizi artırmak gerekir. Türkiye ekonomisinde uygulanan politika ile yüzde 80’in üzerinde olan enflasyon değil düşmek giderek yükselmeye devam ediyor. Yani faiz indirimleri, enflasyon rakamlarını olumlu yönde etkilemiyor.

Büyüme pahasına enflasyonla mücadele edilir mi?

Global enflasyona karşı şahin duruş sergileyen birçok merkez bankası, 2022 yılının başından bu yana faiz artırımına gitti ve büyümeden feragat ederek enflasyonla mücadeleyi birinci sıraya aldı. TCMB ise faiz indirimleriyle dünyada en negatif faiz veren banka olarak anılıyor. Merkez Bankası tarafından yapılan her indirim, ayrıca döviz kurlarına da olumsuz yansıyor. Banka rezervleri kullanarak piyasaya müdahale ediyor ve kuru belli bir seviyede tutmaya çalışıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de açıkladığı gibi Türkiye, enflasyonu değil; üretim, istihdam, ihracat ve büyüme odaklı bir ekonomik programla yoluna devam ederek dünya ülkelerinden ayrışmayı tercih ediyor.

Her ne kadar ekonomi yönetimi, enflasyonun 2023 yılında düşeceğine inansa da şu an yüzde 80’in üzerindeki enflasyon değeri piyasayı olumsuz etkiliyor. Türk Lirası değer kaybederken döviz cinsinden borçlanma yapıldığı için dış borç açığını kapatmak da giderek zorlaşıyor. Yüksek enflasyon nedeniyle yatırım azalırken piyasada belirsizlik artıyor ve enflasyon beklentisi oluşuyor.

Bu durumda ülkeye yeniden girmesi beklenen ve istenen yabancı yatırımcının, yatırım yapma isteğinde ise bir azalma gözlemleniyor. Tüm bunlardan korunmak isteyen vatandaş da elindeki parayı bir nebze de olsa korumak için çeşitli araçlara sığınmayı tercih ediyor. Önüne geçilemeyen enflasyon, ülkede büyüme rakamları yükselse de ekonomiye zarar vermeye devam ediyor.

Peki dünya ne yapıyor?

Fed, eylül ayında yaptığı toplantıda politika faizini üçüncü kez 75 baz puan artırırken enflasyonla mücadeleden vazgeçmediğini, büyüme ve işsizliği enflasyona feda ettiğini bir kez daha yinelemiş oldu. Ayrıca 2023’te de faiz indirimlerinin başlayacağını öngörenler, Merkez Bankası üyelerinin bu noktada olmadığı ile de yüzleşmiş oldu. Eylül ayı toplantısından çıkan en önemli mesaj, Fed’in faiz artırımlarına devam edeceği yönünde. Diğer gelişen ülkelerin merkez bankaları da Amerika ile aralarında oluşan faiz farkını kapatmak için çalışmalarına devam ediyor.

Resesyon riski Fed’in masasında!

Fed yetkilileri büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Fed’in açıkladığı “Ekonomik Projeksiyon Raporu”na göre, 2022 yılı gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) beklentisi, yüzde 1,7’den yüzde 0,2’ye çekildi. Fed Başkanı Jerome Powell yaptığı açıklamalarda, yumuşak inişin zorlu olacağını söyledi. Görünen o ki Amerikan Merkez Bankası, hızlı bir şekilde faizleri yükseltmeye devam edecek. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) gibi büyük merkez bankaları da Fed’i takip ederek faiz artırım yolunda ilerliyor. Bu da resesyon ortamının küresel piyasalarda oluşmasına zemin hazırlıyor.

ECB’den agresif faiz artışı kararı geldi

Avrupa Merkez Bankası (ECB) da yükselen enflasyonla mücadele etmek için eylül ayında faizlerde agresif bir artışa imza attı. ECB, karar metninde faizlerin daha da yükselmesinin beklendiğini de ifade etti ve “Enflasyon çok yüksek olmaya devam ediyor ve uzun bir dönem için hedefin üzerinde kalmaya devam etmesi büyük olasılık.” değerlendirmelerine yer verdi. Büyümeye yönelik risklerin aşağı, enflasyona yönelik risklerin yukarı yönlü olduğu ortamda Merkez Bankası’nın hedefi, tıpkı Fed gibi enflasyonu yüzde 2’ye döndürmek.

2023’te küresel resesyon riski artıyor

Yüksek ve kalıcı olma yolunda ilerleyen enflasyon riskine karşı merkez bankaları eş zamanlı olarak faiz oranlarını artırdıkça önümüzdeki yıl küresel resesyon riski de artıyor. Dünya Bankası, “Küresel Durgunluk Yakın mı?” başlıklı raporunda, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarının, bu yıl faiz oranlarını son 50 yılda görülmeyen bir eş zamanlılıkta yükselttiğini belirtti. Merkez bankalarının faiz kararı sonrası yaptığı açıklamalara bakıldığında, bu trendin gelecek yıl da aynı hızla devam edeceği öne çıkıyor. Banka’nın raporunda ayrıca şu anda beklenen faiz oranı artışlarının ve diğer politika eylemlerinin küresel enflasyonu salgın öncesi seviyelere geri getirmek için yeterli olmayabileceği de ifade ediliyor. Piyasalarda ise para ve maliye politikalarının sıkılaştırılmasının enflasyonu düşürmede muhtemelen yardımcı olacağı fikri de hâkim.

Görünen o ki önümüzdeki birkaç yıl daha enflasyonla mücadelede atılan adımlar, verilen mesajlar ekonomi yönetimlerinin masasında olmaya devam edecek. Bu süreçte uygulanan politikalardan hangi ülkelerin kârlı, hangi ülkelerin zararlı çıkacağını ise zaman gösterecek.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın