Pakistan bulmacası

MDN İstanbul

Bütün dünyanın Ukrayna savaşına odaklandığı nisan ayında Pakistan iç siyasetinde yaşananlar Kazakistan’daki darbe girişiminden sonra dikkatlerin bir kez daha Asya’ya çevrilmesine neden oldu. Tuhaf bir konjonktürel sarmalın içindeyiz. Zira Ukrayna, Tayvan, Kazakistan merkezli ve birbiri ile ilintili sıra dışı hadiselere son kertede Pakistan da eklenmiş oldu. Dinamik seyreden uluslararası ilişkilere elbette “tesadüf gözlüğünü” takarak bakacak değiliz. Lâkin Pakistan’da yaşananlar en basitinden iyi kurgulanmış ve kotarılmış bir “ortaoyununu” çağrıştırıyor.

“Biz işleri farklı yapacağız”

Burada bir parantez açalım. Geçen sene bu köşede temas etmiştik.1 ABD’de Biden yönetimi göreve geldiğinde Dışişleri Bakanı Blinken, ABD’nin bundan sonra demokrasi adına başka ülkelere askeri müdahalede bulunmayacağını ve otoriter rejimleri askeri güçle değiştirmeye kalkışmayacağını açıklamış ve ezber bozmuştu.Küresel anlamda demokrasiyi teşvik edeceklerini vurgulayan Blinken, “Demokrasiyi, pahalı askeri müdahaleler ya da otoriter rejimleri güç kullanarak devirme girişimleri ile yüceltmeye çalışmayacağız. Bu taktikleri eskiden kullandık. Ancak iyi niyete rağmen başarılı olmadık. Demokrasinin yüceltilmesine kötü bir nam kattılar ve Amerikan halkına olan güveni zedelediler. Biz işleri farklı yapacağız,” şeklinde konuşmuştu. Blinken’ın açıklamasını hatırda tutarak yazıyı okumanızı önerelim ve parantezi kapatalım.

Ne olmuştu?

Nisan ayı başında Pakistan’da bazı siyasi grupların Başbakan İmran Han’a verdiği desteği çekerek muhalefete katılması sonrası Başbakan Han, Meclis’teki çoğunluğunu kaybederek azınlığa düştü. Bunun üzerine harekete geçen muhalefet Başbakan hakkında güven oylaması yapılması istikametinde Meclis’e başvurdu. Esasen Meclis’te oluşan yeni tabloda Başbakan Han’ın oylamadan geçemeyeceği tüm çıplaklığıyla görülüyordu.

Pakistan iç siyaseti türbülansa girdi

Gelişmeler üzerine ani bir manevra yapan Başbakan Han, Pakistan halkına seslenerek erken seçim çağrısında bulundu. Han ayrıca kendisine karşı güvensizlik oylamasının Pakistan’da rejim değişikliğine yönelik bariz bir girişim olduğunu ve ABD ile işbirliği içinde planlandığını vurgulayarak, “Muhalefetin beni görevden alma girişimi, ABD’nin iç politikamıza açık müdahalesidir” çıkışını yaptı. Nihayetinde Pakistan iç siyaseti türbülansa girdi.Diplomatik üslubun dışına çıkan Han, Pakistan halkını yanına alabilmek, milliyetçi ve muhafazakâr kitleleri harekete geçirmek üzere eleştiri dozunu artırdı ve Pakistan’ın Washington Büyükelçisi’ne 8 Mart’ta ABD’li muhatapları tarafından bir “tehdit mektubu” verildiğini açıkladı.Mektupta, “İmran Han giderse Pakistan affedilecek, aksi hâlde sonuçları olacak” minvalinde ifadelerin bulunduğunu aktaran Han, ABD’nin Rusya ziyareti nedeniyle kendisini eleştirdiğini oysa bu kararın Dışişleri Bakanlığı, ordu ve üst düzey kurumlar ile konsensüs sağlanarak alındığını açıkladı. Hatırlatalım, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği günün ertesinde Han Moskova’yı ziyaret etmişti.

Meclis Başkanı güvensizlik oylamasını reddetti

Pakistan’da Başbakan İmran Han’a karşı verilen güvensizlik oylaması için Meclis 3 Nisan’da toplandı. Muhalefet Meclis’te çoğunluğu ele geçirmenin yüksek özgüveni ile Hükûmeti düşürmeyi öngörürken Pakistan Meclis Başkan Yardımcısı Kasım Suri girişimi Anayasa’nın 5’inci Maddesi’ne2 aykırı bularak sürece son verdi. Devamında Cumhurbaşkanı Arif Alvi ise güvensizlik oylamasından kurtulan Başbakan Han’ın talebi üzerine Meclis’in feshedilmesine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi’nin sürpriz kararı Han’ın düşürülmesinin önünü açtı

Pakistan iç siyaseti baş döndürücü bir hızla aktı. Güvensizlik oylamasının yapılmasını engelleyen Başbakan Han, umulmadık bir şekilde Anayasa Mahkemesi’ne takıldı. Meclis’in feshi ve erken seçim kararını “yok” sayan mahkeme güvensizlik oylamasının yapılmasına hükmetti.Kararda, Ulusal Meclis Başkanı Asad Kayser’e 9 Nisan’da Meclisi toplaması ve güvensizlik oylaması oturumunu gerçekleştirmesi çağrısı yapılırken, oylama sonucunda Başbakan Han’ın görevden alınması hâlinde Meclis’in yeni başbakanı seçeceğine işaret edildi. Kısaca Pakistan yüksek yargısı iç siyasete açıktan müdahale ederek mevcut hükûmetin gidişinin önünü açtı.

Güvenoyu alamayan İmran Han hükûmeti düştü

Pakistan Meclisi 9 Nisan’da Başbakan Han‘a karşı güvensizlik oylaması oturumu için toplandı. Yapılan güven oylamasını 142’ye karşı 199 oyla kaybeden İmran Han hükûmeti düşürüldü.Gelinen nokrada İmran Han, Pakistan’da güvensizlik oylamasıyla görevinden alınan ilk Başbakan oldu. Gelişmeler üzerine İmran Han, Pakistan’da “ithâl edilmiş” bir hükûmeti asla kabul etmeyeceğini belirterek, 10 Nisan’da tüm ülkeyi sokaklara çağırdı.

Eski Başbakan Han ve 123 milletvekili istifa etti

Pakistan eski Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, 11 Nisan’da yaptığı açıklamada başbakanlık seçimini boykot edeceklerini ve meclisteki milletvekillerinin toplu olarak istifa edeceklerini ilân etti. Devamında Pakistan Ulusal Meclis Başkan Yardımcısı Kasım Suri, eski Başbakan İmran Han dâhil olmak üzere Han’ın partisi Pakistan Adalet Hareketi (PTI)’nden 123 milletvekilinin istifasının kabul edildiğini açıkladı. Esasen Pakistan Adalet Hareketi “sine-i millete” dönmüş oldu.Mücadeleyi bırakmayacağı anlaşılan Han, yaptığı açıklamada ABD tarafından suçluların iktidara getirilmesi için başlatılan rejim değişikliği ve egemen Pakistan için kesin duruşları sebebiyle istifa eden partili milletvekillerine teşekkür etti.

PTI’nın boykotuna rağmen Meclis’te 11 Nisan’da yapılan oturumda ana muhalefet partisi lideri Şahbaz Şerif Başbakanlığa seçildi. Şahbaz Şerif’in, Pakistan’da üç dönem başbakanlık yapan ve Panama Belgeleri’nin yayımlanmasından sonra hakkındaki yolsuzluk suçlamalarıyla 2018’de görevden alınıp siyasetten men edilen Navaz Şerif’in kardeşi olduğunu hatırlatalım.

İmran Han: İktidardayken değildim lâkin artık tehlikeli olacağım

Şahbaz Şerif’in seçilmesine tepki gösteren Han, “Şerif hakkında 10 milyonlarca yolsuzluk davası var. Onu başbakanımız olarak kabul edeceğimizi düşünüyor musunuz?” çıkışını yaparak yeni hükûmete açıktan cephe açtı. Muhalefetin dozunu artıran Han, “İktidardayken tehlikeli değildim ama artık daha tehlikeli olacağım. İthâl edilmiş bir hükûmeti kabul etmeyeceğiz. Halk da bu karara karşı protesto gösterileri düzenleyerek ne talep ettiğini gösterdi” açıklamasında bulundu.Sine-i millete dönen Han, görevden düşürülmesinin ardından Pakistan’ın büyük kentlerinde seri protesto mitingleri düzenlemeye başladı. İlk mitingini Lahor’da yapan Han ikinci mitingini 16 Nisan’da Karaçi’de düzenledi. Her iki mitinge halk yüksek katılım sağladı.

Pakistan’da yaşananların arka plânı

Pakistan’da yaşananlar sivil bir darbeyi işaret ediyor. Tüm parametreler bu yönde. Sivil toplum örgütleri, yüksek yargı, ansızın saf değiştiren milletvekilleri ve silahlı kuvvetlerin tutumu… Ancak sivil darbenin ayak sesleri önceden duyulmaya başlanmıştı. Biraz geriye gidelim. 2020’de İmran Han’ın, Usame Bin Ladin’den “şehit” olarak bahsetmesi Batı ile ilişkilerde kırılma noktasını teşkil etti. Bu hadise ABD başta olmak üzere Batı’da büyük bir hayâl kırıklığına neden oldu.

Han’ın NATO’nun çekilmesinden sonra Taliban hükûmetine verdiği destek de Batı tarafından eksi hanesine yazıldı. Dahası Han’ın Çin ile ilişkileri geliştirmesi, Rusya ile yakınlaşması ve Keşmir sorunu nedeniyle Hindistan ile savaşın eşiğine gelmesi Batı marjında İmran Han’a açılan kredinin tükenmesine neden oldu. Kuşkusuz bunlar siyasi ve politik arka planı oluşturuyor. Daha doğru bir ifade ile buzdağının görünen kısmını. Şimdi görünmeyen kısma odaklanalım.

Buzdağının görünmeyen kısmı

Her ne kadar Pakistan ordusu tarafından yalanlansa da ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi sonrası Pakistan’dan üs talebinde bulunması bir sır değil. Gerek Afganistan’ı takip etmeyi gerekse Orta Asya’da Rus ve Çin faaliyetlerini izlemeyi öngören ABD’nin bu talebi İmran Han tarafından reddedildi. Bu durum ABD ile Pakistan arasındaki kırılgan ilişki sistematiğine darbe vurdu.

İmran Han hükûmetinin Çin ile stratejik ilişkilerini askeri, siyasi ve ekonomik kulvarda çok boyutlu ivmelendirmesi ve Çin’e iyice yaslanması ABD’de şüpheyle karşılandı ve tedirginliğe neden oldu. Pakistan krizinin, Çin Dışişleri Bakanı Vang-yi’nin Afganistan’ın başkenti Kâbil’de Taliban yetkilileriyle yaptığı toplantıda, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nu Afganistan’ı da içine alacak şekilde genişletme önerisiyle eşzamanlı başlaması da garip bir tesadüf olsa gerek.

Meselenin bizi ilgilendiren bir boyutu da var. Karabağ savaşına destek vererek Türkiye ve Azerbaycan’ın yanında duran Pakistan’ın “bir millet üç devlet3” bloğuna katılması, Türkiye ve Azerbaycan ile tatbikatlar yapması bölgede paradigma değişikliğine ve hassas dengelerin evrilmesine neden oldu. İstanbul-Tahran-İslamabad demiryolunun yapılarak Çin-Pakistan ekonomik koridoruna bağlanması, Ukrayna savaşında İmran Han’ın Moskova’yı ziyaret edip Rusya’nın yanında saf tutması bardağın taşmasına neden oldu.

Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan ekseninde gedik açmak

Burada Ukrayna savaşı bağlamında Pakistan’ın sergilediği tutuma ayrı bir parantez açalım. Ukrayna savaşında tıpkı Hindistan gibi Pakistan da çekimser kalarak Rusya-Çin bloğunun yanında yer aldı. Özellikle Hindistan’ın tutumu önemli ve ABD’de şüpheyle takip ediliyor. ABD’nin Rusya’dan S-400 füze sistemi alan ve aktive eden Hindistan’a ses çıkaramadığının altını çizelim. ABD Hindistan’ı karşı bloğa kaptırmak istemediği için ihtiyatlı hareket ediyor lâkin Hindistan’a güçlü bir mesaj vermek istiyor.

Ukrayna savaşı sonrası yaptırımları desteklemek bir yana Hindistan, Rusya ile petrol anlaşması dahi akdetti. Günün sonunda ABD, Ukrayna savaşı sonrası Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan tarafından kurulan stratejik eksene Pakistan üzerinden bir hamle yaparak bu blokta gedik açmayı dahası dağıtmayı hedeflediğini, böylelikle Hindistan’a da örtülü bir mesaj verildiğini not edelim.

ABD cenahından yapılan açıklamalara göre Ukrayna savaşının 1-3 yıl sürmesi öngörülüyor. Belli ki Rusya’nın iyice yıpratılması hedefleniyor. Bu noktada Pakistan üzerinden açılan yeni cephe öne çıkıyor. Pakistan bağlamındaki gelişmeler bu nedenle yakından takip edilmeli. Pakistan’da yapılan sivil darbenin kalıcı olup olmayacağını, devlet sistemi dışına atılan İmran Han’ın halkı yanına almaya çalışarak yapacağı muhalefet belirleyecek. Uyaralım, bu durum Pakistan’da askeri bir darbenin de önünü açabilir.

1Marine Deal News, Nisan 2021 “Küresel Satrancın Yeni Tahtası: Asya-Pasifik (21. Yüzyılın En Büyük Jeopolitik Sınavı Çin mi?)”

2Pakistan Anayasası’nın 5’inci Maddesi’nde, “Devlete bağlılık her yurttaşın temel görevidir. Anayasa’ya ve yasalara itaat, nerede olursa olsun her vatandaşın ve Pakistan’daki diğer herkesin yükümlülüğüdür” ifadeleri yer almaktadır.

32021’de Azerbaycan, Türkiye ve Pakistan İslamabad deklarasyonunu imzalayarak, “Bir Millet Üç Devlet” olduklarını ilan ettiler.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın