NATO Liderler Zirvesi 28-29 Haziran 2022 tarihleri arasında Madrid’de gerçekleştirildi.
Zirve sonunda yayımlanan Sonuç Bildirgesi’nde dikkat çeken hususlar şunlardı:
Bildirge’de savaşın Avrupa Kıtası’na geri döndüğüne atıfla birlik ve beraberlik vurgusu yapılırken Zirve’nin NATO için bir kilometre taşı olduğu ifade edildi. (Madde 1)
Önceki G7 toplantıları, AB ve NATO Zirvelerinde olduğu gibi “kurallara dayalı uluslararası düzenin muhafazası” konusuna vurgu yapıldı. (Madde 2)
Rusya’nın Ukrayna’daki faaliyetleri sert bir dille kınanırken, enerji ve gıda krizlerinin şiddetli şekilde hissedilmesine yönelik sorumluluk Rusya’ya yüklendi. Rusya, “yalancılıkla” suçlanırken, Belarus bu savaştaki suç ortaklığına son vermesi konusunda uyarıldı. (Madde 3)
Ukrayna ile dayanışma mesajları verildi. (Madde 4)
Rusya, Avrupa-Atlantik Bölgesi için en önemli ve doğrudan tehdit olarak tanımlandı. Terörizmin güvenliğe ve uluslararası barış ve istikrara doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. (Madde 5)
Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC-Çin) sistemik rakip olarak tanımlandı. Çin’in kurallara dayalı uluslararası düzeni baltalamaya çalıştığı belirtildi. NATO sınırları dışındaki istikrarsızlığın düzensiz göç ve insan kaçakçılığına katkı sağladığı ifade edildi. (Madde 6)
İlk 6 maddede oluşan çerçeve kapsamında yeni “NATO Stratejik Konsepti”nin onaylandığı açıklandı. (Madde 7)
Ukrayna’ya yönelik desteğin artırılarak sürdürüleceği, uzun vadede, savaş sonrasında Ukrayna’nın yeniden inşası konusunda da Ukrayna’ya yardım edileceği belirtildi. (Madde 8)
NATO’nun 3 temel görevinden biri olan “caydırıcılık ve savunma” için yeni bir temel oluşturulduğu, bu kapsamda “Doğu Kanadı”nda (cephesinde) gerektiğinde süratle takviye edilebilecek, tugay seviyesinde ilave savaşa hazır güç konuşlandırılmasına karar verildiği açıklandı. (Madde 9)
Aynı kapsamda muhtelif harekât ortamındaki yüksek yoğunluklu faaliyetlere hazır olmak ve bu kapsamda kısa sürede herhangi bir Müttefikin kuvvetlendirilmesine katkı sağlamak üzere kolektif savunma tatbikatlarının geliştirileceği ifade edildi. (Madde 9)
Enerji güvenliğine önem verileceği, adaptasyon sürecinin hızlandırılacağı, siber ve hibrit tehditlere karşı dayanıklılığın artırılacağı, birlikte çalışabilirliğin güçlendirileceği, politik ve askeri enstrümanların entegre biçimde kullanılacağı açıklandı. (Madde 10)
İklim değişikliği bir “tehdit çarpanı” olarak tanımlandı. (Madde 12)
Liderler Zirvesi kapsamında Avustralya, Finlandiya, Gürcistan, Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve İsveç Devlet Başkanları, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyon Başkanları ile istişarelerde bulunulduğu, Ürdün ve Moritanya Dışişleri ve Bosna-Hersek Savunma Bakanları ile de görüşüldüğü bildirildi. (Madde 14)
AB-NATO ilişkilerinin önemine atıfta bulunularak stratejik işbirliğinin güçlendirilerek sürdürüleceği, Rusya’ya karşı birlikte gösterilen kararlılığın bu eşsiz ve gerekli ortaklığın gücünü gösterdiği, Zirve’ye diğer ortaklarla beraber Asya-Pasifik Bölgesi’nden katılım sağlanmasının ise ortak güvenlik sorunları ile mücadelede işbirliğinin değerini gösterdiği belirtildi. (Madde 15)
NATO’nun hem Müttefiklerin hem de ortakların çıkarları doğrultusunda ortaklıklara yönelik çalışmalarını daha da geliştireceği, Avrupa-Atlantik Bölgesi’nin ötesinde mevcut ve potansiyel yeni muhataplarla olan ilişkilerini güçlendireceği açıklandı. (Madde 16)
Avrupa’da değişen güvenlik ortamının ışığında Bosna-Hersek, Gürcistan ve Moldova Cumhuriyeti de dâhil olmak üzere ortaklara özel siyasi ve pratik desteği artırmak için yeni tedbirler alınacağı, “Güney” olarak tabir edilen kanattaki ortaklara kapasite geliştirme desteğinin de artırılacağı belirtildi. (Madde 17)
NATO’nun “Açık Kapı Politikası”na olan bağlılık yinelenirken Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine davet edildiği, Katılım Protokollerinin imzalanmasına karar verildiği bildirildi. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımının onları daha güvenli, NATO’yu daha güçlü ve Avrupa-Atlantik Bölgesi’ni daha güvenli hale getireceği vurgulandı. (Madde 18)
Değerlendirme
Zirve;
- Rusya’nın doğrudan tehdit, Çin’in ise sistemik rakip olarak tanımlanması,
- NATO’nun ortaklık görüntüsü ile “Açık Kapı” dolayısıyla genişleme politikasını sürdüreceğine ve belki de geleneksel coğrafyası dışına çıkacağının sinyallerini vermesi,
- Bu yönü ile önceliğin Gürcistan, Bosna Hersek, Avustralya, Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda gibi ülkelerde olacağını göstermesi,
- Avrupa’daki savaş hazırlığını hızlandıracak şekilde “NATO Kuvvet Yapısı”nda değişikliğe gitmesi,
- Bu çerçevede “Doğu kanadı” olarak tabir ettiği bölgede Rusya’ya karşı yığınak yapma sürecine geçmesi,
- NATO’nun geleceğini şekillendirecek yeni “Stratejik Konsepti” onaylaması,
- Yeni Stratejik Konseptin ise 2010 yılında Lizbon Zirvesinde onaylanan konsepte nazaran çok daha sert ve yayılmacı bir içeriğe sahip olması,
- İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine davet edilmesi
ile öne çıktı.
Bu Zirve ile ABD liderliğindeki NATO, Rusya ve Çin’e karşı,
- “2016 Varşova Zirvesi” ile temellerini attığı,
- “NATO 2030” belgesi ile yaklaştığını açık şekilde ortaya koyduğu,
- 2021 yılının Haziran ayında ABD ve İngiltere arasında imzalanan ve sembolik yönü ile öne çıkan “İkinci Atlantik Bildirgesi” ile fiilen ilan ettiği savaşın yeni bir evresine girmiş oldu.
Gelişmeler, Zirve sonunda yapılan açıklamalar ve onaylanan “Stratejik Konsept”in içeriği yeni dönemde NATO’nun öncelikle;
- Algıyı Rusya ve Çin karşıtı bloğu genişletmek üzere yönetmeye devam edeceğini,
- Bloklaşmayı küresel seviyede yaygınlaştırmaya çalışacağını,
- Afrika’nın kuzeyi ile hinterlandında, Orta Doğu coğrafyasında ve Asya’nın derinliklerinde, her alanda etkinliğini artırmaya gayret edeceğini, Rusya ve Çin’i bu bölgelerden uzaklaştırmaya çalışacağını ve
- Fiili yığınaklanmaya başlayacağını
gösteriyor.
Ancak bu yeni dönemin;
- Enerji fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi,
- Gıda güvensizliğinin artması ve gıdaya erişimin zorlaşması,
- Tedarik zincirlerindeki aksamaların büyümesi,
- Afrika, Ortadoğu ve Asya’da ABD-AB-NATO yanlısı siyasilerin iktidara getirilmesi gayretleri kapsamında yaşanacak belirsizlikler,
- Tayvan üzerinden Çin’e yönelik yaptırım ve zorlamalar kapsamında yaşanacak gerginlikler,
- Rus doğalgaz ve petrolüne bağımlılığın azaltılması için kaynakların Avrupa’ya yönlendirilmesi ana fikrinin getireceği politik ve askeri uygulamalar ile zorlamalar kapsamında yaşanmakta olan ve yaşanacak istikrarsızlıklar
gibi süreçleri de bünyesinde barındırarak dünyaya barış, istikrar ve refah getirmeyeceğini tahmin etmek zor görünmüyor.
AB’nin başat aktörlerinin Avrupa’daki güvenlik ortamını Rusya’nın da dâhil olduğu bir süreç içerisinde şekillendirmek yerine ABD çıkarlarını ve liderliğini önceleyen doğrultuda hareket etmelerinin ise sürece, kamplaşmayı derinleştirmenin ötesinde katkı sağlamayacağı görülüyor.
Açık kaynaklara yansıyan;
- Alman Parlamentosu’nun banyolara giden sıcak suyu kesmek ve mümkün olan her yerde ışıkları kapatmak suretiyle ülkede baş gösteren enerji krizinde üzerine düşeni yapmayı planladığı1,
- Almanya Ekonomi Bakanı’nın Avrupa’da ciddi bir enerji krizinin yaşandığını vurgulayarak yaptırımların Batı ekonomilerine değil Moskova’ya zarar vermesi gerektiğini söylediği,
- Fransa Cumhurbaşkanı’nın, Rus doğalgazının tamamen kesilmesine karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini belirterek hükümetin enerji tasarrufu için bir plan hazırlayacağını ve bu plana kamuya ait gereksiz ışıkların gece kapatılmasıyla başlayacağı2,
- IMF’nin, Rusya’nın doğalgaz tedarik faaliyetlerini durdurmasının Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya ve İtalya’da yüzde 5’ten fazla ekonomik daralmaya sebep olacağı uyarısında bulunduğu3
haberleri AB’nin bu sürece hazırlık seviyesini gösterirken yaşanması muhtemel gelişmelerin Avrupa’ya da barış, istikrar ve refah getirmeyeceğini teyit ediyor.
ABD, NATO ve AB’nin barış, istikrar, refah, demokrasi ve özgürlük söylemleri ile desteklemeye çalıştığı “ABD hegemonyası altındaki dünya” hayalinin olumsuz sonuçları olacağı anlaşılıyor.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.