Murat Kıran: Uzak Doğu ülkelerine karşı yeni stratejik planlamalar yapılıyor

MDN İstanbul

Gemi İnşa Sanayicileri Derneği Başkanı Murat Kıran’a pandemi döneminde aralıksız faaliyetlerine devam edebilen nadir sektörlerden biri olan gemi inşa sektörünün güncel durumu hakkında sorular yönelttik

Koster Filosunu Yenileme Projesi kapsamında, ilk yıl 10 koster gemisini kapsayacak ve 60 ay vadeli olarak verilecek 3 milyon TL KOSGEB kredisini yeterli buluyor musunuz? Üyelerinizden bu konuda eleştiri (+/-), öneri, tavsiye aldınız mı? Proje kapsamında üye tersanelerinizde çalışmalar başladı mı?
“Koster Filosunun Yenilenmesi Projesi” armatörlerimizin olduğu kadar, Türk Gemi İnşa Sanayicileri olarak bizlerin de dikkat ve yakın ilgiyle izlediğimiz bir Proje.

KOSGEB tarafından uygun koşullarda finansal destek sağlanması kararı kapsamında, KOSGEB’in faiz desteği limiti 10 katına yükseltilerek, yıllık faiz desteği 300 bin liradan 3 milyon liraya çıkarılmış; vadesi de 48 aydan 60 aya uzatılmıştır. Alınan bu destek kararı elbette diğer teşvik ve desteklerle birlikte hayata geçtiğinde, bu gemileri yaptırmak isteyen armatörlerimizi cesaretlendirecektir. İlk olarak 10 adet ile başlayacak bu sayının öncelikle 100 gemi ve tamamlandığında ise 500 gemiye ulaşması, nihai hedefimiz olan Karadeniz ve Akdeniz’de yük taşımacılığı alanında bizim, navlunları da belirleyen hâkim oyuncu olmamız hedefine ulaşmamızı sağlayacaktır. KOSGEB’in bu desteğini hangi şartlarda, kime ve nasıl kullandıracağı belli olduğunda, bugünkü olumlu bakışımızın devam edeceğini umuyorum.

Denizcilik, devletimizin stratejik önemi haiz ve sahip olunduğu kadarıyla denizcilik politikalarının kararlılıkla sürdürülmesi sektör üyeleri tarafından beklenirken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde bulunan denizcilik ile ilgili müdürlüklerde sıklıkla yaşanan yönetici değişimlerinin sektöre etkilerini değerlendirir misiniz?

Öncelikle yeni göreve gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu başta olmak üzere tüm bürokratlarımıza hayırlı olsun dileklerimi sunmak istiyorum. GİSBİR olarak, diğer bakanlıkların yanı sıra, ağırlıklı olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yakın çalışma ve işbirliği anlayışı içinde sektörümüzün ilgi alanına giren her konuda temaslarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Göreve yeni gelen genel müdürlerimiz Bakanlık bünyesinde daha öncesinde de hizmetleri olan bürokratlardır. Onlara sektörümüzü ve sanayimizi tanıtmak, geçmiş dönemlerde görev yapmış bakan ve genel müdürlerimizin emekleriyle zaten çoğu çözülmüş olan sorunlarımız ve çözüm önerilerimiz hakkında bilgi vermek için bir araya geleceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da başta Bakanımız Adil Karaismailoğlu olmak üzere, bakanlığımızın tüm bürokratları ile birlikte aynı uyum içinde çalışacağımıza inancımız tam.

Bu bağlamda ciddi bir adım atılarak, gerek sivil gerekse askeri bahriye ve de deniz savunma sanayi bağlamında bütüncül deniz ve deniz gücünü kapsayacak şekilde İdare’den beklentileriniz nelerdir?

Biz her zaman her söylemimizde devletimiz ile işbirliği yapmaya ve bilgi birikim ve tecrübelerimizi idaremizle paylaşmaya hazır olduğumuzu dile getirdik. Bu doğrultuda seferber olduk. Attığımız adımlar her zaman İdaremizde karşılık buldu.

Devletimizin gemi inşa sanayi ile ilgili önümüzdeki 5 yıl içindeki hedefleri, 11’inci Kalkınma Planı’nda 2 ana başlık altında ortaya konmuştur. Bunlar;

Deniz teknolojileri ve gemi yan sanayimizin rekabet gücünün artırılması amacıyla Deniz Teknolojileri ve Sanayisi Teknik Komitesi’nin kurulması ile ülkemizde yakın mesafe yolcu ve araç taşımacılığında kullanılan gemilerin çevre ve enerji dostu tam elektrikli gemilere dönüştürülmesine yönelik programın başlatılarak benzer uygulamaların yaygınlaştırılmasıdır.

Bu iki hedef elbette önemlidir. Ancak öte yandan Devletimiz, son dönemde Akdeniz ve Karadeniz’de petrol ve gaz arama yönünde çok büyük bir faaliyet başlatmış durumda. Kendi malımız olan Sismik Araştırma ve Sondaj gemilerimizle bölgemizde ön aldık ve bu enerji kaynaklarına ulaşıp azami ölçüde yararlanmak için çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, TPAO’nun bu denizlerde petrol/gaz arama-çıkarma faaliyetleri için ihtiyacı olan deniz filosunun oluşturulmasına katkı sağlamak, tıpkı savunma sanayinin stratejik partneri olduğumuz gibi Türk gemi inşa sanayinin bir diğer öncü görevi olacaktır. Bugün askeri gemilerdeki uzmanlığımız bizi ihracat yapabilir noktaya getirmiştir. Bu uzmanlığımızı yeni askeri projeleri inşa etmenin yanında, ihtiyaç duyulacak bu deniz filosunun da tersanelerimizde üretimi için kullanmaya hazırız.

Küresel salgın (Covid-19) üyelerinizin üretimindeki işleyişi nasıl etkiledi? GİSBİR olarak Covid-19 kaynaklı krizi nasıl yönettiniz? Dünya genelini etkileyen bu süreci ve devamını deniz nakliyatı ve bağlısı gemi inşa sektörünün geleceği açısından nasıl okuyorsunuz?

Dünya daha önce hiç karşılaşmadığı büyüklükte bir problemle karşı karşıya. Bilim insanları, devletler, yöneticiler bir bilinmeyenle mücadele halindeler. Tabii ki bu sorunu öğrenmeye ve gerekli önlemleri almaya aralık ayında ilk haberleri duyduğumuzda başladık. Çalışanlarımızın sağlığı bizim için en öncelikli konulardan biri olduğu için aldığımız tedbirler doğrultusunda tersanelerdeki aktif çalışan sayısının düşürülmesiyle ister istemez bir miktar yavaşlama yaşadık. Faaliyetlerimiz bu süreç içinde hiçbir zaman durmadı ve önlemler altında verimliliği sağlama yönünde kısa sürede adapte olduk.

Müşterilerimizin ve hizmet verdiğimiz şirketlerin yüzde 95’i yabancı. Ağırlıklı olarak da Avrupalı müşterilerimiz var. Yani sıkı önlemlere 10 Mart’tan sonra başlamadık. Aralık ayının ilk günlerinden beri kademeli olarak önlemlerimizi artırdık. Yabancı gemilerin gelmesi, o gemilerle gelen mürettebatın kontrolü ve kendi işçilerimizin sağlığını korumak için sosyal mesafe, maske, 14 gün karantina kurallarına uyduk. Bizim diğer sektörlere göre şöyle bir avantajımız var; sektörümüzde İş Sağlığı ve Güvenliği çok önemli. Tüm sektör paydaşlarımız bu konunun öneminin farkında. Geçmiş yıllardan gelen disiplinimiz sayesinde Covid-19 virüsü önlemlerine de hızlı ve etkili şekilde adapte olduk.

Samimi şekilde söylüyorum üyelerimizin yüzde 90 hatta yüzde 95’i alınan önlemlere uydular. 60 yaş üstü ve kronik hastalıkları olanları ivedi olarak izine çıkarttık. İşçilerin sayısını vardiyalı olarak azalttık. Tersane girişlerinde termal kameralarımızla tersanelere giren ki buna ben de dahilim; herkesin ateş ölçümleri yapılıyor. Alınan önlemler kapsamında bir sıkıntı görülmesi halinde uygulayacağımız prosedürler, eylem planları, toplu birikim yerlerinin sıhhileştirilmesi; yemekhanelerin idarelerimizin belirlediği kurallar çerçevesinde sosyal mesafeye uygun olarak yeniden düzenlenmesi gibi birçok önlem uygulanıyor.

Covid-19 sonrasında yeni bir döneme giriyor olacağız. Bu sebeple yeni yapılanmalar ve stratejik uygulamaları hem yakından takip edip hem de bu planlara göre kendimize rota çizmemiz gerekiyor. Avrupa merkezli üyesi olduğumuz kuruluşların son raporlarına baktığımızda Covid-19 sonrasında Uzak Doğu ülkelerine karşı yeni stratejik planlamaların yapıldığını görüyoruz. Bu bağlamda Türkiye olarak önemli bir noktada bulunuyoruz. Avrupa ülkeleri üretimin her aşamasının Uzak Doğu’ya gitmesi sebebiyle Avrupa’da işsizlik oranlarının artması ve üretimin tamamen doğuya kaymasının verdiği rahatsızlığı dile getirmeye başladılar ki bu durum daha önce duyduğumuz konular değildi. Doğu ülkelerine karşı yapılan bu yeni stratejik planda, ‘Türkiye bunun neresinde tutuluyor’ anlamak adına gerekli görevlendirmeleri yaparak konuyu yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki süreçte gördüğüm en önemli konu, Avrupa Birliğinin Sea Europe çatısı altında tutumlarının nasıl olacağı.

Bu süreçte elbette ki bazı değişimler oldu. Olmaya da devam edecek, ancak ekonominin yüz seksen derece dönmesi söz konusu değil. Artık para kazanmayı düşünürken çevreyi de düşünmemiz gerektiğini herkes anladı. Dünya ekonomisi de bu şekilde kendini yeniliyor olacak. Gemi inşa sanayi olarak biz proje yöneticisiyiz. Bu görevimizi pandemi sürecine göre iyi idare ediyoruz. Şu an rehavete kapılmadan işlerimize devam etmek çok önemli. Bu önlemlerin getirdiği yeni çalışma şekline göre geleceği ve iş planlarını hazırlayarak süreci optimum verimlilikle geçirmeye özen gösteriyoruz.

GİSBİR üyesi tersaneler, sürece ilişkin ne gibi önlemler aldılar, Yönetiminizin bu konuda ne gibi girişimleri oldu? Dinamik işleyen bu süreçte hukuki ve finansal sorumluluklar bağlamında karşı karşıya kalınan sorunları ve bunlara getirdiğiniz çözümleri paylaşabilir misiniz?

Bir gemi inşa projesinde, anlaşmadan teslimine kadar geçen süreçte çoğu zaman birçok ülkeden farklı muhatapların tersanede ve/veya gemide bulunması ve ilgili aşamalarda rol alması gerekiyor. Pandemi süresince seyahat kısıtlamaları sörveyör, armatör temsilcileri, vb. gibi muhatapların tersanelere ve gemiye ulaşımını kısıtladığı için bazı gecikmeler yaşadık. Bu gecikmelerin bir kısmının, özellikle gemi teslimlerinde yerel sörveyörlerin görevlendirilmesiyle önüne geçtik. Bu gecikmelerin, elde olmayan sebeplerle yaşandığı ve tüm sanayi kollarının benzer sıkıntılar yaşadığı zaten aşikâr. Bu süreç, tersanelerimizin armatörlerle kuvvetli iş ilişkileri sayesinde karşılıklı anlayış ve hoşgörü çerçevesinde başarıyla yönetildi. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımız tarafından yayımlanan sosyal mesafe, hijyen ve maske kullanımıyla alakalı tüm önlemlere ek olarak tersanelere özel çalışma koşulları göz önüne alınarak birçok önlem alınmıştır. GİSBİR olarak hukuk ve mali danışmanlarımız tarafından hazırlanan Covid-19 kapsamında işçi ve işveren hakları ile Covid-19’a karşı alınan ekonomik önlemleri içeren yazılar üyelerimizle paylaşıldı. Buna ek olarak ilgili bakanlıklarımızın güncel duyurularını an be an takip edip yine üyelerimizle paylaştık. Yine, Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyeleri doğrultusunda tersanelerde alınması gereken önlemlere ilişkin sunum hazırlayıp üyelerimizle paylaştık.

Tehlikeli sınıfta bulunan tersanelerde çalışan sözleşmeli ya da taşeron firma çalışanları ile ilgili salgın döneminde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kötüye kullanıldığı ya da işyerindeki işleyişi aksamaya uğratacak olaylar yaşıyor musunuz? Filyasyon tedbirlerinden tersaneler nasıl etkilendi?

Tersaneler çalışanların; taşeron, sözleşmeli veya kadrolu olmasına bakılmaksızın çalışma ortamının tabi olduğu kurallardan sorumludur. Bu nedenle, Covid-19 dönemiyle alakalı bir durum olmamakla birlikte alınan önlemler çerçevesinde çalışmaları devam etmiştir. Daha önce de belirttiğim gibi konuyu Çin’de ilk çıktığı günden itibaren takip ettiğimiz ve şubat ayından itibaren birtakım önlemleri almaya başladığımız için tersanelerimizde görülen vaka sayıları oldukça düşük seyretti ve iş akışına majör olumsuz bir etkiyle hiçbir tersanemizde karşılaşmadık. 60 yaş üstü ve kronik hastalıkları olanları ivedi olarak izine çıkarttık. İşçilerin sayısını vardiyalı olarak azalttık. Süreci başarıyla yönettiğimizi rahatlıkla ifade edebilirim.

Çelik, motor, makine gibi gemi inşa sanayinde kullanılan ana malzemelerin ithalat ve ihracatında sorunlar yaşadınız mı?

Sanayimizde kullanılan ana malzemelerin ithalinde tersanelerimizin ciddi sorun yaşadığına dair, GİSBİR’e herhangi bir bilgilendirme üyelerimizce yapılmadı. Küçük ölçekli bazı alımlarda yaşanan, gümrük işlemlerinde uzayan bekleme süresinin ise sorun yaratacak boyuta ulaşmadan kısa sürede çözüldüğü biliyoruz.

Hâlihazırda üye tersanelerinizde devam eden projeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu süreçte tamir ve yeni inşa için imzalanan sözleşmeler sektör açısından tatmin edici mi?

Tersanelerimiz 2019 yılında olduğu gibi bu yıl da ağırlıklı olarak Offshore Yardımcı Gemileri, Balık Taşıma Gemileri, Ro-Ro Gemileri, Römorkör ve Askeri Gemi inşalarına devam etmektedir. Pandemi döneminde sınırların kapatılmış olması nedeniyle, gemi inşa faaliyeti gösteren diğer ülkelerdeki duruma benzer şekilde, tersanelerimizin yeni sipariş almalarında, az da olsa bir düşüş olabileceği öngörülmektedir. Bakım-Onarım faaliyetlerimizde ise rakamsal bazda, yine çok fazla değişiklik olmadan faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

Bunu Paylaşın