Marmaris’te neler oluyor?

MDN İstanbul

Fotoğraf- Coast Guide

Muğla’nın Marmaris ilçesinde yer alan Okluk Koyu’na komşu olan Karacasöğüt Koyu’nda yer alan tekne bağlama iskelesinin iptal edilen kapasite artımı projesi için yeni bir süreç başladı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı olan Türkiye Çevre Koruma Vakfı ile Muğla Valiliği’ne bağlı olan Muğla’ya Hizmet Vakfı ortaklığında kurulan Muğla Turizm Çevre Vakfı (MUÇEV) isimli şirketin işletmesinde Karacasöğüt Koyu’nda bulunan iskeleyi genişletme çalışmaları sürüyor. Şirket mevcut büyüklüğü 421 metrekare olan iskelenin 42 bin 893 metrekareye çıkartmak istiyor.

Proje hakkında Marmaris Belediyesi tarafından açılan dava sonrası Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi tarafından verilen ÇED gerekli raporu ve yürütmeyi durdurma kararı daha sonra Danıştay tarafından da onaylanmıştı.

MUÇEV son olarak projenin devamı için, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 31 Ağustos 2022 tarihinde başvuruda bulundu. Bakanlık aynı gün içerisinde proje dosyasını inceleyip 27 Eylül 2022 tarihinde halkın katılım toplantısı düzenleyeceğini duyurdu.

MarineDeal News olarak Göcek’te uzun zamandır teknesiyle denizde yaşayan İMEAK DTO Eski Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Okuyucu ve Marmaris Kent Konseyi Başkanı Başkanı Ufuk Beytekin ile konunun detaylarını ve çözüm önerilerini konuştuk.

Konu hakkında bilgisini paylaşan Okuyucu, “Karacasöğüt’te MUÇEV’e tahsil edilmiş ve işletilen bir iskele var. Bu iskelenin büyütülmesi isteniyor ve Marmaris Kent Konseyi tarafından açılan dava sonrası yürütme durdurulmuş. İskeleyi büyütmek için başlanan inşaat da durdurulmuş” diye konuştu.

Faruk Okuyucu
Faruk Okuyucu Fotoğraf: Sevim Tarhan Atasoy

‘Bağlama yerleri de halkın da denize ulaşabileceği şekilde yapılmalı’
Denizciliğin gelişmesi için iskele yapımının önemli olduğunu belirten Okuyucu, “Ben normalde nasıl karada sürekli park yerleri yapılıyorsa denizciliğimizin gelişmesi için de denizde birtakım iskeleler, yanaşma yerleri ve bağlama yerleri yapılmasını öneriyorum. Ancak Turgut Özal dönemiyle başlayan lüks teknelere yönelik marina projeleriyle, ihalelerle değil daha ticaret dışı daha sosyal devlet ilkeleri uyarınca bölgedeki büyük ölçüde katılımıyla daha mahalli yetkilerle yapılmasını savunuyorum. Bunun da birçok yöntemi var. Sadece zengin insanların milyon dolarlık yatlarını bağlayacağı marinalar yapmak değil, normal halkın günlük balık tutmaya gittiği 3-4 metrelik küçücük kayıklardan emeklilerin yelkenlilerine, eski tip emekli denizcilerin korunaklı su ve elektrik alacakları yerlere kadar çok çeşitli modeller var. Şöyle açıklayabiliriz. Nasıl ki tatil beldelerinde ultra lüks otellerden şehir içindeki pansiyonlara kadar çok çeşit varsa bağlama yerleri de halkın da denize ulaşabileceği şekilde yapılmalı. Biz yıllardır bunu savunuyoruz” dedi.

Okuyucu son olarak, “Bu liman madem çalışıyor ve Karacasöğüt bir tekne bağlama ve demirleme merkezi haline geldi. Buranın daha güvenli olması ve büyütülmesinde doğaya zarar vermeyecek şekilde olursa yarar var. Bu da mahalli kişilerle ve gruplarla konuşulur ve tartışmaları yapılır ve karar verilir. Buradaki esas yanlış MUÇEV denen tuhaf bir kuruluşun devlet tarafından korunup da Muğla’daki hiçbir kurumun etkisi olmadan burada at koşturmasıdır. Karşı olduğumuz nokta budur. Muğla’nın kıyıları denizleri Ankara’dan yönetilmemeli. Yalnız Muğla’nın değil hiçbir yerin kıyıları Ankara’dan yönetilmemeli” ifadelerini kullandı.

Ufuk Beytekin
Ufuk Beytekin

MUÇEV’in burada uyguladığının yasal bir prosedür olduğunu söyleyen Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin ise “Davayı Marmaris Belediyesi açmıştı. Biz Marmaris Kent Konseyi olarak hazırlıklarını yapmıştık. Belediye bir gün kala davayı açtı ve dava lehimize sonuçlandı. Danıştay’da da lehimize onay çıkınca MUÇEV için yapacak bir şey yoktu. Yasal olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapma hakları var. Burada başvurunun yapıldığı gün halk toplantısı yapılmasına da karar verilmesi olağan bir şey mi! Bilemiyorum. Bunun araştırmasını yapıyoruz. Oldukça tuhaf bir durum. Burada bilirkişi tarafından verilen ÇED gerekli raporunda ayrıntılı bir şekilde gerekçeler yazıyor. Doğa harikası bir yer burası ve iskele metrekare olarak çok fazla genişletilmek isteniyor. Şimdi prosedür işleyecek,” açıklamalarında bulundu.

‘Yapan yapıyor ve yanına kâr kalıyor’
Marmaris’te her şeye turizm adı altında göz yumulduğunu söyleyen Beytekin, “Usulsüz olan her şeyin arkasına gizlendiği perde; turizm oluyor. Sinpaş projesine de karşı çıkarken biz bunu söyledik. Bu projenin mimarı TMMOB’un Marmaris Temsilcisi Ahmert İnoğlu. TMMOB’un çevre konusundaki duruşuna bakın bir de temsilcisinin yaptığı işe bakın. Belediye dava açtığı halde ve bilirkişi lehine karar vermesine karşın gidip bu çalışmaya ruhsat vermişti. Adamlar da iki üç gün içinde denize beton döktüler halk müdahil olunca mahkeme kararı çıktı. Burada Belediye, TMMOB ve MUÇEV ilişkisi var. Aynı Belediye Sinpaş da ÇED raporundan önce 56 tane ruhsat verdi. Bizi rahatsız eden asıl konu bu. Halkın haberi olmuyor. Hiçbir şey duyurulmuyor. Yapan yapıyor ve yanına kâr kalıyor. Esas problemimiz bu. Ülkemizdeki en büyük problem bu” dedi.

Amaçlarının denizcilerin ihtiyaçlarına karşı çıkmak olmadığını belirten Beytekin, “İMEAK Deniz Ticaret Odası da Kent Konseyimizin yürütmesindeydi ve bu iskelenin yapılması yönünde taraf olduğu için ayrıldı. Biz eğer böyle bir ihtiyaç varsa bunu Marmaris olarak beraber deklare edelim ve bu körfez boydan boya bilimsel olarak araştırılsıni, uygun olan yerlere gerçekten tekne bağlamak için yerler yapılsın. Bilim varken, akıl varken tutup da paranın, siyasetin gücüyle yarar sağlamaya çalışmak bu ülkede kimseye bir şey kazandırmıyor. Bir inat uğruna ya da daha kolay çıkar elde edilmesi uğruna bir yerde ısrar etmek hatalı diye düşünüyorum. Biz gerekli bilgileri alacağız, toplantılara katılacağız, tepkimizi göstereceğiz ve itirazlarımızı dile getireceğiz. Neticede bu bir dava süreci. Biz itiraz edeceğiz, dava görülecek ve haklı olan taraf kimse onay veya ret kararı ona göre verilecektir” diye konuştu.

‘Marmaris’in içinde denize giremiyorsunuz’
Konuyla ilgili İMEAK DTO temsilcisiyle görüştüklerini de belirten Beytekin, “Buraya gelen teknelerin çevreyi kirlettikleri için böyle bir ihtiyaç olduğu söylendi. İki yanlış bir doğru etmez. Bir iskelenin büyütülmesi sebebi bir teknecinin çevreye olan vurdumduymazlığına bağlanamaz. Milyon dolarlık bir tekne eğer sintinesini denize boşaltıyorsa, o güzelim koya boşaltıyorsa o tekneye gerekli cezayı versinler. Ağır cezalar verilsin. Siz önce önlemlerinizi alın” ifadelerini kullandı.

Taraflar arasında iletişimsizlik olduğunu vurgulayan Beytekin, “Hiçbir kurumun birbiriyle bağlantısı yok. Halka kimse bilgi vermiyor. Herkes kendi bakış açısından haklı olduğunu iddia ediyor. Bu hepimizi etkileyecek bir şey. Bugün Marmaris’in içinde denize giremiyorsunuz. Turistler ve işletmeciler kaşıntı şikayetinde bulunuyor” diye konuştu.

‘Bu tutuma halk ve çevreciler neden bulamıyor’
Sinpaş projesinde 2 bin işçinin çalıştığını belirten Beytekin, “Burada herhangi bir atık arıtma veya toplama sistemi yoktu. Yangın demediler, inşaat yasağı dinlemediler, milli parkta dinamit bile kullandılar. Gece gündüz çalışıyorlar. Şu anda mühürlü inşaatta dahi çalışıyorlar. Hâlâ bu pislik denize akıyor. Buna dur diyen yok. Bunlara özellikle yetkililer olmak üzere kimse ses çıkarmıyor. Geliyorlar burada iskele büyüteceğiz diyorlar. MÜCEV lehine takındıkları bu tutuma halk ve çevreciler neden bulamıyor” dedi.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın