Limanlarımızda teknolojik gelişmişlik artıyor

MDN İstanbul

Denizcilik sektöründe son dönemde yapılan liman ve marina özelleştirmeleri büyük ilgi çekiyor. Özellikle büyük holdinglerin denizcilik sektörüne girip armatörlük yapmaya başlaması veya liman ve marina satın alarak işletmeye başlaması krizin etkilerini hissetmeye devam eden sektörün hala yatırım yapılabilir olduğunun önemli bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Özelleştirilen ve inşa edilen limanların sayısı artıkça bu sektöre yönelik ekipman imal eden yabancı şirketlerin de Türkiye’ye ilgisi artıyor. Port Finance International Türkiye’de 5. Kez düzenlediği Konteyner Teknolojisi Konferansıyla sektörün paydaşlarını bir araya getirmeye bu yıl da devam etti. Toplantı esnasında fikirlerini aldığımız limancılık sektörünün temsilcileri son ekonomik gelişmelerden kaygılı. Geçen yıl çıkan yönetmeliğin de sektörün eksikliklerini gidermediği konusunda neredeyse tüm sektörün fikir birliği halinde olduğu görülüyor. Ancak mevcut durumdan şikayet etseler de limanlar teknoloji ve altyapıya yatırım yaparak kapasitelerini artırma konusunda oldukça istekliler.

Yeni çıkarılan liman yönetmeliği sektörü üzdü
Çelebi Bandırma Limanı eski Genel Müdürü Özgür Durmaçalış limancılık sektöründeki son gelişmeleri değerlendirirken Türkiye’de 2013 yılında yaşanan ekonomik durgunluğun sektörü de etkilediğine dikkat çekti.
“2013 yılı bizim dış ticaretimiz için de, içerdeki ihracatçı ve ithalatçı için de beklenen gibi geçmedi. 2012’de yaşanan olumlu gelişmelerin 2013’de aynı düzeyde olmaması limanları da kötü bir şekilde etkiledi. Bu yüzden 2013 yılında önümüzdeki yıllar için daha konservatif bütçeler yapıldı. 2013 yılında yapılan yeni düzenlemelere limanların adaptasyon süreci devam ediyor. Ticari açıdan vasat bir yıl olan 2013’te yapılan mevzuat değişiklikleri açısından hareketli geçti. 2014 yılı başlarken doların aşırı değerlenmesi ithalatı yavaşlatarak ihracatı coşturdu. Bu ani düşüşler ve yükselmelerin seçim sürecinin ardından yoluna girerek hedeflerin tutturulacağına inanıyorum.”
Gelecek yıllar için konulan yüksek hedefleri tutturabilmek için idarenin sektörün önünü açması gerektiğini savunan Durmaçalış, devletin düzenleyici görevlerini yerine getirdiği taktirde sektörde büyük bir hareket yaşanacağını dile getirdi.
“2010 yılında yapılan kıyı yapıları master planında limanlardaki gelişen teknolojilere uyum sağlamanın önemi vurgulanıyordu. Kanun ve yönetmeliklerle devlet yatırım yapmak isteyenin önünü açacak düzenlemeleri getirmeli. Örneğin; TCDD’nin sahip olduğu şu an özelleştirilen limanlarımızın ihale şartnamelerine günün teknolojik koşullarına uyma taahhüdü isteniyor. Ancak diğer özel işletmeciler kendi inisiyatiflerine göre teknolojili kullanıyor. Kârlı ve efektif bulduğu teknolojik ekipmanları kullanıyor. Devletin bu konuda regülatör görevi üstlenip limanların yeni teknolojik modellere uygun hale gelmesini sağlaması gerekiyor.
Limanlardaki eksiklerin en başında her limanımızın ulusal master planı dahilinde kurulmuş olmaması geliyor. Yoğun rekabet şartlarıyla boğuşan özel sektörün yönlendirilmesi için bir takım adımlar atması gerekiyor. Bence bu konuda Türklim’e de önemli görevler düşüyor.”
Türkiye’nin yeni limanlar inşa etmeden önce mevcut limanların iyi analiz edilmesi gerekiyor. Limanların teknolojisinin yanında havayolu ve demiryolu bağlantıları, yük giriş çıkışlarının, iş akışlarının incelenmesi, bölgenin ekonomik ve demografik yapısının iyi tespit edilmesi, limanın hinterlandıdaki kentlerdeki endüstrileşme düzeyinin belirlenmesi gerekiyor. Mevcut limanlar optimum hale getirildikten sonra ihtiyaçlar göz önünüde bulundurularak daha doğru adımlar atılabilir.

Liman yerleri gemi
büyüklüğüne uygun seçilmeli
Liman yönetmeliği için çok büyük emek harcandığını belirten Durmaçalış, statejik açıdan biraz aceleye geldiği için eksiklikleri bulunan yönetmeliğin limanların koşulları göz önüne alınarak düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
“Her limanın rüzgarı, akıntısı, coğrafik koşulları ve kabul ettikleri gemi büyüklüğü aynı değil. Her liman aynı olamamakla birlikte her limana aynı güçte römorkörü koymak, hele ki o römorkörün kullandığı teknolojiyi hiçe sayıp koymak, sadece çekiş gücüne göre veya tonajına göre bir şey belirlemek pek doğru değil. Açıkçası sektörümüz yeni yönetmelik devreye girdikten sonra zor durumda kaldı. İmar planında yapılacak yeni düzenlemeler limanların yatırım yapması açısından büyük önem taşıyor.
Büyük gemilerin yanaşması için bizim limanlarımız şu an uygun değil. Ancak geleceği kurtarmak mümkün. Anlaşılan o ki gemi boyutları önümüzdeki yıllarda daha da büyüyecek, bu sebeple yönetmelikleri ve imar planlarını gelecekteki koşulları planlayarak yapmak gerekiyor. Zaten gelecekte limanların kapasitelerine ve elleçleme kabiliyetlerine göre sınıflandırılacağını düşünüyorum. Derinlik ve coğrafi koşullar dikkate alınarak yeni limanlar planlanmalı. Çünkü bazen limanın teknolojisi, hinterlandı ve altyapısı üst düzeyde de olsa doğal koşullar limanın kapasitesinin artmasını engelleyebiliyor.”

‘2014 yılında 600 bin teu konteyner elleçleyeceğiz’
Evyapport Operasyon Yöneticisi Güven Karagüven limancılık sektörünün geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.
2013 yılının Türk limanları açısından verimli bir yıl olduğuna değinen Karagüven sektördeki büyümenin kendi işlerini de artırdığını vurguladı: “2013 sektör açısından iyi bir yıl olduğunu düşünüyorum. Evyapport sektörün büyümesi açısından önemli bir rol oynadığını söylemeliyim. Şu an Türkiye’de konteyner elleçlemesinde 458 bin teu büyüklükle dördüncü sıradayız. İzmit körfezinde ise lider durumdayız. İnşallah bundan sonraki yıllarda da gücümüzü daha da artırarak hem sektörü hem de limanımızı büyüteceğiz.”
İçinde bulunduğumuz 2014 yılından umutlu olduklarını kaydeden Karagüven, sektörün görüntüsü bu yıl büyümenin daha hızlanacağı yönünde olduğunu kaydetti. “2014 yılında sektör olarak büyüyerek daha da ileriye gideceğiz. Her yıl büyüyen Evyapport da çizgisini bir kademe daha üste çıkaracak. Ekipman teknolojisine yaptığımız yatırımların bizi ileriye götürdüğünü görmekten memnunuz. Limandaki geliştirmelerimiz ve teknolojik altyapımızla genel ekonomiye de önemli katkı sağlayacak düzeye ulaştık.”
Limanların ulaşım altyapısının eksikliğinin yanı sıra ihraç edilecek ürün arzında da ciddi sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Bu konuda dünyadaki büyük limanlardan örnek alınması gerektiğini belirten Karagüven, sektörün gelişmiş ülkerdeki limanların teknolojik seviyesine ulaşma konusunda istekli olduğunu söyledi.
“2023 hedeflerine ulaşılabileceğine inanıyoruz. Bu hedefe ulaşmak için sektör olarak gerekli hazırlıkları yapma konusundaki kararlılığımız sürüyor. Gelişmiş yabancı limanların çalışma sistemlerini ve teknolojilerini örnek alarak eksiklerimizi gidermemiz halinde hedeflere gerçekleştirme konusunda önemli yol almış oluruz. Biz de limanlar olarak kendi hedeflerimizi yüksek tutarak büyük miktarlarda yatırım yapıyoruz. Yatırımlar bizim kapasitemizi ve hızımızı artırarak önemli miktarda geri dönüş sağlıyor.
Limanlarımızın hem yer hem de teknoloji açısından dev limanlarla yarışabilmesi için ihracat ve ithalat kapasitemizin yanında ürün çeşitliliğini artırmamız gerekiyor. Bu konuda sektör büyük bir çaba içerisinde, her gün biraz daha ileriye gidebilmek için hedefleri yüksek tutuyor. Bu yıl yüzde 30 civarında büyüyerek 600 bin teu civarında konteyner elleçeyeceğimizi düşünüyorum. Sürdürülebilir büyümeyi sağlayarak önümüzdeki yıllarda inşallah 1 milyon teu konteyner elleçleme rakamına ulaşacağız. “

Limanlar büyüyen gemilere uygun hale getirilebilir
Limaş Konteyner Terminali Müdürü Uğur Kılıç, Türkiye’de son dönemde büyük gelişim gösteren son ekonomik gelişmelerle birlikte limancılık sektörünün içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
1992 yılından bu yana İzmit’e bağlı Yeniköy Beldesinde Hayat Holding’e bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Limaş Liman İşletmeleri son yıllarda özellikle liman teknolojisi alanında yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. Türkiye’de Limancılık sektörünün son yıllarda büyük bir aşama kaydettiğini belirten Uğur Kılıç, ancak hiçbir sektörün genel ekonomiden bağımsız gelişemeyeceğinin altını çizerek son dönemde yaşanan ekonomik gelişmelerin kaygı verici olduğunu söyledi.

‘Liman sayıları yeterli’
“Döviz kurunun artması orta ve uzun vadede limancılık sektörü açısından zarara neden olacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin ithalatı ihracatının çok üstünde. Ayrıca sektör olarak daha çok ithalata yönelik çalıştığımız için yüksek kurdan dolayı talep konusunda sıkıntı yaşanacağını düşünüyorum. Azalan talep rekabeti artırarak fiyatları düşürecek ve sektörün kâr marjını etkileyecektir. Buna rağmen 2013 yılı sektör açısından çok olumlu geçti. Ancak 2014 yılı için ne yazık ki pek umutlu değilim. İhracat ve ithalatta önemli miktarda gerileme yaşanabilir. Bu doğrultuda 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi çok zor görünüyor.”
Son dönemde limanların özelleştirilmesi ve yeni liman projeleri sektörün en önemli gündem maddeleri arasında bulunuyor. Mevcut liman sayısının, özelllikle de konteyner limanlarının, yeterli olduğunu ifade eden Kılıç, tüm limanların teknolojiyi yakından takip ederek imkânları dahilinde altyapılarını iyileştirdiklerine dikkat çekti.
“Limanlarımız Avrupa’daki limanlarda yapılan teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor. Ancak Avrupa’daki limanlarla hem ülkede yapılan ticari faaliyetler hem de iskele uzunlukları açısından karşılaştırmak doğru olmaz. Farklı segmentlerdeki limanlar yerine bizimle daha çok benzeşen ülkelerle karşılaştırıldığında teknolojik yeterliliğimizin üst düzeyde olduğunu söyleyebilirim, her geçen gün de daha iyiyye gidiyoruz.
Son dönemde devletin elindeki limanlarla ilgili ihalelerde yaşanan sıkıntılar istenen yüksek fiyatlardan kaynaklanıyor. Şartnamelere bakınca limanın 20-25 yılda yatırımını çıkarması gerektiğini görüyoruz. Bu şartlarda hiç kimse böyle bir yatırıma girmez. İhaleye çıkan limanlarda hem büyük bir miktarda altyapı ve teknoloji yatırımı gerekiyor, hem de imar izinleriyle ilgili sıkıntılar giderilmemiş. Bir de limanların elindeki mevcut kontratların devamı istendiğinde limanlar hiçbir yatırımcı için uygun olmuyor. Şartnamaedeki sıkıntılar giderilip fiyatta makul seviyelere çekildiğinde bu limanlara talebin yüksek olacağını düşünüyorum.”
2013 yılının limancılık sektörü açısından genel olarak beklentileri karşıladığını belirten Kılıç, özelleştirilen limanların faaliyetlerini durdurmasından dolayı diğer limanlara geçici bir yük akışının olacağını ancak orta vadede bu ivmenin yavaşlayacağını belirtti. Limanların gelişmesinin sektörü büyütmeyeceğini önemli olanın üretici ve sanayici tarafında büyüme olduğunu belirten Kılıç, elleçleme kapasitesinin artmasının tek başına bir şey ifade etmeyeceğini kaydetti.
“Körfez bölgesine baktığımızda Derince limanı özelleştiriliyor, Asyaport dev bir kapasiteyle açılıyor. Konteyner elleçleme kapasitesi artıyor ancak ortada büyüyen yük kapasitesi olmadığında bu sektörü ileriye götürmez. Devletin koyduğu hedeflere ulaşmak için biz ilmanlar olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Ekipman, iskele, altyapıya büyük miktarda yatırım yapıyoruz. Son dönemde büyüyen ve şişmanlayan gemiler için yeni ekipman yatırımları yapılması gerekiyor. Kapsitenizi artırmak, iskeleyi uzatmak veya derinleştirmek için izin tekrar idareden izin alınması, imar planının buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu da ne yazık ki çok fazla zaman alıyor. Bu konularda idareden esneme ve hızlanma bekliyoruz. Bir liman için 47-48 ayrı kurumdan izin alınması gerekiyor arada koordinasyon sıkıntısı da olduğu için çok fazla zaman kaybediyoruz. Örneğin Hamburg’da liman otoritesi taleplere 3 ay içinde olumlu-olumsuz içinde cevap vermek zorunda. Yatırımın bizi en çok düşündüren kısmı izin almak yoksa yatırım konusunda özel sektörün herhangi bir çekincesi yok.”

Konteyner yatırımıyla
fark yarattı
Türkiye’nin en büyük yerleşim alanına sahip özel limanlarından biri olan Limaş’ın dökme sıvı depolama, geçici depolama sahası, genel kargo gemileri ve kimyasal tankerlerin yükleme ve boşaltma faaliyetlerinin yanı sıra, son dönemde yaptığı yatırımlarla konteyner gemilerine yükleme, boşaltma ve depolama hizmetleriyle öne çıktığı biliniyor.
Uğur Kılıç yeni teknolojilere adaptasyon konusunda yoğun bir şekilde çalıştıklarının altını çizerken mevzuat konusunda devlet yeni kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptığı taktirde liman kapasitelerini daha da artırmak istediklerini söyledi.
“Teknolojik açıdan herhangi bir sıkıntımız yok. İzmit körfezine son dönemde 350-360 metrelik gemiler de girmeye başladı. Gemilerin kapasitesi, yükleri, bunları elleçleyecek ekipman da belli. Bunlar için gereken yatırım maliyetini ve yapılacak yatırımların mali getirisini de kolaylıkla hesaplayabiliyorsunuz. Sanayici açısından risklerin açık olduğu ancak çıkış yollarının da belli olduğu bir sektör olduğu için oldukça cazip. Limanların Türkiye ticaretini daha ileriye götürmesi için gerekenin işbirliği içinde yapılacağına inanıyorum. Bu konudaki taleplerin kısa zamanda çözüleceğine inanıyorum. Mevzuat uygun olursa biz de kapasitemizi artırmaya hazırız.
“Konteyner terminalimizin iskele22 metere genişlite ve 480 metre yanaşma uzunluğu bulunuyor. 50.000 dwt’ye kadar olan konteyner gemilerinin elleçlenebildiği terminalimiz 18 metre derinliğe sahip. Tank terminalimizde ise toplam 126 bin metreküp kapasiteye sahip 45 adet tank bluunuyor. Ayrıca 50 bin dwt’ye kapasitede genel kargo gemilerinin yanaşabildiği iskelemizde kargo gemilerine yükleme, boşaltma ve istifleme hizmetleri veiryoruz. Bunun yanında tesisimizdeki 44100 metrekare alandaki antrepomuzda geçici istifleme hizmeti veriyoruz.”

Bunu Paylaşın