Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık’taki, “Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz,” açıklamasıyla birlikte Türkiye’de, “Kur Korumalı TL Mevduat Hesabı” devreye girdi
Dolar/TL kuru 18’in üzerinde seyrederken, Erdoğan’ın açıklamalarının ardından hızla geriledi. Vatandaşın Türk Lirası’ndan kaçışını önlemek için yürürlüğe sokulan bu uygulama ile birlikte dövizin TL’ye dönmesine dair bir adım atılmış olundu. Ekonomistler, yeni uygulamanın kısa vadede getirilen bir çözüm olduğunu söyledi ve alınan kararların etkisininse hemen görülmeyeceği de belirtildi.
Yeni ekonomi modeli: Üretim odaklı ihracatı önceleyen Türkiye
Erdoğan’ın da dile getirdiği ekonomide Çin modelini değerlendiren ekonomistler, ucuz iş gücüne dayanan bu modelin Türkiye için negatif sonuçlar doğuracağını belirttiler. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda yaşanan değişim sonrası Lütfi Elvan’ın yerine getirilen Nureddin Nebati, iş insanlarıyla bir araya geldiği toplantıda, Türkiye’nin “yeni ekonomik modelinin” Çin ya da Güney Kore olmadığını ve bu modelin Türkiye’ye özel olduğunu söyledi. Kamuoyuna yapılan açıklamada, “Üretim odaklı ihracatı önceleyen Türkiye ekonomi modelini uygularken tüm araçlar etkin bir şekilde kullanılacaktır,” denildi. Yeni modele göre; üretimin ithalata olan bağımlılığı nedeniyle büyümenin yüksek gerçekleştiği dönemlerde yüksek cari açık verilmesi ve büyümenin düşük gerçekleştiği dönemlerde düşük cari açık verilmesi sarmalından çıkılması amaçlanıyor. Ekonomide Türkiye Modeli’nin temelinde yüksek büyüme ve düşük cari açık olduğunu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı açıklanan “Kur Korumalı TL Mevduat Hesabı” adımından sonra, “Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın oluştuğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Kur iyi bir yerlerde dengeye gelecektir,” de dedi.
Faiz indirimleri 2022’de de devam edecek mi?
Erdoğan, yeni ekonomi programıyla ilgili yaptığı bir diğer açıklamada, “Türkiye’yi en büyük 10 ekonomi arasına sokma hedefine hızla ilerlediklerinin” altını bir kez daha çizdi ve “faiz zengini daha zengin yapar, biz bu çarkı bozup milleti hedefine ulaştıracağız,” dedi. Bu açıklamalarla birlikte Erdoğan, yeni yıl sonrası yapılacak para politikaları toplantılarında düşük faiz politikasının devam edeceği sinyalini de verdi. FED’in 2022’de faizlerini 3 kez artıracağını söylemesi ile gelişmekte olan ülke ekonomilerinde atılacak adımlar daha da öne çıkarken; sıkı para politikaları bu yıl gelişen ülke ekonomilerini de öne çıkaracak.
Türkiye ekonomisinin yıllardır çözülemeyen en önemli sorunu kronik enflasyon. Düşük tutulan faiz nedeniyle döviz kurlarında meydana gelen hızlı artışın etkisini telafi edecek olan yeni desteğin, kamu açıklarını daha da büyüteceği ve zaten yüksek olan enflasyonu daha da tırmandıracağı kaygısı uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Ayrıca dünyada, kalıcı yüksek enflasyon riskinin arttığı süreçte Merkez Bankası, yüzde beş enflasyon hedefinden de vazgeçmiyor.
TOBB: Adımları gayet olumlu buluyor ve destekliyoruz
Türk Lirası’nda durdurulamayan değer kaybının ardından iş dünyasından da peş peşe açıklamalar gelmiş ve istikrar talebi yinelenmişti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ilk olarak piyasaların istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. Daha sonra ise Erdoğan’ın ilan ettiği ekonomik önlem paketine ilişkin yeni bir açıklama yaptı ve “Döviz kurlarındaki aşırıya kaçan, olağan dışı yükselişlerin önüne geçilmiştir. Mali piyasalarda istikrar artmıştır. Türk Lirası’na güveni tesis eden ve istikrarı güçlendiren adımları gayet olumlu buluyor ve destekliyoruz,” dedi. İş dünyası kurda yaşanan ani düşüşle birlikte tedbirlerin faydalı olacağını ve üretimin bu sayede artabileceğini düşünüyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın durduğu ve kurun bir banda oturmasından sonra atılan yeni adımların bütçe üzerinde oluşturacağı yükünse borçlanmayla mı, vergilerle mi, yoksa TCMB’nin para basmayla mı karşılanacağı ise en kritik soru olarak elimizde duruyor.
Yeni ekonomi politikası tutar mı?
Hükûmet çevrelerine göre düşük faiz politikası Türkiye’nin üretim ve ihracatını artıracak, yabancı yatırımlar için ülke cazip bir hâle gelecek. Yeni adımların yabancı yatırımcıya etkisi ise hâlâ güven üzerinden değerlendiriliyor. Güven kaybeden bir para politikası ve piyasadaki oynaklık ise yatırımcının adımlarını temkinli atmasına etki ediyor.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.
