‘Kullandığımız teknoloji, pek çok rakibimizin ilerisinde’

Yeşim Yeliz Egeli

Onur Yüksek Teknoloji A.Ş., Ağ Destekli Yetenek Genel Müdür Yardımcısı Uğur Kocabaş, Ankara’da 11’incisi düzenlenen Deniz Sistemleri Semineri’nde, MarineDeal News’un üzerinde çalıştıkları projeler hakkında sorularını yanıtladı

Okurlarımız için sizi tanıyabilir miyiz?

Onur Yüksek Teknoloji A.Ş. Ağ Destekli Yetenek Genel Müdür Yardımcısı’yım. Onur, 40 yılı aşkın süredir, yaklaşık 43 yıldır, Türkiye’de ses haberleşme sistemleri konusunda uzmanlaşmış, dünyada öncü, çok niş bir alanda özel faaliyet gösteren seçkin bir firma. Bunu, kendimden çok emin bir şekilde söylüyorum. Hem havacılık sektöründe hem de çok uzun bir süredir denizcilik alanında, askerî ve sivil çözümler sahaya indiriyoruz. Ve gerçekten de onur duyarak, bunları insanlarla buluşturuyoruz. Hava Kuvvetleri için üretilen, Hava Savunma Telsiz Ağ Projesi’yle, askerî alana çok kuvvetli bir giriş yaptık. Gerçekten de onların operasyonel alanda, hayatını çok kolaylaştıran bir çözümdü. Daha sonra üzerine, Ağ Destekli Yetenek Grubu Paketleri eklenmeye başladı. Deniz Kuvvetleri için yürütülen, DETTA (Deniz Telsiz Taktik Ağı) Projesi ve Sahil Güvenlik Komutanlığı için yürütülen, Sahil-Net Deniz Projesi dünya üzerinde örnekleri olmayan, çok vizyoner ve özgün projeler. Sahil-Net Deniz, şu anda sahada kullanıcılarıyla buluştu.

Peki projelerin özgünlüğünü kim onaylıyor?

Ben hep bu örneği gösteriyorum, Ay’a bile gideceğim deseniz daha önce gidilmişi var ama bizim sahada, yaklaşık, 5 birbirine benzemeyen farklı iletişim kanalıyla 50’den fazla düğümü, nodu buluşturduğumuz başka bir mobil ağ yok. Bu kadar komplike bir sistem yok. Biz buna, hibrit ağlar diyoruz. Özgünlüğü buradan geliyor. Açıkçası bunun benzeri, bir ikincisi yok. Biz, Amerikan Sahil Güvenlik Komutanlığı da dâhil pek çok bu alanda ihtiyacı olan kurumla görüşüyoruz. Sahada kullanımı yaygınlaştıkça, en azından Türkiye’de, dünya üzerinde de karşılık bulacağını düşünüyoruz.

Peki şu an mühendislik alanında hâlihazırda devam eden, yeni ürettiğiniz inovatif bir projeniz veya üretiminiz var mı?

Mühendislik alanındaki, Ağ Destekli Yetenek grubunda en azından, en öne çıkan projelerimiz denizde, karada, havada; unsurları birbiriyle buluşturan ve örgün ağ iletişimi (mesh) kuran Kablosuz İletişim Modülü. Bu da yaklaşık 2,5-3 yıldır sahada kullanıcıların hizmetinde. Bu iletişim kanallarının haricinde, biz telsiz yönetimi, telsizlerin veri haberleşmesi için kullanımı, bu farklı iletişim kanallarının bir network kontrolüyle birden fazla nod arasında, merkezsiz şekilde kullanımı konusunda çalışıyoruz. Aslında, bu alanda, pek çok patent getirecek çalışma var. Bu alanda da kendimizi, en azından o patent sürecine uydurmaya çalışıyoruz. Yani sonuç olarak, sürekli geliştirmeye çalıştığımız çok komplike ve büyük bir sistem var. Bunun da içinden küçük parçalara ayırdığımızda, daha tikel projeler çıkabileceğini düşünüyoruz. Ama sonuçta bizim amacımız bu özgün projeleri geliştirip, büyük yapısıyla birlikte daha bütüncül çözümler sağlamak.

TF2000 Projesi ile ilgili sunacağınız bir ürününüz var mı?

Biz denizle, deniz haberleşmesiyle ilgili pek çok şey üretiyoruz. Deniz Kuvvetlerimizin kullanımına sunacağımız birkaç sistemimiz var. Belki, o kullanımdan sonra aradaki fark daha iyi görülecektir diye düşünüyorum. Ama çok açık söyleyeyim, kullandığımız teknoloji, pek çok rakibimizin ilerisinde ve buradaki en ayırt edici özellik ses ve veri haberleşmesinin aynı sistemle, aynı platformda sunuluyor olması. Bu da bize gerçekten, çok esnek harekât kabiliyeti kazandırıyor. Bu yönüyle yaygınlaştırma sürecinde her türlü platformda olmayı hedefliyoruz.

Üretmiş olduğunuz ürünler dünyada tek veya rakipsiz. Ama rakipleriniz var?

Ses haberleşmesinde biliyorsunuz her şeyin alternatifi var. Eğer, bir yerden yapamıyorsanız bunu… Ki biliyorsunuz, ses haberleşmesinde deniz muhaberesi yüzyıllardır var. Onur ise yeni nesil muhabere tekniği getiriyor, günümüz teknolojisinin imkânlarını kullanarak en gelişmiş sistemlerle kullanıcıları buluşturuyor.

Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik ile ilgili yürüttüğünüz projeler nelerdir?

Deniz Kuvvetleri ile çalışıyoruz. Mesela, DETTA Deniz Kuvvetleri için yürütülen bir proje. DEHATA Projesiyle de ses haberleşme sistem ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ayrıca TUSAŞ tarafından üretilen İHA’ların da ses haberleşme çözüm ortağıyız. Bu kapsamda bütün kullanıcılara hizmet veriyoruz.

Sahil Güvenlik’te ise hem ses haberleşmesi hem de veri haberleşmesinde varız. DETTA, mobil veri ağı projesi. Dolayısıyla üzerinden taktik veriler, IP veriler akıyor. Sahil-Net Projesi’nde hem veriler akıyor, bir taraftan da sesli haberleşme, telsiz haberleşmesi de var. Yani özgün olan kısmı aslında, bütün bu bütüncül çözümün çok yaygın olarak kullanılıyor olması. Yoksa, küçülttüğünüz zaman el telsizi de kullanabilirsiniz, malumunuz. Alternatifi var mı, var. Yeni mi? Tartışılır. Ama tabii ki oradaki maksat, bugünün teknolojisini son noktada kullanıp, elinizde ne varsa otomize edilmiş bir şekilde kullanıcıya sunulması.

Denizaltı projelerimizde hiç bulundunuz mu ya da bulunacak mısınız?

Ses ve veri haberleşmesine yönelik tüm projelerin yakın takipçiyiz öyle ki dünya standartlarındaki isterleri karşılayabiliriz ve kullanıcıya özel geliştirdiğimiz çözümlerimizle sunabiliriz. Dolayısıyla denizaltı projelerimizde de üst seviyede çözüm sunacak yeteneğe sahibiz. Sonuçta denizaltıda hem dâhili hem harici muhabere var. Ama diğer suüstü gemilerinden farklı olarak, dâhili muhabere çok daha ön planda. Dolayısıyla bizim bu alanda da yetkinliğimiz var. Ümit ediyoruz ki artık sistemler yaygınlaştıkça, kullanılan platform çeşitleri artacaktır.

Yurtdışı için sürdürdüğünüz projeleriniz var mı?

Burada öncelikli olan kendi ülkeniz unsurlarının kullanması. Ondan sonra, dış pazarlara açılım ve ihracat. O yüzden de bizim ilk hedefimiz, Sahil-Net Deniz Projesi’ni tamamlamak. Oradan edindiğimiz tecrübeyle de hızlı bir şekilde yaygınlaştırılmasını sağlamak.

Siz iletişimi uydu aracılığıyla yapıyorsunuz ya güvenliği nasıl sağlıyorsunuz?

Uydu bizim için bir iletişim kanalı. Biz, oraya gönderdiğimiz her türlü yayını, kendi içimizde şifreliyoruz. Dolayısıyla bir sonraki noda ulaşana kadar zaten şifrelenmiş oluyor. Oradaki önemli nokta şu, uyduyu kaybederseniz hâlâ bir veri ağı kullanacağınız bir iletişim kanalınız oluyor. Diğer kablosuz iletişim modülünü kaybederseniz, hâlâ UHF veya HF network’leri üzerinden, veri iletebileceğiniz bir iletişim kanalınız oluyor. Yani bu da gerçekten çevresel koşullara, enterferansa, karıştırmaya, düşürmeye çok ciddi bir dayanım sağlıyor. Aslında, farklı kılan o. Zor olan da şu ki; uydu, kablosuz iletişim modülü, işte geniş bant veri sistemleri, hücresel yayınlar, HF network, UHF network bunlar birbirinden çok farklı protokollerle işletilen çevrimler. Buradaki zorluk, birinin gecikmesi 30 saniyeyken, diğerinin 2 milisaniye olduğu iletişim kanalları dünyasını, eksiksiz bir şekilde bir araya getirmek ve 50 düğüm içerisinde, tabiri caizse, tıkır tıkır çalışmasını sağlamak. İşin zorluğu da burada. Çünkü genelde bütün ağ, en düşük iletişim kanalına göre şekillenir. Eğer öyle olursa da çok ciddi bir yavaşlama olur, hiçbir veriyi aktaramazsınız. Bizim burada koyduğumuz akıl (Akıllı Yönlendirme Birimi), ağı sürekli denetliyor, iyileştiriyor, en iyi rotaları buluyor ve siber güvenlik anlamında sızmaları engelliyor ve askerî standartlara uygun, güvenli bir çevrim oluşturuyor.

Peki diğer firmalara kıyasla fiyatlarınız yüksek mi, yoksa tam tersi yerli üretim yaptığınız için daha mı uygun? Ve ürünlerinizin yüzde yüzü yerli mi?

Biz donanım bağımsız çalışan bir firmayız. Sistemler üzerindeki bütün yazılımlar hiçbir lisans gerektirmeksizin, hepsi bize ait. Dolayısıyla bir donanım bağımlılığımız yok. Son derece rekabetçi fiyatlarla çalıştığımıza inanıyoruz.

Bu görmüş olduğunuz muhabere panelini ele almak gerekirse, burada biz içerisinde bir panel PC kullanıyoruz. Herhangi bir panel PC kullanabiliriz. Bizim için önemli olan askerî standartlarda olması. Biz onu, üzerine giydirdiğimiz yapıyı, içine yüklediğimiz yazılımla sisteme uygun ve sistemin uzayan bir parçası hâline dönüştürüyoruz. Aşağıda görmüş olduğunuz kabinetimiz. Onun üzerindeki her modül de Onur’un kendi imalatı. Tabii ki çip seviyesinde takdir edersiniz ki üretim yapmıyoruz. Gerek de yok zaten. Ama önemli olan buradaki dizayn, entelektüel birikim ve yine aynı şeyi söyleyeceğim, yazılım tabanlı sistemlerde en önemli şey, yazılım. İçerisindeki her katmandaki yazılım, sonuçta bize ait. Özellikle Hava Kuvvetleri’yle yürütülen, Hava Savunma Telsiz Ağı Projesi’nde çok ciddi bir telsiz uyumlandırma tecrübesi edindik. Bugüne kadar binlerle ifade edilen sayıda telsizi, sistemlerle uyumlandırdık. Bu şu demek, bu görmüş olduğunuz modern ara yüzlü panel üzerinden, son derece ilkel telsizleri yönetebiliyorsunuz, bağlayabiliyorsunuz ve kullanabiliyorsunuz, lokasyon bağımsız olarak. Yani ben bu canlı sisteme, sahadaki Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bir botunu bağladığımda ki bunu yapabilirim, onun telsizini seçip çok uzak bir noktada, buradan çıkış yapabilirim. Onun telsizi üzerindeki yayını, buradan dinleyebilirim. Zaten o bota tek bir dokunuşla basıp, ulaşabilirim demek. Bu alanda da binlerce telsizi sisteme entegre etmek, gerçekten çok ciddi bir alan tecrübesi gerektiriyor ve getiriyor. Açıkça söylemek gerekirse biz de bunun konforunu yaşıyoruz.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın