Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE)’nun faaliyetlerine Anonim Şirket (AŞ) olarak devam etmesine ilişkin hazırlanan kanun teklifine tepkiler gelmeye devam ediyor.
Hükümet, MKE’nin, yapısı ve statüsünü değiştirmek için taslak hazırlamış ve kurumun, bundan sonra faaliyetlerine Makine ve Kimya Endüstri AŞ olarak devam etmesi öngörülmüştü.
Kanun teklifi gereği Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı faaliyet göstereceği söylenen MKE’ye özel statüde yerli ve yabancı personel alınması planlanıyor.
İlginizi çekebilir: MKE, MSB’ye bağlanıyor
Teklif sonrası pek çok tepki gelmiş, Ankara’daki MKE binası önünde çalışanlar toplanmış ve protestolarda bulunmuştu.
MKE fabrikalarının bulunduğu Kırıkkale’de Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşların ve muhalefet partilerinin katılımıyla “MKE’ye Sahip Çık” mitingi düzenlenmişti.
Hükümet tarafı ise teklifin, Makina ve Kimya Endüstrisi’nin, Avrupa standartlarına uygun hâle getirilmesi, rekabet ortamı oluşturulması ve üretimin artırılması amacıyla yapıldığını savunuyor. Ayrıca çalışanların haklarının etkilenmemesi yönünde çalışmalar yapıldığı bilgisi de veriliyor.
Konuyla ilgili son olarak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Metalurji Ve Malzeme Mühendisleri Odası bir yazı yayımladı. Oda, tasarıyı Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin yağmalanması ve özel sektöre peşkeş çekilmesi sürecinin bir parçası olarak değerlendirirken kamuoyunu yerli üretime ve çalışan haklarına sahip çıkmaya davet etti.
TMMOB Metalurji Ve Malzeme Mühendisleri Odası’nın konuyla ilgili yayımladığı yazı:
KİT’lerin yağmasında son durak: M.K.E.
Hemen her toplumsal süreçte değinildiği gibi; kısaca KİT diye anılan Kamu İktisadi Teşekküllerinin yağmalanması ve özel sektöre peşkeş çekilmesi süreci de 12 Eylül faşist darbesi ile başladı. Devletin “sosyal devlet” niteliğinin toplumsal karşılığı olan KİT’ler 12 Eylül darbesinin iktidara taşıdığı Turgut Özal döneminden başlanarak; önce teknolojik yenilenmelerine izin verilmedi, sonra yandaşları doldurarak kadro şişkinliği yaratıldı. Böylece “zarar” eder hale getirilen KİT’ler, “bakın bunlar devletin sırtında yük” denilerek değerlerinin çok çok altında bedellerle özel sektöre peşkeş çekildi.
Paşabahçe, Beykoz, Sümerbank, PTT böyle gitti. Tekel böyle yok edildi. Şeker fabrikaları tek tek yağmalandı. Bugün Karadeniz çayını yabancı markalarla alıyorsanız, Emperyallerin kendi ülkelerinde yasakladıkları tatlandırıcıdan yapılan şekerler kullanıyorsanız, yabancı sigaralar içiyorsanız bu politikaların sonucudur.
KİT’lerin yağmalanması İsdemir, Karabük Demir Çelik İşletmeleri, Tümosan, Petkim, Tüpraş gibi temel sanayi kuruluşlarına da yöneldi. Son olarak geçen yıl Sakarya Tank Palet fabrikası satılmıştı.
Kamu İktisadi teşekkülleri yerli olmak, kendi kendine yetmek ve bunun sonucu olarak da başkalarına bağımlı olmamak gibi temel bir işlevi yerine getirirken, yarattıkları kültür ile de toplumun sosyal yapısını geliştiren ve değiştiren kurumlardır.
Devletin sosyal niteliği yanında bağımsızlığın da temeli olan bu kuruluşların yağmalanmasına tarihsel açıdan da büyük önemi olan Makine Kimya Endüstrisi Kurumu ekleniyor.
30 Mart 1950’de kurulan M.K.E. ilk eğitim uçağını yapmak, demiryollarına malzeme sağlamak gibi ilkleri gerçekleştirirken 18 bin çalışana ulaşmış ancak son dönemdeki politikalar sonucu bugün 11 fabrikada 5 bin 500 civarında çalışana indirgenmiştir.
On yıl önce Hıfzıssıhha’yı kapattıkları için bugün pandemi koşullarında aşı için yabancıların insafına terk edilen ülke M.K.E.’nin de elden çıkarılması ile temel sanayi ürünleri konusunda hiçbir ürünü üretemez duruma gelecektir.
Kaldı ki her özelleştirmede olduğu gibi çalışanlar işten atılacak, yıllarca verilen emekler boşa gidecektir.
TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası olarak tüm kamuoyunu; özünde halkın olan KİT’lere ve Makine Kimya Endüstrisi Kurumuna, yerli üretime, çalışanların hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.
