Goodbye Ivan, selamünaleyküm ya Seydi

MDN İstanbul

Küresel finansal krizin en çok hammadde ihracatçısı ülkeleri vurması Türkiye’nin umut bağladığı Rus pazarına da büyük darbe indirdi. Gelirinin yarısı petrol ve doğalgaz olan 10 yıl öncesinin parlayan yıldızı Rusya, petrolün 140 dolardan 40 dolara kadar gerilemesinin ardından tam anlamıyla bir çöküş yaşıyor. Gürcistan Savaşı, petrol fiyatlarında yaşanan düşüş ve ekonomik kriz nedeniyle ağustos ayından bu yana yatırımcılar 211 milyar dolarlık bir rakamı Rusya piyasasından çekti. Bu gelişme etkisini finans piyasalarında, küresel finansal krizin miladı sayılan 12 Eylül’den bu yana yüzde 56,3, yılbaşından bu yana ise yüzde 74,8 düşüşle gösterdi. Rus şirketlerinin değeri tam 1 trilyon dolar eridi. Rusya, para birimi rublenin değerini korumakta da zorlandı. Rusya, son 3 ay içinde yüzde 13 değer kaybeden rublenin değerini korumak için rezervlerinin yüzde 27’si olan 162.7 milyar doları harcarken, para biriminin dalgalanma bandını bir ay içinde dört defa genişletmek zorunda kaldı. Rublenin, dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 30’a, avro karşısında ise yüzde 40’a ulaştı. Uzmanlara göre Ruble gelecek yıl da yüzde 25 değer yitirecek.

Durgunluğa gidiyor
Yedi yılda ortalama yüzde 7 büyüyen Rusya ekonomisinin, düşen petrol fiyatları nedeniyle cari işlemler fazlasının 91,2 milyar dolara gerilemesinin etkisiyle artık küçülmeye başladı. Ülkenin sanayi üretimi geçtiğimiz yıl son 10 yılın en düşük seviyesine indi. Ekim ayında yaşanan yüzde 0,6’lık büyümeden sonra kasım ayında yüzde 8,7 düşerek 1998’deki ekonomik krizden sonraki en kötü performansını gösterdi. Bu düşüş çelik, boru ve gübre gibi ürünlere küresel talebin azalmasından kaynaklanırken, ülke ekonomisinin resesyona gitmekte olduğu endişelerini de kuvvetlendirdi.(Diğer yandan S&P, Rusya’nın uzun vadeli borç raiting’ini son 9 yıldır ilk kez düşürdü.) Son üç yılda dış borcunu üçe katlayarak 110 milyar dolara çıkaran Rus enerji ve hammadde devi şirketler de bu endişeleri katlıyor. Rus şirketleri, Kremlin’in önünde 78 milyar dolarlık paketten kredi kullanmak için sıraya girdi. Kriz Rus oligarkların özelleştirmeden aldığı şirketlerin 12 yıl sonra yeniden kamulaşması ihtimalini ortaya çıkardı.

Türkiye’nin umudu Rusya, küresel ekonomik krizle birlikte gerileyen petrol ve emtia fiyatları ve Gürcistan Savaşı’yla dibe vurdu. Türkiye için yeni çıkış kapısı tüm dünyaya fon sağlayan Körfez ülkeleri

Zaten açık veriyoruz
Küresel ekonomik koşullara bağlı olarak enerji ve hammadde talebinin sistematik bir şekilde düşüşe geçmesiyle enerji ve hammadde devi şirketleri zor duruma düşen ve işçi çıkarmaya başlayan, para birimi değer yitiren ülkede, talep de sürekli düşüyor. Bu nedenle Türkiye’den bu ülkeye yapılan ihracatta da önemli daralma bekleniyor. Buna karşın Türkiye yılın ilk on ayında 5 milyar 728,7 milyon dolarlık ihracat yaptığı Rusya’dan, büyük bölümü doğalgaz olmak üzere 27 milyar 368,4 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye, Rusya ticaretinde 21 milyar 639,6 milyon dolarlık açık verdi.

Körfez’e ihracat katlanıyor
Rusya’nın bu durumuna karşın yine petrol fiyatının artışıyla büyük fonlar sağlayan Körfez ülkeleriyse bu birikimi kullanma açısından dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de önemli ticaret ortağı olmaya yakın. Bunu rakamlarla da görmek mümkün. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ülkelerine olan ihracatı son 6 yılda 6 kattan fazla arttı.
Zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip Körfez ülkelerinin ağırlıkta olduğu İKT’ye üye 57 devlete Türkiye’nin yaptığı ihracat bu yılın 10 ayında 27,9 milyar dolara yükseldi. 2002 yılında Türkiye toplam 36 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, bunun yüzde 56’sını yani 20 milyar dolarını AB ülkelerine gerçekleştiriyordu. Aynı yıl İKT ülkelerinin toplam ihracattan aldığı pay yüzde 12, toplam değeri ise 4,4 milyar dolardı. 2008 yılının Ocak-Ekim dönemi verilerine göre ise İKT ülkelerinin payı oransal olarak 2 kat artarak yüzde 24’e yükseldi.

Lokomotif  BAE
İslam ülkelerine ağırlıklı olarak inşaat malzemeleri ve değerli maden ihracatı yapılıyor.
Altyapı projelerine büyük bir hız verilen bu ülkelere Türkiye’den en çok ihraç edilen ürünlerin başında ise çelik geliyor. Son dönemde dünyanın en yüksek yapılarının birbiri ardına sıralandığı Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) bu yıl 5 milyar 479 milyar dolarlık çelik sattık. En büyük ihracat ortağımız geçmişte Almanya, İngiltere ve İtalya iken, şimdilerde listenin ilk sırasını Birleşik Arap Emirlikleri zorluyor. Yaz aylarında 147 dolara çıkan petrol ile birlikte emlak ve inşaat yatırımlarını artıran BAE, en fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke oldu. 2005 yılında 1,3 milyar dolarlık ihracatla 11. sırada yer alan BAE’nin toplam ihracatımızdaki payı yüzde 2,2 iken 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde ise Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapılan ihracat 7,3 milyar dolara çıktı. BAE böylece ihracatta İngiltere, İtalya gibi ülkeleri geride bırakarak 2. sıraya yükseldi.

Türk Telekom, Türkiye Finans ve Seyrantepe
Körfez ülkelerinin bir başka önemli özelliği biriken fonları önemli altyapı ve yatırım projeleri yanında krizde zor durumda kalan dünya devi kuruluşlara aktararak onların ayakta kalmasını sağlamak. Citigroup’tan Deutschebank’a ve General Electric’e kadar krizde birçok dünya devine ortak olan Körfez sermayesi Türkiye’de de Türk Telekom, Türkiye Finans gibi önemli yatırımlarının ardından Galatasaray’ın kurtuluş projesi olan Seyrantepe Standyumu’nun yapımında da yerini aldı. Özellikle 2004 yılından itibaren Türkiye’de kurulan Ortadoğu kökenli şirket sayısında hızlı bir artış yaşandı.
1954’ten 2003’e kadar Türkiye’de kurulan Ortadoğu sermayeli şirket sayısı bin 75 iken şimdi 3 bin 543’e ulaşmış durumda. 2008’in ilk 10 ayında bu ülkelerden Türkiye’ye akan doğrudan sermaye miktarı da 1,9 milyar doları geçti. 2007 yılı toplamında bu rakam 296 milyon dolardı. Körfez sermeyesi ayrıca fonlar aracılığıyla para piyasalarında ve borsada da önemli yatırımlara imza atıyor. Birçok Körfez fonu İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda önemli alımlar yapıyor.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın