GİSBİR 43. Olağan Genel Kurulu’nda sektörün geleceği konuşuldu

MDN İstanbul

Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Olağan Genel Kurulu 28 Mayıs 2013 tarihinde GİSBİR Genel Merkezi’nde toplandı. Toplantı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Cemalettin Şevli, Tuzla Kaymakamı Mümin Heybet, İMEAK Deniz Ticaret Odası(DTO) Başkanı Metin Kalkavan, DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, Yönetim Kurulu Üyeleri, Finans ve Hukuk Danışmanları ve GİSBİR’in 51 tersane ve 18 gerçek kişi üyesinin katılımıyla gerçekleştirildi.
GİSBİR Derneği ve İktisadi İşletmesi’nin 1 Ocak 2012-31 Aralık 2012 dönemi faaliyet raporlarının değerlendirildiği toplantı, mali ve denetleme Raporlarının okunması ve müzakeresi, 2012 faaliyetlerinin ibrası, 2013 yılı tahmini bütçelerinin müzakeresiyle devam etti.

“GİSBİR’de kurumsallaşma adına büyük mesafe alındı”
GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran konuşmasında şunları söyledi:
“Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımla birlikte göreve geldiğimiz 3 Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurulda yola çıkış nedenimizi GİSBİR’i sektörün her kesiminin, her farklı düşüncenin, her farklı anlayışın kendisini temsil etme imkanı bulup, her yönüyle Türkiye’nin ülke ekonomisine katkısıyla orantılı kurumsal bir çatı örgütü haline getirmek olduğunu, GİSBİR’in kendi imkanlarıyla ayakta durabileceği mali yapıya ve imkanlara kavuşmasının öncelikli hedeflerimizden biri olduğunu, GİSBİR’in kurumsallaşması ve kendi imkanlarıyla faaliyetlerini sürdürebileceği bir yapıya kavuşması durumunda GİSBİR ve GİSAŞ Gemi İnşa Sanayi A.Ş.’nin farklı yönetimlere sahip olabilmesinin de kolaylıkla mümkün olabileceğini ifade etmiştim. Ben ve arkadaşlarım o gün söylediklerimizi bugün hayata geçirmiş olmanın onurunu ve mutluluğunu paylaşıyoruz. Birlikten güç doğacağı, sesimizin daha gür çıkacağı ve tespitlerimizde gerçekçi olduğumuz sürece küresel gelişmelerin yarattığı riskleri etkili bir şekilde yönetebilmemizin mümkün olabileceği gerçeğini bugün burada hep birlikte yaşıyoruz.
Günlük sıkıntılarla boğuşurken resmin bütünlüğünü kaçırmamalı, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeli ve Türkiye Gemi İnşa Sanayinin yarınlarını hep birlikte belirlemeliyiz. Bugün burada başta devlet yetkililerimiz olmak üzere sektörün tüm paydaşlarını bir arada görmek ben ve arkadaşlarımın geleceğe ilişkin umutlarını bir nebze daha artırmıştır. Olumsuz gelişmeleri tersine çevirmek pek çok çabayı kararlılığı ve azmi gerektirir. Hep birlikte bunu başaracağımıza ve sektörümüzü aydınlık yarınlara taşıyacağımıza ilk gün olduğu gibi bugünde inancım tamdır.”
Toplantıda söz alan İMEAK DTO Başkanı Metin Kalkavan şunları söyledi: “Aldığınız bayrağı oldukça ileri götürüyorsunuz. Bu bayrak taşıma uzun soluklu bir yarış. GİSBİR’i başarılarından ötürü tebrik ediyoruz, altyapı yapılmaya başlandı, kurumsallık çok önemli. İlk defa bir GİSBİR Genel Kurulu bu kadar kalabalık oldu. Başkanı, yönetimi nezdinde tebrik ediyorum, hayırlı olsun.”

“Denizcilikteki kriz Türk ekonomisine bağlı olsa çoktan çözülürdü”
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın selamlarını ileterek sözlerine başlayan Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka sözlerini şöyle sürdürdü:
“71 tersane, 480’in üzerinde tekne imal ve çekek yeri, 30’dan fazla kuru ve yüzer havuz, 3,6 milyon dwt’lik kapasitemizle büyük şeyler başarabilecek muazzam bir sektörüz. Küresel bir sektör olan denizcilik sektöründe herkesin yaptığından farklı şeyler yapmalıyız. Kriz sadece Türkiye’nin ekonomik şartlarına bağlı olsaydı çok daha kolay atlatılabilirdi. Dünyada ne zaman bir afet yaşansa, savaş olsa ilk etkilenen sektör denizcilik sektörü oluyor. Maalesef buna bağlı olarak da gemi inşa sanayi oluyor. Sıkıntılarla gayretli,  özverili, dikkatli ve bilinçli bir stratejiye bağlı olarak çalışırsak baş edebiliriz.
Onlarca şey sayılabilir fakat birkaç basit örnekle; araştırma geliştirmeyi geliştirebiliriz, bilişim teknoloji bilgilerini gemi inşa sanayinde kullanabiliriz, insan kalitemizi artırabiliriz, mühendis ve işçi yetiştirebiliriz, malzeme teknolojilerine biraz daha zaman ve vakit ayırarak ilgilenebiliriz, markalaşabiliriz, finansman modelleri geliştirebiliriz. Kriz dönemleri için bir risk yönetimiyle ilgili alt yapımızın oluşması lazım. Benim görüşüme göre proje ve dizayn kapasitemizi geliştirmemiz gerekli.
Giderek daha şiddetli rekabet her sanayi dalında çeşitli endüstrilerde yaşanıyor. Bu sektörde çeşitli rakiplerimizin olduğu ve rekabet koşullarının yaşandığı sektörlerden bir tanesi. Rekabetten minimum düzeyde etkilenebilecek veya rekabet avantajlarımızı ortaya çıkaracak yeni stratejiler geliştirmeliyiz. Herkesin yaptığının dışında yeni şeyler yapmalıyız. Özel gemi tiplerine konsantre olmalıyız. Kimsenin yapamadığı offshore teknolojileri, petrol platformları, farklı tipte deniz araçlarına yönelebiliriz.
Diğer ülkelerle rekabet edebilmek için konsolidasyon ve benzeri modellerle güçlerimizi birleştirmemiz lazım. Türkiye’de bulunan 71 tersanenin metrekare olarak büyüklüğü yarım Hyundai etmiyor. Nasıl rekabet edeceğiz? Dünya gemi inşa sanayinin yüzde 80’ini 3 ülke, başarılı tersaneler paylaşmış durumdalar. Bunlarla rekabet edebilmek için mutlaka çıkış yolları bulmamız lazım.
Pazarlama teknikleri geliştirmeli ve yeni pazarlara yönelmeliyiz. Afrika ülkelerinin son derece ümit verici bir Pazar olduğunu söyleyebilirim. Kuzey ülkeleri yepyeni pazarlar sunuyor. Ayrıca Offshore sektöründe çok ciddi bir araştırma, çok ciddi bir incelemeye ihtiyaç vardır. Biz devlet idaresi olarak bu konudaki araştırmaların hepsine bütün imkânlarımızla katılmaya hazırız. Sektörle el ele ne yapmamız gerekiyorsa her konuda, her türlü desteği, her türlü imkânı bu sektörün hizmetine sunmaya hazırız. Bakanlık olarak yeni yapılanmadan sonra denizcilik idaresinin bütün faaliyetlerinde GİSBİR’İ, DTO’yu, sivil toplum örgütlerimizi çalışmalarımıza katıyor, onları bilgilendiriyor ve onları artık bir şekilde bizimle olmaya davet ediyoruz. Kamu olarak üzerimize düşen görevlerin farkındayız.

“İdare, yakın zamanda sektörün birçok sorununu çözdü”
Dünya krizden geçiyor. Buna rağmen sektörü desteklemeye gayret ediyoruz. Yapılanların ne kadar etkili olduğunu zaman içerisinde daha net göreceğiz. Yarım kalan gemileri kredi garanti fonuyla tamamlamaya gayret ettik. Teşvikleri 2. bölgeden 5. bölgeye kaydırarak bir takım avantajlar sağlamaya çalıştık. En önemlisi 160’ın üzerinde kamunun gelecekte yapmayı planladığı deniz aracını kriz döneminde ilaç niyetine en kestirme yoldan inşa ettik, öne çektik ve sektörün bundan yararlanabilmesi için gayret gösterdik. Ecr-i misil kanunuyla tersanelerin karşılaştığı, kangren olmuş kira meselesi de çözüldü. İdareyle sektör mensuplarının, sektörde çalışan sivil toplum örgütlerinin mutlaka el ele olması lazım.
Biz tek başımıza Ankara’da, istersek bu sektörün canı ciğeri olalım, mucizeler yaratmamız mümkün değil. Ne yapılacaksa sizlerin desteğiyle beraber yapacağız. Biz tek başımıza devlet planlamayı, kalkınmayı, hazineyi, maliyeyi, devletin diğer organlarını ikna edecek, bu sektörü sevdirecek gayrette bulunuruz ama başarılı olamayız. Bizim elimizde veriler, doneler olmalı. Bunları elde ederken en büyük desteğimiz sizler olacaksınız. Ecr-i misil konusunda yardımlarından dolayı GİSBİR’i tebrik ediyorum. Müthiş bir mücadele verdiler. Bize en önemli doneleri sağladılar. Sektörün bundan nasıl etkilendiğini maddi örnekleriyle önümüze koydular. Bizde ilgili diğer kamu kuruluşlarının önüne koyduk. Savunacak malzememiz, söyleyecek sözümüz oldu.
Önümüzde güzel yılların, parlak dönemin olduğuna inanıyorum. Uzmanlar ve ekonomistler dünyanın ciddi bir düzelme yaşanacağını ve güzel fırsatlar sunacağını söylüyor. Önemli olan bu arada hayatta kalmayı ayakta kalmayı başarabilmek. Dünya filosunun yarısının değişmesi gerekiyor. Bir kısmının yaşı, tonajı, kalitesi, performansı, bir kısmının da teknolojisi günün ihtiyaçlarına gelişen ticarete taşımacılık usullerine uygun şekle çevrilmesi gerekmekte ve bizim bunu iyi takip etmemiz lazım. Bunda direnmememiz lazım. Bir yandan navlunlar düzelsin diye beklerken, bir yandan 35 yaşına gelmiş gemiyi işletmekte ısrar etmek sektörel olarak baktığımızda kendi aleyhimize görünüyor.

Sadece kira bedelinden 70 milyon TL destek
Sektörün devlet tarafından desteklenmediği eleştirilerine katılmıyorum, bu doğru değil. Destek eline para vererek yapılan bir şey değildir. Örneğin kira bedellerinin binde bire düşürülmesi ki, bu kira bedelinin kaldırılması, kira bedeli yok demektir. Son derece değerli bir destektir. GİSBİR’in hesabıyla matematiksel karşılığı, Tuzla Bölgesi’ne yıllık 70 milyon TL değerinde destektir. Yani kiraların düşürülmesiyle buradaki tersanelerin elde ettiği avantaj 70 milyon TL. Kredi garanti fonundaki desteği veya 5. bölgedeki teşvik avantajlarını tek tek dökümante etsek, paraya çevirsek çok ciddi bir karşılık çıkar.

“Sektörün silkinmesi lazım”
Denizcilik sektöründe küresel bir rekabet yaşanıyor. Yaşanan sıkıntılarda küresel. Türk ekonomisinden kaynaklanan bir şey olsaydı, Türk ekonomisinin gücü buna çare olurdu. Türkiye’deki üretim, ticaret böyle bir durumda sektörün sorunlarına çare olabilir. Bu sektörün düzelmesi, tam olarak istenilen düzeye gelmesi için; Türk ekonomisinin iyiliği değil, dünya ekonomisinin iyiliği lazım. Dünya ekonomisi iyileşerek, arz talep dengesi değişmeli.
Yalnızca koster filosu projesi de, sektörü ayakta tutmaya yetmez. Birkaç milyar dolar para aktarsanız da yine sektörü ayakta tutmaya yetmez. Uzun süreli sürdürülebilir bir canlılık varlık gerekiyorsa, sektörün kendi dinamiklerini aktive etmesi lazım. Ar- Ge yapacak, yeni teknolojiler geliştirecek, özel gemi tiplerine konsantre olacak. Bunların çoğunun var olduğunu söyleyemeyiz. Dizayn yapacak, proje kapasitesini artıracak. Biz hâlâ yabancıların çizdiği gemileri inşa ediyoruz. Bu anlamda sektörün ciddi bir silkinmesi lazım. Yoksa ne kadar para enjekte etseniz de hiçbir işe yaramaz.”

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın