Emperyalizmin ilk ve en büyük yenilgisi: Çanakkale

MDN İstanbul

Tuğgeneral (E) Dr. Cihangir Dumanlı, Almanya ile yapılan gizli anlaşma neticesinde orduları Çanakkale’de Alman Ordu Komutanı’nın yanlış sevk ve idaresine teslim edilen Osmanlı’nın, Mustafa Kemal’in komutanlık yeteneği ile savaşı kazanışını kaleme aldı.

Gerek bizim tarihimizde gerekse dünya harp tarihinde önemli yeri olan, Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren Çanakkale Zaferi’nin 106’ncı yılını kutluyoruz.

Çanakkale Savaşı’nın tarihteki diğer savaşlardan ayıran özellikleri vardır:

Bu savaşta sayıca ve teknolojik olarak Akdeniz’de o zamana kadarki tarihin en büyük ve güçlü donanması kullanılmıştır.

İlk kez büyük çaplı bir amfibi harekât icra edilmiştir (1944 Normandiya Harekâtı da büyük olmakla birlikte Çanakkale’den 29 yıl sonradır).

Dar alanda yaklaşık bir milyon askerin dokuz ay çatıştığı kara harekâtı safhası tarihin en yoğun muharebelerinden birisidir.

Çanakkale; Boğazı kolayca geçebileceklerini uman,  Türk Ordusu’nu çok küçük gören emperyalist devletlere vurulmuş ilk ve en büyük tokattır. Ulusal bir diriliştir. Kurtuluş Savaşımızın ön sözü niteliğindedir.

Bizim tarihimiz acısından bu savaşın en büyük kazancı Mustafa Kemal Atatürk’ün burada haklı bir ün kazanarak tarih sahnesine çıkmasıdır.

Çanakkale’ye nasıl gelindi?

20’nci yüzyılın başlarında dünyanın yüzde 85’ini sömürge haline getiren emperyalist devletler Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak ve kendi aralarında paylaşmak üzere birinci paylaşım savaşını başlattılar.

Savaşın iki tarafı vardı:

İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan İtilâf Devletleri

Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan oluşan İttifak Devletleri.

Almanya ilk hedefi olan Paris’i planladığı zamanda ele geçiremeyince savaş batı cephesinde Paris’in doğusunda Marn Nehri’nde statik hale geldi. Bu sırada seferberliğini tamamlayan Rusya, doğudan Alman ordularına taarruza başladı Almanya planladığının aksine iki cephe arasında kaldı. Almanya’nın yenileceği belli olmuştu. Osmanlı İmparatorluğu bundan sonra Almanya’nın yanında savaşa girdi. 2 Ağustos 1914’de Almanya ile yapılan gizli anlaşmaya göre Osmanlı orduları Alman komutanlarının emrine verildi. Çanakkale’nin savunulmasından sorumlu 5’inci Ordu Komutanı Liman Von Sanders’ti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk cephesi 3’üncü Ordu’nun erimesi ile sonuçlanan Sarıkamış cephesi idi Sarıkamış harekâtının sonlarında (Aralık 1914) Rus Çarı II. Aleksander, Rus Ordusu’nun kuşatılma tehlikesi üzerine paniğe kapılarak İngiltere’den “Osmanlı Ordusu’nun dikkatini başka bir yere çekecek bir gösteri yapılmasını” talep etmiştir.

Rusya’nın talebi ve Avrupa’da tıkanan savaşa hareketlilik kazandırma ihtiyacı İngiltere’de Çanakkale Boğazı’nı zorlama fikrini doğurmuştur.

Çanakkale geçildiği takdirde:

  1. Rusya’ya yardım götürülecek ve Rus Ordusu’nun Doğu Avrupa cephesinde Almanları sıkıştırması sağlanacak,
  2. İtilâf ordularının ihtiyacı olan 350 ton Rus buğdayının Avrupa’ya ihracı mümkün olacak,
  3. İstanbul işgal edilerek üçlü ittifakın en zayıf halkası olan Osmanlı İmparatorluğu savaş dışı bırakılacak ve paylaşma anlaşmaları uygulanacak,
  4. Süveyş cephesinde İngiliz ordusu karşısındaki Osmanlı baskısı azalacaktı.

Kuvvetler ve planlar

Bu maksatlarla 54 gemiden oluşan o zamana kadarki en büyük donanma Çanakkale’nin karşısında Limni Adası’nda toplanmıştır. Donanma’da ağır topları bulunan zamanın en modern zırhlı gemileri (drednot), denizaltılar ve uçak gemileri bulunmakta idi.

Osmanlı Ordusu, Boğazın girişine uzun menzilli ağır topları yerleştirmiş, dar yerine (geçit: narrow) ise daha kısa menzilli ve seri ateşli topları mevzilendirmiş, ayrıca buraya 350 mayından oluşan on mayın hattı döşemişti. Asıl savunma Boğazın dar yerinde (geçitte) kabul edilecekti. Ayrıca Nusret Mayın Gemisi 7/8 Mart gecesi Erenköy Koyu’ndaki Karanlık Liman’a gizlice 26 mayın döşemişti.

İtilâf Donanması’nın 276 topuna karşı Türk Ordusu’nun 78 topu vardı. Donanma toplarının teknolojik düzeyleri ve ateş süratleri yüksek, cephaneleri boldu. Buna karşılık Türk bataryalarındaki toplar eski, Alman malı ve cephane (özellikle zırh delici mermi) kısıtlı idi. Türk topçusu bu zafiyeti üstün disiplin ve eğitim düzeyi ile kapatıyordu.

İtilâf Donanması’nın Boğazı geçme planı dört safhalıydı. İlk safhada girişteki ağır bataryalar susturulacak, ikinci safhada geçitteki mayınlar temizlenecek, bilahare geçitteki topçu bataryaları susturulacak ve Boğazdan geçilecekti. Osmanlı Ordusu’nu çok zayıf görüyorlar ve kısa sürede İstanbul önlerine girecekleri düşünüyorlardı.

İlk aşama 19 ve 25 Şubat’ta giriş bataryalarının susturulmasıyla tamamlandı.

Bu tarihten 18 Mart’a kadarki bir ay içerisinde mayın tarama faaliyeti başladı.  Yedi mayın tarama gemisi, kıyı topçusu tarafından imha edildi. Geçitteki iki mayın hattından gedik açılmıştı fakat Nusret’in Karanlık Liman’a döktüğü 26 mayından haberleri yoktu.

18 Mart’ta ne oldu?

Asıl taarruz 18 Mart 1915 günü 16 muhriple yapıldı. Birinci kademede dört İngiliz (Queen Elisabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible), ikinci kademede dört Fransız zırhlısı (Charlemagne, Suffren, Gaulois, Bouvet), üçüncü kademede sekiz İngiliz zırhlısı taarruz edecekti. Dıştaki gemiler sahil bataryalarını baskı altında tutarken içerdeki gemiler ilerleyeceklerdi.

Taarruz saat 10.00’da başladı. Uzun menzilli ve seri ateşli gemi topları sahil bataryalarımızı yoğun ateş altına aldı. İsabet alan Çanakkale kentinde yangın çıktı.

Türk topçusu menzil yetersizliği nedeniyle gemiler menzile girene kadar sessiz kaldı. Ancak gemiler Boğazın dar yerine (geçite) girince yoğun ve isabetli karşı ateşe başladılar ve muharebenin seyrini değiştirdiler.

Modern gemiler tek tek vuruluyor veya mayına çarpıyordu.

İlk kademedeki Inflexible ve Agamemnon zırhlıları Boğazın sularına gömülmüştü. Yaralanan İngiliz Irresistable gemisi dönüşte mayına çarparak alabora oldu ve kaderine terk edildi. Ocean gemisi yara aldı, geri dönerken mayına çarptı ve battı. 12.00’da Amiral De Robeck üçüncü kademedeki İngiliz gemilerini ileriye yanaştırdı. Plân gereği veya yaralandığı için geriye dönen gemiler Nusret’in döktüğü mayınlara çarpıyorlardı.

Saat 17.00’a kadar süren yoğun çatışmada İtilâf Donanması’ndan üç zırhlı (Bouvet, Irresistable, Ocean) battı.  Dört zırhlı da (Inflxible, Gaulois, Suffren, Agamemnon) ağır yaralı olarak muharebe dışı kaldı. Nusret’in Karanlık Liman’a döktüğü ve İtilâf Donanması’nın keşfedemediği mayınlar düşman için büyük sürpriz olmuştu. İngiliz Denizcilik Bakanı Churchill anılarında, “Bugün dünya denizlerinde görev yapmakta olan beş bini aşkın savaş gemisinden hiçbiri Nusret ve onun döktüğü mayınlar kadar harbin gidişine ve düşmanın geleceğine etkili olarak bir başarı göstermemiştir,” diyecektir.

Donanmasının yarısını kaybeden Amiral De Robeck 17.00’da yenilgiyi kabul ederek çekilmeye karar verdi. En büyük ve mağrur Donanma beklemediği bir yenilgi almıştı. Bu aynı zamanda emperyalizmin bir yarı-sömürge devletin ordusu karşısında aldığı ilk ve en büyük yenilgi (dolayısı ile prestij kaybı); bizim için büyük bir zaferdi. İstanbul işgalden kurtulmuştu.   

Bugünkü muharebede İtilâf Donanması yedi gemi ile birlikte 800 ölü vermişti. Türklerin kaybı ise 89 şehit, 74 yaralı idi ve ayrıca sekiz top ağır hasar görmüştü.

18 Mart Zaferi’nin en önemli sonucu Boğazın sadece deniz kuvveti ile geçilemeyeceğinin anlaşılması olmuştur. Bunun üzerine 80 bin kişilik bir kara ordusu ile Gelibolu Yarımadası’nı işgal ederek Türk topçusunu imha etmeyi, bilahare mayınları temizleyerek emniyetli bir şekilde Boğaz’dan geçmeyi öngören plan uygulanmıştır.

25 Nisan 1915’teki çıkarma ile başlayan, Ocak 1916’da yarımadanın boşaltması ile sonuçlanan bu safhada iki taraftan bir milyona yakın askerin savaştığı tarihin en kanlı muharebeleri yaşanmıştır.

Çanakkale, kara harekâtında mağrur düşman Alman Ordu Komutanı’nın yanlış sevk idaresine rağmen bu kez Mustafa Kemal’in komutanlık yeteneğine, sarsılmaz azmine ve Mehmetçiğin büyük kahramanlığına çatarak yine başarısız olacak ve çekilecektir.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın