Denizi yasaklayarak değil, yaşayarak koruyabiliriz!

MDN İstanbul

Bu ay MarineDeal News olarak, İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Marmaris Şube Başkanı Hasan Mengi ile hem Marmaris’teki denizcilik faaliyetleri hem de zorlu geçen seçim sürecinden sonra önümüzdeki dönem planları üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.

Önce, kısaca Marmaris Deniz Ticaret Odası’nın kuruluşunu anlatabilir misiniz?
Marmaris balıkçı kasabası olduğu için nüfusun yüzde 90’ı denizle, geri kalan yüzde 10 ise tarımla ilgileniyor. Turizmin gelişmesiyle birlikte denizciliğimiz de gelişti. Marmaris’te Oda 1994 yılında temsilcilik olarak kurulmadan önce Denizcilik Derneği Başkanlığı yapıyordum. O dönemde Marmaris’te 3’ü ailemize ait toplam sadece 5 yat vardı.
Merkezdeki arkadaşlar sağolsunlar, Marmaris’te Oda’nın kurulmasıyla ilgili ön ayak olmuşlar. Bende o dönem yeni evlenmiştim. İstanbul’u merak ediyordum ve bir 6 ay kadar buraya gelmemiştim. Arkadaşlar kurulacak şubenin başkanı olmam konusunda ısrarcı oldular. Bir ofiste, bir masada hiç geliri olmayan Oda’yı kurarken, merkezimiz, özellikle de Cengiz Kaptanoğlu bize çok yardımcı oldu. O günden bugüne şubenin kurucu başkanlığını yapıyorum.
Oda’nın kurulması ve büyümesi tabii hiç de kolay olmadı, çok emek verdik. 6-7 seçim süreci geçirdik. 4 okulumuz, 570 talebemiz, tonlarca mevzuat, yönetmelik, kanun, alınan kararlar ve imzalarımız var. Bunca yıllık deneyimden sonra oluşan belirli konularda görüşlerimiz ve önerilerimiz var, sağolsunlar bunları zaman zaman dikkate alıyorlar.

Oda kurulduğundan bu yana geçen 19 yılda neler oldu?
İlk önce temsilcilik kurulabilmesi için 30 kişi olunması gerekmekteydi. Marmaris’te bağımsız bir Oda’nın kurulması için herhangi bir engel yoktu ama diğer Oda’lar gibi bölünmüş bir görüntü ortaya koymak istemedik. Hem merkez hem de diğer şubeler bir bütün halinde daha iyi verim alabileceğimiz düşüncesi üzerinden hareket ettik. O nedenle hiç ayrı oda kurmak gibi bir amacımız ve isteğimiz olmadı.
Her ay DTO’nun Türkiye’deki tüm şubeleri İstanbul’da toplanarak denizcilik sektörünün sorunlarını değerlendirir. Şubelerin sorunları tek bir ağızdan bakanlıklara, ilgili kurum ve kuruluşlara iletiliyor. Sonuçlara böyle daha kolay varıldığı kanaatindeyim. Denizcilik sektörümüz olabildiğince hızla ilerliyor.

Marmaris’te turizm faaliyetlerinin artırılması için Oda olarak neler yapıyorsunuz?
Ören’den başlayıp Dalaman’a kadar uzanan 645 km’lik sahil bandı Marmaris Şube’nin sorumluluk sahası içerisindedir. Ben, yönetim kurulundaki arkadaşlarım, müdürümüz ve diğer çalışan arkadaşlarımız her hafta sorumlu olduğu ilçeye giderek oradaki meslektaşlarımızın sorunlarını dinleyerek çözüme ulaştırmaya çalışırlar. Olabildiğince yakın ilişkiler içerisinde olmamızın sektöre pozitif yansımalarını görmekten memnuniyet duyuyoruz.
Limanımızı genişleterek, Kruvaziyer gemilerinin fazla sayıda gelebilmeleri için üyelerimizden destek sağlamaya çalışıyoruz. Yurtdışındaki uluslararası denizcilik fuarlarına katılarak, denizin olduğu her yerde olmaya çalışıyoruz.

Geçen yıl Marmaris’e kaç kruvaziyer gemisi yanaştı?
Denizcilik sektörünün dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik olumsuzluklarından etkilenmemesi kaçınılmaz. 2011 yılında ise Marmaris’e 120 kruvaziyer gemisi gelmişti ancak bu rakam geçen yıl 89-90 gemiye düştü. Dönemsel dalgalanmalar oluyor ancak 2013 gayet iyi görünüyor. Değişik bayraklı gemiler yanaşırken bu alanda sektörel bir çeşitlilik oluştu. Tabii bu alanda çalışan arkadaşları kutlamak gerekiyor. Her yere gitmeye çalışarak, kruvaziyer gemilerinin gelebilmesi için yoğun şekilde çalışıyorlar. Marmaris’e, Efes’te veya Antalya’da bulunan tarihi yapılara sahip olmamasına rağmen, bu kadar çok kruvaziyer gemisinin buraya gelmesi, bizler için artı diye düşünüyorum. Kruvaziyer limanımız aynı anda 2 adet gemiye hizmet verebiliyor. Limanın uzamasıyla ilgili çalışmalar yapıyoruz ancak ortaya çıkan bazı sıkıntıları aşıp sonuca ulaştırma gayretindeyiz.
Limanı işleten arkadaşları ve katkı veren şirketleri kutluyorum. Birtakım olumsuzlukları saymazsak 2 yıl önce ‘home port’ olan büyüyerek devam eden bir limanımız var. Gerekli koşulları sağlayıp home port olması, bir limanın tüm dünyadaki imajını inanılmaz derecede farklılaştırıyor. Bu alanda çalışan şirketlerin artması Marmaris turizmine de büyük katkıda bulunmuştur.

Marmaris DTO’nun eğitim konusunda çalışmaları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bütçemizin yüzde 50’sini eğitim alanında göğsümüzü gere gere harcadığımızı söyleyebilirim. Katkı verdiğimiz 4 orta düzeyde lisemiz ve burada okuyan 570 öğrencimiz var. Bununla iftihar ediyoruz, gurur duyuyoruz.
Bunun yanı sıra eğitim alanında gemi adamı, kaptan, zabit ehliyetlerini veriyoruz. STWC kursları ve sertifikaları ile ilgili bir altyapı oluşturarak her türlü isteğe cevap verebiliyoruz. Kursları ve eğitimleri Güney Ege’de veren tek kurum olarak,  İstanbul’da verilen sertifikaların hepsini burada vermekle iyi bir karar aldığımızı düşünüyorum. Ayrıca, kursa katılan her kursiyerin yani 100 kişiden 96’sı tek seferde bu ehliyete sahip olabiliyor.

Piri Reis Üniversitesi kontenjanlarını artırarak yeni kampüsüne taşınıyor. Üniversite ile ilişkileriniz nasıl?
Piri Reis Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin (PÜSEM) vermiş olduğu tüm kursları, biz pilot bölge olan Marmaris’te yapabiliyoruz. İlerideki projelerimizden bir tanesi de buradaki yaklaşık 7 bin yabancı gemi adamına eğitim vermektir. Bunun alt yapısını seçim süreci nedeniyle geriye bırakmıştık. Bu yıl hazırlayarak önümüzdeki sene hayata geçireceğiz.

Eğitim konusunda başka neler yapılıyor?
Şu an konuştuğumuz Denizciler Kültür Evi’ni hizmete alarak burada çeşitli eğitimler verme olanağı bulduk. Marmaris’e yolu düşen tüm denizci arkadaşlarımızı, dostlarımızı buradaki kültür evine bekliyoruz. Burayı kendi evi gibi görüp, gelsin rahat etsinler. Kimseden herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Tek istediğimiz yaşadıklarını, anılarını bize ve buradaki arkadaşlarımıza, gençlere anlatsınlar.

Turizimin artırılması konusunda Oda neler yapıyor?
Artan yat giriş-çıkışından dolayı özel demirleme sahaları belirledik. Artık her isteyen rasgele bir yere demirleyemiyor.
Günü birlik tekne turlarının nereden nereye gideceklerine dair hatlarını belirledik. Rotaları ve hangi koyda ne kadar zaman kalacaklarıyla ilgili bir çalışma yaparak hayata geçirdik.
Ancak burada söylemem gerekiyor ki, günübirlik teknelerimizde adet fazlalığımızdan ötürü biraz sıkıntı yaşıyoruz. Arz ve talep arasında oluşan inanılmaz farklılıklardan dolayı fiyatlandırma konusunda sıkıntılar doğuyor. Yurt dışında 35-40 euroya yapılan turların fiyatları, Marmaris’te ne yazık ki dönem dönem 5 liraya kadar düşebiliyor. Bu da arzın çok fazla olmasından kaynaklanıyor, çok fazla rekabet olunca, arkadaşlar fiyat kırma yoluna gidiyorlar. Fiyat düşük olunca hizmet kalitesi de bundan etkileniyor. Bütün sistem birbirine bağlı olduğundan çökmeye başlıyor. Bu konuyu belirli standartlara kavuşturma konusunda çalışmalar yürütüyoruz.
5 yıl önce başlattığımız yolcu teknelerini tenezzüh teknelerine dönüştürme çalışmasını geçen sene hizmete geçirerek bu konuda çok önemli bir mesafe aldık. 100 kişilik bir yolcu teknesinin tenezüh teknesi olması durumunda yolcu kapasitesini yüzde 50 düşürmesi gerektiğinden epey uzun sürdü ama sonunda iyi oldu. Ayrıca arz konusunu biraz daha disipline edebilirsek, fiyat sorunu da çözmüş olacağız.

Gezi tekneleri konusunda belli bir standart oluştu mu?
Türkiye’de günlük yolcu tekneleri ve mavi yolculukla ilgili çalışan tekneler hakikaten dünyada olmayan bir şeyi başarıyorlar. Türkiye son yıllarda bir talep patlaması yaşadı ama turizmi daha yeni yeni tanıyoruz. Yaptığımız şeyler küçümsenmeyecek şeyler fakat tam anlamıyla turizm ülkesi olduğumuzu iddia etmek yanlış olur. Devlet ne yazık ki sektörün biraz gerisinde kaldı. Özel sektör hızla geliştiğinden kurallar zamanında yürürlüğe geçemedi ve standart oluşmadığından bir miktar çarpık büyüme oldu.
Geçmişte yapılan yoğun çalışmaların sonucunda yolcu ve gezi tekneleri artık Yunan adalarına rahatça seyahat edebiliyor. Türk-Yunan iş konseyiyle 10 yıl önce oluşturduğunuz çalışma grubunda emek veren arkadaşlarımızın sayesinde bu konuda önemli bir rahatlama oldu.
Bunun dışında su sporlarının güvenli bir ortamda yapılması için Oda öncülüğünde bir Su Sporları İstasyonu kuruldu. Burada çalışan arkadaşlar kaliteli eğitimler alarak belirli bir standardı yakaladılar. Türkiye’de gerçekten örnek alınabilecek 10 adet su sporları istasyonumuzla çok gurur duyuyoruz.

Turizmin gözbebeği Marmaris’te irili ufaklı bir çok hotel var. Buradaki hotellerle ortak çalışma fırsatı oluyor mu?
Maalesef herkes tek başına bir şey yapmak zorunda bırakılmış. Denizciler de hoteller de ortak çalışma olmadan kendi kendine hiçbir yere varamaz . Yaparım denirse yalan söylenmiş olur. Bizler bütünün birer parçasıyız. Bir yerde buluşmalıyız ama bunu yapamıyoruz. Ben hep diyorum ismi sizin olsun, ben size katkıda bulunayım. Ben isim meraklısı değilim. Bu kadar okullar, dersler, sınıflıklar yaptırdık. Hiçbir tanesinde benim ismim yazmaz. Hiç öyle bir çaba içerisinde olmadım, saysanız sayfalarca sürer.
Biz ‘yaptıklarımızı, gerçekleştirdiğimiz projeleri anlatmak, kendini övmek ayıp’ dedik,  utandık. İnsan yaptığından utanır mı? Hiç bir yerde şunları yaptık diye anlatmadık, belki de hata yaptık, anlatmak gerekirmiş. Biz Oda’nın görevi olmayan işleri de yaptık. Kış boyunca herkes kahvelerde şurda burda vakit geçiriyor, verdiğimiz kurslara katılmıyor diye kursları vatandaşa götürelim dedik. Almanca, İngilizce, Rusça eğitmenler gönderiyoruz. Buraya gelmesin, kahveye gitmesin diye ayağına gönderiyoruz. Dil öğrensin. Aşçı gönderiyoruz, yemek öğrensin. Denizdeki kaliteyi artıralım gidip oralarda almasınlar biz hizmeti insanlara götürüyoruz. Götürdüğümüz zamanda bu odanın yapması gereken şeyler gibi algılandı. Ama Oda’nın öyle bir mecburiyeti de görevi de yok. Kıyı ticaretinde bize en yakın Rodos ile ilişkileri canlı tutmak adına her sene 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Rodos’ta bir resepsiyonla kutluyoruz. Göğsünü gere gere kimsede kimseden rahatsız olmadan 2500 kişi bayramımızı orada kutluyoruz.
Marmaris’in yurtdışında tanıtılması için Marmaris koyları resim yarışması düzenliyoruz. Umarız güzel fotoğraflar gelir, biz de katıldığımız fuarlara bunları sergileyebiliriz.

Başkanlığınız döneminde iyi ki bunu yaptık dediğiniz başka neler var?
Ben kıyı kaptanı ehliyetini alabilmek için İzmir’e giderek iki buçuk aylık eğitim sürecinden sonra sınavla ehliyeti aldım. Maliyet açısından inanılmaz derecede yüksekti. Biz ehliyet kursu ve sınavını Marmaris’e getirerek başarılı gençlere kısa sürede yat limanında iş bulma fırsatı verdik.
Ayrıca birinin adı Deniz Ticaret Odası olan 4 okulumuz var. Bozburun’da çok amaçlı, çok programlı bir lise yaptık. Marmaris’de 75. Yıl Anadolu Meslek Lisesi, Yat Kaptanlığı Bölümü’nde okumakta olan 120 öğrencimiz mevcut. Aynı okulda her yıl 2 bine yakın gemi adamının günü gelmiş SWTC belgelerini yeniliyoruz. Bunun yanı sıra sıfırdan kaptan ehliyeti kursları veriyoruz. Ayrıca yaklaşık 30 farklı kurs verebiliyoruz. Kimseyi farklı şehirlere göndermiyoruz. Bu kadar rahat eğitim alınabilen başka bir yer yok baktığınızda. TURMEPA’ya 2 tekne inşa ederek hibe ettik. İnsanlarımızdan 50-100 lira bağışlar alıp yaptırarak, anahtarları bizzat Rahmi Bey’in kendisine teslim ettik.
Ayrıca TURMEPA ile kıyı temizliği ve çevre temizliği konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Marmaris’ten Ören’e kadar giden sahil bandında bir tane çöp bulamazsınız. 1 Mayıs’ta başlayarak 31 Ekim’e kadar bütün kıyı temizliğini yaptırıyoruz. Herhangi bir koydan atlayıp sahile gittiğiniz zaman sahil pırıl pırıl. Başka bölgelerde var mıdır bilmiyorum. Çevre temizliğini yapmak da sürdürebilmek de kolay bir şey değil.
Marmaris’i ve denizini tanıtmak için yılda yaklaşık 12-13 uluslararası deniz fuarına katılıyoruz. Buradaki arkadaşları da davet ederek uluslararası alanda kendini tanıtma fırsatı sunuyoruz

19 yıllık başkansınız ve yeniden 4 yıllığına başkanlığa seçildiniz. Yeni projeleriniz var mı?
Geçmiş dönemde ekonomik sebeplerden dolayı hayata geçiremediğimiz 2 proje var. Birinci projemiz mevcutlardan farklı yelkenli bir okul gemisi yapmaktı.  Eğitim amaçlı Osmanlı kalyonu, kadırgası. Kendi geliri olan, hiçbir yere bağlı olmayan bir yelkenli gemi kısa süre içinde doğru bir stratejiyle ekonomik gelir kazandırmanın yanında sağlayacağı staj olanaklarıyla eğitim sürecine de katkısı olacağını düşünüyorum. Bunu kısa sürede gerçekleştirmek istiyorum.
Bir diğer projemiz de denizcilere yelkenlileri biraz daha sevdirmek için kentimizde bir yelken kulübü kurmaktır. Tüm denizcilerin deniz kenarında eşleriyle beraber toplanabileceği, hafta sonu hepimizin oturabileceğimiz, sektörün önünü açabilecek bir sosyal tesise ihtiyaç var. Böyle bir tesisin satın alınması konusunda yetkililerle temasa geçtik. Burada Oda’nın prestijini ve gücünü artıracak bir yelken kulübüne olan ihtiyacımızı da yapacağımız çalışmalarla gidereceğimize inanıyorum.
Tarım Bakanlığı buradaki 4 okulumuza balıkçı ruhsatlarının iptali yetkisi veren bir sistem geliştirdi. Desteklediğimiz bir şeydi. Balıkçılık yapan arkadaşların ruhsatları kontrol ediliyor, bu işi düzgün yapmayanın ruhsatı iptal ediliyor. Bununla ilgili Bakanlığa her okulumuz için birer tekne talebine bulunduk. Sağolsun bakanlıkta bize liste göndermiş. Hangisini istiyorsanız prensip olarak talebinize evet dediler. Şu an bu 4 teknenin boyutlarını tespit ederek okullarımıza, eğitim ve stajda kullanılmak üzere balıkçı teknesi olarak değil de uygulama teknesi olarak vereceğiz. Okullarımızdaki öğrencilerimizin staj sıkıntısını da çözecek eğitim teknesi yapılmasını da sağlayacağız.
Bunun dışında İstanbul merkezimiz DTO Yönetim Kurulu’nun aldığı çok doğru kararla Samsun ve Ankara gemilerini öğrencilere staj imkânı sağlamak için Piri Reis Üniversitesi’ne bağışladı. Bölgemizde yeni staj olanakları sağlama konusunda merkezimizle ve Bakanlığımızla yaptığımız yazışmalar neticesinde beraber staj kurallarının biraz esnetilmesini talep ediyoruz.

Marmaris ve Datça civarındaki koylara demirleyen yat sayısı gün geçtikçe artıyor. Denizi korumak zorlaşıyor mu?
Denizi yaşayarak korumak zorundayız. Yasaklayarak biryere varamayız. Bölgemiz olarak diyorum ki, turizmin T noktasında, yani başlangıcındayız. Datça Yarımadası’na, Gökova Körfezi’ne, yemyeşil doğamıza, tertemiz denizimize bakınca ne kadar büyük bir zenginliğin içinde oturduğumuzu görüyorum. Bunları korumak için çalışmak gerekiyor. Denizi korumak için ilgili kurum ve kuruluşlardan bunun yapılması ve devam ettirilmesi için beraber çalışmalıyız. Ayrıca kültür balıkçılığına da yoğunlaşmamız gerekiyor. Yatçılarımız için yeni bir marina, turistler için de yeni hoteller lazım. Sadece bunların yerlerini doğru belirlememiz gerekiyor.
Marmaris limanımız gerçekten korumalı bir yerdir. Geçmişte yapılan çalışmaların sonucunda sadece Marmaris’te 60 tane atık alım noktası var. Artık hiçbir kimse atığını denize bırakmıyor.
İspanya’nın Akdeniz’e bakan kısmı bizim sorumluluk sahamızın yarısı bile etmiyor. Orada 70 bin yat bağlama kapasitesi mevcut, 35 bin yatın da karada kışlaması imkânı var. Bizim ülkemizde maalesef ne o kadar bağlama kapasitesi ne de o kadar karaya alabilecek yerimiz var. Bizim bağlama kapasitemiz 12 bin civarındadır. Sorumluluk sahamızın içinde bu çok azdır, çoğaltmamız lazım. Eğer iyi bir denizci olmak istiyorsak kesinlikle çevreden ödün vermemek koşuluyla, yerleri doğru tespit etmek şartıyla yapılması gerekiyor. Marinanın yapılmasını da yeni otellerin de, kültür balıkçılığı yapılacak yerlerin de yapılmasını çok istiyorum. Yer olması lazım ama dediğim gibi aynı zamanda çevreyi korumak zorundayız, o bilinci vermek zorundayız. Bu bilinç küçük yaşlarda oluşturmak için TURMEPA ile yapılan çalışmanın neticesinde 35 eğitmenimiz okullara giderek çevreyle ilgili eğitim veriyorlar.

Kültür evinin üst katında maket atölyemiz var. Gençlerimizin burada verilen eğitimlere katılmalarını sağlayarak denizi sevdirmeye çalışıyoruz. İstanbul’daki merkezle ilişkileriniz konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Biz kendi kendimize yeten bir bütçeye sahibiz ama büyük projelerde merkeze ihtiyaç duyuyoruz. Sağolsunlar hiçbir zaman bizi kırmadılar. İlişkilerimiz gayet düzgün ve seviyeli bir şekilde devam ediyor. Oranın geçmişinde olan, bugününde olan, 19 yıl öncesinden bugüne herkese teşekkür ederim. DTO Marmaris Şubesi’nin İstanbul’un gözünde farklı bir şube olduğunu düşünüyorum. İyi ilişkiler içinde olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Onların da yüzünün kızaracağı herhangi birşey olmadı. İstanbul’u hep örnek aldık. Buraya geldikleri zamanda istediği şeyleri gördüler ve karşılığında mutlu oldular.

Bunu Paylaşın