Çin’in yeni füzesi çalıntı mı?

MDN İstanbul

Çinli hackerlar, yeni bir muhtemel saldırı füzesinin açığa çıkardılar. Amerikan Donanması ile ismi gizli tutulan bir savunma sanayi tedarikçisi, denizaltılar için düşman gemilerine karşı ‘yıkıcı ofansif kapasiteye sahip’ yeni bir füzenin üzerinde çalışıyor. Özellikleri bilinmeyen ancak ‘Sea Dragon’ adıyla anılan gizemli silahın, halihazırdaki bir ABD platformuyla mevcut yetenekleri birleştirdiği ve yedek anti-gemi silahı olarak kullanılabilen çok yönlü bir hava savunma füzesinin yeni versiyonu olduğu tahmin ediliyor.

Washington Post’un geçtiğimiz haftalarda yayınladığı bir habere göre Çinli hackerlar, ABD Donanması’nın bir tedarikçisinin bilgisayarlarına saldırarak, 614 gigabyte’lık gizli veriyi çaldılar. Çalınan bu bilgiler denizaltı sistemleri için araştırma ve geliştirme çalışmalarını yürüten ABD Donanması Denizaltı Harp Merkezi’ne (Navy’s Naval Undersea Warfare Center) aitti ve haberin içeriğinde yer alan bilgiye göre, “sinyal ve sensör verilerini, şifreleme sistemleriyle ilgili denizaltı telsiz odası bilgilerini ve Donanma’nın denizaltı geliştirme biriminin elektronik harp kütüphanesini” kapsıyordu.

Çalınan verilerin Donanma’nın yeni ‘Sea Dragon’ silah sisteminin bilgilerini de içerdiği iddia edilmekte. Haberi yapan gazete, Donanma’nın isteği üzerine, Sea Dragon’la ilgili önemli birtakım bilgileri gizli tuttu ancak haberde silahın denizaltılar için süpersonik bir anti-gemi füzesi olduğuna yer verildi. ABD Donanması tarafından yapılan açıklamada, bilgileri çalınan silahın, halihazırdaki bir Donanma platformuyla bir silah sistemini bir araya getiren ve denizaltılar için düşman gemilerine karşı ‘yıkıcı ofansif kapasiteye sahip’ bir silah sistemi olduğu bilgisiyle birlikte, bu yılın sonlarında başlayacak olan sualtı testlerinin ardından 2020’de hizmete alınacağı da belirtildi.

Sea Dragon’un gerçekte ne olduğunu ABD Donanması ve onunla iş birliği içerisindeki savunma sanayi firmasının yanı sıra Çin de, çalınan 614 gigabyte’lık kayıp veri sayesinde artık biliyor. Füzenin halihazırdaki bir silah sistemine dayanması ve süpersonik olması, bu yöndeki en büyük ipuçları. Zira ABD Donanması’ndaki dört tip saldırı füzesinin hepsi de; yani Harpoon anti-gemi füzesi, Tomahawk kara saldırı füzesi, yeni donanma saldırı füzesi ve uzun menzilli anti-gemi füzesi ses hızının altındaki füzeler; dolayısıyla bu silahların haricinde bir füze olması gerekiyor.

Tanıma uyan halihazırdaki bir diğer Donanma füzesi de en son teknolojinin ürünü olan, yeni Standart Füze (Standard Missile – SM) veya bilinen diğer adıyla SM-6. Bu füzeler, Amerikan Donanması’nın Arleigh-Burke sınıfı muhriplerinde ve Ticonderoga sınıfı kruvaziyerlerinde; filoları kruvaziyer füzelerinden, insanlı hava araçlarından, hatta kısa menzilli balistik füzelerden korumak amacıyla kullanılan Standart serisi karadan-havaya füzelerinin en gelişmişi.

Yaklaşık olarak 290 km’lik menzilli SM-6’nın tek dezavantajı, yalnızca uçan hedefleri vurmak için tasarlanmış ve nispeten küçük bir parça tesirli patlatma başlığına sahip olması. SM-6 elbette ki süpersonik; sesten 3,5 kat fazla veya saatte 4296 km hızla uçabiliyor. Aynı zamanda, E-2D Advanced Hawkeye erken uyarı ve kontrol hava aracıyla F-35 Joint Strike Fighter da dahil, Donanma’nın diğer araçlarından hedefleme verisi de alabilme gibi çok eğlenceli birtakım özelliklere de sahip. ‘Donanma Entegre Karşı Hava Atış Kontrolü’ (Naval Integrated Fire Control-Counter Air – NIFC-CA) adıyla bilinen sistem, bu hava platformlarından herhangi birinin SM-6 füzesine olası tehditlerin hedef bilgilerini göndermesini sağlıyor.

Eğer SM-6 söz konusu Sea Dragon değilse, o zaman gerçek Sea Dragon ona çok benzer bir silah olsa gerek. ABD Donanması’nın envanterinde bu özelliklerle ve füzenin ortaya koyduğu yeteneklerle örtüşen, bilhassa diğer araçlarla veri alışverişi yapabilen başka bir süpersonik denizaltı silahı bulunmuyor. Diğer yandan, SM-6’nın bir denizaltıya yerleştirilebilmesi için hatırı sayılabilir derecede zorlu bir mühendislik çalışmasının yapılması gerekebilir veya gerekmez. Konu şu an için sadece bir spekülasyondan ibaret ve bu durum, ABD Donanması’nın veya Çin tarafının gerçek silah hakkında detaylı bir açıklama yapmaya karar vermesine kadar da öyle kalacak gibi görünüyor.

Bunu Paylaşın