Büyük Zafer’in 100’üncü yılı

MDN İstanbul

Fotoğraf: Atatürk’ün özel fotoğrafçısı Etem Tem

Tuğgeneral (E) Dr. Cihangir Dumanlı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 100’üncü yılında ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün sarsılmaz iradesi ve Kuva-yı Millîye direnişi ile kazanılan Büyük Zaferimizi yazdı

Kurtuluş Savaşımızın kesin sonuçlu muharebeleri olan Büyük Taarruz (26 Ağustos) ve Başkomutan Meydan Muharebesi’nin (30 Ağustos) 100’üncü yılını kutluyoruz.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nda kendilerine verilen “gerekli gördükleri yerleri işgal etme hakkını” kötüye kullanarak aralarındaki paylaşım antlaşmalarına göre yurdumuzu işgal eden emperyalistler, ordusu dağıtılmış, silahları toplanmış bir ulusu kolayca parçalayabileceklerini düşünürken hiç beklemedikleri Kuva-yı Millîye direnişi ve Büyük Komutan Mustafa Kemal’in sarsılmaz iradesi ile karşılaşmışlardır.

Dört bir taraftan işgal altında olan vatan topraklarını işgalden kurtarmak için büyük önder “iç hat manevrası” denen bir strateji uygulamış, tehditleri teker teker ortadan kaldırmıştır.

Kurtuluş Savaşımız yalnız yurdu işgallerden kurtarmak amacı ile değil, eş zamanlı olarak egemenliği Osmanlı hanedanından alıp ulusa vermek amacıyla da yapılmıştır. Ulusal egemenlik yolunda en köklü adım 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıdır.

TBMM’nin ele aldığı öncelikli konu işgallere karşı direnişin Kuva-yı Millîye ile değil, düzenli ordu ile yapılmasıdır. Bu nedenle düzenli ordu kurulmuş, Kuva-yı Millîye birlikleri bu orduya katılmışlardır.

Düzenli ordunun ilk zaferi Doğu Anadolu’yu işgal eden Ermenilere karşı 1920 yılı sonunda yapılan harekâttır. Bu zaferin sonunda Ermeniler şimdiki sınırı kabul ederek işgal bölgelerinden kovulmuş, Sovyet Rusya ile kara bağlantısı kurulmuştur.

İngiltere’nin teşvik ve desteği ile Batı Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusu Ocak 1921 ve Mart 1921’de iki kez İnönü mevzilerinde durdurulmuştur. İnönü’de TBMM ordusuna yenilen Yunan ordusu kuvvetini iki katına çıkartarak hedefi Ankara olan büyük bir taarruz başlatmıştır. Mustafa Kemal orduyu Sakarya nehrine çekerek muharebeyi burada kabul etmiş ve Sakarya’da düşmanın taarruz gücünü kırmıştır. Sakarya zaferinden sonra Fransa ile yapılan antlaşma gereği Fransız ordusu ve beraberindeki Ermeniler güneydeki işgal bölgelerinden çekilmişler, böylece doğudan sonra güney bölgemiz de emniyet altına alınarak batıda Yunan ordusuna karşı sıklet merkezi yapma imkânı oluşmuştur.

Sakarya’dan sonra Eskişehir-Afyon-Uşak hattına çekilen Yunan ordusuna son ve kesin bir darbe vurmak maksadıyla bir yıl içerisinde tüm hazırlıklar tamamlanarak nihayet 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başlatılmıştır.

Harp tarihinde planlandığı şekilde icra edilen ender muharebelerden birisi olan Büyük Taarruz sonunda düşmanın ikmal ve çekilme yolları kesilmiş, düşman kolorduları birbirlerinden ayrılarak 30 Ağustos’ta Dumlupınar önünde Başkomutan Meydan Muharebesi’nde imha edilmişlerdir.

İmhadan kurtulabilen düşman askerleri dağınık bir şekilde kaçarlarken takip edilmiş ve 9 Eylül 1922’de İzmir işgalden kurtarılmıştır.

Büyük Zafer üzerine Mudanya’da yapılan ateşkes antlaşması ile Trakya da işgalden kurtarılmış, böylece savaşın başında hedeflenen Misak-ı Millî sınırları içerisinde ölenler ve esir alınanlar dışında tek bir düşman askeri bırakılmamıştır.

100’üncü yılını kutladığımız bu Büyük Zafer sonunda 24 Temmuz 1923’te Lozan’da imzalanan barış antlaşması ile ulusal sınırlarımız içerisinde tam bağımsızlığımız emperyalistlere kabul ettirilmiştir.

30 Ağustos Zaferi kazanılmasaydı Lozan Barış Antlaşması yapılamaz, cumhuriyet ilan edilemezdi. Bu nedenle 30 Ağustos Zaferi ve Silahlı Kuvvetler Günü önemine uygun coşkulu törenlerle kutlanmalıdır.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın