Biyoçeşitlilik Konferansı: Birleşmiş Milletler’den doğa için tarihi anlaşma

MDN İstanbul

Biyoçeşitlilik zirvesi

Birleşmiş Milletler (BM) Biyoçeşitlilik Konferansı’na (COP 15) katılan ülkeler, 2030 yılına kadar gezegenin üçte birini koruma altına alma konusunda anlaştı. Biyolojik çeşitliliği koruma hedefini içeren bu anlaşma, yağmur ormanları ve sulak alan ekosistemlerinin haklarının korunmasına dair maddeler içeriyor.

Kanada’nın Montreal kentinde düzenlenen COP15 BM Biyoçeşitlilik Zirvesi’nde varılan anlaşma pazartesi sabahı açıklandı.

Çin’de yapılması planlanan zirve Covid nedeniyle ertelenmiş ve Kanada’ya taşınmıştı.

Toplantıdan sorumlu olan Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin son dakika itirazına rağmen anlaşmanın sağlandığını duyurdu.

BM Kalkınma Programı, “tarihi anlaşmanın” dünyanın dört bir yanındaki insanların biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak için gerçek bir ilerleme bekleyebileceği anlamına geldiğini söyledi.

Anlaşma sağlanan ana konular şöyle:

  • Türlerin yok oluşunun durdurulması ve genetik çeşitliliğin sürdürülmesi de dahil olmak üzere ekosistemlerin korunması, iyileştirilmesi ve canlandırılması
  • Biyoçeşitliliğin “sürdürülebilir kullanımı” – esasen türlerin ve habitatların gıda ve temiz su gibi insanlığa sundukları hizmetleri sağlayabilmelerinin sağlanması
  • Doğadan elde edilen kaynakların – bitkisel ilaçlar gibi – faydalarının adil ve eşit bir şekilde paylaşılmasını ve yerli halkların haklarının korunmasını sağlamak.
  • Biyoçeşitlilik için ödeme yapmak ve kaynak ayırmak: Paranın ve koruma çabalarının ihtiyaç duyulan yere ulaşmasını sağlamak.

Anlaşma süreci nasıl gelişti?

Kanada Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Steven Guilbeault, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Paris’in iklim konusunda yaptığı gibi bu da tarihe geçecek bir an” dedi.

2015 Paris İklim Anlaşması, gezegendeki sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutulmasına ülkeler onay vermişti.

Montreal’de gerçekleştirilen bu zirve, doğayı iyileşme yoluna sokmak için “son şans” olarak görülüyordu. Görüşmeler boyunca hedefler ve planların nasıl finanse edileceği konusunda fikir ayrılıkları yaşandı.

Mutabık kalınamayan konuların en dikkat çekeni dünyanın en fazla biyolojik çeşitliliğine sahip bölgelerdeki koruma çabalarının nasıl finanse edileceğiyle ilgiliydi.

Biyoçeşitlilik, dünyadaki tüm canlıları ve bunların gezegeni ayakta tutan karmaşık yaşam ağı içinde birbirlerine bağlanma biçimlerini ifade ediyor.

Çin’in Pazar günü yayımladığı yeni anlaşma metnini, delegeler, saatler süren gecikmelerin ardından kabul etti.

COP 15 Başkanı Huang Runqui, anlaşmayı destekleyemeyeceğini söyleyen Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin itirazlarına rağmen anlaşmanın onaylandığını ilan etti.

Anlaşma hakkında yorumlar

Kraliyet Kuşları Koruma Derneği’nin kıdemli Uluslararası Politika Danışmanı Georgina Chandler, Montreal’de varılan anlaşma sayesinde hem insanların hem de doğanın daha iyi durumda olacağını söyledi.

“Artık anlaşma tamamlandığına göre, hükümetlerin, şirketlerin ve toplumların bu taahhütlerin hayata geçirilmesine nasıl yardımcı olacaklarını belirlemeleri gerekiyor.”

Yaban Hayatı Koruma Derneği’nden Sue Lieberman anlaşmanın bir uzlaşma olduğunu ve birçok iyi unsur içermesine rağmen “doğayla olan ilişkimizi gerçekten dönüştürmek ve ekosistemler, habitatlar ve türler üzerindeki tahribatımızı durdurmak için” daha ileri gidilebileceğini söyledi.

‘Doğa bizim gemimiz, su üstünde kalmalı’

Anlaşma için günlerce süren yoğun müzakereler oldu. Bakanlar cumartesi günü, 2030’a kadar doğayı iyileşme yoluna sokmak için net hedefler üzerinde anlaşmaya varılması gerektiği konusunda hararetli konuşmalar yaptı.

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun Çevre, Okyanuslar ve Balıkçılıktan Sorumlu Üyesi Virginijus Sinkevicius “Doğa bizim gemimiz. Onun su üstünde kalmasını sağlamalıyız” dedi.

Bilim insanları, ormanların ve otlakların daha önce görülmemiş oranlarda yok olması ve okyanusların kirlilikle yüz yüze olması nedeniyle insanların Dünya’yı güvenli sınırların ötesine ittiği konusunda uyarıda bulunuyor.

SARs CoV-2, Ebola ve HIV gibi hastalıkların vahşi hayvanlardan insan popülasyonlarına yayılma riskinin artması sorununa da dikkat çekiliyor.

Başlıca anlaşmazlık noktalarından biri finansmanla ilgili.

Mısır’da düzenlenen iklim zirvesi COP 27’de olduğu gibi, bazı ülkeler biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı olmak üzere yeni bir fon kurulması çağrısında bulundu ancak bu talep diğerleri tarafından reddedildi.

 

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın