Bir Europort İstanbul Denizcilik Fuarı böyle geçti!

MDN İstanbul

12. Europort Exposhipping Fuarı 20-23 Mart 2013 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde gerçekleştirildi. Denizcilik sektörünün çeşitli alanlarında faaliyet gösteren firmalar fuara katılarak yeni ürünlerini, servislerini ve teknolojilerini tanıtma fırsatı buldu. Sektörün tüm kesimlerinin aktif olarak temsil edildiği Europort Fuarı yerli katılımcı açısından beklentileri karşılasa da, yabancı ziyaretçilerin katılımının beklentilerin altında olduğu gözlendi. Benzer uluslararası fuarlarla zamanlama açısından çakışması ve yurtdışında fuarın tanıtımının iyi yapılamadığı konusunda eleştiriler organizasyon yetkililerine iletildi. Fuarın yeri konusunda da katılımcıların bir çoğu şikayetlerini dile getirirken, girişe kurulan konferans salonu yeri itibariyle gürültülü ve havasız olması önümüzdeki yıllarda dikkat edilmesi gereken hususlar olarak öne çıktı. Ancak bütün bu sıkıntılara rağmen fuar, katılan firmaların ürünlerini rahatlıkla tanıtabildiği, armatörleri, tersanecileri ve yan sanayi firmalarını bir araya getirmesi bakımından Türkiye denizciliğinde önemli bir yer tuttuğu dikkatlerden kaçmadı. Markaların sektöre tanıtılması açısından oldukça faydalı olan Europort Fuarı’nın önümüzdeki yıllarda diğer uluslararası fuarlarla zamanlamasının iyi ayarlanması, yabancı ziyaretçilerin katılımının artırılması ve fuar yeri konusunda yapılacak düzenlemelerle Türk Denizcilik sektöründeki yerini daha da güçlendireceğini söyleyebiliriz. Sektörün de organizasyonu yapan NTSR’ye gereken desteği vermesi fuarların Türkiye’nin tanıtımında olduğu kadar, sektördeki ticarette de çok önemli yeri olduğu unutulmamalıdır. Yurtdışından katılımın yüksek olduğu başarılı bir fuar sektörün tümüne katma değer sağlayarak ihracatı artırır, bunun için de eleştirilere olumlu yönünden bakmak ve hep beraber dayanışma içinde çalışmak gerektiğini düşünüyoruz.
MarineDeal News olarak biz de fuara standımızla katılarak okurlarımızla birebir tanışma fırsatı bulduk ve onların olumlu ve olumsuz eleştirilerini dinledik. Önümüzdeki dönem için önemli dersler çıkararak, her geçen gün daha iyiye gitme yolundaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Fuarlar sektörün aynasıdır, gelişmeleri birinci elden görebileceğiniz değerli haber kaynaklarıdır. Europort esnasında fuara katılan çeşitli firmaların temsilcileriyle kısa röportajlar yaparak hem fuarı hem de sektörü değerlendirmelerini istedik.

Selah Tersanesi Genel Müdür Vekili Yücel Erdem:
Fuara büyük beklentilerle gelmedik ama sektörde faaliyet gösteren şirketleri buluşturma açısından faydalı buluyorum. Malzeme satın aldığımız firmalarla yüzyüze görüşme fırsatı buluyoruz. Genel olarak bu sene geçtiğimiz yıllara oranla çok canlı değildi. Ancak Selah Tersanesi olarak buraya katılmış olmaktan dolayı memnunuz. Fuarlar illaki iş alışverişi için değil kurumu tanıtmak ve prestij açısından da önemli faaliyetler olduğundan sektördeki varlığımızı tekrar hissettirdiğimizi düşünüyorum.
Sektördeki kriz konusunda pek iyimser değilim çünkü bu kriz ekonomi piyasalarındaki daralmadan ziyade gemi fazlalığından kaynaklanıyor. Önümüzdeki süreçte de gemi fazlalığı devam edeceğinden birkaç yıl daha durgunluğun devam edeceğini düşünüyorum. Offshore marketi en iyi giden pazar olarak değerlendiriliyor. Bu konuda bizim şansımız, diğer tersanelere oranla bu markete birkaç yıl önceden girdik. Bu konuda referanslarımız ra-kiplerimize oranla daha fazla.
Offshore inşası alanında Norveç deneyimli bir ülke ve bu konuda birkaç küçük ölçekli iş vererek Türkiye’nin bu işleri yapabilirliğini test ediyorlar. Ancak bu konudaki en önemli faktör, finansman. Bizim tersanelerimizde kabuk yapılabilir ancak büyük offshore platformlarının anahtar teslim inşası için bizim tersanelerimizde uygun finansman bulmaları mümkün değil. Devletten, bankalardan veya diğer kanallardan uygun finansman sağlandığı takdirde offshore inşası konusunda şansımız artacaktır. Eximbank’ın sağladığı kredi maliyetlerinin pek avantajlı olmadığını düşünüyorum.

Şahin Çelik Tersanesi Gemi Tamir ve İnşa Müdürü Levent Güngör:

Fuarlar genelde sektörle tanışma ve iletişim kurma konusunda faydalı olurlar, bu konuda Europort İstanbul Fuarı’nın bize faydalı olduğunu söyleyebilirim. Biz daha çok gemi inşa ve armatörlük işleri yapan bir tersane olduğumuz için bu fuarın geri dönüşlerini ve istatiksel değerlendirmesini ancak birkaç ay sonra alabileceğiz. Ancak tanıtım açısından ve kurulan bağlantılar açısından önümüzdeki dönemde bize yarar sağlayacağını düşünüyorum.
Sektörde yurtiçinde sağlıklı bir rekabet ortamı yaratarak, yurtdışındaki şirketlerle kalite ve fiyat açısından daha rekabetçi olunabileceğine inanıyorum. Bu noktada devletin işçilerin SGK ücretleri üzerinden sağlayacağı indi-rimler veya armatörlere verilen yakıtlarda sağlanacak indirimlerle sektörü desteklemesini bekliyoruz. Rakip ülkelerde çok çeşitli açık ve gizli desteklerin olması rekabet açısından bizi zor duruma düşürüyor. Ayrıca kalite konusunda tersanelere düşen görevler var. Biz kalitemizi artırıp fiyatlarımızı biraz daha aşağı çekebilirsek daha iyi bir noktaya geleceğiz. Sektörün krizden evvel yüksek kâr marjıyla yapılan işlerin artık geride kaldığını anlaması ve kullanılan teknolojiyi artırmanın yollarını araması gerekiyor.
Sektörde şu an Norveç’e yapılan projeler, özel amaçlı gemiler, hizmet gemileri, askeri gemiler ve barç inşa ediliyor. Tersanemizde yeni inşa olarak şu an barç inşa ediyoruz . Tamir konusunda da yürüttüğümüz projeler var. Daha iyiye gitmesi için devletin bir takım kolaylıklar sağlaması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde sektörün krizden biran evvel çıkıp navlun fiyatlarının tekrar yükselmesini, iş gücünün farklı alanlara kaçmadığı güçlü bir piyasa hedefliyoruz ; bunun için de çok çalışmak ve yenilikçi olmak gerekiyor.

Viking Life Türkiye ve Komşu Ülkeler Satış Müdürü Mehmet Erdoğan:
Fuar katılım açısından sönük geçtiğini söyleyebi-lirim. Fuarlarda yeni müşteri
ekleme olanağından ziyade mevcut müşterilerle iliş-kilerimizi geliştirdiğimizi düşünüyorum. Tanıtım ve marketing açısından hızlı bir şekilde sektördeki bir çok şirketle iletişim kurup networkler kurma olanağı bulduk, bu konuda fuar çok başarılı geçti. Ancak düzenlediğimiz seminerin zamanlaması ve yeri konusunda sıkıntı yaşadık. Umarım gelecek fuarlarda lokasyon açısından bir iyileştirme olur.
Askeri gemi projelerinin Türkiye’de sektöre hareket getireceğini düşünüyorum ancak krizden çıkışın 2015-2016 yıllarını bulabileceğini tahmin ediyorum. Finansal raporlar pek iyi görünmüyor ve kriz dünyada daha uzun sürecek gibi görünü-yor. Viking açısından önümüzdeki dönemin daha iyi olmasını bekliyorum. Bizde Türkiye’deki denizcilik sektörüne bağlı olduğumuzdan onlarla paralel seyrediyoruz ancak yeni projelerimizle markette öne çıkmak istiyoruz. Gelecekten umutlu olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye’de dört sene önce kurulmuş bir şirket olarak gayet iyi yolda olduğumuzu söyleyebilirim.

Denizsan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Akgül:
Grubumuz gemi işletmeciliği, armatörlük ve güverte makinaları ve aksesuarları imalatı alanlarında faaliyet gösteriyor. Güverte makinaları imalatı alanında Türkiye’nin ilk firmasıyız. 1977 yılından bu yana armatörlük faaliyetlerimiz de devam ediyor.
Compomarine bizim GRP malzemesine yönelik oluşturulmuş önemli bir markamız olarak öne çıkıyor. GRP olarak gemide her tür kompozit malzemeyi tamamen üretip satma gibi bir hedefimiz var. Rusya, Romanya, Singapur, Ukrayna ve Türki Cumhuriyetlerde temsilcilik verme çalışmalarımız sürüyor.
Fuar bu yıl beklediğimizden daha sakin geçiyor. İki sene ev-velki gibi hareketlilik yok. İki sene önce Compomarine kapıların tanıtımını yapmıştık, boru üretimi için ise sertifakasyon çalışmalarımız halen sürüyor, önümüzdeki dönemde bu ürünün de lansmanını yapacağız. Denizsan olarak dümen makinesi imalatına başladık. Dümen makinesi üretiminde markalaşma çalışmalarımız sonunda başarıya ulaşacağımızı düşünüyorum. Fuarın bizim beklentilerimizi karşıladığını söyleyebilirim. Lansmanını yapmak istediğimiz ürünleri başarıyla tanıttık. Ancak fuar yurtdışı katılım açısından çok zayıf oldu. Yabancı ziyaretçinin ilgisinin olmamasını, Türkiye’de yapılan Europort İstanbul Fuarı’nın en büyük problemi olarak görüyorum. Sadece stantları olan katılımcı firmalar buradaydı, yabancı firmaların, üst düzey yöneticilerin, karar vericilerin ilgisinin mutlaka çekilmesi gerekiyor.

Sedef Tersanesi Ticaret Direktörü Fahri Arısoy:
Türkiye’de devlet desteği olmaması rekabette dezavantaj sağlıyor
Fuarın iyi tanıtılmadığını ve yeteri kadar insanın buraya çekilemediğini, sadece sektörün üyelerinin burada olduğunu, yeterli ilgi olmadığını düşünüyorum. Beklediğimiz potansiyel ve tanışmayı görmek istediğimiz ziyaretçilerin bu fuara ilgi göstermediğini söylesem yerinde olur. Diğer ülkelerde düzenlenen benzer fuarlarla zamanlama konusunda bir çakışma olabilir. Ayrıca fuar yeri de ulaşım konusunda sıkıntılı. Daha iyi bir fuar lokasyonu ve zamanlaması seçilmesinin yabancıların fuara ilgisini artırabileceğine inanıyorum.
Ülkemizin gemi inşa sektöründe standart gemilerin yeni siparişlerinin olmadığını, bu tür gemilerin ucuz yapılabilen ülkelere gidildiği bir dönemdeyiz. Herkesin yapmadığı veya farklı nitelik taşıyan projeler ülkemiz tersanelerine gelirken, yavaş yavaş buralarda da Doğu Avrupa ve Uzakdoğu ile re-kabet konusunda zorluklar yaşanıyor. İşçiliğin yanı sıra ülkemizde istihdam mali-yetlerinin yüksek olması bu noktada bizi zor duruma düşürüyor. Tüm ülkeler açık veya gizli bir şekilde sektörü destekliyor ancak Türkiye’de tersanelerin hiçbir devlet desteği olmaması rekabette ciddi bir dezavantaj yaşamamıza neden oluyor. Ancak Gidecek başka yeri olmayan veya çok özel projeler Türkiye’ye geliyor.
Bu dönemde Sedef Tersanesi olarak, conversion (değişim) projeleri alarak ve yarım kalmış kendi gemilerinin yapımını tamamlayarak işlerimize devam ediyoruz. Şu an iki adet yeni asfalt gemisi inşası ile birlikte conversion ve enerji gemileri işleri bizi en çok meşgul eden projeler diyebilirim.
Tanker ve kuru yük piyasasında 2007-2008 yıllarında 10-12 bin civarında olan endeksler, şu an 2 binin altında görünüyor. Çeşitli ülkelerde stoğa gemi yapılması, gemi talebinin hâlâ az olması ve arz tarafında herhangi bir daralma olmamasından dolayı 2014’den de umutlu olmak mümkün görünmüyor. Şu an Türkiye’de piyasayı canlandıran ve tersaneleri ayakta tutan askeri gemi projeleridir. Bizim de umudumuz şu an sonucu açıklanmayan Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) için yapılacak olan LPD gemisi ihalesidir. Bizim için kritik öneme sahip olan projenin 5 sene civarında proje ve inşa süresi var. Nisan ayı içerisinde ihale sonucunun açıklanmasını bekliyoruz. Bu konuda bizim hazırlıklarımız daha önce yapılmış ve başarılı olmuş bir referans projeyle bu ihaleye girdik. İspanyol Nuante şirketiyle anlaşarak onlardan destek alarak onların daha önce 3 kez uyguladığı projeyi sunarak, bu geminin yapımına önemli bir yatırım yaptık. Bundan dolayı bu gemiyi yapmaya en hazır durumda olan tersanenin Sedef Tersanesi olduğunu söyleyebilirim.
Bunun dışında Offshore platformu inşasında tersane olarak istekliyiz. Offshore inşası konusunda Kuzey ülkelerinin Türk tersanelerine verdiği bir takım projeler var ancak bu konuda Romanya ile rekabet halindeyiz, orada hükümet tarafından verilen bir takım gizli teşvikler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Kuzey ülkeleri büyük projelerde daha ucuza mal etmek için Uzak Doğu’ya gitmeyi tercih ediyorlar, onlarla rekabet etmemiz çok zor. Uzak Doğu ülkelerinde verilen fiyatlardan gördüğümüz, malzeme ve işçilik için çıkarılan maliyetlerin teşvik olmadan karşılanmasının mümkün olmadığıdır. Şu an çok hareketli olan enerji sektörü ve buna bağlı olarak offshore platformlarıdır.
Sedef tersanesinin yapmış olduğu yatırımlarla birlikte ve sahip olduğu vinçlerin kaldırma kapasitesine baktığımızda; 100 bin ton sac işleme ve  600 bin dwt gemi inşa kapasitesine sahip bir tersane olmasıyla birlikte uzun yıllara dayanan sektörel deneyimimiz ve bilgi birikimimiz var.   Yüksek miktarda çelik içeren ve high-tech gerektiren işlere talibiz. Bizdeki çelik fabrikalarının arzı maalesef bizim ihtiyacımız olan çeşitlilikte değil. Biz bir gemi inşa ederken yüzden fazla çeşitte çeliğe ihtiyaç duyuyoruz ancak Ereğli Demir Çelik bu tip işleri pek tercih etmiyor.

DOP Ltd. Kurucu Ortağı Kaan Tunçelli:
“Ballast Water Treatment denizciliği meşgul edecek”
Fuarın benim beklentilerimi karşıladığını söyleyebilirim. Buraya gelirken sektörde varlığımızı sürdürdüğümüzü göstermeyi, verdiğimiz hizmetleri tanıtmayı, piyasanın içinde var olmayı sürdüreceğimizin mesajını beraber iş yaptığımız şirketlere vermeyi hedefliyorduk. Ayrıca sahip olduğumuz sosyal iş ağımızı geliştirmeyi, iş ortaklarımızla bilgi alışverişini kurmayı istiyorduk, bu konularda fuarın yeterli olduğunu düşünüyorum.
Gemi inşa; ticari gemi inşa, askeri gemi inşa ve yat inşaatı diye 3 segmente ayırırsak ticari gemi inşa çok gerilemişti ancak şu an özel gemi projeleri sayesinde hareketlenmeye başaladığını söyleyebilirim, bu konuda yapılabilecek daha çok şeyler var. Askeri gemiler konusunda devlete yapılan gemilerin doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Yat inşası konusunda ise belirli bir trendin korunduğunu genel olarak görünümüm iyi olduğunu söyleyebilirim. Bu şekilde düşünüldüğünde gemi inşa sanayinde de belirli bir iş potansiyelinin gerçekleştiğini görüyorum. Biz DOP olarak üç segmente de hizmet verdiğimizden şirketimiz açısından da belirli bir istikrarın yakalandığını, eskisi kadar hareketli olmasa da belirli bir seviyede sürdürülebilirliğin sağlandığını düşünüyorum. Tersaneler belirli bir projeksiyonla devam edebilirlerse, bizler de onlara bağlı çalıştığımızdan, sektörün sağlıklı devam edebilmesi için istikrar oldukça önemli. Bir tersanenin kötüye gitmesi onunla çalışmasam da bizi üzer ve işimizi etkiler. Şirketimiz, içinde bulunduğumuz dönemde, boru kelepçeleme ve daha hızlı installasyon yapacak bir teknolojiyi Türkiye piyasasına getiriyor. Ballast Water Treatment konusunda Koreli bir şirketle önemli bir iş ortaklığımız gerçekleşti. Bu önümüzdeki dönemde Türkiye ve dünyayı meşgul edecek çok önemli bir konu ve bu noktada önemli projeler üretiyoruz.
Son olarak dayanışmanın çok önemli olduğunu başarıya giden yolun beraber çalışmadan geçtiğine inanıyorum. Sektörde beraber çalışmanın herkesin faydasına olduğuna inanıyorum.

Vencotek Genel Müdürü Sezai Özcan: Sektörde Almanlarla rekabet ediyoruz
Kendi ürünlerimizi yüzde yüz özsermaye ile üreten Türk firmasıyız. Ürünlerimizden biri deniz suyundan ısıtma, soğutma ve havalandırma yapabilen ve bir kilowatt elektrik ile yedi kilowatt ısıtma ve soğutma enerjisi veren kompakt ünitelerimizdir. Beş yıldır Boğaziçi Denizcilik aracılığıyla birçok Avrupa ülkesine ihracat yapıyoruz. Beşiktaş Tersanesi gibi birçok gemi inşa şirketi ile ortak çalışmalar yapmaktayız. Türk Loydu, BV ve ClassNK klas kuruluşlarından sertifikamızı aldık. En büyük hedefimiz kaliteyi artırarak fiyatı aşağılara doğru çekmekti bunu da başardığımızı düşünüyorum. Sektörde  Almanlarla rekabet halindeyiz, onlardan çok daha kaliteli ürünleri uygun fiyatla sunuyoruz. Gemilerdeki ısıtma problemini ortadan kaldırarak, sadece sahil elektriği ile hem ısıtma hem de soğutma yapabiliyoruz. 2008’den bu yana imal ettiğimiz ürünleri Boğaziçi Denizcilik’in katkısıyla çok önemli noktalara getirdik. Türkiye’de kompresör üreticisi eksikliği olduğundan bu konuda dışarıya bağımlıyız, diğer ürünler yüzde yüz Türkiye kaynaklıdır. Kompresör üretimi için ülkemizde yapabiliriz ancak bu konuda çalışma yapılması gerekiyor.
Fuar bizim açımızdan çok iyi geçti, beş anlaşma yaptık. Ulaşmak istediğimiz kişilere ulaştık. Bizim beklentimiz, sektörün daha iyiye gidebilmesi için Boğaziçi ve Beşiktaş gibi milli sermayesine güvenen tersanecilerin artmasıdır. Ancak onların desteğiyle çok daha kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler yapıp ihraç edebiliriz.

Alpet, Deniz Yağları Bölge Müdürü Damla Arslan:
Müşterilerimize yurtdışında da yağ ikmali yapıyoruz
Navlunlar düşük ve petrol fiyatları yüksek olduğundan piyasa kötü gidiyor. Ocak-şubat ayları son 20 yılın en kötü aylarıydı, mart ayında hareketlenme başladı, umarım bu trend yükselerek devam eder. Yurtdışındaki projelerimiz traderlık alanında devam ediyor. Kendi müşterilerimizin yurtdışındaki gemilerine yağlarını ikmal ediyoruz. Yurt içindeki  müşterilerimiz dışarıda da bizimle çalışmak istiyor, orada lokal firmalarla ortak çalışmalar yapıyoruz.
Denizcilik alanında dört yıldır faaliyet gösteren Altınbaş Petrol’e bağlı bir firma olduğumuz için Türkiye’nin bütün limanlarında yağ ikmali yapabiliyoruz. İzmir’de dolum ve harmanlama tesisimiz olduğu için lokasyon olarak önemli bir avantajımız var. Mersin, Körfez ve Karadeniz’de depolarımız var. Her yere nakliye anlamında ulaşım kolaylığımız olduğundan bu fiyatlarımıza da yansıyor. Eskiden müşteri odaklı bir sektörken şu an distribütör ağırlıklı bir sektör haline geldi. Altınbaş Petrol’ün kara tarafında son dönemde çok güçlendiğinden bu gelişmeler deniz tarafına da çok olumlu yansıyor. Worldwide bir şirket olmak ve büyüme stratejimizi devam ettirmek için Pazar araştırmalarımız devam ediyor. Bu yıl hem yurt içi hem de yurt dışında büyüme ve yeni yatırımlar anlamında önemli adımlar atacağız.
Alpet markamızı genişletme ve büyütme konusunda çalışmalarımız hızlanarak devam ediyor.

Yapaş Zincir Satış & Pazarlama Müdürü Selim Kibarer: Dünyanın geleceği Offshore sektöründe
Yapaş olarak sektörde 30 yılı aşkın süredir varız. Şirketimiz endüstri zinciri üretimi ile işe başladı ancak, 6-7 yıldır marine zinciri üretimine de başladık. Şu anda yeni inşa zincir üretiminde Pazar payımızın yüzde 90 olduğunu söyleyebilirim. Son bir buçuk yılda 40’dan fazla römorkör, yat, kuru yük ve tanker gemisinin zincirlerini biz yaptık. Europort Fuarı son 6 aydaki dördüncü fuarımız. Önümüzdeki dönemde haziran ayında Norveç’te, eylül ayında da St. Petersburg’daki fuarlara katılıp yurtdışında kendimizi tanıtmaya devam edeceğiz . Yüzde yüz yerli malı olan zincir ihracatımız gün geçtikçe artıyor. İmalat yöntemlerimizi değiştirdik, çelik konstrüksiyona geçerek tamamen kaynaklı imalat sayesinde çok çabuk üretim yapabiliyoruz. Çapalarımızı bu yöntemle ürettiğimiz için zamandan inanılmaz tasarruf sağlıyoruz. 10 tonluk çapa siparişini kaynaklı imalat sayesinde bir hafta içinde teslim edebilecek seviyeye geldik. Günde dört boy zincir üretiyoruz. Geçtiğimiz yıl 10 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikamıza geçerek,  1500 ton çapa ürettik.
Gemi çapalarının haricinde yatlar ve askeri mayın gemileri için paslanmaz çapa üretiyoruz. Bunun haricinde petrol tesislerine şamandıra imalatı yapıyoruz. Gemi bağlama şamandıra sistemleri ürünlerimiz, Türkiye’nin tüm denizlerinde bir çok şirket tarafından kullanılıyor ve herhangi bir olumsuz görüş almadık. Almanya’daki SMM fuarı ile karşılaştırılabilecek seviyede olmasa da Europort Fuarı da kendi çapında önemli bir fuar. Europort’un firma bilinirliğimize ve sektördeki tanınırlığımıza katkı sunduğunu düşünüyorum.
Yeni dönemde Offshore zincir üretimine başlamak için sertifikasyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Haziran’da Norshipping’e giderken sertifikamızı da alıp gideceğiz. Dünyanın geleceğinin offshore sektöründe olacağını düşünüyorum. Bu sebeple kalite, sertifika ve fiyat politikamızla sektörde bir numaraya yerleştik. Bu deneyimimizi enerji sektörüne aktarıp önümüzdeki dönemde de Pazar payımızı giderek artırmayı ve yüksek ihracat rakamlarına ulaşmayı hedefliyoruz.

Artı Denizcilik Ayhan Yıldızel:
Uluslararası katılımcı daha fazla olabilirdi
Fuar bu yıl beklentilerimin üstünde başarılı oldu. Bugünün ekonomik koşullarında ve gemi inşa sanayinin durumunda tahminimden çok daha iyi oldu, hatta bir iki işte bağladık. Organizasyon da gayet iyiydi, bize çok yardımcı oldular. Fuara yüzde 80 yerli katılımcı vardı ancak uluslararası katılımcılar da vardı, daha da fazla olabilirdi. Mısır, Azerbaycan ve Suudi Arabistan’dan konukları standımızda ağırladık. Son dönemde işlerimizde çok büyük bir gelişme yok ancak Deniz Kuvvetleri projeleri bizi şirket olarak rahatlattı. Riderinkoff Hollandalı bir vinç şirketinin ürünleri bizim bu yıl fuarda en çok ilgi çeken ürünümüz oldu. Size de MarineDeal olarak sektöre yaptığınız katkıdan dolayı teşekkür ediyorum.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın