AYESAŞ: Milli Denizaltıya Genesis Modeli

MDN İstanbul

AYESAŞ İş Geliştirme Müdürü Dr. Tahir ÇONKA, denizaltı inşasında MİLGEM uygulamasındakine benzer Milli Denizaltı (MİLDEN) aşamasına geçilmesinin Türk Deniz Kuvvetleri ve Savunma Sanayimizin çok yakından bildiği ve başarılı şekilde uygulayabileceği bir model olacağını ifade etti

Mustafa Kemal Atatürk 20 Eylül 1924  tarihinde Hamidiye Kruvazörü Hatıra Defterine şu satırları kaleme almış; “Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti’nin Donanması da mühim ve büyük olmak gerektir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir. Bunun ilk azimet noktası, sefain-i harbiye tedarikinden evvel onları muvaffakıyetle sevk ve idareye muktedir kumandanlara, zabitlere, mütehassıslara malikiyettir.”

2000’li yılların başından itibaren, Atatürk’ün bu ülküsünden hareketle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin silah gücünde, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın Uzun Ufuk, GENESİS ve MİLGEM projesi gibi çalışmalarla önemli bir yükselme ve gelişme yaşanmaktadır. Türkiye’nin eşsiz ancak bir o kadar tehditler ve risklerle dolu jeopolitik konumu, çevre ülkelerde yaşanan karışıklıklar, Suriye’nin, Rusya ve ABD gibi küresel güçlerin hegemonya alanı haline gelmesi, Kıbrıs’ta çözülemeyen uzun dönemli sorunlar, Yunanistan ile yaşanan karasuları ve kıta sahanlığı anlaşmazlıkları ve Boğazlar’ın dünya güç dengesinde artan önemi gibi sebepler; Türkiye’nin deniz gücüne her zaman olduğundan daha fazla önem vermesini gerektirmektedir.

Türk Deniz Kuvvetleri tarafından büyük bir titizlikle hazırlanarak 2015 Ekim ayında yayınlanan Türk Deniz Kuvvetleri Stratejisi dokümanında ifade edildiği üzere; Anavatanın bekasına yönelik denizden gelebilecek tehditlerin caydırılması; gerektiğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin diğer unsurları ile müştereken kesin sonuçlu harbin kazanılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin denizlerdeki hükümranlık haklarının, deniz alaka ve menfaatlerinin korunması, çevre denizlerimizde deniz güvenliğinin sağlanması, Türkiye’nin yakın çevresinde istikrarlı bir güvenlik kuşağı oluşturulmasına katkı sağlanması,  KKTC’nin savunmasının ve deniz hak ve menfaatlerinin korunmasının desteklenmesi gibi hedefler; çevre denizlerimizde etkinlikte görev yapabilecek tipte ve yetenekteki platformların geliştirilerek idamesini gerektirmektedir. Türkiye’nin deniz ticaretinin yoğun olarak gerçekleştiği deniz ulaştırma yollarının güvenliğine katkı sağlanması, Türkiye’nin dış politika ve savunma sanayi hedeflerinin desteklenmesi, İttifak Deniz Stratejisinin desteklenmesi, küresel barış ve istikrara katkı sağlanması gibi Türk Deniz Kuvvetleri’nin harekât yarıçapının genişlemesine yol açan hedefler ise, çevre denizlerimizin ötesinde harekât icra edebilecek, güç aktarımı yapabilecek, ittifak/koalisyon kuvvetlerine komuta edebilecek yetenekte platform ihtiyacını artırmaktadır.

Yine aynı dokümanda; bir taraftan çeşitlenen ve artan yetenek ihtiyaçlarının, diğer taraftan kısıtlı kaynakların, platformların hem tehdit, hem yetenek tabanlı olarak çok maksatlı geliştirilmesini dikte etmekte olduğu ifade edilerek bahse konu yetenek ihtiyaçları çerçevesinde önümüzdeki dönemde tedarik edilmesi planlanlanan platformlar arasında orta vadede (6-10 yıl) Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Denizaltıların tedariğine önemli bir yer verilmiştir. Ayrıca; yeni platform tedariklerinin yanında süreç içerisinde, envanterde bulunan platformların modernizasyon ve idamesine devam edilirken, Gemi Entegre Savaş İdare Sistemi (GENESİS) ve Kuvvet Ağı İletişim Sistemleri Projesi ile Ağ Destekli Komuta Kontrol Yeteneğinin sürekli geliştirilmesinin önemine değinilmiştir.

Belirtilen zaman periyodunda geliştirilecek sistemler ve envantere yeni girecek platformlarla kazanılacak yetenekler kısmında Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Denizaltılarla ilgili olarak; dalmış durumda ve gizlilik içinde uzun süre harekât icra edebilme yeteneği, yüksek süratli gelişmiş torpidoları, satıh hedeflerine (kara dâhil) atılabilen güdümlü mermi kabiliyeti ile denizaltı ve suüstü harbi yeteneğimizin güçlendirilmesinin hedeflendiği strateji dokümanında önemli bir husus olarak vurgulanmıştır.

Suüstü platformlarındaki model sualtına uygulanabilir

Türk Deniz Kuvvetleri yeni gemi ihtiyacını 2000’li yıllara kadar büyük oranda yurt dışı tedarik projeleri ile giderme yoluna gitmiştir. Bu süreçte, bir kısım deniz platformları doğrudan diğer ülkelerce hizmet dışına çıkartılan platformların Türk Deniz Kuvvetleri envanterine katılması yoluyla edinilirken, bir kısım deniz platformları ise tasarımın, platform ve gemi inşa malzemelerinin paket olarak yurt dışı bir firmadan alınması, müteakiben sınıfının ilk ya da bir kaç gemisinin yurt dışı tersanelerde, diğer gemilerin ise Türk Deniz Kuvvetleri bağlısı askerî tersanelerde inşa edilmesi şeklinde tedarik edilmiştir. Buna paralel olarak 1990’lı yılların sonlarına kadar suüstü platformlarının savaş sistemleri de (çoğunlukla platformlar ile birlikte) yurt dışından tedarik edilmiştir. 1998 yılından itibaren savaş sistemleri alanında başlatılan GENESİS ve 2004 yılından itibaren harp gemisi inşası alanında başlatılan Millî Gemi (MİLGEM) projeleri sayesinde ilk kez bir savaş gemisinin tüm analiz, tasarım, geliştirme, bütünleştirme ve doğrulama aşamaları tamamen millî olarak gerçekleştirilmiştir.

Türk Deniz Kuvvetleri tarafından hazırlanan Strateji Dokümanında da belirtildiği şekilde 1998 yılından itibaren atılan çok kritik önemdeki adımlardan Uzun Ufuk ve GENESİS Projelerinde AYESAŞ olarak yer aldığımız ve katkı sağladığımız için gururluyuz. 1998 yılında başlatılan ve aynı kararlılıkta devam ettiğini memnuniyetle gördüğümüz suüstü platformlarındaki başarılı çalışmaların, coğrafyanın getirdiği olumsuzluklardan etkilenmemeleri, sürpriz unsur olarak beklenmedik zamanlarda ve yerde ortaya çıkabilme özellikleri, askeri-politik gelişmeleri kısa sürede etkileyebilme yetenekleri ile stratejik bir unsur olan denizaltılarda da gerçekleştirilmesi çok önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Suüstü platformlarında GENESİS Projesinde gerçekleştirilen modelin; yani önce yazılım ve donanım olarak geliştirilen milli Savaş Yönetim Sistemi ile mevcut gemilerin modernizasyonu, ardından yeni gemi inşa aşamalarına geçilmesi denizaltı projelerininde de GENESİS Projesinin benzer şekilde uygulanmasını gündeme getirmiştir. Suüstü ve denizaltı koşullarının birbirinden çok farklı olması sebebiyle bire bir aynı şekilde kullanılamasa bile suüstü projelerinden edinilen bilgi birikimi, tecrübe ve hepsinden kıymetlisi özgüven ile denizaltı projelerinde GENESİS Projesi aşamalarının benzer şekilde uygulanmasında hiçbir engel bulunmamaktadır.

GENESİS Projesi; gerek modernizasyon, gerek yeni gemi inşa ve gerekse Komuta Kontrol (Karargâh) Merkezi uygulamaları şeklinde farklı platformlarda hayata geçirilebilecek, esnek, jenerik ve geniş kapsamlı bir proje olarak tasarlanmıştır. GENESİS Projesinin suüstü platformlarındakine benzer şekilde denizaltı platformlarına uygulama aşamaları aşağıdaki şekilde gerçekleşebilecektir.

• Halihazırda yurtdışından teknoloji transferi ile tedariği devam etmekte olan Yeni Tip Denizaltı Projesi kazanımlarını, bilgi birikimini azami ölçüde kullanarak ve milli olarak suüstünde GABYA Sınıfı Fırkateynlerin modernizasyonuna benzer şekilde PREVEZE Sınıfı Denizaltıların Modernizasyonunun gerçekleştirilmesi,

• GENESİS PREVEZE Modernizasyonu sonrasında suüstündeki MİLGEM uygulamasındakine benzer Milli Denizaltı (MİLDEN) aşamasına geçilmesi

Böyle bir model; Türk Deniz Kuvvetleri ve Savunma Sanayimizin çok yakından bildiği ve başarılı şekilde uygulayabileceği bir model olacaktır.

Denizaltılar ile ilgili olarak halihazırda iki proje öne çıkmaktadır. Birincisi; AYESAŞ olarak da içinde yer almaktan gurur duyduğumuz ve halen inşası devam etmekte olan 6 adet havadan bağımsız tahrikli (AIP) Yeni Tip Denizaltı inşa Projesi ile Preveze Sınıfı Denizaltıların Modernizasyonu projesidir. PREVEZE Sınıfı Denizaltı modernizasyon projesinin Savaş Yönetim Sistemine yönelik olan ve MÜREN PREVEZE olarak adlandırılan TÜBİTAK BİLGEM Yükleniciliğinde yürütülen projede AYESAŞ olarak ana donanım alt yüklenici adaylarından birisi olarak Yeni Tip Denizaltı Projesindeki tecrübemizi projeye aktarmak için sabırsızlanıyoruz.

Havadan bağımsız tahrik sistemine (AIP) sahip 6 adet Yeni Tip Denizaltının azami yerli katkı ile Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda inşa edilerek tedarik edilmesi amaçlanmaktadır. Buna ek olarak, denizaltı tasarımı, inşası, entegrasyonu ve sistemleri konusunda bilgi birikimi ve tecrübe oluşturulması hedeflenmektedir. Proje ile denizaltı konusunda Türkiye’nin kendine yeter bir ülke olması yolunda ilerleme kaydedilmektdir. Halen dünyada denizaltı inşa edebilen 14 ülkeden biri olan Türkiye’nin güçlü silahlı sistemler ve savunma sanayisiyle bu alanda özgün tasarım ve üretim yapabilen en güçlü ülkeler arasında yer almasının sağlanması hedeflenmektedir. Yeni Tip Denizaltı çalışmalarına firmamız AYESAŞ ile birlikte savunma sanayimizin önde gelen şirketleri tarafından büyük destek verilmektedir. Yer aldığımız bu projede AYESAŞ tarafından Yeni Tip Denizaltı Konsolları’nın tasarım ve üretimi ile korumalı kabinetleri ve Silah Kontrol Üniteleri (WCU) elektronik kartları Sincan tesislerimizde üretilmektedir. Alman ATLAS Elektronik firması ile birlikte gerçekleştirilen konsol tasarım faaliyetleri, su soğutmalı denizaltı konsol teknolojilerine sahip olunması açısından çok önemli görülmektedir. Ayrıca yüksek teknoloji içeren konsol, korumalı kabinet ve WCU elektronik kartlarının AYESAŞ Sincan tesislerinde üretimi ise hem altyapı açısından, hem de ileride Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza sağlanacak Lojistik destek açısından yüksek öneme haizdir.

Donanma Komutanlığı Gölcük Tersane Komutanlığı’nın 1975 yılından bu yana denizaltı inşasında edindiği tecrübe, bilgi ve birikimi ile Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında “Reis” sınıfı denizaltıları gerçekleştirmek için inşa çalışmalarını sürdürmektedir. Projenin ilk denizaltısı olan “Pirireis”in yapımı 2020 yılında tamamlanacak. Pirireis’in ardından aynı sınıfa ait 5 denizaltı daha 2025 yılı sonuna kadar teslim edilecek. Reis sınıfı denizaltılar, Deniz Kuvvetleri’nin denizlerin altındaki gücüne güç katacak.

Savunma Sanayi Müsteşarımız İsmail Demir’in de bir konuşmasında ifade ettiği üzere; “Yeni Tip Denizaltı Projesi’nden bahsederken ikinci adımın ‘milli denizaltı’ olduğunu bilmemiz gerekir. Yeni Tip Denizaltı Projesinde yurtdışından aldığımız destekle inşa edecek olduğumuz denizaltılarımızdan hemen sonra bir milli denizaltı projesini hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bunun ilk çabaları şu anda aslında başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızla görüşmelerimizde, bir yandan bu tür hazırlık faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve sanayimizi de bu hazırlık içinde olmaya teşvik ediyoruz. Denizaltı konusunda Türkiye’nin kendine yeter bir ülke olmasına doğru yol almaktayız. Denizaltımızın ve diğer platformlarımızın içinde kullanılan unsurlar, başta motor olmak üzere onların da millileştirilmesi ilerideki bir hedefimiz. İçinden geçtiğimiz günlerde dost bildiğimiz ülkeler dahil olmak üzere çevremizdeki bazı ülkelerin durumlarının da etkisiyle nasıl kuşatılmaya çalışıldığımızı hep beraber görüyoruz. Burada da tekrar tekrar bize hatırlatılmış olan unsur güçlü bir Türkiye’nin olması. Güçlü bir Türkiye de ancak güçlü bir silahlı kuvvetlerle olur. Güçlü bir silahlı kuvvetler de güçlü silahlar, güçlü sistemlerle hayata geçer. Bu da savunma sanayi demektir.”

Sonuç olarak; 2000’li yılların başından beri yürütülmekte olan suüstü platformlarındaki modernizasyon ve yeni gemi inşa çalışmaları son derece başarılı bir şekilde hedeflenen seviyelere ulaşmış ve aynı kararlılıkta devam ettirilmektedir. Son yıllarda suüstü gemilerinin ihracatında yaşanan gelişmeler ülkemiz için bir gurur vesilesi olmaya başlamıştır. Benzer şekilde bir atılımın denizlerin stratejik silahı olan denizaltı platformlarında da gerçekleştirilmesi ülkemiz ve Savunma Sanayimiz açısından kritik öneme haizdir. Bu konuda Yeni Tip Denizaltı Projesi ve Preveze Sınıfı Modernizasyon Projesi ile çalışmalar başlamış olup GENESİS Projesi ruhu ile bu çabaların 2020’li yılların başlarında başarıya ulaşacağına kesin gözle bakılmaktadır. AYESAŞ ve Vestel Savunma Sanayi (VSS) olarak; suüstü platformlardaki başarılar için çok önemli kilometre taşı niteliğinde olan GENESİS Gabya Sınıfı Fırkateyn Modernizasyon Projesinin birinci gemisindeki ilk donanım üreticisi olarak yaşadığımız haklı gururu, Yeni Tip Denizaltı Projesindeki konsol-kabinet gibi savaş yönetim sistemi donanım öğeleri üretimi konusunda teknoloji transferi için Savunma Sanayi Müsteşarlığımız tarafından belirlenmiş yerli firma olma kimliğimiz ve tecrübemiz ile tüm denizaltı projelerimizde yer alarak destek verme arzumuzu bu yayın aracılığla paylaşmak isteriz.

Bunu Paylaşın