Aydınlığa çıkış yolu Türk bayrağı ile olur

MDN İstanbul

Kaptanoğlu, sektörün krizden kurtulması için gerekli olan uzun vadeli kredinin bulunması için Başbakan’ın yardımını isteyecek. Karşılığında yabancı bayraklı Türk gemileri Türk bayrağına geçecek, hem denizcilik kurtulacak hem Türkiye yılda 50 milyar dolar fazla taşıma parası ödemeyecek

Eski AKP İstanbul Milletvekili, Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, Oda seçimini öncesi ve sonrası için MarineDeal News okurları için değerlendirdi. Babacan tavırları, cemiyet hayatı ve devlet işleri ile ilgili yıllara dayanan tecrübesi ile seçimin Metin Kalkavan lehine kazanılmasına kadar olan süreci ve sonrasını eğrisi ve doğrusuyla anlattı.
Kaptanoğlu sektörün yarısının iflas aşamasında olduğunu belirterek “Başbakanımız’dan (Recep Tayyip Erdoğan) ne yapıp edip bize yardım etmesini, sahip çıkmasını isteyeceğiz. 5 milyar dolar dahi olsa dış borcu ödememize devletimiz destek olacak. Bu borç yeniden yapılanıp 20 sene, 25 sene vade yapılırsa, ancak ayakta dururuz” diyor.
Türkiye’nin artık daha ucuza borçlandığının altını çizen Kaptanoğlu, sektörün ayakta durabileceğini, bunun karşılığında ise yabancı bayraklı Türk gemilerine Türk bayrağı çekilmesi için sektörü ikna edebileceklerini belirtiyor. Bunun Türkiye’ye faydası ise Türkiye’nin hedef olarak koyduğu 2023’lü yıllarda yıllık 50 milyar dolarlık daha fazla ulaştırma parası ödememesi olacak. Kaptanoğlu, “Biz dışarıdaki bütün gemilerimizi de kurtarabiliriz. Onlara Türk bayrağı çekeceğiz . Borçları ödeyeceğiz. Bizim borçları da ödeyebilmemiz için 20 sene vadeli teşvik almamız gerekiyor. Eğer olmazsa, 2023’de her yıl ithalat ve ihracata en az 50 milyar dolar para fazladan ödenir. Türkiye’nin denizci ülke olarak ayakta durabilmesi için, Türk hükümetinin bir an önce yabancı bayraklı, Türk sahipli genç filonun parasını ödeyip bu gemileri ipotek alması gerekiyor. Türkiye’ye, ithalat ve ihracata bu filo lazımsa hükümetin tek yapacağı iş bu. Aydınlığa çıkış yolu Türk bayrağı ile olur. Büyüyen ve gençleşen Türk ticaret filosu genç Türkiye’nin yarınlara atılacak güçlü adımlarında, diğer denizci devletlerle olan rekabetinde elini güçlendirecek stratejik bir öneme sahip, yok sayılmamalı” diyor. Kaptonoğlu’nun oda seçimleri ve sektörün diğer sorunlarıyla ilgili görüşleri ise şöyle:

Gönüllerin adamıyım
– Seçimler sırasında sadece Salih Zeki Çakır’a söz vermeyerek tepki aldınız. Size göre nasıl bir seçim oldu?
Kendisine meclis yönetimimde daha önce söz verdim. Orada neden vermeyeyim? Gündeme uyacaksın. Bugüne kadar son konuşma başkanın konuşması değil midir? Daha sonra dilek ve temenniler vardır. Orada söz alırsın fakat dilek ve temennilerin de dışına çıkamazsın. Salih Zeki Çakır bizim meclis üyemiz değil mi? Neden başkandan evvel söz almadı? Acaba başkandan önce konuşmayayım da bana cevap verilmesin diye mi düşündü? Bende O’nu bu şekilde sorgulasam ayıp olmaz mı? Program akışı gereği olması gereken bu. Başkandan sonra konuştu, tekrar söz aldı, tekrar başkan konuştu, tekrar söz aldı bu şekilde mi olsun? Meclis böyle mi yönetilir? Günlük ucuz politika. Gönüllere girmiş, gönüllerin sevgilisi olmuş, bu sektöre babalık yapmış, hep kendinden vermiş ve hiç almamış, herkesin her derdiyle uğraşmış adam olarak bunu yapar mıyım?

– Siz taraf oldunuz mu?
Ben tarafım ama Deniz Ticaret Odası tarafıyım. Yönetimi şu kişi yapsın derken diğerini küçük düşürücü, O’nun özgürlüklerini kısıtlayıcı davranmadık. Benim yaradılışımda bu yok. Ben yaradılanı yaradandan ötürü severim. İnsanları şekliyle, zenginliğiyle ayırmam. Sayın Başbakanımız Tayyip Bey’in bir sözü var ‘En önemli ne var? “İnsan beşerdir gider. Eğer gittikten sonra bir seda bırakırsa önemlidir” diyor.

– Siyasetçileri hep duruma göre yön değiştiren, idare eden olarak biliriz. Sizin tutumunuz ne oldu?
Bu siyasetçilere atılan bir iftira. Öyle bir siyasetçi yok. Yine kişinin hayrına, insanın hayrına değiştirirsin yönünü. Parti veya cemiyet politikasında ya da sivil toplum örgütünde kabahatli olduğumu düşünürsem danışmanlarımla veya arkadaşlarla konuştuğumuzda o düşüncenin yanlış olduğuna karar verip, ortaya çıkan doğru düşünceyle yoluma devam edersem doğru yapmış olurum.

Metin, pırlanta gibi adam
– Metin Kalkavan vazgeçmişti sonra tekrar geri döndü. Sizce iyi mi yaptı?
Metin kardeşim pırlanta gibi adam. Okumuş, tahsilini yapmış, çok güzel münazara yapan, münazaradan hiç kaçmayan, muhalifleriyle daha çok konuşmayı seven, muhaliflerini açık kürsüye davet edebilen, sosyal tarafı olan, eğilen, el sıkan, telefona cevap verebilen, kürsülerde açık açık telefonunu verebilen biri. 10 sene önceki Metin değil. Metin kendi adaylığını dile getirip, ‘biz aynı ekiple yola devam ediyoruz’ diye açıkladığı zaman gidip bizim diğer odalarımıza anlatsaydı eğer, biz Antalya’yı kaybetmezdik. Tekrar aday olma sebebini; muhalefet çıktığını, iktidara aday olduğu zaman ki haksız söylemlere karşı adaylığını devam ettirme mecburiyetinde olduğuna inandığı için tekrar aday olduğunu anlatacaktı.

– Bu da karşı tarafın emeğinin boşa gitmediğinin göstergesi mi?
Hayır çok çirkin. Ben Marmaris’te üzüldüm. Aday bulamıyorsun, gidiyorsun mevcut aslan gibi adayı Yörükleri ikiye bölüyorsun. Ben de yanılabilirim. Tecrübelerime istinaden söylüyorum. Yönetimlere bunları anlatabilseydik eğer bölünmeden daha iyi neticeler elde edebilirdik. Ben seçimlerden memnun olurum, olmam o ayrı mesele. Seçimi kazananla yola devam.

Bilen çıksın konuşsun
– Yeni süreci nasıl görüyorsunuz?
Deniz Ticaret Odası meclis profili çok büyük çapta değişime uğradı. Yeni, fevkalade arkadaşlar geldi. Çağa uygun; yabancı lisanıyla, vizyonuyla, kendi branşında başarılı olmuş arkadaşlar. Üretimiyle, markasıyla dünyaya damga vurmuş arkadaşlarımız var, Meclis’te konuşmuyorlarsa, ben ne yapayım? Türkiye’deki gemi inşa sanayinde, harp sanayinde iç malzeme kullanımına değer veriyorlar ve kullanımı yüzde 70’e çıkarmak istiyorlar. Bu kullanımı yüzde 70’e çıkaranlar bu kardeşlerimiz. Çalışan, başarılı olan kişiye kimse muhalif olmaz. O nedenle meclise bir de bu açıdan bakmak lazım. Meclise gelip de birgün yaptıklarını, başarılarını anlatmıyorlarsa; ona göre bir Ar-Ge yapıp, onu hükümete götürüp bir rapor halinde sunalım demiyorsa, Silikon Vadisi’ne gidip bugünkü dünyanın gelişimini görüp çok çalışmamız lazım diyen Başbakanımıza yeni Ar-Ge çalışmaları, yeni buluşlar getirmiyorsa sen o adamı zorla harekete geçiremezsin.

– Bu sefer nasıl yöneteceksiniz? Farklı sesler de olacak, muhalifler de konuşacak.
Muhalifler bugünkü gücü nereden bulacaklar? Soruyorum gücünü nereden bulacak bir daha? O balon patladı. Ama bu biz çalışmayacağız demek değil. Biz çalıştığımız için kazandık. Hatta bugün hiç seçim yapmamış grup 1 kişi sayesinde çok büyük oy aldı ama müritleri çalıştı. Metin Kalkavan geçmişte seçimle mi geldi? Bizim grup seçimi bilmiyor. Asıl diğer grup seçimi biliyor. Bulunduğu mevkilere, yerlere bakın… Diğer tarafın seçim taktiklerine bakın. Muhalif grup bilinen güçlerinin yanında seçime alışmış Erkan Dereli’ye siz seçim taktiği mi öğreteceksiniz? O herşeyi biliyor. ODEK’teki arkadaşlarımı, statülerini seviyorum. Keşke her dernek öyle olsa ama ODEK’ciler seçim halinde nasıl çalışır biliyor musunuz? Söyleyeyim: Bunlar benim Kuzguncuk’taki kumanyacımın karısının evine bile geldiler. Esas seçimin başarısı biziz. 10 senelik yönetim. Buradaki duruma ekipler olarak bakılırsa; öbür taraf seçimleri daha iyi bilen, seçim sath-ı mahalline bir sürü adam getiren, her sandığın başına telsizli adamlar koyan, yakasına kırmızı gül takan… Oysa ki esas taktik bu, bunların hepsi göstergedir. Yüzde 55 oy azmış! Bana göre daha önce hiç seçim
sath-ı mahalli yapmamış, vatandaşa bana rey ver demeye alışmamış kesim için müthiş bir oy sayısı . Bu işin kahramanları var. Beni dinlemeyenlerse kaybetti.

Binali Yıldırım cevhermiş
– Binali Yıldırım destekliyor dendi. Siz de: ‘Türkiye Cumhuriyeti Bakanı tek bir tarafı destekliyorum der mi?’ dediniz, karşı çıktınız. Diğer tarafı ise Başbakan destekliyor dendi. Bu söylentilere ne diyeceksiniz?
Böyle birşey yok. Bunlar hep yakıştırma. Biz Başbakanımızla özdeşleşmişiz. Başbakanımız bizi tam desteklese; benim davetime uyardı, bizimle en azından bir meclis yapardı. Bir de piyasanın, toplumun psikolojik durumu var. Binali Bey benden 5 ya 6 yaş hadi 10 yaş küçüktür ama Binali Bey’in bir özel sektör hayatı var, burada arkadaşları var, İDO hayatı var, özel hayatta da işi var. Bu söylentilerle Bakanlarımıza bir zarar gelecek. En korktuğum şey bu. Bu sözler edilmemeli, düşünülmeli… Binali Yıldırım başarılı bir Bakanımız. Meğer cevhermiş; uydudan anlıyor, telekomünikasyondan anlıyor. Karayolları bitti, Ulaştırma Bakanlığına başladı. Toplum bilmez, duyduğuna inanır. Neden söylüyorum bunları? İnanmayın!

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın