7 Ağustos’ta 2,073 doları gören altın fiyatları eylül sonu itibarıyla 1,900 doların altına sarktı. Gümüş fiyatlarında ise günlük yüzde 10’a varan düşüşler yaşandı. Ancak piyasa oyuncularının yaptığı yorumlar ve bazı bankaların raporlarına göre, altın ve gümüşte yaşanan bu geri çekilme geçici bir durum. Şöyle ki, dünyanın en büyük finans kurumlarından Citigroup, eylül ayı sonunda yayımladığı emtia görünüm raporunda, altının yılsonuna kadar rekora tırmanabileceğini belirtiyor. Citigroup Inc.’in dördüncü çeyrek emtia görünümü raporunda altın fiyatlarının, ABD seçim riskinden dolayı yılsonuna kadar önceki zirvesini kırmasının beklendiği ifade edildi.
Biden’in olası zaferi gümüş için destekleyici olur
Değerli metal piyasasının, 2020 ABD başkanlık seçimleriyle ilgili belirsizliği normalden az fiyatladığı belirtilen raporda, “Bu altının fiyatı ve volatilitesi için dördüncü çeyreğin sonunda sıra dışı bir hızlandırıcı unsur olabilir” denildi. Ancak Aakash Doshi’nin de aralarında bulunduğu analistlerin 22 Eylül tarihli raporunda ABD seçimleri öncesi ya da sonrasında altın işlemleri ya da fiyat volatilitesi için tarihi olarak net bir kalıp olmadığı uyarısında bulunuldu. Raporda, demokratların başkan adayı Joe Biden’ın zaferinin altyapı yatırımlarından dolayı gümüş için destekleyici olacağı ifade edildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden seçilmesi ya da sonuca itiraz edilmesi durumunda altın için destekleyici olabileceği ve altın/gümüş rasyosunda bir sıçramaya neden olabileceği söylendi. Raporda, ABD faizlerinin düşük kalması ve piyasaların birkaç yıl boyunca faiz artırımı olmayacağını fiyatlamasından dolayı, altının orta vadede yükselmesinin güçlü bir ihtimal olduğu belirtildi.
‘2021’de 2,275 dolara çıkacak’
Citi, Comex altın fiyatlarının 2021’de ons başına ortalama 2,275 dolar olacağı yönündeki son tahminini yineledi. Gümüş fiyatlarının gelecek 3-4 ay içerisinde onsu 30 doların üzerine çıkabileceği, 6-12 aylık vadede ise 40 dolara yükselebileceği tahmini yer aldı. Ekonomistlere göre piyasada altını destekleyici diğer unsurları şöyle sıralamak mümkün:
– Küresel likidite tarihinin en bol dönemini yaşıyor. Faiz oranları da tarihinin en düşük düzeyinde seyrediyor.
– Finansal sisteme ve paralara alternatif arayışı ve ihtiyacı yüksek bir dönemden geçiyoruz. Altının üzerine, hisse senetlerinden, tahvillerden, diğer emtiadan daha kolay ve inandırıcı hikâye yazılabilir, spekülasyon yapılabilir.
– Yaklaşık 10 yıl önce sonuçlanmış bir deneyim ise bu konudaki en iyi yol gösterici. Küresel krizde faizler düşürülüp, bol likidite sağlanınca altın fiyatları da coştu. Altının onsu 680,8 dolardan 1,920.3 dolara gitti. 2008’in ikinci yarısında başlayan likidite artışı ve faiz indirimi, altını Eylül 2011’de rekora taşıdı. Altın, dolar bazında 3 yılda yüzde 182 prim yapmıştı.
– Şimdi de pandemi nedeniyle küresel likidite çok daha artırıldı. Faizler daha düşürüldü, hatta negatif hale geldi. Altın fiyatları da rekor kırmasına kırdı ama likidite artışı ve düşürülen faizler kadar değil.
Öte yandan küresel krizle birlikte altına yatırım yapmaya başlayan yatırım gurusu Jim Rogers da eylül ayının son haftasında Bloomberg HT’ye verdiği röportajda, altının çok fazla yükselmesini beklediğini söyledi. Rogers, tarihte insanların paraya ve hükümete güvenlerini kaybettiklerinde altın ve gümüş aldıklarını belirtti.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.
