Akdeniz’de plastik alarmı

MDN MEDIA

AA’nın Akdeniz ekosistemi hakkında hazırladığı 2 haberlik dosyanın son haberinde uzmanlar, Akdeniz’deki kirlilik yüküne yılda ortalama 229 bin 465 ton plastik atık eklendiğine ve bu gidişatta kirliliğin 10 yıl içerisinde 3 kat artacağına dair uyardı

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kıdeyş, hem Atlantik Okyanusu kıyıları hem de dünyadaki diğer denizlerle kıyaslandığında Akdeniz’in dünyadaki en kirli deniz olduğunu ifade etti.

Küresel ısınmanın ardından, plastik kirliliğinin dünyanın en büyük sorunlarından biri olduğunu belirten Kıdeyş, Akdeniz’deki plastik kirliliği hakkında, “Her yıl Akdeniz’e gelen ortalama plastik miktarı 229 bin 465 ton, bunun yüzde 99’u deniz tabanında, kalanı deniz yüzeyinde veya plajlarda birikiyor. Yılda 74 bin 31 ton plastik Mısır’dan Akdeniz’e veriliyor, bunların 55 bin tonu Nil Nehri’nden geliyor. İtalya 34 bin 309, Türkiye 23 bin 966 ton, Cezayir 13 bin 111 ton ve Arnavutluk 8 bin 625 ton plastiği her yıl Akdeniz’e gönderiyor. Plajlarda biriken plastik miktarı ise Türkiye’de kilometrede 374 kilogram, İsrail’de kilometrekarede 355 kilogram, Mısır’da 167 kilogram ve İspanya’da 154 kilogram olarak hesaplanıyor” ifadelerini kullandı.

Kıdeyş, Denizlerin birbirini etkilemesi nedeniyle, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nin Akdeniz’in bir parçası olduğunu söylerken, Marmara ve Ege Denizi’nden geçen Karadeniz yüzey akıntısının, yüzey çöplerini Akdeniz’e taşıdığını açıkladı.

Gözle görülemeyecek boyut olan 10 mikrondan küçük plastiklerin, deniz canlıları tarafından yenilebildiğini ve balıklardan insanlara geçerek plastiklerin besin zincirine dâhil olduğunu aktaran Kıdeyş, denizlerin sınırı olmadığı için plastiklerin her yere taşındığını, dolayısıyla bir ülkenin tek başına bu sorunu çözemeyeceğini dile getirdi.

Sözlerine devam eden Kıdeyş şunları söyledi:

Küresel anlamda plastik önleme anlaşmasının resmî tartışmaları sürüyor, 2025 yılında da yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Küresel ısınmada nasıl fazla yol alamıyor, sıcaklıkların 1,5 derecenin üzerine çıkmasını engelleyemiyorsak plastik konusunda da benzer bir durum var. Eğer nehirlerden gelenleri durdurabilir, tek kullanımlık plastiklerle ilgili ciddi tedbirler alabilirsek bu kirliliğin azaldığını görebiliriz, tamamen yok edemeyiz ama artışı azalır.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, Akdeniz’de gözlemlenen kirliliğin temel sebeplerinin turizm sektöründe yaygın olarak kullanılan tek kullanımlık plastikler, kıyısal alanlardaki turistik faaliyetlerin ürettiği attıklar ve Akdeniz’e kıyısı olup herhangi bir atık yönetimi altyapısına sahip olmayan ülkeler olduğunu söyledi.

Saat yönüne ilerleyen akıntı nedeniyle, her ülkenin yanındaki komşu ülkenin kıyısını kirlettiğini aktaran Gündoğdu, “Akdeniz’e dökülen Nil Nehri, Seyhan, Ceyhan, Büyük Menderes, Po gibi birçok nehir istinasız çok ciddi kirlilik taşıyor. Bir yandan da Barselona, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, İskenderiye, Beyrut, Atina, Marsilya gibi şehirler çok ciddi bir atık yükü oluşturuyor” dedi.

Gündoğdu, “Bugün Akdeniz’in kuzeyden itibaren en kirli noktası ne yazık ki bizim kıyılarımız. Akıntı rejimi, nehir kenarlarındaki faaliyetler ve kentsel arıtma altyapılarının yetersizliği gelen atık yükünü artırıyor. Fas’tan başlayarak, İsrail de dâhil olmak üzere Türkiye’ye kadar olan ülkelerin atık yönetimi altyapısı ne yazık ki o kadar gelişmiş değil. Suriye ve Mısır çöpünü kamyonlarla denize döküyor. İsrail, Filistin’i kendi çöp sahası olarak kullanıyor ve ayrıca şu anda bu bölgede savaş ve yıkımın getirdiği atıklar da var” şeklinde konuştu.

Türkiye genelinde konuşan Gündoğdu, kıyı alanlarına, kilometreye günde 30-40 kilogram plastik atık vurduğuna değinirken Akdeniz kıyılarındaki rakamlarla ilgili şunları söyledi:

İskenderun Körfezi’nde kilometrekarede ortalama 1,5 milyon adet plastik bulunuyor. Mersin Körfezi’nin durumu daha kötü, miktar 10 milyona kadar çıkıyor. Antalya bu konuda biraz daha şanslı, İskenderun Körfezi’nin yarısı kadar rakamlar var. Açık denizde bulunan Finike Deniz dağlarının olduğu bölgede kilometrekarede 739 bin plastik bulunuyor.

Gündoğdu, atık suların içinde evsel ve tarımsal kirleticilerin, deterjanların, endüstriyel kimyasalların, boyaların, kalıcı ve uçucu organik kirleticilerin, organik bileşiklerin, yağların, ağır metallerin ve mikroplastiklerin yer alabildiğini ve atık su arıtma sistemleri spesifik olarak bütün bu kirleticileri arıtmak için tasarlanmadığı takdirde, suyun arıtılmadığını ve kirleticilerin denizlere ulaştığını belirtti.

Gündoğdu, “Denizlerimizin plastik çorbasına dönmesine neden olacak bir kirlilikle karşı karşıyayız. Plastiklerin üretim ve tüketim artışı devam ederse önümüzdeki 10 yılda kirlilik 3 kat artacak, bu da 1 kilometre sahil şeridimizde günlük 90 kilogram plastik olacağı anlamına geliyor. Akdeniz ve Ege’de kilometrekarede deniz suyunda yaklaşık 3 ila 15 milyon arasında mikroplastik olacağını söyleyebiliriz. Denizlerdeki plastiklerin yüzde 80’i tek kullanımlık ürünlerden geliyor, üretim azaltılmadan denizlerden ve kıyılardan plastik toplayarak bu işi çözemeyiz. Bu teknolojilerin hiçbiri plastik kirliliğini azaltmıyor. Su yüzeyini temizleyen çöp kaparlar daha çok deniz canlılarını yakalıyor. Plastik üretimimizi önümüzdeki 20 yıl içerisinde en az yüzde 40 azaltmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

AA

ETİKETLER: , ,
Bunu Paylaşın