Sinan Kavala: Norveç ile 12 sene içinde 51’inci kontratımızı yaptık

MDN İstanbul

Sinan Kavala

 

Cemre Tersanesi Ticaret Müdürü Sinan Kavala, ağırlıklı olarak hizmet verdikleri Norveç projelerinin gerekliliklerini ve bu gerekliliklerinin ötesini kendilerine standart kabul etmenin başarılarının nedenlerinden biri olduğunu vurguladı

Gemi inşaya başladığımız ilk günden beri yatırım yapmaya hiç ara vermedik. Ortalama her sene 10.000 m2 kadar büyüyerek bugün 150.000 m2‘ye yakın bir alana sahibiz. Cemre I diye adlandırdığımız ilk ana tersane alanımıza ilave olarak, 2015 yılından itibaren başladığımız Cemre II tersane yatırımımızı bu sene tamamlıyoruz. Yeni alanda 21.000 m2 kapalı inşa alanına sahip olmamızın yanı sıra 60m x 160m boyutlarındaki kızağımızın üstünde 500 ton kaldırma kapasitesinde kreynimiz hizmet vermektedir. Birtakım donatım atölyeleri, yeni boya hangarları yatırımları da devam ediyor. Hep daha iyisini yapma arzusu ile sanırım biz de yatırım hiç bitmeyecek…
2017 yılı içinde 5 adet anahtar teslimi olmak üzere, İzlanda, Danimarka ve Norveç ülkelerine toplam 6 adet gemi teslim ettik. Bunların 4’ü balıkçı gemisi, 1’i rüzgâr türbini destek gemisi ve diğeri de feribot tipinde gemilerdir. Bu gemileri takım çalışması sonucu 340’a yakını kendi personelimiz olmak kaydıyla altyüklenicilerimizle beraber ortalama 1.700 civarındaki ekip arkadaşlarımızla hazırladık.
Gemi inşaya Norveç projeleri ile başladık ve diyebiliriz ki dünya gemi inşasında böylesine yüksek standartlar gözeten bir ülkeye gemi yaparak piyasaya girmek bizi ileriye götüren en önemli etmenlerden biriydi. Onların projelerinin gerekliliklerini ve hatta daha da iyisini kendimize standart olarak kabul ettik ve yolumuza devam ettik. Bugün Norveç’in yanı sıra, İzlanda, Danimarka, Ukrayna, İngiltere ve Fransa’ya farklı tiplerde gemi inşa ediyoruz. Başlangıçta offshore ve balıkçı gemilerinde uzmanlaşıp geleceğe yönelik planlarımızı bu yönde şekillendirmeye karar vermiştik ki tüm dünya ekonomisinde ve dolayısıyla gemi inşa pazarında yaşadığımız krizler bize, her tip gemiyi, hatta her tip platformu yapmak zorunda olduğumuzu öğretti. Bu detayı zamanında fark edebilmemiz yani farklı gemileri inşa edebilmemiz bize bambaşka ufuklar açtı. Petrol fiyatlarının düşmesi sonrası yerle bir olan offshore piyasasına alternatif olarak feribot piyasasına yöneldik ve değerli projeler aldık. Offshore piyasasının yaralanması sonucu, daha önce Norveçli müşterilere, Türk tersanelerinin inşa ettiği, Norveçli tersanelerin ilgilenmediği offshore projelerde -nispeten düşük bütçeli balıkçı gemileri ve feribot inşasında- büyük bir rekabet yaşanmaya başlandı. Çok daha yüksek bütçeli projelerin peşindeki Norveç tersanelerinin yanı sıra İspanya, Polonya gibi ülkelerin de tersaneleri aynı gemilere ilgi duymaya başladığında da biz yine başka bir bakir pazar olan rüzgâr türbini destek gemilerini inşa ederek kendimize piyasada yer edinmeyi başardık. Muhtelif tipte ve teknolojide anahtar teslim gemi projelerini gerçekleştirmenin yanı sıra, 2006‘dan beri iş birliği içerisinde olduğumuz Norveçli tersane Havyard firmasına yarı donatımlı kabuk gemi inşa etmeye de devam etmekteyiz. Dünya gemi inşasında söz sahibi Norveç gibi bir ülkenin önde gelen bir tersanesi ile 12 sene içinde 51’inci kontratımızı yaptık, bunun iyi bir performans olduğunu düşünüyoruz.
Bu gün Cemre Tersanesi’nin sipariş defterine bakacak olursak. Yoğunlukla Norveç olmak üzere muhtelif balıkçı gemileri, feribotlar ve rüzgâr türbini destek gemilerini görüyoruz. Bu gemilerin neredeyse hepsi bataryalı olmasının yanı sıra Norveçli Lie Ailesi için inşa ediliyor olan 86M balıkçı gemisi; dünyanın ilk LNG tahrikli balıkçı gemisi olacak.  Yaptığımız gemilerin hepsi kendi türlerinde dünya gemi inşasının en son teknolojilerine sahipler.
Her geçen gün teknoloji nasıl hayatımızın her alanına daha fazla entegre oluyorsa gelecek yıllarda gemi inşa da bundan fazlasıyla nasibini alacak diye düşünüyorum. Doğaya daha az zarar veren, daha az insan gücüne ihtiyaç duyan, daha güvenli gemiler tasarlanacak ve bunları daha kısa zamanda ve daha ucuza inşa edecek teknolojiler geliştirmek zorunda kalınacağı kanısındayım. Dizel makinaların yerini elektrikli, bataryalı çözümlere bıraktığı günümüzde bizlerin de bu çemberin dışında kalmadan gelişmeleri izlemekle kalmayıp bir fiil üretmemiz gerekiyor.

Bunu Paylaşın