Öldürmeyen darbe güçlendirir

MDN İstanbul

Broken US dollar symbol and shattered glass on white. Decline and crisis

Hem küresel piyasalardaki hareketlilik hem de yaşanan seçimler nedeniyle iç siyasi tansiyonun yüksek olması, 2015 yılının Türkiye ekonomisi açısından oldukça zorlu bir yıl olmasına yol açtı

Dünya ekonomisi, 2016 yılına dünya genelinde yaşanan sorunlar ve siyasi gerginlikler ve özellikle de petrol fiyatlarının 13 yılın dibine vurmasıyla, sisli bir havada girdi. Küresel piyasalarda yaşanan yüksek dalgalanmalar ve dünyanın motoru olan ülkelerin ekonomilerine yönelik endişeler, hem şirketlerin hem de bireylerin geleceğe yönelik tahmin yapmasını zorlaştırıyor. Bu noktada Türkiye’nin önde gelen kurumlarından İş Yatırım’ın “Öldürmeyen Darbe Güçlendirir” 2016 yılına ilişkin Makro Strateji raporu, önümüzdeki aylara ilişkin dünya ve Türkiye ekonomisini yorumlama anlamında önemli bir kılavuz olmaya aday. Raporda, Amerikan Merkez Bankası FED ile diğer merkez bankalarının para politikalarındaki ayrışma nedeniyle doların güçlenmeye devam ettiğine vurgu yapılırken, bu nedenle küresel risk iştahında görülen bozulmanın kalıcı olmayacağı öngörülüyor. Çin’deki büyümenin bileşenleri arasındaki dengelenme neticesinde gelen yavaşlama ve endüstriyel metaller ile enerji sektöründeki arz fazlası nedeniyle emtia fiyatlarının düşük kalmaya devam edeceği belirtilirken, enerji ithalatçısı olan Türkiye, emtia fiyatlarındaki düşüşten en çok faydalanacak ülkeler arasında gösteriliyor.
Çin’e yönelik endişeler, 2016 yılında Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeleri bekleyen önemli bir tehlike olarak gösteriliyor. 2012’den bu yana aşırı borç, dezenflasyonist baskı ve demografik avantajın azalması gibi faktörlerin etkisiyle Çin’in büyümesinin ivme kaybettiğine vurgu yapılan raporda, Çin hükümetinin iç tüketim kaynaklı büyüme modeline geçişi amaçlayan bir dengelenme programı başlattığı ancak bu modelin henüz yaralara derman olmadığı anlatılıyor. Çin’in büyümeyi desteklemek adına kur silahını çekmesi durumunda gelişmekte olan piyasalarda kur savaşları görülebileceği uyarısı yapılan raporda, yılın ilk haftasında Çin’in Yuan’ın değerini aşağı çekmesi ile gelişmekte olan ülke paralarında görülen dalgalanmanın endişe verici olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, gelişmekte olan ülkelerin FED ve Çin arasına sıkıştığı tespitinde bulunuluyor.
Peki dünya ekonomileri böyle bir ortamdayken Türkiye’yi neler bekliyor? Raporda, FED’in faiz artışları ve Çin’deki yavaşlamanın yarattığı riskler dışında Türkiye’nin bir de bölgeye özgü jeopolitik risklerle uğraşmak zorunda olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesi ile yükselen tansiyon, Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci sayısındaki artış ve Türkiye’nin Irak’ta bulundurduğu askerler nedeniyle yaşanan geriliminin Türk varlıklarını, emsallerinden olumsuz ayrıştırabileceği uyarısında bulunuluyor. Öte yandan petrol fiyatlarındaki düşüşün 2016 yılında, geçen yılki gibi fayda sağlaması da beklenmiyor. Şöyle ki, petrol fiyatlarındaki gerileme Türkiye’nin enerji faturasını 2015 yılında 17 milyar dolar azaltmıştı. Raporda, ABD Enerji Ajansı güncel tahminleri baz alındığında yapılan hesaplamada petrol fiyatlarındaki ilave düşüşün, fiyatların halihazırda düşük olması nedeniyle Türkiye’ye 2016 yılında geçen yıl olduğu kadar yardımcı olmayacağı kaydediliyor.

İran’a yaptırımların kalkması Rusya’yı telafi eder mi?
Peki Türkiye’nin sınır ihlali yapan Rus savaş uçağını düşürmesinin ardından Rusya’nın 2016 Ocak itibariyle açıkladığı yaptırımların ekonomiye etkisi nasıl olacak? Bilindiği gibi yaptırımlar ağırlıklı olarak gıda ürünleri ithalatının yasaklanmasını, Türkiye’ye tur satışlarının durdurulmasını ve Rusya’da faaliyet gösteren Türk şirketlerine sınırlandırmaları içeriyor. Rusya kaynaklı ihracat ve turizm gelirlerimiz ülke ekonomisindeki durgunluk nedeniyle halihazırda yaklaşık 4 milyar dolar azalmış durumda. Bu da, milli gelirin yüzde 0.5’ine denk geliyor. İş Yatırım’ın hesaplamalarına göre ocak ayı itibariyle devreye giren yaptırımlar nedeniyle 2016’da yaklaşık 5 milyar dolarlık yani milli gelirin yüzde 0.5’i kadar ilave bir kayıp olacak. Rapora göre, krizin derinleşmesi durumunda ise ortalama kayıp 9 milyar dolara kadar çıkacak. Bu da milli gelirin yüzde 1.2’si demek. Ekonomik yaptırımların ülke genelinde etkisi görece sınırlı olsa da, yaş meyve-sebze ihracatının büyük kısmını yapan ve önemli bir turizm merkezi olan Antalya’nın Rusya krizinden en çok etkilenen şehir olacağı belirtiliyor. Peki İran üzerinde 2012’den bu yana uygulanan yaptırımların bu yıl sona erecek olması, Rusya’nın olumsuz etkisini giderir mi? Rapora göre, Türkiye, İran ile Batı arasında sağlanacak barıştan en çok yararlanan ülkeler arasında yer alacak. Ekonomik ve finansal yaptırımların kalkması, petrol fiyatlarındaki düşüş ve İran’ın artan ithalat talebinin Türkiye ekonomisini destekleyeceği vurgulanıyor. Türkiye’nin bölgeye yaptığı ihracatın iki katına çıkabileceği kaydedilen raporda, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin bu durumdan en çok fayda sağlayacak sektörler olduğunun altı çiziliyor. Buna karşın raporda, İran’ın yaptırımların kalkması ile birlikte kapılarını özellikle dış ticaret tarafında dünyaya çok hızlı açmasını beklenmediğini, dolayısıyla orta vadede gelecek İran katkısının kısa vadede Rusya’nın yarattığı kaybı telafi edemeyeceği vurgulanıyor.

Ev alma komşu al
Dış pazarlarımızdaki zayıflama ve jeopolitik risklerdeki artışın Türkiye’nin ihracata dönük dengelenmesini zorlaştırdığına dikkat çekilen raporda, Avrupa ekonomisindeki canlanmanın 2015’te Türk ihracatını desteklediği ve Avrupa’ya yapılan ihracatın euro cinsinden bakıldığında yüzde 10’luk bir artış gösterdiği belirtiliyor. Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın güçlenmesinin 2016 yılında da ihracatımızı destekleyeceği söylenen raporda, “Ancak enerji ihracatçısı komşularımızın fakirleşmesi ve olumsuz jeopolitik gelişmeler (Rusya, Irak ve Suriye) Türkiye’yi aşağı çekmeye devam ediyor” yorumunda bulunuluyor. Raporda, asgari ücretteki yüzde 30’luk artışın iç talebi canlandırarak ve katma değeri düşük sektörlerde rekabet gücünü azaltarak dış dengelenmeyi daha da zorlaştıracağı uyarısı yapılıyor.

Bunu Paylaşın