‘Türkiye’nin yükünü Türkler taşımalı’

Yeşim Yeliz Egeli

Rasim Akar - Kaptan Hakan Çevik

Akkon Lines ortakları Rasim Akar ve Kaptan Hakan Çevik ile geçtiğimiz yılsonunda yeni kurdukları şirketlerinin hedefleriyle ilgili bir röportaj gerçekleştirmiştik. Akkon Lines’ın hedeflerini gerçekleştirme sürecini ve şirkette yaşanan yeni gelişmeleri MarineDeal News okuyucuları için konuştuk

Yeşim Yeliz Egeli: Covid-19 ile birlikte birçok firma projelerini askıya alırken bazı firmalar da krizi fırsata çevirme atılımları yaptılar. Yeni kurulmuş başarılı işler yapan bir firma olarak siz hangi tarafta olmayı tercih ettiniz?

Kaptan Hakan Çevik: Biz ikisini birden yaptık. Covid-19 öncesinde gemi sayımız fazlaydı. Pandemiyle beraber ülkeler kendilerini kapatınca, gemi sayısını düşürdük. Gemi sayımızı azaltmak bize verimlilik sağladı. Bu işi daha efektif nasıl yapabiliriz diye düşündük ve bir, iki koridoru birbirine bağladık. Hacim olarak mart ve nisan bu senenin en düşük ayları oldu ancak mayıs ayıyla birlikte tempomuzu ay ay normale döndürmeye çalışarak süreci sorunsuz atlattık diyebiliriz. Pandemi öncesi 8 gemimiz vardı, koronavirüsle beraber bu sayıyı 6’ya düşürdük, hemen ardından 7 gemiye çıkardık. Bu durum gelecekte nasıl hareket etmemiz gerektiği hakkında bize yol gösterici oldu. Bundan sonra çalıştığımız bölgelerdeki tonajları detaylıca inceleyip, gerekli artırımları yapacağız. Covid-19 sonrası açtığımız yeni koridorlardaki ülkelere daha iyi işler yapabileceğimizin güvenini sağladık.

Gemilerimizin tonajını da artırıyoruz. Pandemiden önce 9 bin TEU civarındaydık şu anda 12-13 bin TEU civarındayız. Önümüzdeki sene başına doğru yeni limanlar, yeni hatlar açmayı hedefliyoruz.

Kaptan Hakan Çevik: Akdeniz butik bir deniz. Biz de burada butik hizmetler veriyoruz. Akdeniz’in her köşesine bir şey götürmeye çalışıyoruz. Her köşenin de birbiri ile bağlantısı var. Taşımacılık sektörünün istatistiklerinin yer aldığı Alphaliner yayınında şirketlerin sıralandığı top 100 listesinde eylül döneminde 97’nci sıraya kadar yükseldik. Bu anlamda dünyada ilk 100’de yer alıyoruz. Kendimizi ticaretin el verdiği ölçüde yukarılara taşımayı amaçlıyoruz. Covid-19 bütün sektöre bir darbe vurdu ancak taşımacılık, en küçük paydaşı olan kuryeye kadar kendini çabuk toparladı. Çünkü ihtiyaçlar ona göre belirlendi. İnsanlar yeni şeyler tüketmese de tükettikleri şeyleri kuryeler üzerinden almaya başladılar.

Biz, oyun ne gerektiriyorsa uyum sağlamaya çalışıyoruz. Ticaret hızındaki iki-üç aylık düşüş, sonraki aylarda işlerimizin ivmelenmesini sağladı. İşler biraz fırsata dönüştü.

Yeşim Yeliz Egeli: Pandemi sonrası rotalarınızda bir değişiklik oldu mu?

Kaptan Hakan Çevik: İspanya’ya ağırlık verdik biraz. Çok yakında yeni bir Akdeniz ülkesini rotamıza ekleyeceğiz. Türkiye, Afrika ve Batı Akdeniz’de rotalarımız var. Libya, Tunus ve Cezayir bizim üç temel ülkemiz oldu. Rusya da var ancak bu bölgede işlerimizi kendi gemilerimizle yürütmüyoruz.

Yeşim Yeliz Egeli: Çalışan sayınızda bir değişim yaşandı mı? İşten çıkarmalar oldu mu?

Kaptan Hakan Çevik: Gemi eksiltmemize rağmen çalışan sayımızda artış oldu. 87 kişiden 108’e çıktık. Merkez ofisimizi büyüttük. Diğer ofislerimizde de büyüme oldu. Servise ekleyeceğimiz yeni ülkede ofis açıyoruz. İspanya Valencia’da yeni bir ofis açtık. Bu kadar kısa bir sürede bu adımları atabilmek önemli ve değerli. Sağlam adımlarla ilerliyoruz ve organik bir şekilde büyüyoruz.

Rasim Akar: Başarımızın en büyük nedeni ekibimizin çok heyecanlı olması. Pandemiden hasarsız bir şekilde çıkmamızın sebebi, hızlı kararlar alıp, gelişmelere hemen müdahale edebilmemizdir.

Yeşim Yeliz Egeli: Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler özellikle Libya iç savaşı işlerinizi nasıl etkiledi? Afrika ülkelerine olan kara ulaşımını dolayısıyla da deniz ulaşımını sekteye uğrattı mı?

Kaptan Hakan Çevik: Son röportajımızdan sonra Türkiye’nin bölgeye olan ilgilisi artınca bizim açımızdan bir rahatlama oldu. Ülke sıkıntılı bir süreçte ama iki taraf da anlaşma zemini arıyor ve ticaret devam ediyor. Biz de başladığımız gibi devam ediyoruz. Pandemi nedeniyle Avrupa kendini dünyaya kapadı, bir sürü yasaklar getirdi ama Kuzey Afrika ülkeleri kapanmadı.

Rasim Akar: Biz Libya’ya servisimizi başlattığımızdan bu yana orada iç savaş yaşanıyor.

Kaptan Hakan Çevik: Cezayir’de bu dönem değil ama geçen seneden başlayan sıkıntılar var. Ülkenin vergilerini artırmak gibi kendi aldığı bir takım kararlar oldu. Onların da niyeti ülkenin dışa bağımlılığını azaltmak ancak Cezayir bu konuda çok geride. Tunus ile ilişkilerimiz diğer iki ülkeden daha iyi. Tunus’ta ticaret daha iyi işler çünkü insanları biraz bize benziyorlar. Kendilerini bölgedeki diğer ülkelere göre daha fazla dışa açabilmişler.

Yeşim Yeliz Egeli: Türk bayrağını taşıyan gemi filomuz günden güne azalıyor. Siz Türk bayrağıyla ilgili ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz? Türk bayraklı kaç geminiz bulunuyor? Ayrılmayı düşünüyor musunuz?

Rasim Akar: Türk bayrağını kabotaj yapacağımız zaman kullanıyoruz. Hakan Bey’in şirkete başlarken ilk talebi Türk bayraklı gemi kullanmaktı. Türk bayrağı kullanmak bize gurur veriyor, operasyon kolaylıkları da var ancak işletme açısından baştan aşağı sıkıntılı bir durumda.

Kaptan Hakan Çevik: Devlet otoritesi Türk yatırımcısına bu konuda kolaylık sağlamalı.

Rasim Akar: Biz yıllarca Türk bayrağındaydık ve hep zarar ettik. Belli bir süre sonra bayrak değiştirmeye mecbur kaldık. Hatta sadece Türk Loydu ile çalışıyorduk. Türk Loydu’nun şu anda kendisini oldukça geliştirmiş olmasına rağmen, Türk bayrağının kendisi de personeli de baştan aşağıya sorun.

Bugün Türk firmasıysanız Türk gemi adamını şu ya da bu sebeple işten çıkardığınızda sadece Türk İş Hukuku’nda yazan tazminatı ödemiyorsunuz. Adam tazminatını almasına rağmen başka yollardan tekrar mahkemeye başvuruyor ve yine maddi bir şeyler alıyor.

Yeşim Yeliz Egeli: Türk İş Hukuku’nda gemiciler için özel bir çalışma mı olmalı?

Rasim Akar: Evet

Yeşim Yeliz Egeli: Türk gemi personelinin eğitim seviyesi artırılmalı mı?

Rasim Akar: Türk gemi adamları mesleki anlamda kendilerini geliştirme ihtiyacı duymuyor. Neden duymuyor? Çünkü yaptığı bir hata nedeniyle işten çıkarıldığında, tekrar kolayca iş bulabiliyor ve yaptığı hata yanına kâr kalıyor. Bazı gemi adamları, birkaç ay çalışıp, gemide bir problem yaratıp kendini işten çıkarttırabiliyor. İşten çıkarılınca kıdem tazminatını ve diğer alacaklarını tahsil ediyor üstüne de gidip başka bir yerde çalışıp aynı şeyleri orada da yapabiliyor. Bunu söylerken bütün Türk personelini kastedemeyiz. Yıllardır bizimle çalışan oldukça düzgün arkadaşlarımız da var.

Ancak, bu şekilde düşünen belli bir kesim ne yazık ki mevcut. Bizim davalarımız da var.

Yeşim Yeliz Egeli: Peki, konuyla ilgili armatörü koruyan bir şey var mı?

Rasim Akar: Armatörü koruyan hiçbir şey yok.

Kaptan Hakan Çevik: Bir hedef belirleyip o doğrultuda hareket edileceği zaman yolda bazı boşlukları da doldurmak gerekiyor. Biz Türk bayrağını taşımaktan gurur duyuyoruz ama iş hukukunun da ayarlanması gerekiyor. Vergi kolaylıkları sağlanması gerekiyor. Personelin de eğitimini artırmak lazım.

Rasim Akar: Vergisel olarak çok büyük bir sıkıntı görmüyorum ama işin alt kısmına bakmak lazım. Çalışırken rahat değilsiniz. Yabancı bayraklıyken bile Türkiye’de daha avantajlısınız. Türkiye’de çalışırken neden Türk bayraklı gemi daha avantajlı olmasın. ÖTV’siz yakıt ayrıcalığı tanındı ama benim görüşüm başka avantajlar da olması yönünde. Örneğin Mersin’den kaldırdığınız gemiyi tersaneye götürüyorsunuz. İlla ki milli yakıt yakacaksınız ya da ÖTV’siz yakıt alacaksınız. Tersanede beklerken onun da ÖTV’sini ve KDV’sini ödeyeceksiniz. Ama yabancı bayraklı gemi kullanırsanız bunların hiç birisinin muhatabı değilsiniz. Geminizi kaldırıp doğrudan getirebilirsiniz.

Rasim Akar: Aslında bizim istediğimiz avantajdan ziyade sadece eşit şartlarda rekabet etmek. Bağlama Kütüğü’nün yürürlüğe girmesi gerekiyor. Geminin bayrağına bakılmaksızın sahibi Türk’se Türk bayraklı gemi gibi ticaret yapılabilmesi gerekiyor. Ben bu konularda DTO’dan ziyade özellikle Armatörler Birliği’nin daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu bütün dünyada böyle. Bu nedenle Türk armatörlerini Türk Armatörler Birliği’ne sahip çıkmaya çağırıyorum. Armatörün halinden en iyi armatör anlar.

Türk armatörleri olarak Türkiye’deki deniz taşımacılığının yüzde 10’unu yapamıyoruz. Bu ülkenin kaynakları başkaları tarafından taşınıyor. Gemileri başkaları tarafından kontrol ediliyor. Devletten destek istiyoruz ya aslında istediğimiz yabancıyla aynı muameleyi görebilmek. Öyle olursa inanın denizcilik gücümüz çok büyür.

Yeşim Yeliz Egeli: Covid-19 kısıtlamalarında, gemi adamı değişimlerini nasıl sağladınız?

Kaptan Hakan Çevik: Biz operatör olarak çok etkilenmedik.

Rasim Akar: Biz mümkün oldukça değiştirmemeye çalıştık. Zorunlu durumlarda da testlerimizi yaptırdık. Karantina sürecini de uyguladık. Değişimlerimizi, mümkün olduğunca Türkiye sınırları içerisinde gerçekleştirdik. Süreci iyi yönettiğimizi düşünüyorum.

Yeşim Yeliz Egeli: Daha önceki röportajımızda yeni bir tersane projeniz olduğunu söylemiştiniz. Bu tersane için de 250-300 metre arasında bir havuz ihtiyacınız vardı ve bu sene sonunda havuz arayışlarınıza başlamayı planlıyordunuz. Tersane yatırımınız hangi aşamada?

Rasim Akar: Covid-19 planlarımızı biraz etkiledi ama şu anda dolgumuzu bitirmiş durumdayız. Tersane sınırlarımız belli. Bundan sonra da idare binası ve kapalı alanların inşasına başlayacağız. Yavaş yavaş ilerliyoruz ve yaklaşık bir sene sürer diye düşünüyorum.

Yeşim Yeliz Egeli: Eximbank vb. kurumlardan kredi kullanıyor musunuz?

Rasim Akar: Eximbank’a ulaşım zor görünüyor. Biz hiç denemedik. Ama bankalarda kredibilitemiz yüksek. Tersanemiz için kredi kullanmadık. Gemi alımlarında kullanıyoruz.

Yeşim Yeliz Egeli: Avrupa’daki yeni uygulamalarda sıkıntı yaşıyor musunuz?

Rasim Akar: Covid-19 ile ilgili yeni kısıtlamalar olsa da genel anlamda bir sıkıntı yaşamadık.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın