‘Hedefimiz Türkiye’nin gemicilik altyapısını geliştirmek’

MDN İstanbul

Murat Koray, Mehmet Ziya Söğüt
Ekim ayında tanıtımı yapılan dünyanın ilk yerinde yeşil hidrojen yakıtı üreten gemi tasarımı olan AYN GREEN projesinde yer alan Pîrî Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ziya Söğüt ve Pîrî Reis Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi N. Murat Koray ile projelerinin detayları ve sektörün yeşil yakıtlara bakışını değerlendirdikleri bir sohbet gerçekleştirdik

Projenin gelişiminde melek yatırımcı profiliyle yola çıktıklarını söyleyen Söğüt, “Biz, bu proje özelinde her ne kadar lokal tasarım çalışmaları yapsak da CNA Group olarak Hakan Yağlı Bey bu konuda yeşil gemi yapılabilir mi projeksiyonuyla ve uluslararası bir finans kurumu adına Türkiye’ye gelen bir Fransız yatırımcının proje talebiyle gerçekleşti. Biz 3 proje sunduk. AYN GREEN de bunlardan biri. Talepler de özellikle kuru yük üzerine olunca projemizi ona göre yaptık. Diğer projelerimiz ise güneş enerjisi teknolojileri ve yeşil tersane üzerineydi. Güneş enerjisi konusunda bizim önerimiz fotovoltaik (PV) yerine yoğunlaştırılmış teknolojilerin üretilmesi ve kullanılmasıydı.” dedi.

Hidrojen tercihlerinin sebebinin hidrojenin katalizör bir yakıt olmasına bağlayan Söğüt, “İki yapısı var. Birinci versiyonu bundan 15 yıl önce otomotiv sektöründe gerçekleşti. Bütün otomotiv sektöründeki araçları hidrojene geçirme çalışmaları yürütüldü ancak depolama problemiyle karşılaşıldı ve otomotiv sektörü de elektrikli sistemlere geçiş yaptı. Fakat daha sonra dünyada çıkan enerji krizi alternatif yakıtlara yönelme konusunda bir fırsat olarak değerlendirildi ve bu değişimi ifade edildi. Yeni çıkan konseptte hidrojen kullanılabilir bir araç olarak belirtildi. Bunun nedeni de artık yakıt teknolojilerinin yaygınlaşmaya başlaması.” sözlerini kullandı.

İlginizi çekebilir:

Denizcilikte devrim yaratacak gemiyi Türk mühendisler tasarladı

Yeşil yakıtlar konusunda dünyada kavramsal bir karmaşa olduğunu belirten Söğüt, “Amonyak ve metanolde her ne kadar motor sistemleri geliştirilse de alternatif bir yakıt olarak kullanılmasını sağlayacak bir altyapı henüz oturtulamadı. Bu motor teknolojileri yönüyle bir çerçeve olsa da uygulanabilirlik yönüyle ciddi bir problem alanı. Özellikle düşük enerji profili ve kirlilik yönüyle de çok temiz olmaması nedeniyle metanolü pek uygulanabilir olarak görmüyorum. Ancak amonyak için aynı şeyi söyleyemem. Amonyak önemli bir dönüşüm olabilecek bir kaynak. Aslında bilimin çok eski bildiği bir kaynak. Günümüzdeki teknolojik değişimler bu kaynağı kullanılabilir bir hale getirdi. Yine de teknolojik olarak üzerinde çok çalışma yapılması gerekiyor.” diye konuştu.

‘Tek amacımız hidrojen üretmek değil’

Sistem tasarımı hakkında da bilgi veren Söğüt, “Şu andaki tasarımımız içerisinde makine dairesi dışında ama yakın bir bölgede hidrojen üretim alanı kurmayı planlıyoruz. Oradaki üretim projeksiyonumuz potansiyel olarak tanımlandı. Patent hazırlama sürecindeyiz. Parçalı, doğrudan doğruya bir kaynaktan üretim yapmayacağız. Kademeli bir üretim var ve bu sayede sürekli üretimi desteklemiş olacağız.” dedi.

Amaçlarının sadece hidrojen üretim çözümü getirmek olmadığını, aynı zamanda oksijen üretimi de yapmayı planladıklarını, bu oksijeni de zengin yanmayı sağlayacak pozitif bir şekilde kullanacaklarını ifade eden Söğüt, “Patentini almayı planladığımız hidrojen ve oksijeni birlikte üretecek bir proses.” dedi.

Prof. Dr. Mehmet Ziya Söğüt, sektörün yeşil yakıta uyum sağlaması hakkındaki planlamalarından da bahsetti. “İki aşamalı bir eğitim planlamamız var. CMA Group adına tersanelerle görüşüyoruz. Birinci hedefimiz fon oluşturmak. İkinci hedefimiz buna uygun bir tersanenin geliştirilmesi. Bugünkü tersane yapımızın üretim projeksiyonu maalesef dünyayla rekabet edebilir düzeyde değil. Bizim öncelikle bunu değiştirmemiz gerekiyor. Bir gemi inşa edileceği zaman üretim altyapısını da ona göre kurmanız gerekiyor. Bu üretim planlama altyapısını değiştirmemiz gerekiyor. Tersanelerin de eğitilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Bizim tersanelerimiz şu anda 3’üncü nesli geçmiyor. Hedefimiz 4 ve 5’inci nesil tersaneler oluşturmak. Öncelikli hedefimiz Türkiye’nin gemicilik altyapısını geliştirmek.”

edefimiz Türkiye’nin gemicilik altyapısını geliştirmek’
AYN GREEN
‘Türk Loydu’nu da projeye dâhil etmek istiyoruz’

Ticari bir gemi geliştirdiklerini ve bunun dünyayla rekabet edebilmesi gerektiğini vurgulayan Söğüt,” IMO’nun 2050 hedefine ulaşmak için öncelikle mevcut teknolojilerle bunu gerçekleştirebildiğimizi kanıtlamamız gerekiyor. Bu anlamda Brueu Veritas ile çalışıyoruz çünkü gemimizin klaslama konsepti onların altyapısına göre geliştirildi. Ama ilerleyen süreçlerde Türk Loydu’nu da projeye dâhil etmek istiyoruz.” diye konuştu.

Brueu Veritas tercihleri hakkında konuşan Koray ise “Kuru yük konusunda uzmanlaşmış bir klaslama kuruluşu. Bizim bulunduğumuz bölgede son 15-20 yıl içerisinde 1000’in üzerinde kuru yük gemisi klasladı.” dedi.

Üzerinde en çok durdukları konunun teknolojik avantajlı bir sistem geliştirmek, hedeflerinin ise teknoloji geliştirmek olduğunu belirten Söğüt, bu değişimi sürdürebilecek yapıyı sağlayacak teknolojilerin peşinde olduklarını vurgularken, altyapıyı sağlayacak teknolojilerin bu konseptle gelişebileceğine inandıklarını belirtti.

‘Koster filosu için elektrikli sistemler kullanılabilir’

Yeşil gemi konsepti ve koster filosunun dönüşümü hakkında konuşan Koray ise “Koster filomuz çok eski ve bunların bir süre sonra hizmet dışına çıkarılması kuvvetle muhtemel. Küçük tonajlı ve kıyıya yakın seyir eden gemilerden oluştuğundan daha çok elektrikli sistemler kullanılması mantıklı görülüyor,” diyerek koster filosu projesinde elektrikli sistemlerin öne çıkabileceğini belirtti.

Bu tür altyapı sistemlerinin maliyetlerinin çok yüksek olduğunun altını çizen Söğüt ise “Fon kullanılması bir zorunluluk. Avrupa’da bu anlamda EUROGIA’nın projeleri öne çıkıyor. Ancak bu projeler de çok paylaşımlı ve know-how paylaşımını yapamıyoruz. Fon desteğimiz geldikten sonra basic tasarım ve detay tasarımlara geçeceğiz. Bu süreçte pek çok yeni gereklilik ortaya çıkacak. Tüm bunlar patent süreci gerçekleştikten sonra hızlanacak. Patent süreci onayladıktan sonra üretime başlayacağız.

Projeyi sadece deniz taşıtları için bir araç olarak görmüyoruz. Bu teknolojiyi ürettiğimiz zaman Türkiye’deki bütün ağır sanayi üretimlerinde kullanılabilecek düzeyde kullanılmasını istiyoruz. Bütün tasarım süreçlerini gerçekleştirdik. Patentlerini aldıktan sonra laboratuvar testlerine başlayacağız.” dedi.

‘Yatırımın 2,5 katı kadar kâr elde edecek’

Projenin maliyetini karşılama süreci hakkında Söğüt, “Sürekli ortalama çalışan bir gemi maliyeti için ciddi bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz.” derken Koray ise “İlk gemide 8-11 yıl içerisinde altyapı da dâhil tüm maliyetin karışılacağını düşünüyoruz. Elde ettiği ilk yatırımın 2,5 katı da kâr edecek. Gemi sayısı artınca bu süre 36 aya kadar düşecek.” ifadelerini kullandı.

Pîrî Reis Üniversitesi’nin sürece dahli hakkında da konuşan Söğüt, “Basic ve detaylı tasarım çalışmalarında dâhil olacak. Simülasyonları, havuzu ve laboratuvarlarıyla dâhil olacak. Sektörel olarak bu değişime çok ihtiyaç duyuyoruz. İnovasyon tarafımız rekabet açısından oldukça sınırlı. Üniversitelerin bu konularda sektöre destek olabilecek pek çok çalışması bulunuyor. Bu proje, yeşil tersane, elektrikli gemi ve insansız deniz araçlarına yönelik çalışmalar oldukça değerli.” dedi.

Koray ise yüksek lisans ve doktora öğrencilerini yeşil yakıtlara yönelik tez çalışmalarına yönelttiklerini belirtti.

‘Patent süreçlerini resmi olarak başlattık’

Yeşil yakıt çalışmalarının teknolojik olarak çok büyük değişimler gerektirmediğini sadece bir konsept değişikliği olduğunu belirten Söğüt, “Proje yönetimi olarak yeri konusundaki seçenekleri ve uygulamalarda konsept geliştirmeye odaklıyız. Sektöre açık bir konu bu. Kim bu teknolojiye adapte olmak isterse ve yatırım yapmaya karar verirse biz onlara uygun çalışmalar yürüteceğiz. Her türlü fizibilite çalışmasını gerçekleştirdik.” dedi.

Son olarak patent süreçlerini resmi olarak başlattıklarını belirten Söğüt. “Ontolojik Enerji Yönetim Sistemi adı altında bir teknoloji geliştirdik. Gemiler genellikle gücü yönetir biz enerjiyi yöneteceğiz. Dijital sistemlerde de yapay zekâ kullanımına başvuruda bulunacağız.” dedi.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın