GİSBİR Japon heyetini ağırladı

MDN İstanbul

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR), dünyanın en büyük ekonomilerinden ve gemi inşa sanayilerinden birine sahip olan Japonya’dan gelen Ana Endüstri İşçileri Federasyonu temsilcilerini ağırladı

Japonya Ana Endüstri İşçileri Federasyonu (KIKAN ROREN) Başkanı Kazuo Sawada, ziyaretlerini kabul eden GİSBİR heyetine teşekkürlerini sunarak başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Gemi inşa, demir-çelik ve demir dışındaki metaller sendikalarının birleşiminden doğan federasyonumuz, 400 şirketin katılımı ve 225 bin üyesi ile yaratma gücü olan bir sendikadır. Demir ve alüminyum gibi metallerle uğraşan bölümümüz var. Bu metalleri kullanarak hem denizde hem havada hem de karada hatta uzayda kullanabilecek şekilde yaratıcı işler yapıyoruz. Japonya’da işçiler sendikası olarak şirketlerle beraber çalışmaktayız. Hem şirketler hem de o şirkette çalışan işçilerin sendikası ile beraber 2 senede bir yurtdışına çıkıp, o ülkenin ekonomik durumu ve işçilerinin hakları hakkında bilgi topluyoruz.”
“Japonya’da krizle birlikte tersanede çalışanların sayısını çok azaldı. Güney Kore ve Çin ile rekabet gittikçe sertleşiyor. Global krizden sonra gemi fazlasından dolayı gemi fiyatları düşmüştü. Bu yüzden Japonya’daki bir çok şirket, yeni gemi inşa etmekten korkmaktadır. Ancak Japonya çevreye karşı duyarlı performansı yüksek gemilerin teknolojisi ile ileri çıkmayı planlıyor. Benzer denizcilik kültürüne sahip iki ülke olarak işçilerin tehlikesiz, güvenli ortamda çalıştırılması konusunda da hep beraber çalışacağımızı düşünüyorum.”
GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Çilli’nin toplantıda yaptığı sunum şu şekildeydi: “İlk Türk tersanesi 1390 yılında kurulan Gelibolu Tersanesi’dir. 1455 yılında kurulmuş ve hala aktif durumda olan Haliç Tersanesi’nde, Boğaz hattında çalışan feribotların havuzlanması yapılmaktadır. 600 yılı aşkın bir geçmişi olan sektörümüzde 1982 yılında majör bir değişiklik olmuştur. Haliç’teki tersaneler şehir merkezinden alınarak Tuzla’daki modern, donanımlı ve geniş  bir alana yerleştirilmiştir. Aktif olan 70 tersanemizin çoğu Tuzla Bölgesinde, bu da Tuzla’yı tamir ve bakım anlamında merkez yapmaktadır. Tersanelerimiz 650 bin ton sac işleme kapasitesine, 3,5 milyon dwt gemi inşa kapasitesine ve 14 milyon dwt tamir ve bakım kapasitesine sahiptir. Türkiye’de tersanelerde römorkörler, mega yatlar, kimyasal tankerler, offshore platform gemileri, konteyner gemileri, kuruyük gemileri, askeri gemiler ve yüzer havuzlar inşa edilmektedir. Tersanelerimizde know-how olarak özellikle kimyasal tankerde çok ilerideyiz, üretimde ise dünyada Japonya’nın arkasında 4. sıradayız. 2011 senesi itibarıyla 19-20 tane yüzer havuzumuz var. Ülkemizde gemi inşa faaliyetlerinin azalmasıyla beraber tamirde daha aktif hale geldik. Türkiye tersaneleri kaliteli üretimi, rekabetçi fiyatlari, tecrübeli ve fileksıbl iş gücü, 25 bin işçinin çalışabildiği bir ortamı, İstanbul’un Boğazlar dolayısıyla transit geçiş noktası olması, 4 tane gemi inşa ve denizcilik fakültesine sahip olmamız ve lokasyon olarak üreticilerin ve klas kuruluşlarının çok yakınında yer alması nedeniyle öne çıkıyor. Tecrübenin artmasıyla Türk donanması için yurtdışına verilen siparişler artık Türk tersanelerinde yapılmaya başlandı. Sahil güvenlik araştırma ve kurtarma gemisi, yeni tip petrol botları, donanma gezici botları, ultra hızlı botlar, çıkarma gemileri yani tank taşıyan gemiler, denizaltı kurtarma ve yedekleme gemisi ve sismik araştırma gemisi, ihale aşamasında olan havuzlu çıkarma gemisi, çok amaçlı offshore gemileri yapılıyor. Türkiye’de gemi inşa haricinde mega yat üretimi de mevcut. Yapılan gemiler genelde 10 ila 20 bin dwt kapasitede ancak 58 bin dwt kapasiteli Supramax Size gemi de yapabiliyoruz. Uzakdoğu ile rekabet edebilmek için daha az işçilik gerektiren daha ufak gemileri yapıyoruz.”
GİSBİR Başkanı Murat Kıran  toplant›daki konuşmasına, geçtiğimiz günlerde meydana gelen sel felaketinden dolayı Japon heyetine baş sağlığı dileyerek başladı. Kıran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son 20 senede yaptığımız yatırımlar ve “know how” ile tersanecilikte ve gemi inşada dünya teknolojisini yakalamış bulunuyoruz. Özellikle orta ölçekli kimyasal tanker inşasında, mega yat yapımında, offshore sektörüne hizmet eden gemiler bazında çok iyi yerlere geldik. Ancak 2008’de başlayan global krizle beraber sektörümüz çok zor günler yaşamaya başladı. Özellikle 2000 yılından sonra aynı sektöre giren başka oyuncular sayesinde, Çin gibi, 2008’e kadar petrol ve navlun fiyatlarının da yüksekliği ile gemi siparişlerinde gemi fazlası meydana gelmiş, bu da tüm dünya gemi inşa sanayisini etkilemiştir. Japonya’da da büyük sıkıntılar olduğunu duyduk ve tersane birleşmelerinin gündemde olduğunu biliyoruz. Uluslararası gemi inşa sektörünün ortak sorunu dünyada gemi fazlası olmasıdır. Önümüzdeki dönemde 90’lı yıllardan önce yapılan gemilerin hurdaya çıkışı ile marketimizin biraz daha rahatlayacağını umuyoruz. Bu süreçte öncelikle ayakta kalmayı hedefledik ve gemi yapımından ziyade savunma sanayi, mega yat inşaatı, offshore business gibi daha spesifik işlere yöneldik. Ancak bu yeterli değil. Ortalama 100 bin işçi ile çalışırken bugün 15 binlerdeyiz.”
“Avrupa’da tersanelerin içinde olduğu problemlerden, maliyet artışlarından dolayı iflaslar ve kapanmalar yaşanıyor. Bu tarafta maliyetler yükselirken Uzakdoğu’daki bazı ülkelerde maliyetlerin çok düşük olması onlarla rekabet şansımızı yok ediyor. Özellikle Çin’deki meslektaşlarımızdan, bizim işçilerimize verdiğimiz hakları onların da kendi işçilerine vermelerini istiyoruz. Ülkemizde Avrupa Birliği (AB) kriterleri sayesinde iş ve işçi hakları AB standartlarına geldi ancak rekabet bakımından bakıldığında özellikle gemilerinde çok işi olan armatörlerin, Çin’i ucuz görerek tamir için seçmeleri bizim de işlerimizi durma noktasına getirdi. Çevre kirliliği konusunda da Çinliler, Kyoto protokolünü imzalamıyorlar. Umuyoruz ki bu çifte standart yakın bir zamanda bitecektir. Aynı sorunların Japonya’da da yaşandığını biliyorum. Japonya bizim gemi inşa konusunda örnek aldığımız bir ülke olduğundan dolayı Japon meslektaşlarımız ile görüşmeler yapıyoruz. Umarım yakın zamanda bazı ortak gelişmelerin altına imza atarız.”

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın