“Gemi Tedarik firmaları gümrüklerde 24 saat mesai istiyor”

MDN İstanbul

120102-N-ZF681-539 PACIFIC OCEAN (Jan. 02, 2011) Boatswain's Mate 2nd Class Jason Connole, assigned the guided-missile destroyer USS Halsey (DDG 97) guides pallets of supplies onto the ship during a replenishment at sea with the Military Sealift Command fast combat support ship USNS Bridge (T-AOE 10). Halsey is on a western Pacific deployment. (U.S. Navy photo by Mass Communication Specialist 3rd Class Christopher Farrington/Released)

Gemilerin gıda, bakım-onarım, kabin, makine, yedek parça gibi malzeme ihtiyaçlarını karşılayan gemi tedarikçiliği ve kumanyacılık firmaları deniz ticareti ve deniz lojistiğinde önemli bir görev üstleniyorlar. Gemi tedarik firmaları sağladığı yoğun istihdam ve katma değerle ülke ekonomisine de büyük katkı sağlıyor.
Tedarik ve kumanya sekötrü gemilere verdiği hizmet çeşitliliğiyle yan sanayinin ve yedek parça üreticilerinin gelişimine de destek oluyor.
Türkiye, üç tarafı denizle çevrili stratejik jeoplitik konumu çok sayıda limanı, ticaret yollarına yakınlığı ve sahip olduğu iki Boğaz’la dünya ticaretinin merkezinde yer almaktadır. Yılda 50 binden fazla geminin geçtiği İstanbul ve Çanakkale Boğazları ikmal merkezi rolünü güçlendirdiği ölçüde bu gemilere ekipman tedarik ve kumanya sağlayan firmalarda ülkeye ihracat ve döviz girdisi sağlıyorlar. Ancak ülkemizdeki firmaların sermaye yetersizliği, firmaların verdikleri hizmetlerdeki standardizasyon eksikliği, eğitimli eleman yetersizliği faktörler sektördeki olumsuzluklar olarak göze çarpmaktadır. Buna karşın son yıllarda birçok firmanın hizmet ve ürün kalitesinde gösterdiği başarı, bu sektörün önümüzdeki yıllardaki büyüme potansiyelini ortaya koymaktadır. Limanlar boğazlardaki toplam gemi hareketinin 100 binin üzerine ulaştığı günümüzde, mevcut potansiyelin sadece yüzde 30’una ikmal yapabilen tedarik ve kumanya sektörünün alınacak önlemlerle hedeflerine ulaşması mümkün görünüyor. Özellikle ülkemizin Kruvaziyer gemilerinin hedef ikmal merkezlerinden biri haline getirilmesi konusunda tüm denizcilik sektörünün birlikte çalışma gerekliliği dikkat çekiyor.
Gemi tedarik ve kumanya sektörü devletten gümrüklerde 7/24 ikmal yapabilme taleplerinin dikkate alınmasını uzun süredir bekliyorlar.
Gümrüklerde yaşanan mesai sorunu ortadan kaldırılması ve sektörün karşılaştığı prosedür sıkıntılarından arındırılması da sektörün öncelikli beklentileri arasında. Ayrıca haksız rekabet koşullarını önlemek için merdiven altı çalışan firmalarla etkin mücadele edilmesi gerektiği de sektörün önde gelenleri tarafından sıklıkla dile getiriliyor. İdare ve özel sektör limanlarında koşullların iyileştirilmesi yönünde atılacak adımlar gemi tedarik ve kumanya firmalarının daha etkin ve kaliteli hizmet vermesine yardımcı olacaktır. Bu doğrultuda bu ay gemi tedarik ve kumanya firmalarıyla röportajlar yaptık.

Saris: Dayanışmayla sorunları aşıyoruz
Dünyada deniz ticaretini etkileyen birden fazla olumsuz olayın aynı anda gerçekleştiğini ifade eden TURSSA Yönetim Kurulu Başkanı George Yorgo Saris, Türkiye’ye komşu ülkelerde yaşanan çatışmalarında krizi derinleştirdiğini kaydetti.
“Denizcilik son 3-4 yıldır gerçekten katlanılması zor bir dönemden geçiyor. Çünkü dış ticaretteki daralmaların etkisi önce denizcilik piyasasında kendini gösteriyor. 2011 yılında ekonomik krizin yanı sıra dış ticaret ve navlun piyasalarına etki eden birçok olay yaşandı. Dövizin sürekli bir yükselme eğilimi göstermesi de sektörü zorlamaktadır. Bugün ithalatımızı ve ihracatımızı dövizle yapıyoruz. Üstelik, ihracatımızın bir kısmı ithalata dayalı. Öte yandan Çin’in etkisiyle dünya ekonomisinde başlayan yavaşlama navlun fiyatlarını vuruyor. Sürekli aşağı düşen navlun fiyatları, yakıt maliyetlerini karşılamıyor.
Bunların yanı sıra bölgemizde ve dünyada, deniz ticaretini etkileyen faktörlerden biri de Tunus ve Mısır ile başlayan ardından Libya’ya müdahale ve akabinde Suriye’deki halk hareketleriyle devam eden olaylar. Bu da Akdeniz ve Karadeniz’deki deniz ticaretini olumsuz etkiliyor.”

“Türk gemi tedarikçileri dünyanın her yerinde hizmet veriyor”

Gemi tedarik ve kumanyacılık işkolunda faaliyet gösteren profesyonel firmaların TURSSA çatısı altında biraraya geldiğini vurgulayan Saris, dernek üyesi olmayan bazı küçük firmaların verdiği hizmetten dolayı tüm işkolunun itibarının zedelenebildiğinin altını çizerek “gemi tedariği mesleğini yapmak isteyen firmaların güvenilirliği olmalıdır” dedi.
“Bildiğiniz üzere; gemilere ihtiyacı olan çeşitli yiyecek, içecek, tamir, bakım-onarım malzemeleri tedarik etmekteyiz ve her zaman önemli bir işkolu olma özelliğimizi de koruyoruz. Bu sektörde çalışan firmalar dünya çapında gelişmeleri yakından takip ederek işlerini yürütüyor. Ancak adı sanı duyulmayan küçük firmalar bu işi yaparken haksız rekabet yaratarak işimizi zorlaştırıyor. Bugün gemi tedariği mesleğini yapmak isteyen firmaların Deniz Ticaret Odası’na üye olması gerekiyor. Özetle firma güvenilirliği olmalıdır.
Türkiye’de gemi tedariği ve bu alandaki lojistik destek anlamında sektörü daha ileri, verimli ve rekabet edebilir hale getirmek amacıyla 2003 tarihinde Gemi Tedarikçileri Derneği’ni kurduk. Derneğimiz bugün 31 üyesi ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Deniz Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyetlerimize devam ederken, aynı zamanda ISSA Yönetim Kurulu Üyesiyiz. Dünyadaki gemi tedarikçileri I.S.S.A Gemi tedarikçileri ve Servis Sağlayıcıları Derneği çatısı altında toplanmıştır. Bu çatı altında, 52 ülkeden 2.000 üye kuruluş bulunuyor. Dünyanın her yerine müşterilerimizin istediği herşeyi ulaştırabilme kabiliyetimiz var. Gelişen teknoloji ve hizmet ağı lojistik anlamda çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Sadece gıda değil, mobilyadan beyaz eşyaya, yedek parçadan tamir hizmetlerine kadar çok geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Uluslararası alanda irtibat içinde olduğumuz diğer tedarikçiler vasıtası ile dünyanın neresinde olursa olsun hizmetimizi ulaştırıyoruz.”

“TURSSA, uluslararası
sisteme entegre oldu”
TURSSA’nın yaptığı faaliyetleri değerlendiren Saris “Derneğimiz 2015 yılında bünyesine yeni üyeler katarak daha da güçlenmiştir” derken uluslararası kuruluşlarla da ilişkilerini güçlendirdiklerini ifade etti.
“Dernek olarak amacımız üye firmaların müşterek menfaatlerinin korunması ve ortak bir buluşma sağlanmasının teşvik edilmesi, bu firmalar arasında dayanışma sağlamak, mesleklerin icrasında kamu kurum ve kuruluşları ile diğer dernek özel veya tüzel kişilerle olan ilişkilerde karşılaşılan sorunların çözümlenmesidir. Üyelerimizin zaman zaman yaşadığı sorunlar sektörümüzü ilgilendirdiğinden Bakanlık nezdinde ziyaretler gerçekleştirip çözüme ulaştırmaktayız. Derneğimiz uluslararası gemi tedarikçileri ve Servis Sağlayıcıları Derneğine (ISSA) üyedir. Ben de 2015 yılının başından beri icra kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım. TURSSA ayrıca Avrupa Gemi Tedarikçileri Organizasyonu’na (OCEAN) da gözlemci üye statüsünde katılmıştır. OCEAN; Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin ulusal gemi tedarikçilerini temsil eden çatı bir kuruluş olup, ISSA’ya bağlı hareket etmekte ve Avrupa Birliği Komisyonu ile ortak çalışmaktadır.”

“Ülke ihracatını uçurabiliriz”
Saris, gemilere daha iyi hizmet verebilmek için birtakım adımların atılması gerektiğine inandığını belirterek hizmette standart yakalandığı taktirde ülkemiz ihracatına önemli katkı yapabileceklerinin altını çizdi.
“Öncelikle; Limanlar ve ikmal noktaları mevcut şartlarda iyileştirmeye gitmelidir. Şirketler, ihtiyaca zamanında yanıt verebilen, teknik ve yüksek kalite özelliklerine sahip ve şirketin temel prensipleri ile örtüşen ara tedarikçilerle çalışmalı ve maliyetleri azaltacak, hizmeti ön plana çıkartacak projeler yapılmalıdır. Pazarı genişletmek amacıyla bakış açısının değişmesi gerekmektedir. Farklı yaklaşımlar beraberinde yeni çözümlerde getirecektir. Teknolojiden daha fazla yararlanılmalı, verimli çalışma ve rakip limanlara karşı avantaj elde etmek için rasyonel yatırımlar (antrepolar, soğuk hava depoları vb.) yapılmalıdır. Kurumlarımızın işleyişi uluslararası işleyişler ile bütünleşmiş hale getirilmelidir. Tüm gemi tedarik şirketleri belirli bir kalite standardı oluşturmalı ve belirli bir yönetmeliğe göre hareket etmelidirler. Dernek çatısı altında bütün firmalar birleşmeli, haksız rekabet koşullarını önlemek için merdiven altı çalışan firmalara asla prim verilmemelidir.
Ülkemiz limanlarına gerek ticari, gerekse turizm amaçlı gelen gemiler ile Boğazlar’dan transit geçiş yapan gemilerin sayısı dikkate alındığında, tedarikçilik sektörünün ülke ihracatına önemli bir destek oluşturabileceği gözlemlenmiştir. Türkiye; Boğazlar’dan geçen gemilerin yanı sıra, limanlara ve tersanelere gelen gemiler de göz önüne alındığında ciddi bir ikmal potansiyeline sahiptir. Ancak, resmi prosedür sıkıntılarından arınmamız gerekmekte. Mesela 7/24 ikmal yapılmasına rağmen 7/24 işlem yapamıyoruz. Gümrüklerdeki mesai sorunu bizi zorlamakta. Devletten beklentimiz sektörü teşvik için birtakım mevzuat kolaylıklarının bizlere tanıması. Armatörler de tedarikçilerini bağlı olduğumuz uluslararası bir dernek olan ISSA’dan seçmeli, kurumsal olmayan firmalarla çalışmamalıdır.
Günümüzde denizcilik şirketlerinin, gemi acentelerinin, yakıt-kumanya ikmalcilerinin ve diğer tedarikçi firmaların internet sitelerinden firmaları hakkında veya hizmet verdikleri liman hakkında kolaylıkla bilgi alınmaktadır. Ancak, bu tabii ki yeterli olmamakla beraber özellikle uluslararası kumanya şirketlerinin yoğun internet kullanımı ve internet ortamında servis veren firmalara ulaşımın kolay olması sebebiyle acentelerin Gemi Tedarik firması sağlama konusundaki görevleri gittikçe azalan şekilde de olsa halen devam etmektedir.”

“Gemi tedariğinin

ekonomiye katkılarını
unutmamak lazım”
Gemi tedarik sektörünün ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığını belirten Yorgo Saris, bu işkoluyla ilgili kararlar alınırken değeri nisbetinde karşılık bulmasını beklediklerinin altını çizdi.
“Denizcilik sektörü ülkelerin dünyaya açılımını ve entegrasyonunu sağlayan en önemli sektörlerden biridir. Bu sektörün önemli kollarından biri olan gemi tedarik sektörünün ekonomiye pek çok katkısı bulunuyor. Bunların başında; hem emek yoğun, hem de sermaye yoğun bir sektör olmasından dolayı yarattığı istihdam yelpazesinin çok geniş olması geliyor. Döviz kazandırıcı bir işkolu olması nedeniyle ülkemizin ciddi sıkıntı yaşadığı cari açığın azaltılmasına etkisi yüksektir. Ayrıca, yerel ürünlerin tanıtımında neredeyse en ucuz yol olduğundan yerli ürün satışlarına ve yan sektörlere yarattığı katma değer oldukça yüksek olduğu dikkate alınmalıdır. Ürünlerin alımından satımına kadar olan süreçte resmi makamlara ödenen vergi, resim ve harçlar ile de devletimize önemli katkıları oluyor.
Gemi tedarik firmaları yabancı ve transit gemilere verdiği hizmetle hedeflenen ihracatın en kısa sürede yapılmasına olanak sağlar. Yerel üretici ve tacirlerinde yurtdışına satış yapmalarına olanak sağlar. Unutmamak gerekir ki, gemi tedarik firmaları birçok farklı işkolunun çalışmasına da katkı sağlar. Örneğin; kumanya ikmali yaparlar, tedarikçiler ve acente motorları çalışır. Personel değiştirirken havaalanları, yedek parça değiştirirken tersanelerimiz çalışır. Verdiğimiz hizmetlerin tümü gemi tedariği ve kumanya işkolunu ilgilendiren yan sanayinin gelişmesine katkıları unutulmamalıdır.
İşkolumuzu ilgilendiren kararlarda bu hususlar dikkate alınırsa öncelikle ülkemiz ve sanayimiz kazanacaktır.”

Özgen: Kaliteli ürün ve hizmeti uygun fiyatla sunuyoruz
Gemi sarf malzemeleri tedariğinde 65 yılı geride bırakan Özgen Shipsupply İthalat ve İhracattan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özgen, “Denizciliğin içinde bulunduğu zor koşullara rağmen gemi ve yat malzemeleri tedarikinde ürün çeşitliliğimizi artırarak portföyümüzü büyütüyoruz” dedi.
Dünyada denizcilik sektörünün zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Emre Özgen, Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde yaşanan çatışmaların da bölgedeki deniz ticaretini olumsuz etkilediğini ifade etti. “Denizcilik sektöründe daralmanın artmasıyla birlikte yatırımın azaldığını görüyoruz. Bu da sektörde yüksek risk ve ödeme zorlukları oluşturuyor. Gemi tedarik firmaları yaşanan sıkıntılardan en çabuk etkilenen firmaların başında geliyor.
Bu noktada Özgen Shipsupply olarak; deniz tarafında üç ana kolda faaliyet gösteriyoruz: armatörler, limanlar ve tersaneler. Ayrıca aktif olarak kara tarafında da enerji, inşaat ve fabrikalara yıllardır hizmet veriyoruz. Bu iki ana alanda hizmet kalitemiz, ürün çeşitliliğimiz, kalifiye personelimiz, etik satış değerlerimiz, müşteriyle kurduğumuz doğru diyalog ve uygun fiyatlandırma ile sektörde ürün ve hizmet standardını artırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu kaliteyi isteyen firma sahiplerinin tercih ettiği bir unsur olarak öne çıkıyor. Özellikle denizcilikte Avrupa ve Uzakdoğu ülkeleriyle hem ithalat hem ihracat yaparak, Türk ve dünya denizciliğine 65 yıldır, 7/24 yerinde hizmet sağlıyoruz. 16 bin adet kaliteli ve ekonomik ürün çeşidimiz, gelişen teknoloji ve kurallar çerçevesinde sürekli yenilenerek genişliyor. Pazarın büyük çoğunluğuyla doğrudan çalışarak yılda 1500’den fazla gemiye yerinde satış yapıyoruz. İşimizi “koşulsuz müşteri memnuniyeti” ilkesinden ödün vermeden “sürdürülebilir mükemmelliyetçilik” vizyonumuzla yönetiyoruz.
Türkiye’de denizcilikte markalaşarak büyümeden bahsedebilmek için bizler, müşterilerimiz ve İdarenin dünyadaki değişime hızlı uyum sağlaması gerekiyor. Özgen Shipsupply yarım yüzyılı aşkın süredir bu değerleri Türkiye’nin gelişimi için kendi içinde yaşatıyor. Ancak birlikte hareket edilirse uzun vadede hepimiz kazanırız.”
Türkiye tedarik sektörünün var olan ikmal potansiyelini daha etkin kullanabilmesi için tüm sektör bileşenlerinin bir araya gelerek çözüm üretmesi gerektiğine inandığını kaydeden Emre Özgen, “Türkiye çok önemli bir ikmal merkezi olacak coğrafi konuma sahip” diyerek bu konuda dikkat edilmesi gereken konular hakkında değerlendirmelerde bulundu. Etik satış değerlerini ön plana çıkarıp kaliteli ürünlere uygun fiyat politikasıyla uygulamak sektörü daha da güçlendirir. Bizim birincil hedefimiz her yönden donanımlı hizmet verip küresel oyuncular arasında daha güçlü olmak. Gemi malzemeleri alımında ulusal ve uluslararası firmaların da dikkat etmesi gereken konular var. Bunların en başında hizmet ve ürün seçiminde kriterlerini doğru belirlemeleri gelmelidir. Böylelikle bu işe gerçek yatırımı yapan bizlerin sağladığı kaliteli servis daha net anlaşılacak, standartları aşağı yöne çeken firmalar da sistemde kendiliğinden elenecektir.
Bir diğer yanda kamu idaresi ile özel sektör tarafında da armatörler, tersaneler, limanlar ve gemi tedarik firmaları sorunlara çözüm bulunması noktasında birlikte adım atarlarsa ülke adına büyük kazanç sağlanır. Gümrüklerin çalışma saatlerinde ve hizmet şartlarında yapılacak iyileştirmeler neticesinde oluşacak maliyet düşüşleri hem armatöre olumlu yansıyacak hem de malzeme tedariği yapan firmalar işlerini geliştirerek daha da büyütecektir. Böylelikle limanlardaki faaliyetler ekonomik anlamda artacak ve zamanında hizmet sağlanabildiği için  hizmet kalemleri çeşitlenecektir. Tüm bunlar ekonominin büyümesini ve ihracatın artmasını sağlayacak, devletin gelirinin  yükselmesine de fırsat yaratacak. Herkesin kazanacağı bir yapının oluşması için ilk adımda ortak akıldan hareketle dünya denizcilik pazarından daha büyük pay almanın yollarına odaklanmalıyız. Problemler belli, yeniden keşfe lüzum yok.
Sektör üyeleri olarak bizler kalite standartlarını belirleyerek işlerimizi her geçen gün daha iyi seviyeye taşımaya gayret ediyoruz. Umarım tüm bu eksiklikler yakın zamanda giderilir ve Türk denizcilik sektöründe hayati öneme sahip olan hizmetlerimizle dünya denizciliğinde hak ettiğimiz düzeye ve eşit rekabet şartlarına erişiriz.”

Şimşek: Hizmetimizin karşılığını zamanında alamıyoruz
AVS Küresel Gemi Tedarik firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek zorlu günler geçiren sektörde yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken yıllar içinde oluşan krizleri ve ekonomik dalgalanması yeniden yapılanma ve hizmet çeşitlendirmesiyle başarılı bir şekilde aştıklarını ifade etti.
30 yılı aşkın süredir gemi tedarik hizmeti veren AVS’nin ortaya çıkabilecek her türlü kötü koşulla başa çıkabilmek için yıllar içinde global anlamda yapılanmaya gittiğini kaydeden Abdülvahit Şimşek, “Firmanızın global piyasadaki tedarik ağının gücüyle dünya ekonomisindeki her türlü zorluğu aşacak güçteyiz” dedi. Gemi tedarik ve kumanyacılık firmalarının hem dünya ticaretinden hem de denizcilik sektöründen fazlasıyla etkilendiğini vurgulayan Şimşek, her şeye rağmen AVS’nin büyüme trendinin hızlanarak sürdüğünü belirtti.
“Türkiye’de geçen yıl gemi tedarik ve kumanya firmalarının gösterdiği performansı sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için bilgi havuzumuzda somut ve yeterli bilgiler olmadığını söylemek durumundayım. Firmamız özelinden yola çıkarak cevaplamam gerekirse, şirketimiz AVS Global Ship Supply, geçen seneye göre yüzde 30 büyüme ivmesi göstermiştir. Buna etki eden en önemli faktör, sadece ulusal alanda değil, global pazarda da 100’den fazla ülkede 350’nin üzerinde limanda oluşturduğumuz tedarik ağıdır. Bu açıdan baktığımızda, bizim için olumlu bir yıl olduğunu söylemek mümkün.
2015 senesi itibariyle gemilere sunduğumuz catering hizmetinin somut bir şekilde ivme kazandığını söyleyebilirim. Diğer yandan ‘’kontratlı tedarik’’ anlamında da sunduğumuz hizmetlerde, başarı grafiğimiz yükselme göstermiştir. Bu iş alanından kastım şudur: Bir armatöre ait gemileri ortak bir havuza alıyoruz ve gemilerinin tedariğini yapıyoruz. Yıl bazındaki global tedarik alımlarımızın yüksek olması kaynaklı, buradan elde ettiğimiz avantajları, armatörlerin gemilerinin tedariğini yaparken, kendilerine hizmet olarak sunuyoruz. 30 yıldır denizcilik sektöründe varolan bir firma olarak, değişen konjonktürlere uyum kabiliyetimizin ve krizleri yönetme gücümüzün başarılı olduğunu söylemeliyim. Dolayısıyla, zaman zaman mevcut şartların bizi yeniden yapılanma gerçeği ile karşı karşıya bırakmasına ve kurgumuzda düzenlemeler yapmaya alışkınız.
Yönetim anlayışımız belli noktalarda sistematik olsa da, bu kabiliyetimiz genel olarak durumsal yaklaşımlar da gösterebilmemizden kaynaklıdır. Bu noktadan hareketle, vizyonumuzu tekrar gözden geçirdik, ulusal pazardan uluslararası pazara açılmanın olmazsa olmazlığına inandık. Burada gözettiğimiz hassasiyet, müşterilerimizin gemileri sadece Türkiye’ye geldiğinde hizmet vermekle kalmayıp, dünya limanlarında da onlara aynı hizmeti verebilmek için gerekli yapılanmayı sağlamak oldu. Bu yaklaşım, işimizi sürdürülebilir kıldı. Bunu destekleyen diğer faktörleri, altyapımıza yaptığımız yatırımı, kalifiye insan gücünü özellikle dile getirmeliyim. Daha önce de belirttiğim gibi, biz, dünya üzerinde bir tedarik ağı kur ma noktasında çaba gösterdik. Geliştirdiğimiz yeni ürünler de bunu destekledi. Kontratlı gemi tedariği servisimiz bu ürünlerden bir tanesidir ki, bugün geldiğimiz noktada 150 gemiye catering hizmeti veriyoruz. Bu anlamda geliştirdiğimiz iş modelinin Türkiye’de bir ilk olması da ayrıca mutluluk verici. Bu hizmetimizle, gemi sahibi ve işletmecinin, özellikle kriz dönemimde running costunu sabitleyerek, sürprizleri ortadan kaldırdığımızı söylemeliyim.
Bir diğer konu da, bir geminin, dünyanın hangi noktasında olursa olsun, yalnızca bizimle iletişime geçerek tedarik hizmeti almasını mümkün kıldık. Sektörel sıkıntılara rağmen, şirketimiz, 2016 yılı için de  yüzde 15 büyüme hedefi koymuştur. AVS olarak, yerli ve yabancı bayraklı gemilere, dünyanın her limanında hizmet vermeye çalışan bir Türk firması olarak bununla gurur duyuyoruz. Sonraki hedefimiz, uluslararası pazarlama gücümüzü arttırarak, belirlediğimiz 10 ülkede pazarlama temsilcilikleri kurmak. Hali hazırda buna, Hollanda, Hindistan ve Singapur’da başladığımızı söylemeliyim.”

“Armatörlerden en büyük
beklentimiz; doğru planlama”
İstanbul Boğazı’ndan 50 binin üzerinde gemi geçmesine rağmen Türk firmaları, bunların çok küçük kısmına hizmet verebiliyor. Boğazlar’ın dünya denizciliğinde lider bir ikmal merkezi olması için birtakım yapısal adımlar atılması gerektiğini söyleyen Şimşek, prosedürlerin yetersizliğinin mevcut potansiyelin kullanılamamasına yol açtığına vurgu yaptı.
“Boğaz’dan geçen gemilere verdiğimiz hizmetin hala yeterli başarı oranına yükselmemiş olması, Türkiye’de tedarik sektörünün oluşmamasından kaynaklıdır. Tedarik işinin kendisine özgü bir prosedürü olmalıdır. Maalesef, gerek bürokratik, gerek mali gerekse teknik ve lojistik sebeplerle, süreçler zorlaşıyor ve ülke olarak, pazardan hak ettiğimiz payı alamıyoruz. İbrenin yön değiştirmesi, süreçlerin kolaylaştırılması ile doğru orantılı olacaktır.
Bu noktada karşılaşılan en büyük sorun, prosedürlerin büyük ölçüde yetersiz olmasıdır. Sözkonusu yetersizlikler kaynaklı tedarik sektörü, istenilen potansiyele ulaşamamaktadır. Bu potansiyele ulaşamaması,  gemi tedariğinin kendisine has hassasiyetleri olan, ayrı bir faaliyet alanı olarak görülmemesinden kaynaklıdır. Bunlara bir de, mali, teknik, bürokratik açıdan yaşanan zorluklar da eklenmektedir. Yapılan iş ortaklıklarında da taraflara bazı sorumluluklar düştüğüne inanıyorum.”
“Armatörler, gemi sahipleri ve tedarik firmaları yaptıkları anlaşmalarda taraf olan her firmanın maddi manevi çıkarlarını eşit derecede gözetmeliler ve ileri görüşlü kararlar almalılar diye düşünüyorum.
Tedarikçi olarak kendi açımdan cevaplarsam, en büyük engel; bu kriz döneminde hizmetlerimizin karşılığını zamanında alamıyor olmamız, diyebilirim. Bu konuda armatörlerden en büyük beklentimiz daha planlı satın alma yapmaya çalışmalarıdır.
Böylece daha planlı, daha iyi fiyata ve daha kaliteli hizmet alabilirler. Çünkü planlı satın alma ve bu konulardaki hassasiyet hem fiyat hem de servis kalitesine doğru orantıda yansır.”

Alexis Saris: Uluslararası marka olma vizyonumuz gerçekleşiyor
Atlas Uluslararası Kumanyacılık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alexis Saris, gemi tedarik ve kumanya sektöründe yaşanan gelişmeler ve firmanın oluşan koşullara karşı gösterdiği performansla ilgili görüşlerini aktardı.
Alexis Saris global denizcilik  sektöründe yaşanan krizle ilgili “Son yıllarda deniz ticaretinde dengeler piyasaya sunulan fazla gemiler ile armatörlerin aleyhine değişti” değerlendirmesinde bulunurken bunun sektörün rekabetçi yapısını güçlendirdiğini kaydetti.
“2015 yılında Petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte özellikle, Tanker ve LNG/LPG gibi bazı sektörlerde olumlu bir gelişme olsa da kuru yük piyasasının pek toparlanabildiğini söylemek mümkün değil. Navlunlarda süren baskı döngüsünün bir türlü sürdürülebilir bir iyileşme gösterememesi piyasa aktörleri tarafından kanıksanmaya başlandı gibi görünüyor. Yatırımlar daha ölçülü yapılıyor, maliyetlere baskı her alanda artırılıyor. Bu da denizcilik ile ilgili bütün sektörlerde rekabetçi ortamın artacağı anlamına geliyor.”

“Hizmetlerimizi yeni
ürünlerle çeşitlendiriyoruz”
Gemi tedarik sektöründe yaşanan rekabetin firmaları, ürünlerini çeşitlendirme ve hizmet kalitesini artırma konusunda teşvik ettiğini belirten Alex Saris, Atlas Kumanyacılık’ın müşterilerine sağladığı yeni hizmetlerle sektörde farklı bir konuma ulaştığını ifade etti.
“Yoğun rekabet ve yüksek müşteri beklentilerimiz tedarikçileri her geçen gün daha hızlı, ve daha düşük maliyetli olmaları için zorlamaktadır. Bu doğrultuda genel eğilim uluslararası piyasada bazı firmaların ölçek ekonomisinden yararlanmak amacı ile şirket devralma ve birleşme ve konsolidasyona gitmeleridir. Aynı doğrultuda müşteriler de satın alma güçlerini arttırmak için yine şirket birleşmeleri,  ve satın alma havuzları oluşturma gibi çözümlere yönelmektedirler.
Atlas ekibi olarak yaptığımız işi çok ciddiye alıyoruz. Bizim için en büyük performans kriteri sektörümüzün talepkar şartlarına karşın ikmallerimizi kusursuz şekilde gerçekleştirebilmek. Bu anlamda 2015 de bizim için başarılı bir yıl oldu. Yıl içinde binlerce gemiyi en uygun şekilde ikmal etmeyi başardık ve seferlerine devam etmelerinde katkı sağladık. Ayrıca 3 yıl önce faaliyete geçen şirketimiz Atlas Marine Valves ile Türkiye’de ve Güney Kore de ürettirdiğimiz vanaları, Türkiye’nin yanısıra, dünyadaki çeşitli limanlara göndererek yedek parça alanında da faaliyetlerimizi başarı ile sürdürmeye devam ediyoruz ve bu alanda bir uluslararası marka oluşturmaya başladık. “

“İkmal merkezi olmak için
stratejik davranılmalı”
Türk limanlarına uğrayan gemilerin adet olarak yüksek olmasının memnuniyet verici olduğuna vurgu yaparak “Ülkemizin gemilerin ikmal merkezi olarak en büyük avantajı coğrafi konumu ve geçiş merkezi olmasıdır” diyen Saris, Türkiye’nin lojistik avantajını yeterince kullanamadığını kaydetti.
“Maalesef deniz ticaret hacmi ve liman ziyaretleri yönünden düşündüğümüzde ve dünyadaki Rotterdam, Singapur, Şangay vs. gibi diğer ikmal merkezleri ile de kıyaslayacak olursak hâlâ geride kaldığımızı söyleyebilirim. Bu yüzden konumumuzu sağladığı avantaj ile lojistik altyapımızı güçlendirip düşük maliyetli ve hızlı bir hizmet sağlayabilmemiz gerekiyor. Çünkü Boğazlar’dan geçen geminin her zaman başka bir varış ya da çıkış limanında ikmal yapma seçeneği var. Bu anlamda müşterimize Boğaz geçişinde ikmal yaptırabilmemiz için doğrudan ya da dolaylı operasyonel maliyetleri en düşük seviyede tutabilmemiz gerekiyor. Tabii, bütün bunları da Türkiye’nin ve dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olan İstanbul’un göbeğinde yapmaya çalıştığımızı düşünürsek, ne yazık ki hareket alanımız gittikçe daralmakta. Lojistik merkezi olabilmek biraz sektörler üstü bir bakış açısı gerektiriyor.
Örneğin tüm ulaşım araçları, depolar, limanlar, havaalanları, antrepolar, gümrük kapıları ve tabii ki şehir altyapısı bütün bunların işlevsel çalışmaları, birbirleri ile entegre olabilmeleri ve hantal olmaması gerekli. Bunun için de devlet dâhil tüm aktörlerin bu kültürü benimseyerek planlanmaları ve hareket etmesi gerekli.”

“Kısıtlı zamanda en kaliteli

hizmet sunuluyor”
Gemi tedarik ve kumanya firmalarının birçok zorlukla başa çıkmak konusunda başarılı işler yaptığını kaydeden Saris, “Gemi tedariki sorumluluk isteyen bir iş. Mesela bir hata olduğu zaman pek fazla düzeltme şansınız olmuyor” diyerek uzun vadeli planlamalar yapmalarının armatörlere önemli avantajlar sağladığını aktardı.
“Biz gemi tedarikçileri, diğer tedarik ve lojistik sektörlerinden biraz daha farklı olarak sürekli hareket eden ve yerinde durmayan bir hedefe, kısa bir süre içinde ulaşmaya çalışıyoruz. Bu kısa süre içinde de birlikte tek vücut gibi çalışmamız gereken birçok kurum ve kuruluş var. Bütün bu sürecin kusursuz yürüyebilmesi için kendimizi ve ihtiyaçlarımızı bu kurum ve kuruluşlara çok iyi anlatabilmemiz gerekiyor. Aksi halde süreçlerimiz aksayabiliyor ve zarara uğruyoruz. Bunu birlik içinde başarabilmek için 2003 yılından itibaren bir dernek çatısı altında toplandık ve bu zamandan itibaren sektörümüz için oldukça iyi işler başardık ancak bu konuda yapmamız gereken işler var.
Tedarikçi firmalar olarak çoğu zaman gemiye ulaşabilmek için bile çok kısıtlı süremiz oluyor ve orada eksik ya da yanlış ikmal edilen bir malzemenin mürettebat tarafından anlaşılması bile birkaç günü buluyor. Bu durumda güven çok önemli. O yüzden müşterilerimize tedarikçi seçtikleri zaman daha uzun vadeli düşünmelerini ve mümkünse mutlaka ana tedarikçilerini belli aralıklarda ziyaret edip en iyi şekilde tanımaya çalışmalarını öneriyoruz.”

Bunu Paylaşın