Demirtaş: Denizcilik sektöründe toparlanma kısa sürede olmaz

MDN İstanbul

Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Genel Sekreteri Süheyl Demirtaş, ”Dünya denizcilik sektörünün gemi sayısının fazlalığı ve tersanelerdeki kapasite fazlalığından dolayı piyasanın kısa sürede dengeye oturacağını düşünmüyorum” dedi. Denizcilik sektörünün sorunlarını değerlendiren Demirtaş, ”Dünyada denizciliğin tüm zamanların en büyük krizini yaşadığı bir dönemdeyiz. Kuru yük endeksi dediğimiz ve dünyada ciddi bir indikatör olan bu endeks Mayıs 2008’de 11.600’lerle tüm zamanların rekor seviyesini gördü. Ekim 2008’de 650’lere düştü. Bu endeks şu an 800’lerde dolaşıyor. Tabii bunun sebebi global etkenler” diye konuştu.
Gemilerin aslında şu an yük bulduğunu söyleyen Demirtaş, ”İş var ama gemi sayısı çok fazla. Bunun iki nedeni var. 2000 ile 2008 arasında ticaretin patlaması ve taşımacılığın da yüzde 95’inin gemilerle denizden yapılması. Navlun fiyatlarına yansıyan bu durum gemilere talebi de artırdı. O dönemde tüm dünyada çok kontrolsüz bir büyüme yaşandı. Mesela Almanya, kriz döneminde 3000 gemilik dünyanın önemli büyük filosuna sahipken bu krize 1500 gemi siparişiyle yakalandı. Onu destekleyen Kredi Garanti fonu vardı, battı. Dolayısıyla krizden tüm dünya etkilendi’ dedi..

Türkiye artık Avrupa’nın
bakım onarım merkezi
”Dünya denizcilik sektörünün iki önemli problemine değinen Demirtaş, ”Birincisi; gemi sayısı oldukça fazla, ikincisi de tersanelerdeki kapasite fazlalığı. Bunun kısa sürede dengeye oturacağını düşünmüyorum.
Dolayısıyla 2013 de 2012’den pek farklı geçmeyecek. Her yıl ‘bu yıl da kayıp’ diyoruz. Sonraki yıl da farklı olmuyor” dedi. Türkiye’nin bakım onarımda önemli bir çıkış noktası yakaladığını anlatan Demirtaş: ”Türk tersanelerine, Avrupa’nın bakım onarım merkezi diyebiliriz. Uluslararası firmaların bakım- onarım talepleri kriz başlangıcıyla ciddi artış sağladı. Tersaneler yeni iş alamayınca bakıma döndüler. Havuz edindiler. Şimdi tamir bakım oldukça önemli, çünkü gemiler sertifika ile dolaşırlar. Araçların muayenesi gibidir, ama yakalanana kadar muayenesiz araçla dolaşabilirsiniz. Gemilerde kesinlikle sertifikasız dolaşamazsınız. Kalktığınız veya vardığınız limanda gemiyi seferden men ederler. İki yılda bir de havuzlama işlemleri yapılır. Bakım onarım bu anlamda önemli.”

Denizciliğin krizden
çıkışını offshore’da
görüyoruz
Sektöre ilişkin gelişmeler hakkında bilgi veren Demirtaş, ”Bir diğer gelişme de Savunma Sanayi ihaleleri. Altı tersanemiz bu projeleri başarı ile sürdürüyorlar. Üstün teknolojiye sahip savaş gemileri artık Türk tersanelerinde inşa ediliyor. Diğer önemli pazar ise niş projelerde: Römorkör, balıkçı gemileri, petrol platformu destek gemileri ve tekneler. Tüm bu projelerde güçlü referanslara sahibiz. Son teslim edilen 15 ila 20 gemi bu tarz gemiler. Biz Türkiye ve dünyada gemiciliğin krizden çıkışını Offshore’da görüyoruz. Dev bir market. Uluslararası sularda petrol, doğal gaz arama platformları. Offshore dünyada bugün inşa halindeki tekne platformlarının yüzde 50’sine tekabül ederken cironun yüzde 26’sını kapsıyor. Burada milyar dolarlar dönüyor, ancak bu alanda referansımız yok. Askeri projelerde de yoktu, ama Başbakan ve Bakanımızın açıklamalarında bu gemiler burada yapılsın dediler. Biz de yapıyoruz. Spesifik gemilerin elektronik sistem ve cihazları Japonya gibi belli ülkelerde yapılıyor. Sadece bu konuda birkaç marka var oradan almak zorundasınız” dedi.
Demirtaş, Offshore ile ilgili önerilerini şöyle sıraladı: ”Offshore ile ilgili önerilerimiz var. Evet referansımız yok. Çünkü devletler kendi referanslarını dağıtıyorlar. Biz Enerji Bakanlığı nezdinde bu sorunun çözüleceğini düşünüyoruz. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) var. Onun kademeli bir termin planı çerçevesinde Offshore platfomlar ile onlara destek sağlayan gemiler için makine parkuru oluşturulmalı. O konuda ‘know how’ı bulunanları getirip referans kazanabiliriz. Ayrıca bu platformlar kiraya da verilip ciddi bir kazanım sağlanabilir.”
Milli Emlak kiralarına da değinen Demirtaş, ”Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde 51 tersane, tekne ve gemi imalathanesi var. Milli Emlak’tan irtifak hakkı ile bu tersaneler kiralanmıştır. Çoğunun sözleşmesinde 5 yılda bir değerleme maddesi vardır. Bu değerleme maddesi yıllık enflasyon artışına ilavedir. Burada kabul edilebilirliğin çok üstünde tahakkuklar var. Tersanelerimiz uyarlama davası açmak zorunda kalıyor. Şu ana kadar açılmış 300 dava var.
Neticelenenlerin tamamını tersanelerimiz kazandılar. Bu konuyla ilgili iki tersanemiz tedbir kararı aldılar. Niye bu konuda hâlâ ısrar ediyorlar anlayabilmiş değiliz. Kiralar bu seneki kabul edilebilirlilik sınırının üstünde.
Bu seneki oran yüzde 1520. Mesela 101 bin lira mahkeme kararıyla kirası kesinleşmiş bir tersanemizden 1 milyon 700 bin lira ödenmesi talep edildi. İnsaf izan sınırlarının üstünde bir durum. Bir de dünya denizciliği tüm zamanlarının en büyük krizini yaşadığı bir dönemde bu durum kabul edilebilir değil” şeklinde konuştu. Demirtaş, denizcilik sektörünün kredi sorunlarına ilişkin olarak da, ”Çoğunlukla yurt dışı kredi kaynaklarından borçlanıyoruz. Fakat Türkiye’deki bankalar da bilançosu düzgün firmalara kredi veriyor. Bizim sorunumuz kredi alamamak değil. Sektörün sıkıntısı ürettiği geminin müşteriye cazip olması. Kredi alsak bile bu kriz ortamında gemiyi kime, nasıl satacağız? Navlun fiyatları gemi amortismanlarının çok altında. Türk bankaları çok güçlü, kredi vermede sıkıntıları yok. Ancak,  krediler bilançosu iyi olan firmalara açık. Tersanecilerin yüzde 50’sinin kriz döneminden gelen kredi ödeme sorunu devam ediyor. Bu firmalar 2008’den önceki iyi duruma göre büyüyen kazandığını yatırıma dönüştüren firmalar. Bu yatırımlar için kredi alındığında işler korkutucu derecede iyiydi. Navlun fiyatları aniden dip seviyelere düşünce gemi siparişleri de durdu. Gemiler de haliyle elde kaldı. Maliyetinin bile altına satılamadığı için kredide de zora düşüldü” diyerek krizin her alanda devam eden zorluklarına dikkat çekti.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın