‘Aday olup olamayacağıma hukukçular karar verecek’

MDN MEDIA

Türk Loydu Vakfı (TLV) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu ile kurumun IACS üyelik durumu ve nisan ayındaki seçimi, tartışmalı başkan adaylığı süreci üzerine bir sohbet gerçekleştirdik

“Nisan 2023’teki TLV Genel Kurulunuz öncesi IACS üyeliğinizi tamamlamayı hedeflediğinizi” önceki röportajımızda belirtmiştiniz. Süreci ve gelinen noktayı okuyucularımız için özetleyebilir misiniz? 

IMO’nun Meclisi 2018’de Türk Loydu’nu onayladı. Çok şiddetli bir tartışma oldu ama büyük bir çoğunlukla orada Türk Loydu’nun onayını alabildik. Zaten ondan sonra artık IACS’ın kapıları bize açılmaya başladı. 2022 yılında aralıksız denetimlerimiz oldu. Aslında biz bunu 2020 yılında planlamıştık. Ancak pandemi yüzünden o sene yapamadık. 2021’de de pandeminin etkileri sürdüğünden yapamadık. Hatta maalesef bizi audit edecek olan uluslararası denetmenlerden bir tanesi pandemide rahatsızlandı. Maalesef aramızdan ayrıldı. Bunlar üyelik süreçlerimizi olumsuz etkiledi, 2 senemiz askıda kaldı. Aslında biz 2023 yılında bir IACS üyesi kuruluş olarak genel kurula gitmek istiyorduk ama hemen hemen üye olduk sayılır. Bunu da söylemiş olayım. 

Neyse ki denetlemeler iyi geçti. Sonra 2023 Ocak ayında Londra’da IACS’ın merkezinde bir toplantı yapıldı. IACS ve DEKRA’nın yetkilileri ile üyeliğimizin son kez üzerinden geçildi. Son olarak da şubat ayında “Türk Loydu’nun kalite sistemlerinin IACS’ın kalitesine uygun olduğunu” IACS bize bildirdi. Bu bizim için önemli bir belge, çok kritik bir noktaydı. İşin yüzde 95’i burada bitti diyebiliriz ama süreç yine de tam olarak bitmiyor. IACS’ın şu anda kendi içinde kuracağı bir inceleme komitesi var. Bu bulguların üzerinden bir daha geçecekler ve bunun 3-6 ay arası iş bitirme süresi var. Ayda bir toplandığı için çok hızlı bitemiyor. Beklentimiz, bu Komite’nin çalışması bittikten sonra konunun IACS Yönetim Kurulu’nun gündemine girmesi ve 2023’ün ikinci yarısında resmî üyeliğimizin açıklanması.

IACS üyeliğine dair bir engelinizin olmadığını söyleyebilir misiniz?

Söyleyebilirim. Şu anda olumsuz bir beklenti yok. Tamamen olumlu yönde gidiyor ama tabii dünyanın bin bir türlü hâli var. Ruslar da mesela IACS üyesiydi bir gecede IACS’tan uzaklaştırıldı üyelikleri askıya alındı. Şu anda IACS’ın 11 üyesi var. Bizim hedefimiz 12’nci üye olmak. 

Peki buna Türkiye tarafında herhangi bir engel var mı?

Nisan ayında Genel Kurul Toplantımız olacak. Tüm bu başarılardan sonra Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu bana bir onur ödülü verdi. 

Nedir o?

Biz ceza verdiler.

Onur ödüllü ceza?

Evet. Bu, aday olmamı engelleyen bir ceza. Ya da öyle görünüyor. Şu an hukukçular tartışma hâlinde. Çünkü cezanın tam bir gerekçesi olmadığından biz iptali için dava açtık. Bu onur cezası bana ve Hakan Akyıldız’a verildi. Açtığımız dava da devam ediyor. 

İçeriği nedir?

Benim anladığım, “Gemi Mühendisleri Odası’nın istekleri doğrultusunda hareket etmemiş olmak” gibi bir durum. Ben de ne olduğunu tam anlayamadım ama kullanılan ifade “Oda’nın iradesi dışında hareket etmiş olmak” gibi bir şey var orada. “Ahlakî yönden uygun hareket etmediğim” iddia ediliyor. 

Ahlâki?

Evet.

Somut gerekçe ne peki?

Gerekçe bu işte. Tam açık değil. Onur Kurulu cezaları içinden en hafif cezayı vermişler. Uyarı cezası. Yazılı uyarı ama bizim senet gereği çok hafif bile olsa, adaylığınız tartışmalı hâle geliyor. 

Bu durumda aday olamıyor musunuz, “Ben Adayım” diyemiyor musunuz? 

Hukukçular, “olabilirsiniz,” diyorlar. Çünkü dava açıldığı bir süreçteyiz. Dava da devam ettiğinden kesinleşmiş olmuyor. Ancak dava biter de verilmiş olan ceza kesinleşecek olursa, olamıyorum ya da olmuşsam o zaman da üyeliğim düşüyor. 

Benim korkum, endişem ve üzüntüm ise Türkiye’de Türk Loydu, Türk denizciliği açısından çok önemli bir kuruluş ve şu anda IACS üyeliği gibi çok büyük bir işi halletmek üzere, son noktasına gelinmiş vaziyette. 

Türk Loydu IACS üyesi olursa büyür ve ilerler ama IACS’ın üyesi olmak çok ince ince, oya gibi işlenmiş bir emek sonucu oluyor. Eğer siz bu kurallara uymazsanız, bu standartlara uygun hareket etmezseniz, bu uluslararası mücadeleyi gereklerine göre yapmazsanız; IACS’ın ön kapısından girer, arka kapısından da olduğu gibi çıkarsınız. Yani içerde kalmak da kolay değil. IACS üyesi olduktan sonra iş bitmiyor ki! Önünüzde çok büyük bir mücadele daha var. Asıl zor mücadele şimdi başlayacak. Türk Loydu’nun kendini uluslararası yapılara göre bir daha yapılandırması, yakın hedef seçtiği ülkelerde branch ofisler, yeni şirketler açması, oralarda personel istihdamı yerleştirmesi, yönetimi var sırada… Bunlar kolay işler değil. Bunları yaparken de “Turquality” gibi bazı devlet desteklerini alabilecek düzeyde hamleler yapması… Bunlar çok ince iş planı gerektiren konular. Yani yalnızca “Ben bu koltukta oturayım.” diye bir kavga içindeyseniz eğer “Ahmet, Mehmet şunu indireyim, ben geleyim. Ona onur kurulundan bir ceza verdireyim, aday olamasın”… Kendinizi daha çok emek, daha çok çaba harcayarak yükseltebilirsiniz. Başkalarını aşağı çekerek ancak yükseldiğinizi zannedersiniz. Kendinizi aldatırsınız. İnsanlar Türk Loydu’nun ilerlemesini, gelişmesini istiyorlarsa vizyoner olsunlar, projeler hazırlasınlar, nasıl yapacaklarını göstersinler ve çıksınlar söylesinler, “Ben Türk Loydu’nu böyle yönetmek istiyorum.” diye… Bakın ben açık söylüyorum; benden daha iyisini yapacak olan varsa, daha güzelini yapacak olan varsa ben çekilirim. O kişilere yardım da ederim.

Yok mu peki? 

Bu kararı verecek olan ben değilim. Genel Kurul’un temsilcileri var. 

Gemi Mühendisleri Odası’nın da Kurul’da ciddi bir ağırlığı var, öyle değil mi? 

Genel Kurul’un temsilcileri bu adayları değerlendirir ve seçer. Genel Kurul’un iradesi esastır. Genel Kurul’daki temsilciler beğenirler veya beğenmezler onu ben bilemem ama önemli olan Türk Loydu’nun geleceği için iyi olanın öne çıkması lâzım. Kim daha çok vizyoner ise kim daha iyi proje hazırlayabiliyorsa, kim Türk Loydu için daha iyi şeyler yapabilecekse onun yapması gerekir. Genel Kurul’daki delegeler de bunu değerlendirecek olan insanlardır diye düşünüyorum. Tabii bunlar benim şahsi fikrim. 

Herkes aday olabilir nihayetinde. Peki kulislerde hangi isimler geçiyor?

Duyduğum bir isim yok ama Gemi Mühendisleri Odası kendi içinde bir ön yoklama mahiyetinde bir seçim yapıyor. Geçen hafta programı açıklamıştı. Sonra bir hafta ötelediler. Kimlerin aday olmak istediği, kimlerin ortaya çıktığı bu hafta orada belli olur. Umarım Türk Loydu için en hayırlısı olur. 

Peki siz MarineDeal News aracılığıyla adaylığınızı tekrar duyurmak ister misiniz?

Benim aday olup olamayacağıma hukukçular karar verecek.

Ne zaman karar verecekler?

Şöyle ki, benim cezamın iptaliyle ilgili zaten bir dava açılmıştı. O dava bizim Genel Kurul’dan önce bitmiş olacak. Yani aday olup olmayacağımı hukuk belirleyecek.

Her şeyin normal şartlarda olduğunu düşünelim. Cem Melikoğlu tekrardan aday mı? 

Normal şartlarda adayım, evet. Benim gönlümde yatan; Türk Loydu’nu IACS üyesi yapmış bir başkan olarak ayrılmak. Açık söylüyorum; hedefim de 2023’e kadar aslında bunu bitirip öyle veda etmekti.

Cumhuriyetin 100’üncü yılında…

Evet, Cumhuriyetin 100’üncü yılında… Hâlâ Cumhuriyetin 100’üncü yılında bunun gerçekleşeceğini de ümit ediyorum. Çünkü bitmek üzere, ucuna kadar geldik. İnşallah hayırlısıyla tamamına erdiririz diyelim. 

Sizin “bu görevde tam mesai ile bulunmanızın ve temsiliyetinizin çok gerekli olmadığına” yönelik tartışmalı iddialar vardı. Hâl böyleyken de “Neden bu kadar maaş alıyor?” üstelik Tüzük’e aykırı konusu devreye girmişti. Bu söylemler için bir şeyler söylemek ister misiniz?

Doğru hep vardı ama 3 dönem üst üste kalabilen bir başkan da olmamıştı. Bir de başkanların çoğu kendi işleri ile uğraşırken arada bir buraya uğrayıp başkanlık yapmaktaydılar. Böyle benim gibi 7/24 kendini Türk Loydu’na adamış bir başkan olduğunu zannetmiyorum. Kimsenin hakkını yemek istemem ama daha önceki sistemler böyleydi. Yani başkan gelir, toplantıya başkan da girer, ayda 1-2 uğrar.

Onlar huzur hakkı alıyor muydu?

Hepsi alıyordu. 

Bu hakkın hukuki olarak bedeli/ederi neydi?

Şimdi şöyle bir durum var. Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak alınan bir huzur hakkı var, yarım asgari ücret. İlave bir görev alırsanız bundan vazgeçiyorsunuz, o zaman yönetim kurulu üyesi olarak huzur hakkı almıyorsunuz. 

İlave bir görevi dışarda alırsanız mı? 

Kurumun içinde. Daha önce Yürütme Kurulu vardı: İktisadî ve İşletme Yürütme Kurulu. Yürütme Kurulu başkanı, başkan yardımcısı olanlar alıyorlardı. Burada daha önce bu görevi yapmış olan herkes Yücel Odabaşı da Mustafa İnsel de Mustafa Zorlu da Tamer Yılmaz da… Bu isimlerin hepsi Yürütme Kurulu Başkanı ve Başkan Yardımcısı olanlardı, huzur haklarını aldılar. Almayan yok. 

Eleştiri konusu, Lütfü Savaşkan Genel Müdür olarak varken, sizin sürekli mesaide olmanızdı… 

Lütfü Bey’in buradaki yeri, görevi ve katkısı inkâr edilemez. Çok değerli bir arkadaşımızdır. Aynı zamanda eski bir Vakıf (TLV) Yönetim Kurulu Üyesi’dir. 2015’te birlikte görev yaptık, sonra o ayrıldı. Daha sonra bizi kırmadı, geldi, Genel Müdür olarak başladı ve şu an da Anonim Şirket’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapıyor. Çok değerli ve çalışkan bir arkadaşımızdır. Onunla uyumlu bir harmonide, birlikte bir işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Türk Loydu Vakfı’nın başarılı olması, ikimiz için de önemli. Burada birinin yapmış olduğu bu başarıyı aşağıya çekmenin, küçümsemenin, birini yüceltmenin bir anlamı yok. Bu tamamen bir ekip çalışması. Ben bu vesileyle Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu başta olmak üzere Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu’na da ve Türk Loydu ailesinin sörveyörlerine, personellerine, çalışanlarına sevgilerimi, saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bu gelinen başarı noktası tamamen bir ekip çalışmasıyla olmuştur. Herkes görevini yapmıştır. Başkan da görevini yaptı, genel müdür de görevini yaptı, sörveyörler de görevini yaptı. Böyle olmasaydı zaten bu noktada olmazdık. 

Kısaca 2022 yılını nasıl bitirdiğinizden ve 2023 yılı hedeflerinizden bahsetmek ister misiniz? 

2023 Nisan’ında seçimli genel kurulumuz var. Umarım sulh içinde, birbirimize sevgi ve saygı içinde ve Türk Loydu için en iyi olacak şekilde geçer. Gerçek dileğim ve isteğim budur. 

Toplantı 27 Nisan’da Türk Loydu’nun Teoman Özalp Konferans Salonu’nda Saat: 13:00’da olacak. Genel Kurul’un iradesi esastır. Ben olurum veya olmam. Beni seçmeyebilirler de. “Sen çok yaptın, biraz kenarda dur artık. Daha gençler, başkaları yapsın” diyebilirler. Benden çok daha iyi adaylar da çıkabilir ki çıkacağına da eminim. İnşallah çıkar. Çünkü burada hedef Cem Melikoğlu’nun görevi sürdürmesi değil, Türk Loydu’nun daha iyiye gitmesidir. Bizlerin de yapması gereken bu sürece yardımcı olmak ama ben 2023 bittiğinde IACS üyesi olmuş bir Türk Loydu görmeyi arzu ediyorum. 2024’te ise dünya çapında büyüme hamlelerini yapmış, belli bazı ülkelerde şirketlerini açmış…

Hem kamu kurumlarında hem özel sektörde, şu an hangi projelerde varsınız? 

Şu anda Türkiye’de endüstriyel anlamda çok fazla proje yok. Akkuyu Nükleer Santrali’nde varız. Denizcilikte ise ağırlıklı olarak savunma sanayinde hizmetlerimiz var. TCG Anadolu’nun DzKK’ya teslimi yeni yapıldı. O da bizim için büyük bir başarıdır. Türkiye’de yapılmış en büyük gemi. Bizim açımızdan oldukça iyi ve başarılı olan bir proje. Türkiye için de önemli bir üretim olduğu inancındayım. 

TCG Anadolu’nun Türk Loydu’na kattıkları neler oldu?

Müthiş. Gerçekten büyük bir gemi, çok amaçlı bir gemi. Yalnızca uçak gemisi değil zaten amfibik hücum gemisi. Birçok yönden kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Bizde işimizi iyi yaptık. Bunun sayesinde bize yurtdışından birçok iş gelmeye başladı. Yabancı ülkelerin savunma sanayi işlerini yapıyoruz. Akıl teri ihracatı yapıyoruz. En değerli ihracat bu. Bir Türk mühendisin fikirleri, ürettiği konular yurt dışında değer görüyor. Ben bundan daha büyük bir mutluluk bilmiyorum. 

FSRU’da da var mısınız?

Türk Petrolleri’nin (TPAO) sondaj gemilerinde varız. Fatih Sondaj Gemisi… Bu gemiler dünyada petrol aramada yüksek teknolojiye sahip gemiler. Türkiye petroldeki krizden faydalanarak çok uygun bir zamanda, çok uygun şartlarla aldı bu gemileri. Bu gemilere çok ihtiyacımız vardı. Şu anda onların belgelendirilmesi Türk Loydu üzerinden yapılıyor. Bu gemiler efektif çalıştırılırsa Türkiye’nin üç tarafı denizlerle kaplı (Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz) ve ben yer altının petrol kaynadığına inanıyorum. Yeter ki doğru arama teknikleriyle bunlara ulaşalım. 

Sivil tarafta öne çıkan bir proje var mı?

Dünyada elektrikli gemi yapılıyor ancak römorkör yapılması zor. Çünkü kısa zamanda çok yüklü güç gerekiyor ve elektrikle bu gücü uzun sürdürmeniz kolay değil. Bunu halledebilen Türk mühendisler var. ZEETUG NAVTEK firması üzerinden Türkiye’de dünyada ilk elektrikli römorkör yapıldı. Bunun da belgelendirilmesi Türk Loydu’nca yapıldı. Aslında çok büyük bir olay. Şimdi ihracata başladılar. Römorkörün elektrikli olması neden önemli? Çünkü römorkörler liman içinde çalışıyorlar. Şehre yakın ve hava kirliliğinde etkili olabilecek bir pozisyondalar. Buradan da çok yakında limanların toptan elektrikli alt yapıyla hizmet vermesine gidilecek. Zaten tüm dünyada bu tür çalışmalara başlandı. Full electrisation adı altında. Bildiğim kadarıyla bütün alt yapıyı elektrikliye döndürmek üzerinde dünya çapında şu an teklifler hazırlıyorlar. Bütün bunların içinde Türk Loydu’nun olması muhteşem bir şey. Hizmet ihracatı böyle oluyor. Sanayi ile birlikte hareket ediyorsunuz, siz belgelendirmesini yapıyorsunuz, onlar üretimini yapıyorlar; bir de bakmışsınız Türkiye bu alanda büyük bir ihracatçı ülke olmuş. 

Kara tarafında ne gibi işlere imza attınız?

Biz denizcilik haricindeki işleri endüstriyel alan diye ifade ediyoruz. Endüstri deyince işin içine karasal işler giriyor. Mesela raylı sistemler seçtiğimiz niş alanlardan bir tanesiydi. Ancak raylı sistemlerde çok fazla ilerleyemedik. Belli başlı yerlerde işler yaptık ama bunlarda daha çok TCDD’nin kendi kadroları var. Onlar üzerinden bu kontrolleri yapmayı tercih ediyorlar. Yeni gelişen raylı sistemler, metrolarda vb. bazı belgelendirme işleri yapmaya çalışıyoruz ama yeni alanlar kolay değildir. Uzun yıllar emek harcarsınız, gelişirsiniz, akreditasyonlarını almak çok uzun yıllar sürer. Bunların belgelendirme yetkilerini aldıktan sonra yeni yeni işler alıp kârlılık elde etmeye başlarsınız. Raylı sistemlerde daha emekleme aşamasındayız. Nükleerde yetkinliğimizi aldık. Türkiye’de bir daha nükleer santral yapılırsa, biz çok daha etkin rol oynayabilecek iş bitirmeye ve belgelendirmelere sahibiz. Hatta yurt dışında yapılan santrallerde şu an yeni işler kovalıyoruz. Eğer alırsak bunlar Türk Loydu’nun cirolarını ikiye üçe katlayabilecek ölçekte işler. Peki, diyeceksiniz ki “Şu anda siz endüstriyel alanda, karasal alanda ne yapıyorsunuz?”.

Karasal alanda da bir belgeye veya üyeliğe ihtiyacınız var mı?

Evet, yapacağınız her işte var. IACS’ın eşdeğeri TIC (Testing Inspection Certification Council)’e üyeyiz. Onun toplantılarına aktif katılıyoruz ama o IACS gibi sektörleri domine eden bir kuruluş değil. IACS’ta özellikle petrol şirketleri IACS’ı forsa ediyorlar. “Ancak IACS’a üye kuruluştan gemi isterim.” diye şartnamesine yazdığı zaman, siz de geminizi IACS üyesi bir kuruluşa klaslatmak zorunda kalıyorsunuz. TIC Council’da henüz o tarz bir yapı kurulmamış ama orada da aktif olmak lâzım. Bizim Türk Loydu olarak zaten kurmuş olduğumuz vizyondaki en büyük hamle uluslararası yapılarda olabildiğince yer alarak Türk Loydu’nun oyun kuruculardan olmasını sağlamak. IMO’ya gönderdiğimiz uzmanlar, eskilere göre çok daha fazladır. Ulaştırma Bakanlığı’yla birlikte hareket ederek, hemen hemen bütün toplantılara Türk Loydu’ndan yetkin arkadaşların gitmesi ve Türkiye adına toplantılarda katılım yapmalarını istiyoruz. Bunun da sebebi, Türkiye’nin oralarda teknik açıdan elinin güçlü olması, oluşturulacak çalışma gruplarında yetkin Türk personelin yerini alması ve Türkiye’nin yeni oluşacak denizcilik mevzuatlarında menfaatlerinin hem teknik açıdan hem diğer yönlerden iyi korunması. Oralarda yer almazsanız eğer, başkaları bir şeyler hazırlıyor, siz onları uygulamak zorunda kalıyorsunuz. Siz de bunların içinde olun, siz de bunlara katkı verin, siz de kural koyuculardan olun. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?

Savunma Sanayii Başkanlığı, STM ve ASFAT üzerinden birçok değişik savunma sanayi hamleleri yapıyor. Yurt dışına ihracat yapmak için… Biz de bu çalışmaların içinde iyi bir partner olarak yerimizi alıyoruz. Türkiye’nin denizcilik alanında uluslararası bir belgelendirme kuruluşu olarak çok güçlü bir rol oynuyoruz. Bunu zaten INSO ve NCSA (Uluslararası Askeri Gemi Emniyeti Birliği)’da Komite Üyesi olarak, uluslararası askeri klaslarda önce Başkan Yardımcısı sonra Başkan olarak gösterdik, uluslararası alanda oyun kurucu olmak diyoruz ya, işte bunlar onlar. Oralarda bu rolleri alarak rüştümüzü ispatladık. Türkiye’nin menfaatleri açısından nerede olmamız gerekiyorsa orada oluyoruz. Bu da bir vizyondur. Diyorlar ya “Başkan ne yapıyor?” diye; başkan vizyonları çizer, stratejileri çizer, bunların uygulanmasını sağlar. Bunların doğru uygulanmasını sağlar. Gerektiğinde günceller. Performanslarını izler, ona göre güncellemeler yapar. Başkanın işi budur. Sonuçta Türk Loydu’nun geldiği bir yer var. Ortada bir başarı hikâyesi var. Bu başarı hikâyesi hiçbir zaman tek başına başkanın eseri değildir. Hiçbir zaman da öyle bir iddiamız olmadı. Bu bir ekip çalışmasıdır, ekibin lideri olarak da bir parça mutlu olmak hakkımız diye düşünüyorum. 

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın