1959 yılında, sıvılaştırılmış doğalgazın gemi ile taşınmaya başlamasıyla, deniz taşımacılığı ve gemi türü çeşitlemesinde yeni bir çağ başlamış; sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve sıvılaştırılmış doğalgaz gemileri (LNGC) günümüzün deniz yolu ile taşınan en önemli yük ve gemi türleri arasında yerini almıştır
ABD’de, 1945 senesinde inşa edilen Marline Hitch isimli kuru yük gemisi, 1958 senesinde geçirdiği tadilat ile tanker haline getirilir. Methane Pioneer ismini alarak ilk sıvılaştırılmış doğalgaz gemisi unvanını alır ve 4,900 tonluk, 5,400 metreküp tank hacmine sahip tanker, ismiyle müsemma ilk seferini 1959 yılında ABD’nin Louisiana Körfezi’nden İngiltere’ye yaparak, dünyanın ilk sıvılaştırılmış doğalgaz seferi ile deniz taşımacılığına yeni bir çığır açar.
Bu tarihten itibaren denizyoluyla LNG (Liquefied Natural Gas) taşıması gelişmiş ve yaygınlaşmış, LNG gemi filosu (günümüzde); 619 gemi ve 92 milyon metreküp toplam taşıma kapasitesi ve 146 adet, 22 milyon metreküp yeni gemi siparişiyle dünya deniz ticaret filosunun çok önemli bir unsuru haline gelmiştir.
LNG, içeriğinde çok az miktarda etan, propan, bütan bulunsa da yoğunluklu olarak metan (CH4) gazı içerir.
Metan gazı; – 162oC’de gaz formundan sıvı formuna geçer ve hacmi de 600 kat küçülür.
Gaz formunda çok büyük hacimler içeren metan, sıvı formunda hacmi 600 kat küçülerek fizibil olarak denizyolu ile taşınabilme olanağı sağlar.
Karada, çokluk toprak altında ve denizde denizaltı boru hatları ile taşınan doğalgazın, boru hattı inşasının zor ve maliyetli olduğu bölgelerde denizyolu ve gemiler ile nakliyesini elzem kılmaktadır.
Doğalgazın çıkarılıp işlenmesi, sıvılaştırılması, nakledilmesi, depolanması ve yeniden gazlaştırılma sürecine LNG değer döngüsü denmektedir.
Bu aşamalar;
- Arama ve çıkarma,
- Sıvılaştırma ve depolama,
- Nakliye,
- Depolama ve yeniden gazlaştırma olarak tanımlanabilir.
Yüzer Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU-Floating Storage and Regasification Unit)’nin endüstride yerini alması 2001 yılında El Paso’nun Gulf Gateway Projesi için Excelerate Energy ile yaptığı ilk FSRU inşa kontratıyla başlamıştır. Konvansiyonel kara terminallerine alternatif olarak ortaya çıkan FSRU tesisleri, kara tesislerine oranla daha kısa sürede inşa edilebilir olmaları, hareket kabiliyetleri ve daha uygun inşa maliyetleri nedeniyle zamanla yaygınlaşmışlardır.
FSRU; özel LNG gemisi ya da yüzen LNG terminali olarak adlandırılabilir.
FSRU’lar esas olarak kara terminalleriyle aynı teknolojiyi kullanmaktadırlar. Kara terminalleri ile FSRU arasındaki en belirgin fark, FSRU ekipmanlarının denizcilik ve gemi inşa operasyonlarına uygun hale getirilmiş olmalarıdır.
Yeni inşa FSRU’lar da kullanılan ekipmanlar kompakt hale getirilmiş olup kara terminallerine göre daha az hacim kaplarlar.
Özellikle LNG ithal eden ülkeler açısından, depolama ve yeniden gazlaştırma aşaması büyük önem arz etmektedir. Zira depolama kapasitesinin yetersiz kalma durumunda enerji talebinin karşılanmasında problemlerin oluşması, özellikle kalkınmakta olan ülkelerin sanayisini olumsuz yönde etkilemektedir.
Son yıllarda yaptığı enerji yatırımlarıyla adından söz ettiren Türkiye, kısa vadede LNG depolama kapasitesini artırabilmek ve gerekli enerji arzını karşılayabilmek için FSRU tesis yatırımları yapmıştır.
Bunlarda ilki özel sektör tarafından İzmir-Aliağa’da (Etki Liman) diğeri ise Hatay-Dörtyol bölgesinde konumlandırılmış ve hâlihazırda servis vermektedir.
FSRU ana işlev ve operasyonu
LNG deniz dolum/tahliye kolları veya kriyojenik LNG hortumları vasıtasıyla FSRU tanklarına aktarılır. LNG tankı içinde bulunan düşük basınç pompaları (LP pump) likit LNG’yi re-condensere transfer eder. Tanklarda oluşan kaynama gazı (boil-off gas–BOG) da BOG kompresörleri vasıtasıyla re-condensere gönderilir. Re-condenser’de basınçlı BOG ve likit LNG temas halinde bulunur. Bu aşamada basınçlı BOG yoğuşarak re-condenser haznesinde sıvı halde kalır. Re-condenser haznesindeki sıvı LNG yüksek basınç pompaları (HP pump veya send out pump) vasıtasıyla gazlaştırma ünitesine transfer edilir. Bu ünitede gazlaştırılan ve istenilen sıcaklık değerine ulaştırılan gaz sayaçtan geçirilerek ana şebekeye gönderilir.

Sonuç
Küresel doğalgaz ve LNG kullanımı, denizyolu ile nakliyesi, gemilerde stoklanması ve yeniden gazlaştırılması (FSRU) hızla yaygınlaşmaktadır.
Doğalgazın; kükürtdioksit (SO2), azotoksit (NOx), parçacık madde (Particulate Matter) içermemesi ve yanma sonucu oluşan karbondioksit (CO2)’in kömürün yanması sonucu oluşan karbondioksitin yarısı, petrol ürünlerinin (fuel oil/gas oil) yakılması sonucu oluşan karbondioksitin yüzde 70’i kadar olması, yenilenebilir enerjinin yaygın olarak kullanılmasına kadar “köprü enerji” olarak değerlendirildiğini de göz önünde tutmamız gerekiyor.
Yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye gibi LNG ithâl eden ülkeler açısından FSRU yatırımları son derece önemlidir.
FSRU’nun her ne kadar ana işlevi, tanklarına aldığı LNG’yi yeniden gazlaştırarak ülke boru gaz hattına vermek ise de ekonomik olarak spot piyasadan ucuz gaz almak, terör, ülkeler arası sorunlar gibi nedenlerle işlevsiz hale gelebilecek boru hatlarına alternatif tedarik kaynağı oluşturmakta ve ana işlevi kadar önem arz etmektedir.
Küresel hizmet veren FSRU sayısı 36 gemi ve sipariş adedi de 10 gemidir.
Bu gemilerin her birinin değeri 225 ila 250 milyon dolar arasındadır.
Türkiye ise iki FSRU gemisine sahiptir.
İzmir-Aliağa, Etki Liman’da (özel sektör) hizmet veren FSRU gemisi Panama bayrağı taşımaktadır. İşletmesi 5 yıllığına bir Norveç firmasına verilmiştir ve gemi personelinin yüzde 90’ı yabancıdır.
Bu yıl sonu Hatay-Dörtyol’a gelerek hizmet verecek, mülkiyeti bir kamu şirketi Botaş’a ait Ertuğrul Gazi FSRU gemisinin bayrağı Bahama’dır. Geminin işletmesi yine aynı Norveç şirketine verilmiş olup personelinin tamamı yabancı gemi adamlarıdır.
Özel sektörün ve kamu sektörünün Türk kara sularında görev yapacak gemilerine yabancı bayrak çekip yabancı işletmeye verip yine yabancı gemi adamı çalıştırması anlaşılır ve kabul edilebilir değildir.
Bu kararı veren yöneticilerin, gemi işletilmesi ve FSRU gibi stratejik bir gemi işletmesinin önemini kavrayamamış oldukları düşüncemizi yinelemek istiyoruz.
Genelde, karaya bağlı olarak hizmet verecek bu gemilerin arz güvenliği için yerli personel ve yerli şirketçe yapılmasının önemi; herhangi bir ambargo, salgın hastalık (Covid-19), ülkeler arası sorunlar gibi durumlarda yabancı işletme ve yabancı personel çekilmek zorunda kalınabileceği ya da ulaşım sorunu yaşanabileceği göz önüne alınmalıdır.
Kaldı ki günümüzde LNG gemilerinde çalışan Türk kaptan ve başmühendisler bu gemilerde görev alabilmek için teklif beklemekte ancak talepleri dikkate alınmamaktadır.
Aklıselimin mutlaka bir gün galip geleceğine inanıyoruz.
Bu yazının hazırlanmasında özellikle ‘FSRU döngüsüne’ katkılarından dolayı değerli kardeşim Ertuğrul Mollaahmetoğlu’ya teşekkür ederim.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.