“Yarınımız dünden daha iyi olacak”

MDN İstanbul

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan gazetemize çok önemli açıklamalarda bulundu ve   “Hükümetimizin eylem planında hem gemi inşa sanayi hem yan sanayi hem de gemi geri dönüşüm sanayii ile ilgili önemli hedefler yer alıyor. Türkiye Tersaneler Mastır Planının sonuçları değerlendirilerek başta Ceyhan yöresinde olmak üzere yeni tersaneler kurulacaktır. Yeni teşvik sisteminin ise yakın zamanda Sayın Başbakanımız tarafından açıklanacağını burada sizlerle paylaşıyorum” dedi

“Unutmayalım, krizden hükümetle Türk özel sektörü el ele, birlikte çıkacaktır. Çünkü, hepimiz aynı gemideyiz” diyen Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan gazetemize çok önemli açıklamalarda bulundu. Zafer Çağlayan, devlet desteği ve yardım paketleri konularının tartışıldığı şu günlerde “Hükümet olarak uygulamaya koyduğumuz önlemlerin pek çoğu denizcilik sektörünü de kapsamaktadır. Sektöre sahip çıkılması gerektiğine ve denizcilik sektörünün uluslararası alandaki itibarının devam ettirilmesinin önemine inanmaktayız” diyerek hükümetin sektörün yanında olduğu mesajını verdi.  Zafer Çağlayan ayrıca, Bakü-Ceyhan ve Musul-Kerkük boru hatlarıyla Ortadoğu ve Kafkasya petrollerinin denize ulaştırmasına dikkat çekerek, Türk denizcilik sektörünü kriz sonrasında büyük fırsatların beklediğini vurguladı.

“Eğer önlem alınmazsa yarınımız bugünden kötü olacak” diyen Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’ın açıklamalarına göre navlun fiyatlarında 95 erime oldu ve gemi inşa sanayi son 9 ay içinde yalnızca 12 yeni gemi inşa siparişi alabildi. Dünya’da hem ekonomik hem de siyasi açıdan, çok garip ve beklenmedik olaylar  oluyor. Üretim ve ticarette yaşanan büyük düşüşlerden de ilk elde denizcilik sektörü etkileniyor. Bu yüzden Çin, Hindistan ve İsveç gibi birçok ülke gemi inşa sektörünü desteklemek için art arda çeşitli önlem paketleri hazırladılar. Peki ya Türkiye? Sizce Türkiye,  denizcilik sektörünü desteklemeli mi?
Bana göre, “YARINIMIZ DÜNDEN DAHA İYİ OLACAK”tır… Bunu da 27 yıllık sanayicilik yapmış, 12 yıl Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yapmış ve bugün de Sanayi ve Ticaret Bakanı görevinde bulunan biri olarak söylüyorum.
Evet, Türkiye’nin yarını dünden daha iyi olacaktır. 86 yıllık Türkiye Cumhuriyeti geçmişine baktığımızda gelişmelerin, verilerin hep bu yönde olduğunu görüyor ve biliyoruz. Unutmayalım, 86 yıl önce Cumhuriyet ilan edildiğinde, Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmış, doğru dürüst sanayii, üretimi olmayan, toplu iğneyi bile yurtdışından ithal eden bir ülkeydik.
Oysa bugün, 659 milyar dolar GSMH ile, dünyanın 17. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiyiz. 2008 yılı sonu itibariyle 132 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirmiş bir ülkeyiz, üstelik ihracatımızın yüzde 80’den fazlasını sanayi ürünleri oluşturuyor ve bu 132 milyar doları aşan ihracatın yarısından fazlasını Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapıyoruz. Türkiye’nin geleceğinin daha iyi olmasına inanmamı sağlayan nedenlerden birincisi bu.
İkinci bir neden de şu; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak hazırladığımız Girişimci Bilgi Sistemi’dir. Girişimci Bilgi Sistemi’yle Türkiye çapında faaliyet gösteren 2 milyon 10 bin 377 işletmenin MR’ını çektik. Ekonomimizi adeta kılcal damarlarına kadar 3800 sektör bazında izleyebiliyoruz. Artık ülkemizin neresinde, hangi sektörde kaç işletme var, kaç kişi istihdam ediyor, ne kadar üretim yapıyor, ne kadar kar ediyor, borcu, alacağı ne kadar; hepsini biliyoruz. Kapasitesi ne kadar, ne kadar elektrik tüketir, ne kadar iç satış, ne kadar ihracat yapar, çalışanlarına ne kadar ücret öder biliyoruz.
Bu veriler de gösteriyor ki, “Türkiye’nin geleceği yarın daha iyi olacaktır” diyorum.
Hükümet olarak Türkiye’nin dünyanın yaşadığı bu küresel finans krizinden en az etkilenmesi için tedbirleri peyderpey aldık, uygulamaya koyduk. Örneğin, SSK işveren payından 5 puanlık indirimi gerçekleştirdik. İstihdamın üzerindeki yükleri azalttık, zorunlu istihdamı kaldırdık. Vergi borçlarını vadelendirdik, varlık barışı kanununu çıkardık. Ar-Ge Kanunu’yla araştırma ve geliştirme faaliyetlerini ve bu alanda çalışanlara vergi muafiyetleri getirdik. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak da pek çok tedbiri uygulamaya başladık, “SIFIR” faizli cansuyu kredileriyle KOB’lerimize, işletmelerimize, esnaf ve sanatkarlarımıza kredi sağladık. Sicil Affı’nı çıkardık.
Hem hukuki düzenlemeleri, hem alt yapı düzenlemelerini gerçekleştirirken yeni teşvik sistemi üzerinde de çalışmalarımızı son noktaya getirmiş bulunuyoruz. Türkiye’nin yeni teşvik sistemi, sektörel, bölgesel ve proje bazlı olacaktır.
Girişimci Bilgi Sistemi verileri doğrultusunda ve Bakanlığımız koordinasyonunda hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi çerçevesinde yeni hazırlanan teşvik yasasının  ülkemizin bölgesel gelişmişlik farklılıkları dikkate alınarak ve ayrıca bölgesel sektörel ve proje bazlı uygulanmasının da gerekliliği göz önünde bulundurularak hazırlanması hususunda Bakanlığımızca katkı sağlanmış ve son aşamaya gelinmiştir.

Teşvik Yasası hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yeni teşvik sisteminin yakın zamanda Sayın Başbakanımız tarafından açıklanacağını da burada sizlerle paylaşıyorum.
5084 Sayılı Teşvik Yasası’na uygun olarak yatırım ve bu teşviklerden yararlanmakta olan işletmelerimiz için 5084 sayılı Teşvik Yasası’nın süresinin 1 yıl uzatılması üzerinde de çalışmalar sürmektedir.
Gerek 9. Kalkınma planında ve gerekse Hükümetimizin eylem planında gemi inşa sanayi ile ilgili önemli hedefler yer almaktadır. Çünkü, Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle yoğun bir deniz trafiği ile karşı karşıyadır. Özellikle Bakü-Ceyhan boru hattının Akdeniz ayağında büyük ölçüde gemi bakım onarım talepleri ortaya çıkacağı göz önüne alındığında bu ihtiyacı karşılayabilecek tersanelerin kurulması ile ülkemiz gemi bakım-onarım sektöründe de önemli bir pazar payına kavuşacaktır.
Bu kapsamda; gemi inşa sanayinin yerli katkı oranını yükseltmek üzere AR-GE alt yapısı güçlendirilecek ve gemi yan sanayi geliştirilecektir.
Gemi ve yat inşa sanayinde kullanılan başlıca ithal ürünler tespit edilerek bunların yerli üretim imkanları ile karşılanmasına yönelik araştırma yapılacaktır.
Mevcut gemi yan sanayi tesisleri tarafından üretilen ürünlerin sertifikalandırılmasındaki problemler araştırılacak ve problemlerin çözümüne yönelik tedbirler uygulamaya geçirilecektir.
Gemi yan sanayi dışında üretim yapan imalat sanayinin gemi yan sanayi ürünlerini üretmelerini teşvik etmeye yönelik tedbirler belirlenecektir.
Türkiye Tersaneler Mastır Planının sonuçları değerlendirilerek başta Ceyhan yöresi olmak üzere yeni tersaneler kurulacaktır.
Gemi Geri Dönüşüm Sanayini desteklemek amacıyla geri dönüşümü yapılacak ithal gemilerle ilgili gümrük mevzuatlarındaki sorunlar çözülecektir.

Eğer hükümet denizcilik sektörüne yönelik bir destek paketi hazırlarsa bu paket neleri kapsamalı? Sizce alınacak en acil önlemler ve öncelikli desteklenecek alanlar neler olmalı?
Yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye ekonomisini bir bütün olarak ele alıyor, bütün sektörlerimizin dünyanın yaşadığı küresel finans krizinden en az şekilde etkilenmesini sağlamaya çalışıyoruz. Hükümet olarak uygulamaya koyduğumuz önlemlerin pek çoğu denizcilik sektörünü de kapsamaktadır. Ayrıca, ihtiyaç duyulması halinde de yeni ek tedbirler ve paketlerde uygulamaya konulacaktır. Dünyanın yaşadığı ve ülkemiz işletmelerinin de etkilendiği bu ortamda öncelik mevcut istihdamı, mevcut ekonomik düzeni korumaktır. Alınan tedbirlerin hepsi bu mantık çerçevesinde alınmış ve uygulanmaktadır. Sadece bir sektöre özgü hazırlanan destek bir atımlık barut olacağından, resmin parçaları yerine bütününe bakmakta yarar görüyoruz. Bu nedenle makro düzeyde önlemler bütün sektörlere etki yapacaktır. Örneğin SSK işveren payında 5 puanlık indirim gibi.
Bilindiği gibi Denizcilik Sektörü, Bakanlığımıza bağlı olmamakla birlikte, bu sektörün sıkıntılarını ilgili yerlere taşımayı görev edinmiş bulunmaktayız. Bu bağlamda sektöre sahip çıkılması gerektiğine ve Denizcilik Sektörünün uluslararası alandaki itibarının devam ettirilmesinin önemine inanmaktayız.
Gemi inşa sanayinde ilk defa 6-7 yıllık bir devamlılık yakalanmış ve kalite yönünden yüksek bir rekabet gücüne erişilmiştir. Bu rekabet gücünün artarak sürdürülmesi en büyük temennimizdir. Bu çerçevede sektörün sorunlarına duyarlı olmak ve bu sorunları karar mekanizmalarına taşımak amacıyla; 13/11/2008 tarihinde Bakanlığım çatısı altında Denizcilik Sektörü temsilcileri ile birlikte bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantının gündemini büyük ölçüde global krizin sektöre etkileri oluşturmuştur.
Sadece denizcilik sektörünün değil bütün reel sektörün global krize yönelik sorunlarını ve çözüm önerilerini gerek Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve gerekse Bakanlar Kurulu çatısı altında görüşmekte ve değerlendirmekteyiz.
19/01/2009 tarihinde gerçekleştirilen son Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında Denizcilik Sektörü temsilcileri tarafından global kriz ekseninde karşılaşılan sorunlar ve kamudan talepler dile getirilmiştir.
Gündeme getirilen konularla ilgili kısa sürede sonuç alınabilmesi için Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı’nın koordinasyonunda DPT, Maliye ve Hazine Müsteşarlarından bir çalışma grubu oluşturulması kararlaştırılmıştır. Çalışma grubu, diğer kamu kurumları ve özel sektör temsilcileriyle birlikte çalışarak bir “Sektörel Tedbir Paketi” hazırlamakla görevlendirilmiştir.
Ayrıca bu toplantıda, Denizcilik Sektörüne ilişkin Strateji Belgesi hazırlanması görevi Ulaştırma Bakanlığımıza verilmiştir.

Bazı sanayiciler, “İşadamı batmışsa dükkanı kapatsın ve gitsin” gibi bir tutum içinde. Bu görüş şu anki konjonktürde geçerli mi?
Bu görüş sadece bu andaki konjonktürde değil, ekonomik aktivitelerin normal seyrinde devam ettiği zaman da bana göre geçerli bir görüş değildir. Çünkü, bir işletmeyi kurmak, büyütmek, geliştirmek çok zor ve meşakkatlidir. İşletmelerimiz Türkiye ekonomisinin temel taşlarıdır ve kapanan her bir işletme Türkiye ekonomisinden  kopartılan bir taştır. İşletmelerin kapanmasını değil, işletmelerin KOBİ’likten kurtulup, büyümesini, ömürlerinin 3 yıl, 5 yıl değil dünya örneklerinde olduğu gibi asırlık olmasını istiyoruz. Bugün gelişmiş ülkelerde 100 yılı aşkın, 200 yılı aşkın ticari faaliyette bulunan işletmeler bulunurken ülkemizde 100 yılı aşkın faaliyette bulunan işletme sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Gelişmiş ülkelerde asırlık işletmelerin ekonomiye yaptığı katkının ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, işletmelerin kapanmasını değil, büyüyüp gelişmelerini istiyoruz.

Eğer devlet herhangi bir şekilde denizcilik sektörünü desteklemezse, Metin Kalkavan’ın “Yarınımız bugünden kötü olacak” sözü gerçekleşir mi? İstihdamı yoğun bir sektör olan gemi inşa sektörünü sizce nasıl günler bekliyor? Sektörün krizden kendi çabalarıyla çıkması mümkün değil mi?
Sorunuzun birinci bölümüne girişte yanıt verdim, ancak bir kez daha tekrarlıyorum: “TÜRKİYE’NİN YARINI BUGÜNDEN ÇOK DAHA İYİ OLACAKTIR” Hele hele, 1994 krizini yaşamış, 1998 ve 2001 krizinden dersler alarak ekonomisini güçlendirmiş bir Türkiye, bu krizden de çıkacaktır. Krizden en az etkilenerek çıkacak ülkelerin başında geldiğimizi sadece biz değil dünyanın önde gelen iktisatçıları da söylemektedir. Unutmayalım, dünyada ve Türkiye’de yaşanan bütün krizler geçmişte olduğu gibi sona erecektir. İşte asıl yapılması gereken, kriz sonrasına odaklanmak, kriz sonrası stratejileri oluşturmaktır. Denizcilik sektörümüzün 2001 krizi sonrasında gerçekleştirdiği büyüme bunun işaretlerini de ortaya koymaktadır.  Türkiye tersaneleri, dünya sıralamasında 2002 yılında 23. sırada yer alırken 2006 yılında 8. sıraya kadar yükselmiştir. Ayrıca Türkiye mega yat siparişi alan ülkeler sıralamasında da 3. sıraya yükselmiş olup, bu alanda da yüksek bir pazar payına sahiptir. 2008 yılında 33 bin kişiyi aşkın istihdam rakamıyla, gerçekleştirdiği ihracatla, Türkiye ekonomisinde önemli bir konumda bulunan denizcilik sektörümüzü kriz sonrasında büyük fırsatların beklediğini belirtmek isterim. Güvenli enerji koridoru olan, Bakü-Ceyhan ve Musul-Kerkük boru hatlarıyla Ortadoğu ve Kafkasyanın petrollerininin denize ulaştırmamız nedeniyle denizcilik sektörümüzü büyük fırsatlar beklemektedir. Kriz sona erdiğinde, dünya yeniden tüketmeye başladığında, petrole olan ihtiyaç gün geçtikçe arttığına göre Türkiye denizcilik sektörü bu krizden çıkacaktır. Unutmayalım, krizden hükümetle Türk özel sektörü el ele, birlikte çıkacaktır. Çünkü, hepimiz aynı gemideyiz.

Bunu Paylaşın