Türkiye kıyılarının yüzde 60’ı vibro bakterisi için elverişli

MDN İstanbul

Temiz Hava Hakkı Platformu, 1823 yılından beri dünyanın en prestijli ve etkili hakemli tıp dergilerinden biri olan Lancet’te yayımlanan yeni bir araştırmayı kamuoyuyla paylaştı. İklim değişikliğinden kaynaklanan geniş çaplı sağlık etkilerini inceleyen araştırma, artan sıcaklıkların ve hava kirliliğinin bugün doğan bir çocuk için yaşam boyu sağlık etkileri olduğunu gözler önüne seriyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun açıklamasına göre, Lancet’te yayımlanan “Lancet Geri Sayım” adlı yeni rapor, iklim değişikliğinin halihazırda çocukların sağlığına zarar verdiğini ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılamadığı durumda bir neslin tamamının refah seviyesini etkileyeceğini ortaya koyuyor.
Rapor küresel ölçekte Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen iklim hedeflerine ulaşmak ve gelecek neslin sağlığını korumak için, enerji sektöründeki dönüşüm gereksiniminin altını çiziyor. Küresel ısınmayı en fazla 1,5°C ile sınırlamak için CO2 emisyonlarında 2019-2050 arasında yıllık en az yüzde 7,4 azaltım gerekiyor.
Yüksek karbon emisyonları ve iklim değişikliğinin mevcut şekliyle devam ettiği bir senaryoda bugün dünyaya gelen bir çocuk, 71’inci yaş gününde yaklaşık 4˚C ısınmış bir dünya ile karşılaşacak. Bu durum, gelecek neslin sağlığının, hayatlarının her aşamasında tehdit altında olması anlamına geliyor.
Raporun öne çıkan bulguları şöyle:
n Bugün doğan bir çocuk, fosil yakıtlar ve artan sıcaklıkların etkisiyle ergenlik ve yetişkinlik dönemleri boyunca daha fazla toksik hava soluyacak. Bu durum, özellikle akciğerleri gelişmekte olan gençlere zarar veriyor. Bu nedenle hava kirliliği, akciğer işlevinin azalmasına, astımın ilerlemesine, kalp krizi ve felç riskinin artmasına sebep oluyor.
n Bugün doğan çocuklar ergenlik dönemine geldiklerinde hava kirliliğinin etkisi daha da artmış olacak. Modelleme çalışmalarına göre 2016’da dünya genelinde fosil yakıtlardan kaynaklı hava kirliliği (PM2,5) nedeniyle 440 bini kömür üretimi ve tüketiminden olmak üzere 2,9 milyon erken ölüm gerçekleşti. Türkiye’de ise fosil yakıt kaynaklı hava kirliliğine bağlı erken ölümler 11 bini kömür kaynaklı olmak üzere toplam 26 bin.
n Sıcaklık artışının, yetersiz beslenme ve artan gıda fiyatları gibi sonuçlarının yükünü en çok çocukların taşıyacağı öngörülüyor. Küresel ölçekteki verim potansiyeli geçtiğimiz 30 yılda, mısırda yüzde 4, kışlık buğdayda yüzde 6, soya fasulyesinde yüzde 3 ve pirinçte yüzde 4 gerilemiş durumda.
n Bulaşıcı hastalıklardaki artıştan en çok etkilenecek kesimin de çocuklar olması öngörülüyor. Enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına sebep olan iklim koşulları açısından 2018 yılı kayıtlara geçen en kötü ikinci yıl oldu. İklim değişikliği, iklim değişikliğine duyarlı enfeksiyonlar olan sıtma ve deng ateşi gibi hastalıkların yanı sıra vibrio bakterisinin birçok türü, deniz yüzey ısısı ve tuzluluğundaki değişiklikler nedeniyle yaygın enfeksiyonlara neden oluyor. Türkiye’de ise kıyı bölgelerinin yüzde 60’ının ishalli hastalıklara yol açan Vibrio bakterisi için elverişli olduğu tespit edildi. Bu oranın 1980’li yıllara göre yüzde 10 arttığı görülüyor.
n Paris Anlaşması’nın uygulanması, bugün doğan bir çocuk 31 yaşına geldiğinde, küresel ölçekte 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşıldığı bir dünya anlamına geliyor. Bu durum, gelecek nesiller için daha sağlıklı bir geleceğin güvence altına alınmasını sağlıyor.
Hava kalitesinin kötüleşmesi kalp ve akciğer sorunlarını
tetikleyecek

Küresel çapta kömür dahil fosil yakıtlardan kaynaklı CO2 emisyonu 2016-2018 arasında yüzde 2,6 artış gösterdi. Fosil yakıtlar içinde sadece kömürden kaynaklı hava kirliliğinin 2016’da yaklaşık 1 milyon erken ölüme neden olduğu hesaplandı. Küresel ölçekte tüm fosil yakıtlardan kaynaklanan erken ölümler (PM2,5 kirleticilerine bağlı) ise 2,9 milyona ulaştı.
Bugün doğan bir çocuk 31 yaşına geldiğinde emisyonlar sıfırlanmış olmalı
Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir dünya, bugün doğan bir çocuğun, İngiltere’de altı yaşına geldiğinde kömür kullanımının sonlandığı; güneş ve rüzgâr enerjisi kullanımı sebebiyle tüm ülkenin havasının daha temiz olduğu bir dünya anlamına geliyor.
Fransa’da ise bugün doğan bir çocuk 21 yaşına geldiğinde benzinli ve dizel araç satışı yasaklanmış olacak. Aynı şekilde Paris Anlaşması, bugün doğan bir çocuğun 31 yaşına geldiğinde, gelecek nesillerin daha temiz hava, güvenli içme suyu ve besin değeri yüksek gıdaların güvence altına alındığı, küresel ölçekte 2050 net sıfır hedefine ulaşıldığı bir dünyada yaşaması anlamına geliyor.
Raporu değerlendiren Temiz Hava Hakkı Platformu Halk Sağlığı Uzmanları Derneği temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, “Lancet Geri Sayım 2019 Raporu’nun, iklim değişikliğinin toplumdaki savunmasız ve kırılgan gruplar olan bebek ve çocuklar, ergenler, kadınlar, yaşlılar üzerindeki etkilerine yer verdiğini görüyoruz. Özellikle iklim değişikliğinin çocuklar üzerindeki uzun dönemli ve kalıcı etkilerini vurgulayan rapor hiçbir çocuğun sağlığının iklim değişikliği nedeniyle etkilenmemesi gerektiğini belirtiyor. Vücutları ve bağışıklık sistemleri hala gelişmekte olan çocuklar, iklim değişikliği ve dış ortam hava kirleticilerine karşı daha duyarlılar. İklim değişikliğine sebep olan emisyonların en büyük kaynaklarından biri olan kömürden elektrik üretiminin yarattığı hava kirliliği, akciğer işlevinin azalmasına, astımın kötüleşmesine, kalp krizi ve felç riskinin artmasına sebep oluyor. Erken çocukluk döneminde iklim değişikliğinin oluşturduğu sağlık etkileri yaşam boyu birikimli olarak devam ediyor.
Lancet raporu yazarlarının belirlediği dört temel eylem alanından ilki dünya çapında kömürlü termik santrallerin tamamının hızla ve acilen kapanmasını sağlamak. Türkiye ise mecliste ülkenin en eski kömürlü termik santrallerinin 2,5 yıl daha filt-resiz çalışmaya devam etmesini tartışıyor. TBMM Şubat 2019’da bu maddeyi geri çekmiş ve bir daha gündeme getirmeyeceğine söz vermişti. Temiz hava haktır, bu nedenle tüm milletvekillerimizi halk sağlığını korumaya ve Madde 50’yi reddetmeye çağırıyoruz,” dedi.
Lancet 2019 Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım Raporu (Lancet Countdown), beş temel alanda 41 gösterge hakkındaki en güncel verileri sunuyor. Bu alanlar, iklim değişikliğinin etkileri, maruz kalma şiddeti, kırılganlıklar; sağlık sektöründeki uyum, planlama ve dirençlilik; azaltım eylemleri ve sağlık sektöründeki kazanımların yan faydaları; ekonomi ve finans, kamusal ve politik yükümlülükler olarak belirtiliyor. Proje, aralarında Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası, University College London ve Tsinghua Üniversitesi’nin de bulunduğu 35 kurumdan 120 uzmanın işbirliğiyle gerçekleştirildi
2020 yılında yürürlüğe girecek Paris İklim Anlaşması, 195 ülke tarafından imzalanmış durumda. Anlaşma küresel ortalama sıcaklıklardaki artışı, Sanayi Devrimi öncesindeki seviyesinden en fazla 2°C ile sınırlayarak, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmayı hedefliyor. Anlaşmanın hedefleri arasında küresel ısınmayı 1,5°C’nin altında tutmak da yer alıyor. Ancak, bu hedeflere nasıl ulaşılacağı ve tüm ülkeler tarafından nasıl finanse edileceği belirsizliğini koruyor.
Bunu Paylaşın