Türkiye çalışmada birinci, maaşta sonuncu

MDN İstanbul
  • |

Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan Türkiye, çalışan ve emekli hakları açısından ise son 25 yıldır Avrupa’da sonuncu, dünyada en kötü 10 ülke arasında yer alıyor. Çok çalışıp değer üreten insanımızın pastadaki payı neden en az…  GSYH’miz nereye uçuyor?

Osman Karabacak

Ülkemiz Dünya Bankası verilerine göre, 2002 ile 2022 yılları arasında ortalama yüzde 5,4 olarak gerçekleşen reel gayrisafî yurtiçi hasıla (GSYH) artışı ile kişi başına düşen gelirini (reel bazda) iki kattan daha fazla artırdı. Türkiye, IMF'ye göre de 2023 itibariyle 1,024 trilyon dolarlık GSYH’sı ile dünyanın 17’nci büyük ekonomisi ve OECD ile G20 üyesi.

BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) 2023-2024 İnsanî Gelişme Raporu'nda (İGR) yer alan İnsanî Gelişme Endeksi'nde (İGE) ise, ülkemiz 193 ülke arasında 45'inci sırada yer alıyor. Yani çok üretip az kazanıyoruz.

İşçi maaşlarında en kötü 10 ülke arasındayız

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından hazırlanan Küresel Haklar Endeksi 2024’e göre Türkiye; Myanmar, Guatemala, Filipinler, Esvatini (Afrika’da bir ülke) Bangladeş, Ekvator, Belarus, Tunus ve Mısır ile birlikte çalışan insanlar için en kötü 10 ülkeden biri.

Yine rapora göre; “işçilerin haklarının ve özgürlüklerin yıllardır aralıksız olarak saldırıya uğradığı, hak ve özgürlükler baskı altına alındığı, sendikalaşma girişiminde bulunan işçilerin sistematik bir şekilde işten çıkarıldığı” Türkiye, 2016’dan beri dünyada işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasındaki yerini koruyor. Rapordaki, “işçilerin ürettiği değer ile aldıkları ücret arasındaki farktır ve yüksek oran, sömürüyü gösterir,” tespiti de dikkat çekiyor.

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Küresel Haklar Endeksinin bir kez daha malumu ilan ettiğini belirterek, “Türkiye’de sendikaya üye olma hakkı, sendika kurma hakkı, toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı başta olmak üzere pek çok temel hak saldırı altındadır. Bunun sonucunda milyonlarca işçi düşük maaşlara, kötü çalışma koşullarına, uzun mesai saatlerine, iş kazalarına ve iş cinayetlerine mahkûm edilmektedir. Her şeye rağmen on binlerce işçi sendikalaşma ve hakları için mücadele etmeye devam etmektedir. Bu endeks hem hak ihlallerini hem de işçilerin onurlu direnişini göstermektedir,” ifadelerini kullandı.

2016 öncesi üretim-kazanç tablosu da kötü

Sciencedirect internet sitesinde Aralık 2023’te yayınlanan “43 ülkede kalkınma ve sömürü, 2000–2014” başlıklı araştırma, Türkiye’de 10 yıl hattâ 20 yıl önceki çalışma ve kazanç şartlarının en kötü olduğu ve çalışanların üretimden en az pay aldığı 2'nci ülke.

Sciencedirect internet sitesinde Aralık 2023’te yayınlanan “43 ülkede kalkınma ve sömürü, 2000–2014” başlıklı araştırma, Türkiye’de 10 yıl hatta 20 yıl önceki çalışma ve kazanç şartlarının da çok orantısız olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, Türkiye en büyük ekonomik büyümelerin yaşandığı 2000-2014 yıllarında da Meksika’dan sonra şartlarının en kötü olduğu ve çalışanların üretimden en az pay aldığı 2'nci ülke oldu.

Araştırmada bunun sebebi olarak, düşük ücretler ve yüksek üretkenlik farkı gösterildi. GSMH açısından dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye, 2025’te 22.104 lira asgarî ücret ile dünyada 46'ncı sırada. ancak üretkenlik 2015’e göre yüzde 124,8 arttı.

İnan Mutlu: “Türkiye çalışanlar için cehennem”

Araştırmada, “Zayıf işçi hakları ve küresel rekabet bu durumu körüklüyor. Bazıları bunun gelişim sürecinin parçası olduğunu savunsa da, veriler sömürünün yoğun olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin turizmde 5'inci olmasına rağmen ücretler düşük kalıyor,” ifadelerine yer verildi.

Araştırmayı sosyal medya hesabından paylaşan ODTÜ’lü siyasal iktisatçı İnan Mutlu, “Türkiye çalışanlar için hakikaten cehennem. Artık dünyanın en prestijli iktisat dergilerinde sömürü oranı en yüksek ülkeler arasında gösteriliyoruz. İncelenen 43 büyük ülke ekonomisi arasında sömürü oranının yüksekliğinde Meksika'dan sonra ikinciyiz. Türkiye'deki emek rejimi Çin, Tayvan, Güney Kore gibi ülkelere rahmet okutuyor,” yorumunda bulundu.

İşçi ücretlerde Avrupa’da sonuncuyuz

Avrupa Birliği'nin (AB) resmi istatistik ofisi Eurostat’ın açıkladığı Avrupa genelinde ortalama maaşlara göre, en yüksek kazanç İsviçre'de, en düşük kazanç ise Türkiye'de.

İsviçre, bölgedeki diğer tüm ülkelerden önemli ölçüde daha yüksek olan 85,582 euro yıllık ortalama net kazanç ile listenin başını çekiyor. Listenin en alt sırasında ise Türkiye, 8,968 euro ile en düşük ortalama yıllık net kazanç ile yer alıyor. İsviçre'yi İzlanda ve Lüksemburg sırasıyla 53,885 euro ve 49,035 euro ortalama kazanç ile takip ederken, Norveç ve Hollanda da ise net kazanç 45,000 euronun üzerinde.

Peki ya satın alma gücü?

Satın alma gücü standartlarına (PPS) göre ayarlama yapıldığında ise tablo biraz değişiyor. İsviçre, bu alanda da 47,403 PPS ile en yüksek ülke olarak liste başındaki yerini koruyor. İsviçre'nin ardından Hollanda ve Norveç de sırasıyla 38,856 PPS ve 36,288 PPS ile güçlü net kazançlar sergiliyor. Lüksemburg ve Avusturya ise 35,000 ile ilk beşi tamamlıyor.

Avrupa'nın en büyük ekonomileri arasında Almanya 34,914 PPS net kazanç ile öne çıkıyor. İngiltere için en son veriler 2019 yılına ait olmasına rağmen, 29,757 PPS bildiriyor ve bu da Avrupa içindeki rekabetçi konumunu gösteriyor. Belçika, İrlanda ve İsveç gibi ülkeler de 30,000 PPS'yi aşan kazançlarıyla iyi bir performans sergiliyor. Bu istatistikler, bu bölgelerdeki ekonomik istikrarı ve daha yüksek yaşam standartlarını yansıtıyor.

Slovakya 14,758 PPS ile en düşük ortalama yıllık net kazanca sahipken, Türkiye, Letonya ve Bulgaristan da her biri 16,000 PPS'nin altında olmak üzere tablonun en alt ucunda yer alıyor.

Ama çalışma saatlerinde en üsteyiz

Eurostat ve TÜİK verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleri arasından haftalık en çok çalışan ülke oldu. Avrupa ülkelerinde 36.1 saat olan haftalık çalışma süresi Türkiye’de 44,2 saate kadar çıkıyor. Asgari ücret sıralamasında Avrupa ülkeleri arasında son sırada yer alan Türkiye'nin çalışma süresinde en tepede olması, Avrupa'ya göre çok daha fazla çalışılıp, daha az kazanıldığını ortaya koydu. 32,2 saatle en az ortalama çalışma süresine sahip Hollanda'da asgari ücret 2 bin 70 euro dolayında iken 44,2 saat ortalama ile çalışılan Türkiye'de 455 euro civarında.

Emekli maaşının alım gücü yüzde 34 düştü

Yine 2021 yılında yapılan satın alma gücü hesabına göre, Avrupa’da son 10 yılda emekli maaşları artarken Türkiye’de yüzde 34 düştü. 2012-2021 arasında 31 ülkeden 30’unda euro bazında ortalama brüt emekli maaşı arttı. Türkiye ve Yunanistan’da ise düştü. Yunanistan’da düşüş sadece yüzde 2 olurken Türkiye’de emekli maaşları yüzde 34 geriledi.

Ülkemiz, Avrupa’da 32 ülke arasında 2021 yılı itibarıyla euro bazında ortalama emekli maaşlarının en düşük olduğu ikinci ülkesi oldu. Almanya’da ortalama emekli maaşı bu dönem Türkiye’nin 6,5 katı, Fransa’da ise 6,3 katı oldu.

Türkiye’de emekliler için 2023 son 20 senedeki en kötü dönem oldu. Emeklilerin durumu 2024'te daha da geriye gitti. 2012 yılında Türkiye’de ortalama emekli maaşı 447 euro idi. Bugün ise Türkiye'de en düşük emekli maaşı Ocak 2025'te 14 bin 469 lira, yani 330 euro.

Türkiye’de emeklilerin nüfusa oranı artarken emeklilerin milli gelirden aldığı pay ise düşüyor. Emekli maaşlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranında Türkiye 36 Avrupa ülkesi içinde sondan ikinci sırada.

Ortalama emekli brüt yaşlılık aylığının asgari ücrete oranında da Türkiye alt sırada yer alıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 64. Yani, asgari ücretliler 100 lira kazanırken emekliler 64 lira kazanıyor. Türkiye bu alanda 21 ülke içinde sondan dördüncü. En iyi oran yüzde 135 ile Yunanistan, en düşük oran ise yüzde 57 ile Litvanya’da.

ABD merkezli danışmanlık şirketi Mercer ve finans eğitimi alanında çalışan CFA Institute tarafından ortaklaşa hazırlanan, 50'den fazla göstergenin incelendiği Küresel Emeklilik Endeksine göre ise; dünya genelindeki emekli maaşlarında ilk sıraları Hollanda, İzlanda, Danimarka ve İsrail alırken Türkiye sondan dördüncü oldu. Türkiye'nin gerisinde kalan üç ülke ise Filipinler, Arjantin ve Hindistan. İlk sıradaki Hollanda'ya 100 üzerinden 84,8 puan verilirken Türkiye 48,3'te kaldı.

Zenginlik içinde bireysel fakirlik neden?

Tersten okuma yaptığımızda ise ortaya vahim bir tablo çıkıyor. Ülkemizin bu zenginliği ve gelişmişliği asla çalışanlara ve emeklilere yansımıyor. 2020-21 yıllarındaki COVID’in etkilerinin yanı sıra ardından 2023 yılında güneydoğumuzda yaşanan deprem, Mayıs 2023’te ve Mart 2024 yapılan seçimler, yaşanan sıkıntıları açıklar mı?

Oysa, Türkiye ekonomisinin kötüleşmeye başlaması bundan önce Ekim 2018’de yaşanan Rahip Brunson olayı ve ardından gelen “faiz sebep enflasyon sonuçtur” tezinin yansımalarına dayanıyor.

Yıla 3,79 liradan başlayan dolar kuru ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı ikinci aşamalı vergi artırma kararları sonrasında dolar kuru noktası olan 7,21 lirayı gördü. Ekonomist Mahfi Eğilmez’e göre, 2021 yılında enflasyon yüzde 19 iken “faiz sebep enflasyon sonuçtur” yaklaşımı eşliğinde Merkez Bankası faizi indirmeye başladı. “Faiz sebep enflasyon sonuç” politikasının maliyeti iki yılda 1,5 trilyon lirayı aştı. 2019’da 19 liraya düşürülen dolar bugün ABD’nin düşük kur politikasına rağmen 40 liraya dayandı, o günlerde dolar ile başa baş giden euro ise 44 lira.

Bu vahim tablo karşısında çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alması gereken yeni ekonomi yönetiminin tutunduğu tek şey ise dolaylı vergileri olabildiğince artırmak oldu. Ama Türk halkı yine yılmadan çalıştı; ülke böylece 2023 yılında yüzde 4,5 ve 2024 yılında ise 3’ün biraz üzerinde ekonomik büyüme gerçekleştirdi.

Dünya Bankası’na göre ise Türkiye’de çalışanlar ve emekliler açısından acı tablo bitmiş değil. “Yüksek enflasyon, düşük üretkenlik artışı ve zayıflayan doğrudan yabancı yatırım dahil olmak üzere, potansiyel büyümeyi sekteye uğratan uzun süredir devam eden makro ve yapısal zorluklar, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi hızlandırmaya yardımcı olacak sağlam mali önlemler ve iddialı yapısal reformlar” gerektirecek.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın