İddianamesi tam 78 gün sonra hazırlanan Özdağ: “Türk Milletini bilinçlendirdiğim için tutukluyum”

MDN İstanbul
  • |

İddianamesi çok gecikmeli hazırlanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a yönelik iddialar, sadece sosyal medyada paylaşılmış tweet'lerden oluşuyor. Hiçbir mesajında halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve şiddet olmadığını belirten Özdağ, “Bölücü terör örgütünü savunanlar serbest, Ümit Özdağ tutuklu ve yaklaşan tehlikelere karşı halkı bilinçlendirdiği için yargılanıyor. İddianame; Türk Milletini bilinçlendirmek için vermiş olduğumuz mücadelenin ispatından başka bir şey değildir,” dedi.

Silivri’de tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili iddianame tam 78 gün sonra hazırlandı. İddianame ile ilgili Fatih Altaylı’ya yapmış olduğu değerlendirmeyi X platformundan paylaşan Ümit Özdağ, “Peki bu tivitler suç teşkil eder mi? Şiddet içeren yahut tavsiye eden bir tivit mevcut değil,” dedi.

Kendisine isnat edilen suçun TCK’nın 216. maddesindeki “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” olduğunu, iddianamedeki sadece tweetlerden oluştuğunu açıklayan Özdağ, delillerin suç teşkil etmediğini, haber verme hakkı (toplumu bilgilendirme) kapsamında kaldığını belirtti.

Suçun oluşması için “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması” fiilinin oluşması, yani atılan tweetlerin kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması gerektiğine dikkat çeken Özdağ ile ilgili açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Tweetlerde şiddet ya da tahrik yok

“Olay çıkması, ortalığın karışmasına gerek yoktur suçun oluşması için. Peki, tehlikenin çıkıp çıkmadığı nasıl denetlenecektir?

Kin ve düşmanlık kavramı Yargıtay kararlarına göre; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zeminini oluşturan psikolojik bir hal” olarak tanımlanmış; kin ve düşmanlık ibaresinin anlamı dikkate alındığında sadece “şiddet içeren ya da şiddet tavsiye eden tahrikler” TCK m. 216 kapsamında değerlendirilebilecektir.

Sayın Ümit Özdağ'ın şiddet içeren yahut tavsiye eden bir tiviti mevcut değildir.

Ayrıca kişi; bilerek ve isteyerek tahrik etmelidir. Amacı bu olmalıdır.

Madde metni; “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması” şeklinde düzenlendiğinden, bir objektif cezalandırma şartı olarak bir başka deyişle ceza verilebilmesi için “açık ve yakın” bir tehlike oluşması gerekir.

Burada “açıklık” kavramından, tehlikenin şüpheye yer bırakmayacak ölçüde olması, “yakınlık” kavramından ise, açıklamada kullanılan cümlelerin, zarar oluşturma olasılığına yakın olma hali anlaşılmalıdır.

“Tahrik” kavramı ise madde gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: Suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlama veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarf etme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir.

Sayın Ümit Özdağ'ın tivitlerinde; kimseye karşı düşmanca bir tavır yahut ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrik de yoktur.

Göç konusunda Türk Milletini tehlikelere karşı uyardım

Özdağ sadece durum tespitleri yaparak, uzman olduğu konularda ki göç bunlardan bir tanesidir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını yani Türk milletini potansiyel tehlikelere karşı uyarmaktadır.

Peki halkı bilgilendirme amacıyla yapılan açıklamalar suç şüphesi olsa dahi hangi kapsamda kalmaktadır?

Bunun cevabı; bir hukuka uygunluk sebebi olan Haber Verme Hakkı'dır.

Bu hak, Anayasamızın 28. maddesi kapsamında olup; her vatandaş, kamuoyunu bilgilendirme hakkına sahiptir.

Bu maddenin 2. fıkrasına göre; “Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden” haberler, bilgilendirmeler bu hakkın kapsamında değildir.

Bölücü örgütün savunuculuğunu yapanlar serbest

Şimdi biraz durup düşünürsek; bölücü terör örgütü PKK'nın savunuculuğunu yapanlar serbest ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünü, demografik yapısını, ekonomisini savunmak maksadıyla açıklamalar yapan, siyasi bir partinin, Zafer Partisi'nin genel başkanı olarak kamuoyunu bilgilendirme görevi olan, bu görevi de kamuoyunu ilgilendiren, kamuoyunun yüksek menfaati olan hususları gündeme taşıyarak icra eden Ümit Özdağ tutuklu ve yaklaşan tehlikelere karşı halkı bilinçlendirdiği için yargılanıyor.

Milyonlarca kontrolsüz göç alan bir ülkede bulunan siyasi parti genel başkanı ne yapmalıydı?

Susmalı mıydı?

İnsanları uyarmamalı mıydı?

Gençlerimizin istihdam sahası azalırken, ekonomiden her sene milyarlarca dolar kaçak ve sığınmacılar için harcanırken, doğum oranı 5,6 olan yabancıların sayısı her geçen gün hızla artarken ve demografik yapımızı tehdit ederken gözlerini kapatıp, susmalı mıydı?

Bu şartlar altında sayın Ümit Özdağ'ın yaptığı açıklamalar Haber Verme Hakkı kapsamında değilse, hangi açıklama bu kapsamda olabilir?

78 gün boyunca adil yargılanma hakkı ihlâl edildi

Son olarak, Haber Verme Hakkı'nın hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edildiği bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu (2015/10 E., 2015/510 K.) kararını sizlerle paylaşıyorum:

“Basın özgürlüğünün fotoğrafların yayımlanmasını da kapsaması, fotoğraf ile birlikte ilgili haberin basının haber verme hakkı sınırları içerisinde, güncel, görünür gerçeğe ve ölçülülük ilkesine uygun olması, hakkında başkanı olduğu oda ile ilgili yolsuzluk iddiaları bulunan katılanın konumu ve yürüttüğü hizmetin niteliği gereği haberin kamuoyu ilgilendirmesi, kamuoyunun haber öğrenmekte menfaatinin bulunması, haberin veriliş şeklinin haber verme olmalı, kullanılan ifadelerin ve yayımlanan fotoğrafların, haber konu olayla diğerinin bağlantısının bulunması.”

Nihayetinde ifade edelim ki yazılması için 78 gün boyunca, Adil Yargılanma Hakkı'nı ihlal ederek, sürüncemede bırakılan iddianame; sayın Ümit Özdağ'ın Türk milletini bilgilendirmek, bilinçlendirmek için vermiş olduğu mücadelenin bir ispatından başka bir şey değildir.”

Bunu Paylaşın