Trump seçimleri kazanmasından itibaren başlattığı hedef ülkelere yönelik demeç saldırılarını görevi devraldıktan sonra eyleme dökerek hızla hayata geçirmeye başladı. Her kıtadan mutlaka talepte bulunacağı, tehdit edeceği bir hedef ülke bulmakta da oldukça mahir.
Ekonomik savaş ve ticari yaptırımlar
İlk olarak “en büyük eyaletimiz” diyerek Kanada’ya karşı niyetlerini ortaya koydu ve ekonomik yaptırımlar ile tehdit etti. Şimdi iki ülke arasındaki gümrük vergileri büyük oranda yükseltilerek ticari bir savaş başlamış durumda.
Meksika’yı sınır güvenliği alması konusunda uyararak ekonomik ve askerî tedbirler almakla tehdit etti.
Grönland’ı ABD toprağı olarak görmek istediğine dair açıklamalarda bulundu, oğlunu Grönland’a özel uçakla gönderdi. Satın almak için tekliflerde bulunacağını belirtti. Teklif Danimarka hükümeti ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından şiddetle karşı çıkıldı. Bu konuyu gündemde tutmaya devam ediyor.
Askerî tehditler ve bölgesel baskılar
Panama’yı tehdit ederek gerekirse askerî güç kullanarak Panama Kanalı’nı kontrol edeceğini açıkladı.
Güney Amerika ülkelerine, özellikle Brezilya ve Kolombiya’ya karşı, göçmenler konusunda tehditkâr ifadelerde bulundu ve askerî uçaklarla göçmenleri elleri ayakları zincirlenmiş şekilde ülkelerine gönderdi.
Ukrayna-Rusya savaşını bitirmek için her iki ülkeye de baskı uygulamaya başladı. Ukrayna’yı askerî yardımları kesmekle, Rusya’yı ise ekonomik tedbirler uygulamakla tehdit etti.
Orta Doğu’da yeni krizler kapıda mı?
Gazze Şeridi’nin Filistinlilerden temizlenmesi gerektiğini belirterek Filistinlilerin Mısır ve Ürdün tarafından göçmen olarak alınması gerektiğini önerdi. Her iki ülke de şiddetle karşı çıktı. Trump, “alacaklar, alacaklar” diyerek alaycı bir yaklaşımda bulundu.
Ve son olarak Güney Afrika’ya çeşitli suçlamalarda bulunarak Güney Afrika ile ilgili bütün fonları durdurmaya karar verdi.
Trump seçimi kazandığından beri agresif bir dış politika uygulamaya devam ediyor. ABD’yi dünyanın hakimi olarak görüyor ve çoğu zaman diğer ülkelerden kabul edilemez taleplerde bulunuyor. Bundan sonraki hedefinde İsrail başbakanı Netanyahu’nun ziyaretinden sonra Ortadoğu’nun olması çok muhtemeldir. Suriye, Arap ülkeleri ve Türkiye konusunda da birtakım taleplerde bulunmasına karşı hazırlıklı olunmalıdır.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.