Ticaret savaşlarında yeni perde

MDN İstanbul

Piyasalar eylül ayına yine büyük soru işaretleriyle giriyor. Bütün herkes gözünü ağustos ayı sonunda yapılan G7 Zirvesi ve Jackson Hole toplantısına çevirmişken, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının adeta bir intikam savaşına dönüşmesi, bu iki toplantıyı da gölgede bıraktı. Hatta öyle ki, yükselen ticaret savaşı, Jackson Hole toplantısının ve G7 Zirvesi’nin önüne geçerken yatırımcıların, merkez bankacıların ve dünya liderlerinin bu iki toplantının sonuçlarını uzun süreli değerlendiremeyecekleri bir noktaya taşındı

İki ülke arasındaki ticaret savaşı, Çin’in ABD’ye yönelik yeni vergi planları yaparken ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik yeni vergiler getirmesiyle uzlaşma ortamından oldukça uzaklaştı.

Yatırımcıların umutlarını yok etti
Trump’ın 110 milyar dolarlık Çin mallarına getirdiği yeni vergi paketi, yatırımcıların 1 Eylül’den önce ödenmesini ümit ettikleri tazminat konusundaki umutlarını yok etti. Ticaret görüşmeleri sürecinde en son ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in Amerikan ürünlerine getirdiği ek gümrük vergilerine misilleme olarak, bu ülkeye yönelik gümrük vergilerini yüzde 5 artırdıklarını duyurmuştu. Trump, ABD’nin her yıl, Çin üzerinden yüz milyarlarca dolar kaybettiğini ve bunun bir sonu olmadığını, önceki ABD yönetimlerinin buna izin verdiğini öne sürmüş, kendisinin böyle bir ticari ilişkiye izin vermeyeceğini belirtmiş ve “Adil ticareti sağlamak için bu çok adaletsiz ticari ilişkiyi dengelemeliyiz. Çin, 75 milyar dolarlık Amerikan ürünlerine yeni gümrük vergileri getirmemeliydi” ifadesini kullanmıştı.

Piyasaları fena vurdu
Bu gelişmelerin piyasalara yansıması da sert oldu. Dow Jones, S&P 500 ve Nasdaq Endeksi’nde günlük yüzde 3 kayıplar gözlemlendi. ABD piyasalarında yaşanan bu gerginliğin Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarına yansıması da olumsuz oldu. 5,55 TL seviyelerinden kısa süre içerisinde 5,79 TL seviyelerine fırlayan dolarda, 5,85 TL seviyeleri konuşulmaya başlandı. Ekonomistlere göre, ticaret savaşlarının yeniden başlaması, Arjantin’deki gelişmeler, Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık kararı, Merkez Bankası’nın 12 Eylül’de yapacağı Para Politikası Kurulu’nda sert faiz indirimi yapacağı dedikodusu, vatandaş ve şirketlerin döviz mevduatlarında yaşanan artışlar doların yükselmesinde etkili faktörler olarak öne çıkıyor.

Türkiye ihracatı artırmalı
Kurda yaşanan bu artış ise son dönemde kısmen yönünü aşağı çeviren enflasyon konusunda ayrı bir tehdit unsuru oluşturuyor. ‘Bu kadar ucuz TL ile enflasyonu tek hanede tutmak mümkün mü?’ sorusu, ekonomi yönetiminin çözmesi gereken en önemli soru olarak ortada duruyor. Öte yandan TL’deki bu değer kaybına karşın ihracat artışı da sınırlı oldu. Ekonomistlere göre, sürekli kur devalüe edilemeyeceğine göre, ihracatı artırmak için acil adımlar atılmalı.

Bunu Paylaşın