Kasım ayında denizcilik ve yatçılık sektörü, Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) tarafından desteklenen ve YATED Fuarcılık tarafından düzenlenen Cryptom Bosphorus Boat Show Fuarı’nda buluştu. Dernek çatısı altında düzenlenen Fuar, sektör temsilcileri tarafından büyük ilgi gördü.
Fuar sonrası YATED Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Sirkecioğlu ile Fuar ve yatçılığın problemleri hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Sirkecioğlu, özellikle Göcek koylarını yaz boyunca işgal eden büyük boyutlu teknelerin amatör denizcilik üzerinde yaptığı olumsuz etkilere değindi.
Dernek olarak destekçisi olduğunuz Fuar oldukça ilgi gördü ve katılımcılar memnun kaldıklarını belirttiler. Görüşlerinizi ve gelecek planlarınızı paylaşabilir misiniz?
Bu seneki Fuarımız bugüne kadar denizde yapılan en büyük fuar oldu. Fuarın Dernek çatısı altında toparlayıcı olması ve Dernek tarafından düzenlenmesi katılımcıların ilgisini daha da artırdı. Sektörümüzün de uzun zamandır böyle bir fuara ihtiyacı vardı. Fuar’a katılan bütün katılımcılar hem ziyaretçi hem de ticari açıdan çok memnun olduklarını defalarca belirttiler ve teşekkür ettiler. Ben de buradan bütün katılımcılara teşekkür ediyorum.
Bundan sonra YATED olarak İstanbul’da Ekim 2023’te deniz fuarı ve Şubat 2024’te bir kara fuarı yapacağız. Kara fuarımızda 45 bin metrekare net stand alanı olmasını hedefliyoruz.
Pandemi sürecinin geride kalmasının ardından Covid-19 sonrası patlama yapan yatçılık ve tekneciliğe olan ilgide bir değişiklik yaşandı mı?
Pandemi bittikten sonra, teknecilik ve tekneciliğe olan ilgi azalmadı. Çünkü teknecilik zamanla oluşan bir kültür. Covid-19, buna iyi anlamda hızlı bir katkı yapmış oldu. İnsanlar bir özgürlük alanı olarak denizi gördüler ve bunun zevkine vardılar. Bundan kolay kolay geriye döneceklerini düşünmüyorum.
Önümüzdeki sene Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını geride bırakacağız. İkinci yüzyıla gireceğimiz bu süreçte Türkiye’deki yatçılığı nerede görüyorsunuz, neler geliştirilmeli?
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken özellikle amatör denizcilik için çok şey yapılması gerektiğine inanıyorum. Özellikle tekne ve amatör denizcilik birbirinden ayrılmaz ve üç temel unsurdan oluşur. Bunlar; Bir teknenin imali veya satışı, teknelerin satış sonrası hizmetleri ve teknelerin barınma hizmetleridir. Bizim Türkiye’de en büyük çektiğimiz sıkıntı şu anda teknelerin barınma ihtiyacı. Çok uzun zamandır, barınma limanlarına ve marinalara hiçbir yatırım yapılmadı. Şu anda yeni yapılan bir marina yok. Sadece bir tane İzmir Yeni Foça’da bir marina ocak ayında devreye girecek. Bağlama sıkıntısı var ve bağlama dengesi yetersiz.
Arz talep dengesizliği var. Bu nedenle marinalar gerek döviz gerek reel enflasyonun çok çok ötesinde fiyat artışları uyguluyorlar. Bu durum da denizciliğe gönül verenleri biraz caydırıyor, biraz da korkutuyor.
Marinalar artan döviz kurundan faydalanmak için daha çok yabancı müşterilere yönelmiş gözüküyor. Bu durum sağlıklı mı?
Yurtdışından gelenler Türkiye’deki fiyatları cazip bulabilirler ama bu Türkiye’de denizciliğin geliştiği anlamına gelmez. Bu Türkiye’de aynı ekonomik sistemde de olduğu gibi parasını Türkiye’ye getirip kâr sağladıktan sonra bir gecede yurtdışına giden sıcak paraya benzer. Biz nasıl ekonomimize sıcak para değil yatırım bekliyorsak denizcilikte de “bu sene Türkiye çok ucuz, yabancılar Türkiye’ye tekneleriyle geldi” diye sevinmemeliyiz, üzülmeliyiz. Bu tekleneler herhangi bir nedenle bir ay gibi kısa bir zamanda dönebilirler. Jeopolitik durumumuz da böyle krizler yaşanmasına çok müsait.
‘Marinalarda fahiş bir artış söz konusu’
Bütün üretimler önce ülkemize daha sonra ihracata yönelik olmalı. Kalitesi tabii ki de ihracata yönelik olmalı. Marinaların durumunu da bu şekilde açıklayabiliriz. Nasıl olsa yabancılar geliyor ve bu paralar ödeniyor dedikleri zaman bir gün gelir bir şarkı çalar, “it’s too late, baby, now it’s too late.”
Marinalarda fahiş bir artış söz konusu. Geçen seneden bu seneye yüzde 350 fiyat artışı kabul edilemez.
Türkiye’de her şey ulaşılmaz hale geldi. Kazançlar ile harcamalar arasındaki farka bakarsak Türkiye’de alım gücü çok düşük bir hale geldi. Orta ve üst orta sınıfın denize ulaşması çok zorlaştı, neredeyse imkânsız hale geldi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yayımlanan kıyı tesislerinin işletme hakkının 5 yıla kadar uzatılmasına yönelik yönetmelik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu gerekliydi. Marinalarımızın kiralanma süreleri çok eskiydi. İşletme sürelerinin sonuna yaklaşıldığı için işletmeciler marinalarına yeni yatırımlar yapmıyorlardı. Bu süre uzayınca marinaların modernizasyon yatırımlarına imkân verilmiş oldu. Gerekli bir durumdu.
Turizm bölgeleri ve sahil kesimlerinde çıkan orman yangınları yatçılığı nasıl etkiledi?
Orman yangınları tekneciliği etkilemedi ancak insanlara çok daha büyük bir hüzün verdi. Özellikle Marmaris tarafındaki yangınlar insanları oldukça hüzünlendirdi. İki yangında da denizdeydim. İnanılmaz korkunç bir görüntü, inanılmaz büyük bir kayıp ve üzüntü.
Amatör Denizcilik Belgesi hakkındaki olumsuz görüşünüz devam ediyor mu?
Ehliyet ile amatör denizci belgesine sahip olmakla tekne kullanma yetkisine sahip olmanın aynı şey olmadığını düşünüyorum. Sadece internet üzerinden girilen bir imtihan ile alınan bir denizcilik belgesiyle daha önce denizcilik tecrübesi olmayan birisinin denize açılmasının adeta bir katliam olduğunu düşünüyorum. Denizcilik 20, 30 belki 40 senelik bir denizci için bile her gün yeni bir şey öğrenilecek bir alan. Amatör Denizci Belgesi sahibi olanlarda sancak, iskele, baş ve kıç ne demek bilmeyen oranı yüzde 70’in üstündedir.
Göcek Koyu’ndaki yat ve tekne kalabalığı çevre kirliliği başta olmak üzere pek çok sorun yaratıyor. YATED olarak bu konuda herhangi bir çalışmanız bulunuyor mu? Ayrıca konu hakkındaki görüş ve önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de derneklerin bu tip siyasi yaklaşımlara müdahale etme şansı yok. Evet Göcek’te, bu kadar küçük bir alanda, bu kadar çok teknenin bulunması sağlıklı ve normal değil. Denizci olduğunu veya olmak istediğini bertilen hiçbir bir ülkede bu duruma müsaade edilmez. Göcek koylarında 25-30 metrelik tekneler sezon başında bir koya bağlanıp sezon bitene kadar aynı noktada bekletiliyor. Bu tekneleri otel gibi, yazlık gibi kullanıyorlar. Bazıları 8-10 metrelik irtibat teknesiyle bağlama yerlerini eski otopark mafyaları gibi parselliyorlar. Bu konuda sektör temsilcilerinin ve STK’ların yer aldığı bir konsorsiyum ile ortak bir çözüm üretilmeli. Adil bir sistem geliştirilmesi gerekiyor.
Bu bölgede güçlü olanın, zengin olanın koyu veya bağlama yerini işgal etme durumu var. Bu doğru değil. Denizcilik küçük teknelerin çoğalmasıyla gelişir.
‘Atık kontrolünde geniş kapsamlı bir sistem geliştirilmeli’
Göcek’te ayrıca atık problemi de var. 10 günde, 15 günde bir atık vermek durumundasınız. Ama genelleştirmeler yanlış. Marinadan yeni çıkan teknelere sen 3 aydır atık vermedin diye ceza kestikleri söyleniyor. Marinada 3 ay bekleyen ve kullanılmayan teknelere ceza verilmemesi gerekiyor. Mavi Kart’ı takıyorlar, sen şu tarihte şu kadar atık vermişsin diyorlar. Bu yeterli değil. Teknelerin depo hacmine göre değişir bu durum. 500 litre atık tankı olan bir teknede 2 kişi varsa 1 ay bile atık vermesi gerekmeyebilir.
Bir guletteki veya yolcu gemilerindeki kişi başı su ve atık gibi ölçüler var. Yeni nesil büyük teknelerin çoğunda da arıtma sistemleri bulunuyor. Dolayısıyla atık verme süreleri ona göre belirlenmeli. Teknelerin teknolojik yapısına, içinde o an bulunan kişi sayısına göre gibi karmaşık bir sistem belirlenmesi gerekiyor.
Tekne imalatçılarının son dönemde savunma sanayine yönelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tekne imalatı bugün artık ileri bir teknoloji olmaya başladı. Ağaçtan tekne yapmaktan çok öte teknolojiler var. Yerli tekne imalatçılarımız da bu teknolojileri uzun zamandır uygulamaya başladılar. Herhangi bir savunma ihtiyacında her türlü araçla imalatçılar da böyle bir durumda görev alırlar. Bu aynı zamanda ihracatımıza da pozitif etki eden bir unsur haline gelmeye başladı.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.