Tekne ihracatının kanayan yarası ‘Bağlama Kütüğü ve Geçici Ruhsat’

MDN İstanbul

Murat Bekiroğlu

Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı, Yat ve Tekne Endüstri Federasyonu (YATEF) Başkan Yardımcısı ve Trio Deniz Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu ile  DENTUR’un mayıs ayında yayınladığı ‘Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi İyileştirme Önerileri ve Geçici Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi’nin detaylarını konuştuk

– Sektöre dair önemli çalışmalara imza attığınızı ve yoğun mesai harcadığınızı biliyoruz. Kısaca DENTUR ve YATEF’teki görevlerinizden ve buradaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Bendeniz sektörü olabildiğince bir şemsiye altında toplamak ve sorunları çözmek için elimden geldiğince çalışıyorum. İki dönemdir DENTUR’un başkan yardımcısıyım. Aynı zamanda da Yat ve Tekne Endüstri Federasyonu’nun (YATEF) başkan yardımcısıyım. Hem derneğimiz hem de federasyonumuzla, Türk Bayrağı kapsamında hem daha önceki, hem de bizim ekibimizle birlikte yaptığımız çalışmalar dahilinde Ankara’da Müşteşarlık ve Bakanlık nezdinde birçok görüşmelerde bulunduk. Hatta, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlemiş olduğu çalıştaya katılarak sunumlar yaptık. Kendilerine sektörün sorunlarını anlattık. En son olarak, ruhsatlarda yaşanan sorunları Deniz Ticaret Odası Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda anlattım ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Sunumumuzu Müşteşarımız da onayladı ve “Bu böyle olamaz, hemen düzelteceğiz,’ diyerek, bizim için son derece sevindirici bir cevap verdi. Dolayısıyla bu konuyu detaylarıyla sunacağımız ve sonuçlandıracağımız çalışmalar yapıyoruz.

– Bağlama kütüğü konusuyla ilgili olarak yaptığınız çalışmanızı Ankara’ya ileterek bu konuda ön aldınız. Bağlama kütüğü hususunda ne tarz sorunlar yaşanıyor, bilgi verir misiniz?
Halihazırdaki bağlama kütüğü ruhsatnamesinde önemli bir sorunumuz var. Bu ruhsatta teknenin markası, gövdesinin ne tür bir gövde olduğu; teknenin yelkenli mi, katamaran mı yoksa motoryat mı olduğu yazmıyor. Gövde numarası, üretim yılı yazıyor ancak model yılı yazmıyor, tekne tipi ve yakıt cinsi yazmıyor. Sadece motor seri numarası, ‘özel tekne’ ve teknenin ismi ibarelerine yer veriliyor. Biz DENTUR olarak bu konuda bir çalışma yaptık ve bütün Avrupa ülkelerinden aldığımız örnekleri çalışmamıza ekledik. Çünkü bahsettiğim bu bilgilerin hepsi Avrupa ülkelerindeki ruhsatlarda mevcut. Bir tek ülkemizde yok, bu birinci sorunumuz ve düzeltilmesi gerekli. İkinci olarak da geçici bağlama kütüğü ruhsatı verilmesi gerekiyor. Bütün Avrupa’da bu da var; İngilizce’de ‘temporary registration’, yani ‘geçici ruhsat’ diyorlar. Bizde motorlu araçlardaki geçici plaka gibi bir uygulama. Türkiye’deki üreticiler, tekne satanlar veya bayiler ürettikleri tekneyi fuarlara götürmek için veya test sürüşleri yapmak için mecburen denize indiriyolar. Fakat sahil güvenlik bu durumda, “Denize indirdin ama kaydı, sigortası var mı?” diye soruyor.  Üretici teknesini denize indirdikten sonra kaydettirirse, ihracatçı olmaktan çıkıyor ve haklarından feragat etmiş oluyor; ki bu da kendisine ciddi bir finansal yük getiriyor. Hem hakkını kaybetmiş oluyor hem de teknesi ikinci el damgası yemiş oluyor. Fakat geçici bir bağlama kütüğü verilirse, bu husus belli bir garanti ve sigorta dahilinde olur ve ortada hiçbir sorun kalmaz. Keza bizim gibi satıcılar, stoğuna çok sayıda tekne getirip koyuyorlar ve denize indirdikleri anda bunların kayıtlarını ve sigortalarını yaptırmak zorunda bırakılıyorlar. Bu durumda da tekne literatürde anında ikinci ele düşmüş oluyor ve her ne kadar yeni üretilen sıfır bir tekne bile olsa, müşterilerine ikinci el bir tekne satmış oluyorlar. Satıcı açısından finansal yükününün dışında, müşterisine aslında ikinci el tekne satmış gibi bir durum söz konusu oluyor. Bunu kaydedilmiş, plakası çıkmış bir araç gibi düşünebilirsiniz. Yani ilk ruhsat sizin adınıza çıkmıyor. Buna çözümü olarak, bayilere ve bu işi yapan distribütörlere geçici ruhsatname verilmesi gerekmekte. Velhasıl bu geçici ruhsatı da kaç teknelik alıyorsak; örneğin beş veya on teknelik; teknelerimize geçici olarak asmamız ve bir şemsiye sigortası yapmamız lazım. Avrupa’da bu şekilde yapılıyor ki ben de kendi şirketim için İngiltere’den veya yurt dışından yaptırıyorum. Bu şemsiye sigorta, stoktaki teknelerimizi kıyıdan yirmi veya elli mil gibi belli bir uzaklığa kadar kapsıyor. Fuara giden tekneler, deneme seyirleri, motor açılışları veya jeneratör açılışları gibi durumlar için çok pratik bir çözüm açıkçası. Biz bu iki sorunu dile getirdik.

– Peki bağlama kütüğünü ve geçici plakalarınızı aldınız diyelim. Bunların bir süresi olmalı mı? Tekne o şekilde kiralanabilir mi mesela?
Hayır, yapamazsınız çünkü sorumluluk tamamen bizim dahilimizde. Zaten raporumuzda da belirttiğimiz üzere, gerekirse devlete belli rakamlarda bir teminat verilebilir. Kötü niyetin önüne geçmek için her firma bunu alamamalı, dolayısıyla her geçici ruhsatname başına bir teminat istenebilir. Firma da gidip teminatını yatırır, bankadan teminat mektubunu alır. Bunun süresi de bir veya iki yıllık olabilir ve bunun devamlı yenilenebilir bir sistem olması gerekir. Böylece tekneleri ikinci ele düşmekten de kurtarmış ve müşteriye avantaj yaratmış oluruz. Örneğin, bir teknenin ruhsatı ve müşavirlik ücretleri yaklaşık sekiz bin lira tutuyorsa, bizim önerdiğimiz sistemde bu ücret ikinci defa ödenmeyecek ve tekne ikinci el statüsüne düşmemiş olacak. Özellikle üretici tarafından bakarsak; diyelim ki üretici teknesini üretmiş ve denize çıkaracak. Reklam için yurtdışından gazetecileri getirmiş ve fotoğraf çektirecek ama sahil yönetimi diyor ki, “Bir dakika, teknen kayıtlı mı? Değil! O zaman römorkör kiralayacaksın ve teknene eşlik edecek.” Bir römorkörün yarım günlük ücreti 3 bin euro. Ayrıca, römorkör saatte 10 knot hız yapabiliyor ama teknenizin azami hızı diyelim ki 20 knot; dolayısıyla amacına uygun bir sistem olmuyor. Mudanya’daki bir üretici ihracat yapacak diyelim, tekneyi denize indirip Ambarlı’ya götürmesi lazım ama ihracat malı diye “Bir dakika! Götüremezsin, bu ihracat malı, gemiye yüklemelisin,” deniyor. Kaydettirmediyseniz ve evraklarınız yoksa römorkör kiralamanız isteniyor. Kısacası boşu boşuna fazladan maliyet çıkıyor. Üreticilerimizin ve satıcılarımızın bu konuda önünün açılması gerekmekte.

– Peki bunu son DTO Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda dile getirmenizden sonra, İdare tarafında bir gelişme oldu mu?
Hazırladığımız raporun birer nüshasını, Müsteşarımız Sayın Suat Hayri Aka’ya, yardımcısı Sayın Ahmet Selçuk Sert’e ve DTO Başkanı Sayın Tamer Kıran’a ilettik. Suat Bey konuya çok olumlu yaklaştı; bize aynı akşam geri dönüş oldu ve ivedilikle ilgilenileneceği söylendi.  Biz de mevcut seçimlerden sonra Ankara’da tekrar gerekli girişimlerde bulunacağız ve bu konunun en kısa zamanda çözülmesi için girişimlerimize devam edeceğiz.

Bunu Paylaşın