Tatbikata katıldı, envantere girmeyi bekliyor

MDN İstanbul

IDEF’21 Türk savunma sanayi devlerini bir araya getirdi. Fuara katılım gösteren şirketlerden Meteksan Savunma, standında Türkiye’nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) olan ULAQ’ı ön plana çıkarttı. Mayıs ayında Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca düzenlenen DENİZKURDU-21’e katılan ULAQ ilk atışını gerçekleştirmiş ve hedefini tam isabetle vurmuştu. Son olarak seri üretimine başlanacağı açıklanan SİDA’nın geliştiricilerinden Meteksan Savunma’nın  Uluslararası Satış, Pazarlama ve Kurumsal İtibar Direktörü Burak Akbaş ve Meteksan Savunma Genel Müdür Yardımcısı Özgür Cankara Marine Deal News’e özel açıklamalarda bulundular.

Meteksan Savunma olarak çalıştıkları en önemli alanlardan birisinin denizcilik olduğunu söyleyen Akbaş, “Bizim en önemli müşterilerimizden birisi Deniz Kuvvetleri. Standımızda da Deniz Kuvvetleri için ürettiğimiz sistemleri sergiliyoruz. Biz MİLGEM korvetlerinin karinaya monteli sonar sistemlerinin tedarikçisiyiz. Bu kapsamda yaptığımız sonarların yeni versiyonu olan YAKAMOS 2020’yi ilk kez burada gösteriyoruz. Bu, Türkiye’nin ihraç edilen ilk denizaltılara karşı sualtı savunma sonarı sistemi için şu anda yurtdışında iki ülke ile sözleşme imzaladık,” dedi.

İlginizi çekebilir:    SİDA’dan tam isabet

Milli Denizaltı Projesi (MİLDEN)’nin üzerlerindeki tüm sonarları geliştirebilecek altyapıya ve bilgi birikimine sahip olduklarını belirten Akbaş, bu kapsamda pek çok çalışmaları bulunduğunu aktardı ve ‘‘Denizaltının üretim takvimine yetiştirmeye çalışıyoruz.  Suüstü gemilerinden aldığımız teknolojik yetkinliği denizaltı sonarlarına aktardık. Önemli bir konu da tüm bunları bir sözleşmeye bağlı kalmadan yapmış ve kendi öz kaynaklarımızla bu ürünleri geliştirmiş olmamız,” diye konuştu.

Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracı ULAQ hakkında da konuşan Akbaş, “ULAQ, dünyada kendi sınıfında üzerinde füze sistemleri taşıyabilen ve bunların atışını gerçekleştirip başarılı bir biçimde sonlandırmış tek insansız deniz aracı. Bizim için çok önemli bir konu. Bizim sistemimizin üzerinde şu anda Roketsan’ın füze sistemleri bulunuyor. Yalman silah kulesi, 4 adet Cirit ve UMTAS. Ancak farklı konfigürasyonlar için de çalışmalarımız bulunuyor. En önemli hedeflerimizden bir tanesi denizaltı savunma harbi için geliştirilmiş insansız denizaltı aracı yani ULAQ’ın VSH versiyonunu geliştirmek. Bununla ilgili oldukça yoğun çalışmalarımız bulunuyor,” dedi.

ULAQ’ı farklı bir alanda da kullandık’
ULAQ’ın envantere alınması konusunda Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’yla görüşmelerini sürdürdüklerini söyleyen Akbaş, “ULAQ, DENİZKURDU’21  Tatbikatı’nda yer almış olmasına rağmen henüz envantere alınmış değil. Türkiye’nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı olması ve Tatbikat kapsamında gerçekleştirdiği başarılı atış sonunda envantere alınmasını bekliyoruz. Ayrıca ULAQ, Sinop’ta atış gerçekleştiren Atmaca füzesinin atışlarına da katıldı. Füzenin gemiye isabet ettiği anı çekmek gerekiyordu ancak güvenlik nedeniyle geminin çevresinde insan bulunmasına izin verilmiyordu. Bu noktada bizden gemiye yakın çekim yapması için ULAQ’ı bölgede görevlendirmemiz için ricada bulunuldu. ULAQ, bölgede atış anını izledi ve kayıtlar aldı, daha sonra da bu kayıtları hasar kıymetlendirme yapılabilmesi için Roketsan’a gönderdik. Bu anlamda ULAQ’ın farklı bir kullanım alanını da görmüş olduk. Hasar kıymetlendirme işlemleri füze geliştiriciler için oldukça önemli konular. Biz insansız deniz aracımızla yakın çekimler alarak bu işlemlerin en doğru şekilde yapılmasına katkıda bulunmuş olduk. İleride ULAQ’ın farklı versiyonlarını bu alanda kullanılması için de geliştirebiliriz,” dedi.

İhracat kısmıyla ilgili de açıklamalar yapan Akbaş, “Atış testlerimizi Tatbikat’a katılan yurtdışından bazı heyetler gelip izlediler. Özellikle yabancı basında ULAQ hakkında pek çok haber yapılmasından sonra dünyada ciddi bir ilgi oluştu. ULAQ, sınıfında da dünyada da tek. Bu tip sistemlere de ciddi anlamda ihtiyaç duyuluyor. Özellikle Asya’dan, Pasifik tarafından ciddi talep var. Körfez coğrafyasından ilgi var. Henüz somut bir gelişme yok ancak görüşmelerimizi sürdürüyoruz,” diye konuştu.

ULAQ’ı stratejik olarak sadece dost ülkelere satabileceklerini belirten Akbaş ayrıca adil ve şeffaf bir rekabete de her zaman açık olacaklarını belirtti ve İdare tarafından daha fazla desteklenmeyi arzu ettiklerini dile getirdi.

ARES Tersanesi’yle ULAQ vesilesiyle çok yakın bir işbirliği içerisinde olduklarını söyleyen Akbaş, bu işbirliğinden oldukça memnun olduklarını ve ULAQ’ın farklı versiyonları üzerine çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Sivil projeleri hakkında da konuşan Akbaş, “Deniz Kuvvetlerimiz için ürettiğimiz yangın söndürme simülatörümüzü Akkuyu Nükleer Tesisi’ne entegre etmeyi başardık. Oradaki görevli personel yangına nasıl müdahale edeceğinin eğitimini Meteksan simülatörü ile alıyor.  Bu anlamda askeri bir sistemi sivile entegre etmiş olduk,” dedi.

Savunma sanayimize çok büyük bir katkısı olacak’
Düşman füzelerini lazer teknolojiyle etkisiz hale getirmesi amacıyla geliştirilen Nazar Sistemi hakkında konuşan Meteksan Savunma Genel Müdür Yardımcısı Özgür Cankara ise, “Nazar, elektrooptik ve kızılötesi arayıcı başlığı olan füzeleri etkisiz hâle getirmek üzere geliştirilmiş bir sistem. Sistem arayıcı başlığın tipine göre bir lazer kaynağı yayarak bir kedigözü kamaştırmasına neden oluyor. Daha sonra biz bu kedigözü parlamasını kendi üzerindeki kameralarla takip edip uygun bir modülasyonda lazer kaynağıyla arayıcı başlığı kamaştırıyoruz. Arayıcı başlık köreliyor ve hedefi göremez hâle geliyor. Hedef için tehdit olmaktan çıkıyor. Temel çalışma prensibi bu,” dedi.

Nazar Sistemi’nin kara versiyonu olarak treyler üzerinde bir mobil sistemi tamamladıklarını belirten Cankara, “Şu anda final testleri devam ediyor. Bundan sonra bir kritik tesisimizi kurulum için görevlendireceğiz. Sonraki aşamada ise karıştırıcı kısmını bir gemi platformuna entegre etmeyi ve gemilerimizi korumayı amaçlıyoruz,” diye konuştu.

ABD’nin, Nazar benzeri Odin diye bir sistemi yeni yeni kullanmaya başladığını kamuoyuna açıkladığını aktaran Cankara, “Sistem 3 tane desibel üzerine konuşlanmış durumda. Çok az kullanan var, ürünleşmiş versiyonları da çok az. Bu anlamda bu teknolojiyi gerçekten erken kullanan ülkelerden birisi olduk. Bunun da önümüzdeki 10 yıl içerisinde hem savunma sanayimize çok büyük bir katkısı olacak hem de ciddi ihracat getirisi sağlayacak. Ürünün teknolojisini geliştirme sürecimiz 10 yıllık bir deneyimden geçiyor,” dedi.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın