• TR
  • ENG
MarineDeal News
  • Haberler
  • Yazarlar
  • Piyasa
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Deniz Ticareti
  • Deniz Savunma
  • Jeopolitik
  • Analiz
  • Çevre
Aa
Bildirim
Son yayınlananlar
Özgür Özel 19 Mayıs’ta AKP’li gençlere seslendi: “Reisinizin elinde tuttuğu topu geri alın”
Haberler
19 Mayıs’ın 106’ncı yıldönümü Taksim’de kutlandı
Haberler
Mustafa Kemal
‘19 Mayıs’: Bir tarih değil, bir ‘irade’
Analiz Gündem
İmamoğlu
İmamoğlu’ndan Lozan mesajı: “Demokratik cumhuriyetimizin temelidir”
Haberler
DEHUKAM Deniz Hukuku Akademisi başlıyor
DEHUKAM Deniz Hukuku Akademisi başlıyor
Deniz Hukuku ve Sigorta
Aa
MarineDeal NewsMarineDeal News
  • ANA SAYFA
  • HABERLER
  • YAZARLAR
  • PİYASA
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • DENİZ TİCARETİ
  • DENİZ SAVUNMA
  • JEOPOLİTİK
  • ÇEVRE
  • ENGLISH
Search
  • TÜM HABERLER
    • Piyasa
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Deniz Ticareti
    • Deniz Savunma
    • Jeopolitik
    • Çevre
    • English
  • YAZARLAR
    • Yeşim Yeliz Egeli
    • Meltem Aydın Süloğlu
    • Gökhan Esin
    • Barışcan Yücel
    • Atilla Yeşilada
    • Bartu Soral
    • Gürcan Elbek
    • Yüce Yöney
    • Emin Yaşacan
    • Cihangir Dumanlı
    • Serter Tuçaltan
    • Levent Akson
    • Haluk Mustafa Baybaş
    • Özhan Bakkalbaşıoğlu
    • Yaşar Canca
Bir hesabınız var mı? Giriş Yap
Bizi takip edin
  • MarineDeal News

Stratejik’ten ne anlamalıyız? Denizaltı ve mayın stratejik bir silâh mıdır? 

Haluk Mustafa Baybaş
  • Haluk Mustafa Baybaş
  • Yükleme Tarihi: 02.05.2025 17:11 | Son Güncelleme: 02.05.2025 17:11
    hmustafabaybas@www.marinedealnews.com
Paylaş
Paylaş

Bu yazımda bazı noktalarda konunun farklı yorumlanabileceğini, karşıt fikirler olabileceğini tahmin edebiliyorum. Düşünceleri harekete geçirelim… 

Deniz Harp Akademisi yıllarında öğretim elemanımız merhum E. Dz. Kur. Kd. Alb. Erdinç Eskiyerli, bir takdim sırasında “stratejikten ne anlamalıyız” diye sormuş ve biz de eveleyip gevelemiştik. Huzur içinde uyusun, bize doğru düşünmeyi, sorgulamayı öğretmişti. 

Savunma sanayimiz ve beraberinde literatürün gelişmesi, doğal olarak harple ilgili bazı kavramların gündemimizde daha fazla yer almasına neden oluyor. Harbin bilimle doğrudan ilişkisi olsa da harbin icrası daha ziyade bir sanat olarak kabul edilmektedir. Harpte 2+2 çoğu zaman 4 sonucunu vermez. Ülkelerin, toplumların bekasını etkilediği için harbin anlaşılması, planlaması ve icrası üstüne geçmişten günümüze geniş bir külliyat oluşmuştur. Çok bilinenler arasında Carl von Clausewitz’in Harp Üzerine (On War), Sun Tzu’nun Savaş Sanatı, Liddell Hart’ın Strateji-Dolaylı Tutum ve diğer kitapları, Mahan’ın “The Influence of Sea Power upon History”, Julian Stafford Corbett’in “Some Principles of Maritime Strategy”, Michael Handel (Master’s of War), Geoffrey Till (Seapower), ABD Deniz Kurmay Kolejinde (US Naval War College) derslerine girdiğim Milan Vego’nun kitapları ve günümüze değin yazılan birçok kitap ve makale…  Neticede askeri kavramlar ve terminoloji gelişerek bugünkü hâlini almıştır. Önemli kavramlardan birisi olan “strateji”, general anlamına gelen “strategos” ve generalin sanatı veya işi anlamına gelen “strategia” kelimesinden gelmektedir. 

Günümüz askerî doktrininde savaşın stratejik, operatif ve taktik olmak üzere üç seviyeye ayrıldığını görmekteyiz. Bu üç seviye, en üstte olan millî-stratejik hedeflerle taktik eylemler arasındaki bağlantıları netleştirmeye yardımcı olmaktadır. Aralarında sabit sınırlar yoktur, ihtiyaç durumunda seviyeler kendi içinde daha alt seviyelere ayrılabilir. (Sweeney, 2010) Üst yönetim ve komutanların harekâtı mantıklı bir şekilde sevk ve idare etmeleri, hedef ve kaynakları uygun bir şekilde tahsis etmeleri, yetki ve sorumluluk sınırlarının “komuta vüs’atı” gözetilerek belirlenmesi için gerekli olan bir teşkilatlanma yaklaşımıdır. (Baybaş, Ağ merkezli harp ve mikro-yönetim, 2022) 

Bu ayrıma tesir eden faktörler zaman, mekân, kuvvet ve hedeftir. Birlik angajmanları ve muharebeler taktik seviyeyi oluşturur. Sınırlı sürede, küçük kuvvetlerle, küçük çaplı hedeflerin elde edildiği seviyedir. Bu kapsamda, tüm konvansiyonel silâh ve platformlar tek başlarına veya birkaçının oluşturduğu gruplar taktiktir. Taktik seviyeyi de kendi içinde büyük ve küçük olarak ikiye ayırabiliriz. Büyük taktik hedeflere örnek olarak bir uçak gemisi grubu veya önemli bir askerî limanın ele geçirilmesi gösterilebilir. Birkaç geminin etkisiz hâle getirilmesi ise küçük taktik hedeflere örnektir. 

Büyük bir harekât alanını etkileyen, büyük bir sonuç ve hedef için birbiri ardına veya eş zamanlı olarak yapılan muharebelerin oluşturduğu seviye operatiftir. Mesela 2’nci Dünya Savaşı’nda Normandiya sahillerine yapılan amfibi harekât operatif seviyedir. Kuvvet olarak baktığımızda görev filoları, deniz görev kuvveti, müşterek görev kuvveti, ordular operatif seviyededir. Operatif seviye planlamanın temel amacı, kuvvetlerin yeteneklerini kullanarak istenilen stratejik hedefe ulaşılmasını sağlayacak şekilde taktik eylemleri birleştirmek ve sıraya koymaktır. Operatif seviyede, stratejik hedefleri elde edecek birbiri ile uyumlu veya birbirinin devamı niteliğindeki taktik eylemler tespit edilir. Taktik harekâtların2 birbiri ile uyumlu şekilde icrası planlanır. Bu safhada harp sanatının incelikleri devreye girer. 

Şekil 1: Harbin Seviyeleri

Stratejik seviye, devletin ilgili organlarının harbi en üst kademede planlayıp idare ettiği, en üst düzey kararların verildiği seviyedir. Stratejik seviye, Devlet Başkanı, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Milli Güvenlik Konseyi vb. üst düzey kişi ve kurumların katılımını içerir. Stratejik seviye, NATO’nun tanımına göre bir milletin veya milletler grubunun millî veya çokuluslu güvenlik hedeflerini belirlediği ve bunlara ulaşmak için askerî kaynaklar da dâhil olmak üzere millî kaynakları kullandığı düzeydir. (SHAPE, 2023, s. 1-12) Bazı sınıflandırmalara göre millî-stratejik ve askerîstratejik olarak da ayrılırlar. (Vego, 2007)  Millistratejik seviye, politik hedeflerin elde edilmesi için tüm millî güç unsurlarının senkronize edildiği, harpte farklı harekât alanlarındaki askerî faaliyetlerin koordine edildiği düzeydir. Askerî-stratejik seviye, her bir harekât alanında (Theater) nihai olarak elde edilmesi gereken ve politik hedeflere ulaşmayı sağlayan seviyedir. ABD doktrinlerinde, Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Pasifik Komutanlığı (PACOM) vb. bölge komutanlıkları askerî-stratejik seviye olarak ele alınır ve millî-stratejik ile operatif seviye arasında konumlanır. NATO’da SHAPE karargâhı (Supreme Headquarters Allied Powers Europe) askerî-stratejik seviyeye bir örnektir. (SHAPE, 2023, s. 1-3)

Her harp seviyesinin belirli hedefleri vardır. Şekilde, 2’nci Dünya Savaşı Pasifik Harekât alanındaki seviye ve hedefler gösterilmektedir. 

Şekil 2: Pasifik Harekât Alanı Harbin Seviyeleri Hedefleri

Münferit bir silâhın stratejik olarak tanımlanabilmesi için mekânı etkileyen menzilinin uzun, kuvveti ve etki süresini ifade eden harp başlığının büyük ve hedefinin stratejik olması beklenmektedir. Başka bir ifade ile harbin stratejik hedeflerinden en az bir veya birkaçını tek başına elde etmelidir. Bu şekilde sayabileceğimiz silâh ve bunları taşıyan platformlar çok sınırlıdır. Nükleer balistik füzeler ve bunları atma kabiliyeti olan platformlar, keza uzun menzilli stratejik ağır bombardıman uçakları stratejik olarak değerlendirilebilir. Bu platformlar, dünyanın her hangi bir yerinde etkili olabilir, stratejik hedefleri etki altına alabilir. Tek bir nükleer silâhın kullanımı ile bir savaşı sona erdirebilirsiniz. Silâh tektir ama sonuç stratejiktir. 

Denizaltılar, diğer platformlar gibi harbin “çok önemli ve etkili” unsurlarıdır, buna hiç şüphe yok. Konvansiyonel (klasik) denizaltılar denizden vazgeçirme/caydırma (sea denial) stratejisinin oyuncularıdır, deniz kontrolünün değil. Bunu daha önceki yazılarımda çokça açıklamaya çalıştım. Özellikle kapalı ve dar denizlerde belirli bir alanın hasım tarafından kullanılmasına engel olmak için etkinlikle kullanılırlar. Sadece klasik denizaltı ile deniz kontrolü tesis edilemez ama bu amaca destek olurlar. Zaten askerî durum muhakemelerinde de bu şekilde ifade edilir. Diğer taraftan nükleer takatli denizaltılar deniz kontrolünün temel unsurlarındandır. Nedenlerini, farklarını ‘MİLDEN Nasıl Olmalı?’ başlıklı makalemde açıkladım. (Baybaş, Millî Denizaltı (MİLDEN) Nasıl Olmalı? Klasik mi, Nükleer mi?, 2021)

Klasik denizaltının en önemli özelliği, bekasını idame edebilmek için muhafaza edilmek istenen gizliliğidir. Ancak bu gizlilik durumu ona kendiliğinden bir stratejik olma özelliği kazandırmaz, sadece harbin baskın prensibinden daha fazla faydalanmasına imkân sağlar. Gizlilik, kamuflaj, örtme, aldatma gibi faktörler harp sanatının içinde olan ve tüm platformlar için geçerli kavramlardır. Üzerinde 8 güdümlü füzesi olan bir hücumbot da taarruz edene kadar çeşitli örtme-aldatma yöntemleri ile mevcudiyetini gizler. Ancak bu durum hücumbotu stratejik yapmaz. Ayrıca, harp prensipleri de tabiatıyla sadece baskından (sürpriz) ibaret değil. 

Nükleer balistik füze denizaltıları (SSBN), nükleer üçlünün (Nuclear Triad)1  bir ayağı olarak nükleer caydırıcılık kapsamında görev yaparlar. Klasik deniz harekâtında kullanılmazlar. Fırlattıkları her bir füze çoklu harp başlığı ile birden fazla stratejik hedefi etkisiz hâle getirebilir. Dolayısıyla hedefe bağlı olarak millî-stratejik veya askerî-stratejik seviyede etki sağlarlar. Nükleer takatli hücum denizaltıları (SSN) ise taşıdıkları torpido ve güdümlü seyir füzeleri ile müşterek harekât ve deniz harekâtında rol alırlar. Nükleer denizaltılar, klasik denizaltılardaki sürat zafiyeti ve güç sınırlaması gibi olumsuzluklara tabi değildir. Nükleer denizaltıların yedi ölümcül meziyeti olarak ifade edilen; esneklik, yüksek sürat, gizlilik, süreklilik (idame), erişim, otonomi ve silâh gücü, onları, çok farklı bir seviyeye taşımaktadır. (Baybaş, Millî Denizaltı (MİLDEN) Nasıl Olmalı? Klasik mi, Nükleer mi?, 2021)

İkinci Dünya Savaşı’nda Atlantik cephesinde Alman denizaltıları yeterli miktarda konvoy gemisi batıramadığından Almanya “tonaj” savaşını kaybetmiştir. Toplamda, transatlantik konvoylarının yalnızca yüzde 10'u saldırıya uğramış ve saldırıya uğrayanların ortalama olarak yalnızca yüzde 10'u batırılmıştır (Battle of the Atlantic, 2022).  Hattâ Amiral Dönitz daha sonra “Atlantik Savaşı’nı kaybettik” diye yazacaktır. (Baer, 1994) Bu itibarla Alman denizaltıları denizden caydırmayı dahi başaramamış, ABD’nin müttefiklerine olan desteğini kesememiştir. İkinci Dünya Savaşı Almanya’nın tahmininden önce başladığı için İngiliz donanmasına karşı koyabilmek amacıyla planladığı 4 uçak gemisi, 10 muharebe gemisi, 3 muharebe kruvazörü, 18 kruvazör ve diğer gemilerden oluşan 230 gemilik projenin sadece 82 adedini zamanında tamamlayabilmiş ve donanma olarak harbe hazırlıksız olarak girmiştir. Bu nedenle son çare olarak kısa sürede ve ucuza üretebildiği denizaltılarla sonuca gitmeye çalışmış bunda da muvaffak olamamıştır. Falkland Savaşı’nı ele aldığımızda, Conqueror isimli İngiliz nükleer hücum denizaltısının, General Belgrano isimli Arjantin kruvazörünü 2 torpido atışı ile batırmasını ve harbin gidişatını tamamen değiştirdiğini görmekteyiz. Bir nükleer denizaltı, krizin patlak vermesi akabinde güney yarı küreye kısa sürede intikal edip hasmın en önemli unsurunu bulup, komuta karargâhı ile gerekli rapor ve emirleri teati ettikten sonra hasmına hücum ederek onu batırmış ve sonrasında kendi bekasını mutlak olarak sağlamıştır.

Netice itibarı ile gizlilik, bir silâhı tek başına stratejik yapmaz. Klasik denizaltılar, harbin çok önemli unsurlarıdır, ülke savunmasında önemli bir yere sahiptirler; ancak “stratejiktir” demek açıklamaya çalıştığım günümüz askerî doktrinine uygun düşmemektedir.  Benzer şekilde Ukrayna Savaşı sonrası gündeme gelen mayın silâhı da sürpriz etkisi, gizlilik gibi benzer özelliklere sahiptir. Çoğu zaman da kendi kıyı savunmamız için kullanılır. Diğer tüm platform ve silâhlar gibi mayın da uygun kullanıldığında harbin kazanılmasına katkı yapar ama stratejiktir diyemeyiz. 

Geçtiğimiz dönemlerde gündeme gelen Tayvan’ın klasik denizaltı tedariki konusuna bakalım… Tayvan’ın mevcut güçlü suüstü filosunun desteklenmesi kapsamında denizden caydırma amacıyla klasik denizaltı tedariki doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Anavatana yakın denizlerde direncinizi, diğer bir deyişle denizden caydırıcılığınızı (sea denial) artırmak için bazı yöntemler vardır: Mayın, klasik denizaltı, karadan atılabilen füze sistemleri, hücumbot vb. hafif suüstü unsurları gibi. Burada amaç muhasımı fazla kayıp vereceğine ikna edip amacından caydırmaktır. Tedarik edilecek klasik denizaltılar ana karadan sadece 90 mil ötede olan Tayvan’ı, Çin’in işgalinden caydırmaya yetecek midir?  Çin’i şimdilik bu hedefinden caydıran esas husus ABD’nin Yokosuka, Japonya’da konuşlu 7’nci Filosu ve Tayvan’a sağladığı politik destek olsa gerek. 

Konuya bir de hedef açısından bakalım. Stratejik bir hedefi uygun bir planlama ile birçok silâhla etkisiz hâle getirebilirsiniz. Muhasımın en üst düzeydeki komutanı bir bomba veya tabanca ile dahi etkisiz hâle getirilebilir. Söz konusu liderler harplerde stratejik ağırlık merkezini oluştururlar. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’e yönelik bazı suikastlar denenmişti.  Bu sonuç, bombayı veya tabancayı stratejik yapmaz. Bu durumda, taktik seviyedeki bir eylem stratejik bir sonuç doğurmuştur. 

Harp, birçok değişken, bilinmez, dinamik ve parametrenin var olduğu, karşılıklı aşırı uçları zorlayan (Clausewitz, 1989) bir mücadeledir. Devlet için yaşamsal öneme sahiptir. Bu nedenle, hazırlıklı olmak hayati önemi haizdir. Uygulanacak askerî stratejinin doğru tespit edilmesi, buna uygun kuvvet planlaması ve tedarik programının oluşturulması, derin analiz ve çalışmaların yapılmasını gerektiren yoğun bir süreçtir. 

Küresel jeopolitik düzende değişikliklere şahit olduğumuz son gelişmeler dikkate alındığında, vatan savunmasının hiçbir şekilde başka ülkelere veya ittifaklara güvenilerek yapılmaması gerektiği açık bir şekilde görülmektedir. En kıymetlisi, Sun Tzu’nun belirttiği gibi hasmı hiç silâhlı çatışmaya girişmeden alt etmektir. Bu itibarla, hasımları silâha başvurmaktan, hattâ aklına bile getirmesinden alıkoyan “askerî caydırıcılığın” ne kadar önemli bir kavram olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. 

Sonuç itibarıyla, doğru bir iletişim sağlayabilmek, beklentileri makul seviyede tutmak için kavramları birbirine karıştırmadan doğru kullanmak esastır. Bir silâhın stratejik olmasının unsurları kuvvet, hedef ve etki açısından incelenmelidir. Her taktik silâh duruma göre stratejik sonuçlar doğuracak angajmanlarda kullanılabilir. Bu durumda kullanılan silâh değil, söz konusu harekât planı stratejiktir. Diğer taraftan, bir silâh diğer şartlar ne olursa olsun, her daim, harbin stratejik hedeflerinden bir veya birkaçını tek başına elde edebilecek bir kapasite ve yetenekte ise stratejik bir silâhtır. 

Nükleer takatli balistik füze denizaltıları (SSBN) stratejik seviyedeki platformlardır. Nükleer takatli hücum denizaltıları (SSN) daha ziyade operatif seviyede, klasik denizaltılar (SS) ise taktik platformlardır. 

1 Harekât kelimesi çoğuldur zaten, harekâtlar denmez dayatmasını kabul etmiyorum. Harekât, Arapça kökenli olup TDK’ya göre iki anlamı vardır. Birincisi: Davranışlar, işler. İkincisi: Belli bir amaç gözetilerek bir askerî birliğe yaptırılan manevra, çarpışma, çevirme, kovalama vb. işler. Bizim kullandığımız ikinci anlam birçok faaliyeti kapsayan tekil bir isimdir. Tıpkı aile kelimesi gibi. Ülkenin farklı bölgelerinde icra edilen harekâtlardan bahsederken nasıl ifade edeceğiz? Tabii ki harekâtlar olarak. Diğer taraftan Türkçede bir kelimenin çoğulu –lar(-ler) eki getirilerek yapılır. 

2 Nuclear triad; Nükleer caydırıcılığın üç bileşenini ifade etmektedir. 1. Stratejik bombardıman uçakları, 2. Karaya konuşlu kıtalararası balistik füzeler, 3. Nükleer Balistik Füze Denizaltıları (SSBN)

Başvurular

-Baer, G. W. (1994). One Hundred Years of Sea Power. Stanford University Press.

-Battle of the Atlantic. (2022). Wikipedia: https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_the_Atlantic#Assessment adresinden alındı.

-Baybaş, H. (2021). Milli Denizaltı (MİLDEN) Nasıl Olmalı? Klasik mi, Nükleer mi? MSI, 44-51.

-Baybaş, H. (2022). Ağ merkezli harp ve mikro-yönetim. MarineDeal News, 24.

-Clausewitz, C. v. (1989). On War. Princeton University Press.

-SHAPE, N. (2023). Comprehensive Operations Planning Directive (COPD). Belgium.

-Sweeney, P. (2010). Operational Art Primer. -New Port: The United States Naval War College.

-US Navy. (2020). Naval Doctrine Publication 1, Naval Warfare. 

-Vego, M. (2007). Joint Operational Warfare. 

Bu haberin/makalenin/çevirinin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Aşağıdakiler de ilginizi çekebilir

Bölge Kürtlerine gönüllü rehberlik mi?

Orduevleri kimin?

Navlunlardaki yükseliş fiyatlara yansımadı

Geçmiş geleceğin öğretmenidir

Piyasalar kritik virajda

ETİKETLER: Deniz Harp Akademisi, Deniz mayınları, denizaltı, İkinci Dünya Savaşı, Nükleer Balistik Füze, Pasifik Savaşları, STRATEJİ, YAZARLAR
Bunu Paylaşın
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Linki kopyala Yazdır
Paylaş
Avatar photo
By Haluk Mustafa Baybaş
hmustafabaybas@www.marinedealnews.com
Web Banner

Yazara Ait Diğer Yazılar

Stratejik’ten ne anlamalıyız? Denizaltı ve mayın stratejik bir silâh mıdır? 
02/05/2025

TCG Anadolu uçak gemisi mi?
10/07/2023

Depremlerde Deniz Kuvvetleri
13/03/2023

Unmanned Surface Vehicles/Vessels (USVs)
13/03/2023

Yunan Donanması Fransız fırkateyni FDI/Belharra’da karar kıldı
13/04/2023

Arama

Kategoriler

Arşivler

Legal

  • Kişisel Verileri Koruma Kanunu
  • Ziyaretçi Aydınlatma Metni
  • Çerez Politikası
  • Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası
  • KVKK Başvuru Formu

MarineDeal News Künye

İmtiyaz Sahibi: MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam, Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Yeşim Yeliz Egeli
Kuruluş: 1 Ocak 2008
Genel Yayın Yönetmeni: Yeşim Yeliz Egeli yesimegeli@marinedealnews.com
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu): Burak Derya editor@marinedealnews.com
Editör: Ömer Faruk Yazıcıoğlu
Haber Merkezi: Yüce Yöney, Barış Özgür, Barışcan Yücel
Abonelik: asistan@marinedealnews.com
E-posta: mdn@marinedealnews.com
Tel: +90 (212) 343 2005
Adres: Merkez Mah. Perihan Sk. No.118/5 34360 Şişli, İstanbul, Türkiye

Bizi sosyal medyada takip edin

Okuma listesinden çıkartıldı.

Geri al
Welcome Back!

Sign in to your account

Üye ol Şifremi Unuttum