STM, Defense Top 100 listesindeki ilk 50 şirketten biri olmayı hedefliyor

MDN İstanbul

Türk savunma sanayi tarihinde, tek seferde yapılmış en büyük askeri gemi ihracat projesinin sahibi STM uluslararası birçok projede görev almaya devam ediyor. STM’nin savunma sanayindeki rolünü, MİLGEM projesindeki yerini ve denizaltı projelerini Genel Müdür Murat İkinci ile konuştukSTM olarak deniz savunma sanayindeki rolünüz nedir? Deniz savunma sanayine sunmuş olduğunuz teknolojilerden kısaca bahsedebilir misiniz?
Kurulduğumuz 1991 yılından bu güne T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yönlendirmeleri ve destekleriyle, ülkemiz savunma sanayisinin ihtiyaç duyduğu katma değeri olan ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi amacı ile mühendislik, teknoloji ve danışmanlık alanlarında hizmet veriyoruz.
Mühendislik alanında yoğunlaştığımız deniz platformları projelerimizde; askeri suüstü gemileri ve denizaltılara yönelik tasarım, inşa, modernizasyon ve detaylı mühendislik faaliyetleri konusunda önemli birçok projede görev aldık.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız ile birlikte çalışma, bilgi ve tecrübesinden faydalanma imkânı bulduğumuz MİLGEM projesinde üstlendiğimiz rol, STM’ye ciddi bir mühendislik deneyimi kazandırırken, gelecek projelerimiz için önemli ve yönlendirici bir tecrübe oldu.
Bugün, denizcilik alanında 200’ü aşkın mühendis ve uzman kadromuz ile özellikle son yıllarda ülkemizin askeri denizcilik alanında göstermiş olduğu ilerleme ve atılımlar doğrultusunda bilgi, birikim ve tecrübesini askeri gemi inşa ve modernizasyon konularında yoğunlaştıran şirketimiz, halen yürütmekte olduğu Milli ve uluslararası projeler ile bu alanda ülkemizin önde gelen kuruluşu vasfını taşımaktadır.
Sürece baktığımızda, görev aldığımız projeleri planlanan bütçesi içerisinde, zamanında ve müşteri memnuniyetiyle tamamlamış olmamız STM adına yeni fırsatları yakalamamıza imkân yarattı ve STM, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bu konuda kendini ispatlamış bir şirket haline geldi.
Tamamladığımız işlerden güç alarak yeni projelere atılırken, STM’yi uluslararası bir oyuncu haline getirmek için kapsamlı düşünmek ve buna göre hareket etmek gerektiğinin farkındayız. Bu anlamda kazanmış olduğumuz kabiliyetleri daha da derinleştirme ve yeni ürünler ortaya çıkarma vizyonuyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Sürdürülebilir bir savunma ekosistemi sağlamak için hem ulusal hem de uluslararası alanda kurulacak bu dinamik ilişkilerin bizi ileriye taşıyacak önemli bir girdi olduğu bilinciyle, STM olarak bu yolda ilerlerken gerek savunma sanayimizin öncü kurumlarını gerekse ülkemiz sanayisini de arkamıza alıp savunma ihracatında birlikte hareket ediyoruz.
Bugüne kadar tamamladığımız projelerin deniz platformları konusundaki potansiyelimizi gözler önüne serdiğini düşünüyorum.

Türk deniz savunma sanayinde MİLGEM projesi bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin açılması anlamına geliyor. STM, MİLGEM’lerin hangi aşamalarında yer aldı?
2006 yılında başlayan ve bir devrim niteliği taşıyan MİLGEM projesi kapsamında STM; dizayn hizmeti, sınıflandırma, model deneyleri, ilk iki gemide savaş yönetim sistemi ve ana tahrik sistemi dışında kalan diğer tüm sistemlerin, geminin inşasında kullanılacak inşa/donatım malzemelerinin ve inşası süresince ihtiyaç duyulacak dizayn dahil hizmetlerin sağlanması görevlerini üstlendi. Projenin devamı olan üçüncü ve dördüncü gemilerin inşası sürecinde de benzer sorumlulukların yanı sıra ana tahrik sisteminin tedarik ve entegrasyon sorumluluğu da STM’ye verildi.
STM, geminin dizayn ve inşasında kullanılacak gemi inşa malzemelerinin ve gerekli olacak hizmetlerin azami oranda iç piyasa kaynaklarının kullanılarak karşılanması sorumluluklarını üstlenmiştir. Bu maksatla STM içinde oluşturulan denizcilik ile ilgili yeni organizasyon, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından İstanbul Askeri Tersanesi’nde teşkil edilen, geminin dizaynından sorumlu yüksek nitelikli asker personelin görev yaptığı Dz.K.K. Dizayn Proje Ofisi (DPO)’nin yanında sanayi ile MİLGEM projesi arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir.
MİLGEM projesinde hedeflenen korvet sınıfı savaş gemisinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın harekât ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dizayn ve inşası için, başta gemi formu ve sevki olmak üzere, stabilite, denizcilik, mukavemet, şok ve titreşim, geminin akustik, termal, manyetik ve radar izleri, elektro manyetik etkileşim, gemi elektrik ve havalandırma/iklimlendirme sistemleri alanlarında onlarca mühendislik analizleri ve dizayn çalışması yapılmış ve ilgili dizayn dokümanları üretilmiştir. Bütün bu çalışmalar, Deniz Kuvvetleri imkânları ve yukarıda bahsedilen kurumların yanı sıra sanayide mevcut özel sektör firmalarının mühendislik imkânları, bilgi ve tecrübeleri de kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Yurtdışı ihracatında bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz öne çıkan projeleriniz ile savunma sanayi ihracatı konusundaki yeni projeleriniz neler? Mesela dünya savunma sanayinde denizaltılara odaklanmış durumda. STM olarak sizin de bu konuda ciddi çalışmalarınız var. Biraz bahsedebilir miyiz?
Bugün dünyada savaş gemisi endüstrisi, genel olarak belirli birkaç ülkenin elinde ve kontrolünde bulunmaktadır. Bu ülkeler kendi silahlı kuvvetleri için geliştirdikleri ve inşa ettikleri savaş gemilerinin benzerlerini dünya pazarlarına sunmakta, kazandıkları projeler ile kendi teknolojilerinin yenilenmesini ve gelişmesini sürdürebilmektedir. Daha önce ifade edildiği üzere savaş gemisi projeleri çok yüksek maliyetli olmanın yanı sıra, büyük ve geniş bir sanayi kesiminin rol aldığı ve teknoloji anlamında kendini yenilediği, büyük istihdam yaratan ve kârlılık oranı ticari gemilere nispetle çok daha yüksek olan projelerdir. MİLGEM projesi kapsamında inşa edilen korvet sınıfı savaş gemileri büyüklük ve görev profili olarak bugün dünya ülkelerinin deniz kuvvetlerinde en çok tercih edilen savaş gemileri kategorisinde yer almaktadır.
Uluslararası alanda Güney Amerika’dan Uzakdoğu ülkelerine kadar yürütmekte olduğumuz iş geliştirme faaliyetlerimiz kapsamında, ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek benzer platformlara ait konsept dizaynlarımız ile dünya pazarlarında yer almayı hedeflemekteyiz.
Bu kapsamda Pakistan Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda özel olarak tasarladığımız Pakistan Denizde İkmal Gemisi, aynı zamanda sözleşme imza tarihi itibariyle o güne kadar Türk savunma sektöründe tek seferde yapılmış en büyük askeri gemi ihracat projesi olma özelliği taşımaktadır. Tasarım ve malzeme paketinin yanı sıra üretimi sırasında Karaçi Tersanesi’ne teknik destek sağladık ve sınıfının ilk gemisi olan projeyi başarı ile tamamladık.
Sağladığımız hizmetler, geleceğin savunma teknolojileri ve ihtiyaçlarına paralel çözümler içeriyor. Bu gemi şu anda Pakistan Deniz Kuvvetleri’nin en büyük, en modern gemisi olarak yerini aldı ve aldığımız geri bildirimler de oldukça olumlu.
Karaçi Tersanesi’nde üretilmiş en büyük gemi olma özelliğiyle de öne çıkan PNS MOAWIN, aynı zamanda Pakistan’ın askeri gemi üretimine yönelik bu seviyede bir kapasite kazanmasına da olanak sağladı.
Pakistan Denizde İkmal Gemisi Projesi’nde sağlamış olduğumuz güven ile Pakistan’ın sahip olduğu AGOSTA Sınıfı denizaltıların modernizasyonu için ilk imzayı 2016 yılında attık ve şu anda Pakistan’ın üç denizaltısının modernizasyonunu yapıyoruz. Bu projeyle birlikte STM, bir yurtdışı denizaltı projesinde ana yüklenici olarak yer alan ilk Türk şirket oldu ve yine ilk defa denizaltı mühendislik hizmeti ihracatı yapılmış oldu.
Bu gelişmeler hem Türk savunma sanayi adına büyük bir önem taşıyor hem de ülkemizin savunma teknolojileri ve mühendislik hizmetleri konusunda artan yetkinliğini uluslararası arenada kanıtlamış oluyor. STM, savunma sanayinin geleceği için yenilikçi adımlar atmaya ve ihtiyaçları doğrultusunda dost ve müttefik ülkeler ile kabiliyetlerini paylaşmaya devam edecek.
Bu durum bizim için oldukça değerli çünkü STM olarak önümüzdeki dönemde ihracat odaklı bir büyümeyle Defense Top 100 listesinde ilk 50 şirket arasına girmeyi hedefliyoruz. Cumhurbaşkanlığımızın ve Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yerli savunma sektörü için belirlediği 2023 hedefleri doğrultusunda çalışırken, uluslararası alanda kabiliyetlerimizi gösterebildiğimiz projelerde yer almak ve onları başarıyla tamamlamış olmak ilerisi için atacağımız adımları sağlamlaştırıyor. İhracat kapasitemizi genişletirken, ülkemizi temsilen elde ettiğimiz başarılar gelecekte yapacağımız yeni işbirlikleri için zemin hazırlıyor.

STM’nin diğer denizaltı çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
AY sınıfı denizaltıların modernizasyonunun ardından, Preveze Sınıfı denizaltıların yarı ömür modernizasyonunda da görev alıyoruz. Preveze Sınıfı Denizaltı Yarı Ömür Modernizasyonu projesi için Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yönlendirmeleriyle kabiliyetlerimizi sergileyeceğiz. Pilot ortak olduğumuz Proje kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinde bulunan dört adet Preveze sınıfı denizaltının mevcut sistemleri yenilenecek ve denizaltılar harekât kabiliyeti açısından yeni yetenekler kazanacak. Modernize edilecek dört denizaltı; sırasıyla 2023, 2024, 2026 ve 2027 yıllarında hizmete girecek.
STM olarak bugüne kadar özellikle teknoloji üretme konusunda kendimize niş alanlar belirleyerek daha önce Türkiye’de üzerine yatırım yapılmamış ürünler ortaya koymayı hedef olarak belirledik. Bu kriterler üzerine yoğunlaştığımız projeler kapsamında küçük boyutlu denizaltı platformu üzerine çalışmalara başlamış bulunuyoruz. Aynı zamanda sualtında özellikle otonom sistemler sayesinde kendi başına hareket edebilen insansız araçlarla ürün ailemizi genişletmeyi planlıyoruz. Bu projelerde kritik olan konu, sistemleri milli olarak tasarlayıp üretebilmektir. STM olarak otonom sistemlerdeki birikimimizi ve kabiliyetlerimizi denizaltı projelerinde kullanacak şekilde geliştirmek üzerine çalışıyoruz.

Dünyanın en karmaşık platformlarından olan denizaltı konusunda özgün projeleri ortaya çıkarmak ve bu alanda Türkiye’deki yetenek gelişimini desteklemek için, ‘‘Derin Arayışlar’’ adıyla denizaltı tasarımı ve teknolojileri yarışması düzenliyorsunuz. Yarışma ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Denizcilik ve özellikle de karmaşık teknolojiler içeren çoklu disiplinli bir çalışma alanı olan denizaltı konusunda farkındalığı artırmaya ihtiyacımız var. Sahip olduğumuz denizcilik geçmişimizle hem yerli savunma sanayimizi güçlendirmek hem de globalde rekabet edebilecek bir seviyeye gelebilmek için ülke olarak tecrübelerimizi kendi bilimsel çalışmalarımız ve insan kaynağımızla destekleyebilmemiz, özgün işler çıkarabilmede kritik önem taşıyor. Bunu vurgulamak ve desteklemek amacıyla “Derin Arayışlar Denizaltı Tasarımı ve Teknolojileri Yarışması”nı düzenliyoruz.
Böyle bir çalışmanın önümüzdeki dönemde de yetişecek insan kaynağı ile dünyadaki denizaltı inşa-modernizasyon pazarından Türkiye’nin daha yüksek oranda pay alabilmesine imkan vereceğine inanıyoruz.
Yüksek Lisans ve Lisans olarak iki kategoride düzenlenen yarışmaya başvurular devam ediyor ve dereceye girenler ödüllendirilecek.

Bunu Paylaşın