Serbest mayınlara karşı yapılması gerekenler

MDN İstanbul

Eski Denizcilik Müsteşarı Dr. Mustafa Korçak Karadeniz’deki serbest mayınlara karşı yapılması gerekenler hakkında bir yazı paylaştı.

Korçak’ın konuyla ilgili paylaştığı yazısı:

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması bir aya yaklaşırken, Ukrayna liman şehri Odessa Limanı’nı Rusya gemilerine kapatmak için döşediği mayınların demirlerinden kurtulduğu haberi sonrası, Karadeniz’de İstanbul Boğazı’na doğru sürüklenmekte olan serbest kalmış bir mayının tespit edilmesi bizim açımızdan çok önemli bir gelişmedir.

Yapılan inceleme sonunda, İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma olduğu belirlenen mayının etkisiz hale getirildiği açıklanmıştır. Deniz mayınları çok çeşitlidir. Ses dalgalarına hassas akustik mayınlar, gemilerin pervane sesi sonucu infilak ederler. Gemilerin hareketi esnasında suda meydana getirdikleri basınca hassas mayınlar, dip mayınları fazla derin olmayan yerlerde dibe döşenirler. Demirli mayınlar, denize irtibatlanıp belirli yükseklikte askıda tutulup geminin çarpması sonucu patlayan mayın tipleridir. Demirden kurtulduğunda genellikle yüzeyde veya yüzeye çok yakın noktada, deniz alt ve yüzey akıntıları veya hâkim rüzgarlar etkisiyle hareket ederler. Halk tabiriyle serseri mayın da denilebilir.

Deniz Kuvvetlerimizce bulunan ve etkisiz hale getirilen mayının, bir gemiyi batırabilecek 20 kg patlayıcı bulundurduğu açıklanmıştır. Bu mayının Odessa Limanı önüne döşenen 420 civarındaki mayınlardan olmadığı tahmin ediliyor. Mayınlar döşenirken koordinatları döşeyen tarafından bilinir. Onun için bu konuda Ukrayna’nın detaylı açıklamada bulunması istenmelidir. Gerçekten Odessa önlerine döşenen mayınların demirden kurtulup kurtulmadıkları ve bizim bulduğumuz mayının o döşenen mayınlardan olup olmadığı Ukrayna yetkililerince açıklanmalıdır. Ukrayna’nın elinde olan bu gibi silahların önemli kısmı Rus malıdır.

Bulunan mayın Ukrayna’nın döşediği mayınlardan değilse işin boyutu daha farklı noktaya gidebilir. Ortada iki taraftan kaynaklı bilgi kirliliği çok fazladır. Karadeniz’de ve bilhassa İstanbul Boğazı’nda sansasyonel bir olay yaratmak isteyenler tarafından da bu olay yaratılmış olabilir. Bu mayın kasıtlı olarak bırakıldıysa olayın faili her ülke olabilir. Hatta Boğaz kapandığında en büyük zararı görecek olan Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerden birisi olma ihtimali zayıftır. Yoğun bir deniz trafiği olan bölgede bir geminin mayının bulunduğu noktaya gelene kadar bu mayına çarpmaması da ayrı bir konudur. İlgili birimlerimiz bu hususu da dikkate almışlardır.

Karadeniz’in oşinografik özellikleri bilhassa üst ve alt akıntılar ile bu mevsimdeki hâkim rüzgarlar (genellikle kuzey doğu) ile mayının çıkış yeri veya yerleri dikkate alınarak, mayının fiziksel yapısı da göz önünde bulundurularak yapılacak modelleme ile belirli sürelerde nereye gidebileceği belirlenebilir. Durum aynen bir deniz kazası sonucu denize dökülen ham petrol veya fuel oil, marine diesel yayılım şekli gibidir. Ülkemizde bu modeller kullanılarak fazla sayıda Acil Müdahale Planları yapılmıştır. Çok tecrübeli elemanlarımız mevcuttur. Kabaca bu alana İğne Ada-Karadeniz Ereğlisi arası diyebiliriz. Balıkçı tekneleri hariç bu alanda yılda 40 bin civarında gemi trafiği vardır. Bu konuda, bizim ve dünya ticareti için İstanbul Boğazı en hassas bölge olmaktadır.

Yapılması gerekenlerin başında İstanbul Boğazı, başta bütün tankerler olmak üzere belirli büyüklükte her türlü gemilerin, gün batımı- gün doğumu arası gece boyu Boğaz geçişlerine kapatılmalıdır.

Mayın avlama gemileri ile belirli alanlar sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Büyük tankerlerin hareket rotalarında bu hususta özellikle daha hassas olunmalıdır.

Deniz uçakları ve deniz helikopterleri sürekli bölgeyi taramalıdır. Boğaz’ın Karadeniz girişinden Marmara çıkışına kadar olan bölge drone’larla gözetlenmelidir. Bölgede konusunda uzman gözetleyici personelin sayısı artırılmalıdır. NAVTEK uygulamaları en yüksek seviyeye çıkarılmalıdır.

Bu konuda Denizcilik Genel Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi (SHOD) ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gibi kuruluş uzmanlarından oluşan ve sürekli çalışan bir masa teşkil edilmelidir.

Şurasını unutmamak gerekir; Boğaz’da bir geminin batırılması deniz trafiğinin bir ay ile dokuz ay arası kapanması demektir. Bunun bize, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere ve başta petrol ticareti olmak üzere (yaklaşık yılda 155 milyon ton) dünya ekonomisine vereceği zararın boyutunu düşünmek dahi istemiyorum.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın