Şehit aileleri ve gazilerden açıklama: Vatana ihanetin affı yoktur

MDN Editör
  • |

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı üzerine başlayan ve teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması yönünde yapılan tartışmalara ve DEM partililerle yapılan görüşmelere tepki gösteren Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği temsilcileri, ülke genelinde bir araya gelerek sert bir açıklama yaptı. Temsilciler, açıklamalarında, şehitlerin ve gazilerin hatırasına saygısızlık olarak değerlendirilen bu girişimlere karşı toplumun hassasiyetini hatırlatarak, “Terörle mücadelede ödediğimiz ağır bedeller unutulmamalıdır” vurgusunda bulundu.

Açıklamada, terörle mücadelede verilen şehitler, gaziler ve ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditler bir kez daha gündeme getirilirken, “Bebek katiline özgürlük tartışmalarına izin verilmemeli, bu aziz vatan şehitlerimizin emanetidir” ifadelerine yer verildi.

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği tarafından ülke genelinde yapılan açıklamanın metni

Şehit aileleri ve gazilerden basın açıklaması

Sarıkamış’ta 110 yıl önce “Beyaz Ölüm”ün destanını yazan 78 bin şehidimizi minnetle anıyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Bugün burada, şehit aileleri ve gaziler olarak yaşadığımız acıları, yüreğimizde yanan ateşi anlatmak için toplanmadık. Çünkü bir şehit annesine oğlunun postallarına çiçek ektiren, bir şehit babasına evladının fotoğrafı karşısında geceleri sabahlatan, şehit eşinin canının yarısını toprağa koyuşunun ya da umutları elinden alınan şehit çocuklarının yarım kalışının hiçbir tarifi yoktur.

Biraz tarih konuşalım, mesela;

Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı, Sarıkamış’ı, Kıbrıs’ı ve şehitlerimizi konuşalım.
Alp ve Alperen olanları, önce yiğit olup sonra şüheda olan kahramanları, sınırlarımızı nasıl çizdiğimizi, vatanın her karışının şehit kanlarıyla sulandığını konuşalım.

Mehmet Akif’in:

“Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı

Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.” dizelerini hatırlayalım.

Hatırlayalım ki utanmadan, üzülmeden, düşünmeden; “Bebek katili özgür kalsın, umut hakkı verilsin, ev hapsi uygulansın,” diyenlere, İmralı canisini ülke gündemine sokup barış elçisi gibi ilan edenlere hatırlatalım diye toplandık.

Çok mu geriye gittik?

O zaman 43 yıldır yaşadıklarımızı, verdiğimiz şehitlerimizi konuşalım.

Bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ailelerine ne kadar sürede ulaştığını, ödedikleri bedeli konuşalım.

Oğuz Kaan Usta’yı, Duabey Onur Öztürkmen’i, Şehit Semih Özbey’i konuşalım. Videolarında yutkunduğu anı unuttunuz mu bu kadar çabuk? Onu konuşalım.

Hadi, onlar askerdi; serden ve yardan geçmişlerdi. Ama Şehit Polis Fethi Sekin’i, Şehit Savcı Hakan Kılıç’ı, Şehit Öğretmenler Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın’ı, eli kanlı terör örgütünün menfur saldırılarında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımızı konuşalım. Zira hatırlamanıza ihtiyacımız var!

Ya da hadi gelin, 2013’te yaşanan sözde “Çözüm Süreci”ni konuşalım. Akil insanları, kazılan hendekleri, sokaklara kurulan bariyerleri ve o süreçte yitirdiğimiz 800’ün üzerinde şehidimizi… Terörle el sıkışılmayacağını, masaya oturulmayacağını nasıl acı bir şekilde tecrübe ettiğimizi hatırlayalım.

Ya da eli kanlı bebek katilinin Meclis’e davet edilip “Tek anladığımız dil bu” dercesine yaşattığı TUSAŞ saldırısını, TUSAŞ şehitlerimizi konuşalım. Bu kadar kısa sürede unutmuş olamazsınız.

Terörle mücadelede verdiğimiz;

  • 7 bin 100 asker,
  • 900 polis,
  • Bin 500 korucu,
  • 200 öğretmen, savcı ve imam şehidimizi;
  • 40’a yakın kundaktaki bebekleri,
  • 5 bin sivil şehidimizi anlatmak ve hatırlatmak için toplandık.

Şehit aileleri ve gaziler, bu zamana kadar siyasetin bir parçası olmadı ve bundan sonra da olmayacaktır. Şehit aileleri ve gazilerin en büyük arzusu, terörün bitmesidir. Aynı acıyı hiçbir ailenin yaşamamasıdır. Ancak bunu yapmanın yolu, bebek katiline özgürlük vermekten geçmemelidir. Gazi Meclis, bir teröriste çiğnetilmemelidir.

Bu aziz vatanın, atalarımızın mirası olduğu kadar, şehit evlatlarımızın emaneti olduğu unutulmamalıdır. Türk’ün töresinde vatana ihanetin affı yoktur. İslam’ın şiarında ise zalime merhamet, mazluma ihanettir.

Bizleri kardeşi mesabesinde gören Sayın Cumhurbaşkanımızın Samsun’da söylediği şu sözler bizim için senettir:

“Şehitlerimizi, gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir işimiz olmadı. Ne yaptıysak, şehit ve gazilerimizin bize gösterdiği istikametten asla ayrılmadan yaptık.”

Bundan sonraki süreçte de ya silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla gömülecekler. Üçüncü bir yol yok!

Bunu Paylaşın