Savaş gemileri için KBRN risklerine karşı millî çözüm

MDN MEDIA

STM, savaş gemileri için tehlike oluşturan ve görünmeyen tehditler olarak nitelendirilen kimyasal, biyolojik ve nükleer (KBRN) risklere karşı, KBRN TT Sistemi’ni millî ve yerli imkânlarla geliştirdi

STM, MAKEL Teknoloji ile yaptığı işbirliği çerçevesinde, normalde yurtdışından ithal edilen ve suüstü savaş platformlarında kullanılarak gemileri KBRN tehditlere karşı koruyan KBRN Tespit ve Teşhis (KBRN TT) Sistemi’ni geliştirdi.

Sistem ilk olarak, MİLGEM’in 3’üncü ve 4’üncü gemileri olan, Ada Sınıfı korvetleri TCG Burgazada ve TCG Kınalıada’ya entegre edildi. Aynı zamanda, STM ana yükleniciliğinde inşa edilen, test ve eğitim gemisi TCG Ufuk ve ilk millî fırkateyn TCG İstanbul’a ve TCG Alemdar ile TCG Bayraktar’a da yerleştirildi.

İhracatına başlandı

Sistem, Pakistan MİLGEM Projesi’nde kullanılmanın yanı sıra, STM’nin ana yüklenicisi olduğu ihracat projesi kapsamında iki korvette de kullanılacak.

Özgün yazılımlardan oluşan KBRN TT; ana konsol, biyolojik ajan tespit cihazı, biyolojik örnekleme cihazı, radyoaktif tespit sensörü, yarı seyyar kimyasal harp maddeleri, zehirli endüstriyel ajan tespiti ve teşhis cihazından meydana geliyor.

Farklı tehditleri aynı anda tespit ediyor

Sıvı, katı veya gaz formundaki tüm tehditlerin tespit edilip numune alındığı sistem, farklı KBRN tehditlerinin tespitini eş zamanlı olarak yapıyor. KBRN TT ile tespit edilen tehditler; ana konsoldan, geminin Entegre Platform Kontrol veya İzleme Sistemi’nden görülebiliyor.

STM, savunma sanayisini millîleştirmek için adım adım ilerliyor

STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz AA muhabirine, KBRN’nin günümüz ve ilerisi için ciddi bir tehdit olduğunu söylerken, savunma sanayisini tam bağımsız hâle getirmek için adım adım ilerlediklerinin altını çizdi.

Güleryüz açıklamasına şu şekilde devam etti:

KBRN TT, farklı teknolojileri ve bilim alanlarının bilgi birikimini bir araya getirdi

Bu sistemler daha önce yurtdışından temin edilen sistemlerdi ama geliştirdiğimiz proje kapsamında artık kendi yerli, millî ürünümüzü kullanıyoruz. Bu ürün sayesinde aslında Türkiye’de kalibrasyon imkânları da mevcut. Gaz, sıvı, katı unsurların tespit edilmesi gibi yetkinlikler de kazandırılmış vaziyette. Buradaki yetkinlikleri sivil alanlara entegre edebilmek de mümkün. Hem bu yetkinlikleri kazanmış oluyoruz hem de yurtdışından alınan sistemleri yerlileştirmiş oluyoruz. Ülkemizden yurtdışına döviz kaybını engellemiş oluyoruz. Yaptığımız ihracatla da yurtdışından kaynak sağlıyoruz. Oldukça yoğun mühendislik isteyen, farklı teknoloji, bilim alanlarında bilgi birikimini bir araya getirmek gereken sistemler. Ülkemize böyle bir yetkinliği kazandırmış olmanın çok kritik olduğunu değerlendiriyoruz.

(AA)

ETİKETLER: ,
Bunu Paylaşın