Sanayicilere acilen 10 milyar dolarlık kaynak aktarılmalı

MDN İstanbul

15 bin sanayici adına konuşan ve Türkiye sanayinin yüzde 40’ını temsil eden İSO Başkanı Tanıl Küçük, bu krize karşı acilen önlemler alınması gerektiğini söyledi. Sanayi tesislerinin yüzde 96’sı KOBİ olan İSO’nun Başkanı Küçük, İSO üyelerinin pek çoğunun 1994, 1998, 2000 ve 2001 krizlerini atlatmayı başardığını belirtiyor ve ekliyor:
“Ama bu demek değil ki, şimdi tüm dünyayı sarsan krizin etkilerine karşı hiç ilaç gerekmiyor! Üstelik bu kez durum çok farklı…” Küçük, önlem olarak sanayicilere acilen 10 milyar dolarlık kaynak aktarılması gerektiğini de belirtiyor…
1-Reel sektör krizi hissetmeye başladı mı? Şu anda reel sektörün durumu nedir?
Öncelikli şikâyet kredi musluklarının kısılması veya kapanması. Krediler olmadan yola devam edemeyiz. Üretimi, istihdamı devam ettiremeyiz. Krizin istihdama yansıdığını henüz söyleyemem. Ama biz işçi tensikatını en son çare olarak düşünüyoruz. Gerçekten de bu süreçte daha önce yapmamız gereken işler var. Tabii mecbur kalırsak onu da yapacağız, ama en son düşüneceğimiz çare bu. Şu anda vardiya azaltma, daha az çalışma gibi uygulamalar söz konusu. Firma 24 saat çalışıyorsa, şimdi 20 saat çalışıyor. Bu satışların zayıflamasıyla alakalı bir durum. Yoksa firma neden düşürsün ki kapasitesini?..

İSO Başkanı Tanıl Küçük, İSO üyelerinin pek çoğunun geçmiş krizleri atlatmayı başardığını ama bu krizin çok farklı olduğunu ve sanayicilere kaynak aktarılması gerektiğini söylüyor

2-Bu noktada hükümet ne yapmalı?
Hükümet istihdamı koruyucu tedbirleri çok acil devreye sokmalı. Hiçbir işveren isteyerek işçi çıkartmaz. Bırakın işin manevi tarafını, mantıken de bu doğru olmaz. Yetişmiş insan gücüne verilen bir emek var. Onu dışarıya bırakmak hem üretimin kalitesi açısından mantıklı değil hem de vicdani ve sosyal yönleri açısından doğru değil. Bunlar en son, istemeden başvurulan tedbirler. Reel sektör şu anda finansman ve pazar sıkıntısı çekiyor, üretimini yavaşlatıyor.
Ama istihdam boyutu tam olarak devreye girmedi. Eğer kriz tam anlamıyla reel sektöre sıçrarsa, bu konuda hızla tedbir almak gerekir. Yoksa bu işin ekonomik faturası çok yüksek olur, sosyal boyutu da çok farklı olur.

3-Peki ekonomik tedbirler ne olmalı?
Bir kere şu anda reel sektörün en büyük problemi finansmana erişim. Bu hakikaten piyasaları ciddi olarak zorluyor; öte yandan maliyetler anormal boyutta arttı. Bu şartlarda Türkiye’de üretim yapmak çok güç hale geliyor. Aylardır şunu tartışıyoruz IMF çıpası mı, başka bir çıpa mı? G-20 çıpası mı? Bir ortak irade koyamıyoruz ortaya ve üzüntü verici olan şu: Ekonomi yönetimi ile ekonomi bürokrasisi arasında bir koordinasyon yok.

4-İlk aşamada alınması gereken önlem nedir?
En kısa sürede IMF’yle anlaşma yapılması ve Eximbank aracılığıyla sanayicilere acilen 10 milyar dolarlık bir kaynak aktarılması gerekiyor. Ama bundan da önemlisi, ekonomide koordinasyonun kurulması şart.
Çünkü bu kriz, ancak hükümet, ekonomi bakanları ve bürokratları ile sanayicilerden oluşan bir kurulun ortak kararları olmaksızın, kolay kolay atlatılacak gibi değil.

5-Peki önlem alınmazsa ne olur?
Bu kriz, bizim krizimiz değil. Ama tüm dünyanın krizi… 2001’de denizi geçtik, şimdi adeta okyanusla karşı karşıyayız. Mutlaka kararlı ve hızlı ekonomik tedbirler alınması gerekiyor. Yoksa yaşayacağımız hasar çok büyük olur. Sadece ekonomik krizler değil, sosyal patlamalar da yaşanabilir. Şu anda Derviş döneminin yarısı kadar ekonomi yönetimi olsa yeter.

Bunu Paylaşın